Seta'nın Sbs'ye Alternatifleri
ANKARA - YILDIZ AKTAŞ - Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı , Türkiye'de ortaöğretime geçişe ilişkin muhtemel sınav sistemlerini araştırdı.
SETA, 2014 ve sonrasında ortaöğretime geçişte nasıl bir sistemin uygulanması gerektiğine ilişkin tartışmalara katkı sunmak amacıyla "Türkiye'de Ortaöğretimin Geleceği: Hiyerarşi mi Eşitlik mi?" başlıklı bir rapor hazırladı.
Seviye Belirleme Sınavı'nın bu yıl son kez uygulanacağı ancak yeni sistemin nasıl olacağıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının izleyeceği yol haritasında belirsizliğin söz konusu olduğu belirtilen çalışmada, ortaöğretime geçişte uygulanması muhtemel adrese dayalı yerleştirme, notlara göre yerleştirme, sınavla yerleştirme politika önerilerinin avantajları ve dezavantajları değerlendirildi.
Ortaöğretime geçiş ve ortaöğretimin yapısına ilişkin durumun incelendiği çalışmada, aralarında ABD, Çin, Güney Kore, Singapur ile Finlandiya'nın da bulunduğu bazı ülkelerdeki sistemler de ele alındı.
Çalışmada, neredeyse bütün eğitim sistemlerinde, liseye gelinceye kadar veya lisede öğrencilerin akademik başarılarına göre gruplandırıldığı ve öğrencilerle ailelerin çok fazla talep ettiği seçici okulların bulunduğu kaydedildi.
Türkiye'de merkezi sınavların ciddi anlamda bir toplumsal meşruiyete sahip olduğunu vurgulanan raporda, politika tercihleri tartışılırken asıl bakılması gerekenin sınavla öğrenci alımının kaldırılıp kaldırılmaması değil, seçici okulların ve giriş sisteminin kapsamı olduğuna dikkat çekildi.
-10 yılda 4 sistem
Okul çeşitliliğinden çok program çeşitliliğinin ön plana çıkaran bir sistemin, öğrenciler ve aileler üzerindeki sınav baskısını azaltabileceğinin aktarıldığı raporda, Türkiye'de ortaöğretime öğrenci seçme ve yerleştirme sürecinde sınavların yapısı, içeriği, puan hesaplama yöntemi gibi konularda bir istikrar sağlanamadığı kaydedildi.
Türkiye'de son 10 yılda Liselere Giriş Sınavı,Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı,üç aşamalı SBS ve SBS ile dört farklı sınav sistemi uygulandığının hatırlatıldığı raporda, 1990'ların başında fen, Anadolu ve Anadolu öğretmen liselerinde okuyan öğrencilerin tüm öğrenciler içerisindeki oranının yaklaşık yüzde 2 iken, 2010'da fen lisesi, Anadolu, Anadolu öğretmen, sosyal bilimler liselerinde okuyan öğrencilerin sistem içerisindeki payının yaklaşık 10 katına çıkarak yüzde 19,7 olduğu belirtildi.
Çalışmada, 2012 itibarıyla sınavla öğrenci alan akademik ve mesleki bütün lise türleri dahil edildiğinde, liseye yeni başlayan öğrencilerin yaklaşık yüzde 36'sının sınavla yerleştiği, 2013 için ise bu oranın yüzde 50'nin üzerinde olmasının beklenildiği aktarıldı.
-SBS'ye alternatifler
Çalışmada, SBS'nin 2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren kaldırılması durumunda, ortaöğretime geçişte, liseye adrese dayalı yerleştirme, okul notlarına göre yerleştirme ve merkezi sınavla yerleştirme gibi seçeneklerin muhtemel olduğu ifade edildi.
Bu modellerden adrese dayalı yerleştirmenin, ortaöğretime geçişin aileler ve öğrenciler üzerindeki baskı unsuru olmaktan çıkaracağı ancak çocukların mahallesindeki okula mecbur edileceğinden, mahalleler ve okullar arasındaki avantaj ve dezavantajların doğrudan öğrencilere yansıma riski olduğu savunuldu.
Notlara göre yerleştirme sisteminin ise okul eğitimleriyle lise geçişleri arasındaki bağları güçlendireceğinden olumlu yönlerinin olduğu fakat bütün öğretmenler aynı şekilde not vermediğine işaret edildi. Raporda, öğretmenlerin notlarını daha nesnel vermelerini sağlayacak etik kurul, zümre öğretmenler tarafından sınav hazırlanması ya da değerlendirilmesi gibi mekanizmaların kurulması gerektiği bildirildi.
Merkezi sınavla yerleştirme modelinde de mevcut sınavın bu haliyle sürdürülmesinin, yarım milyondan fazla öğrencinin sıralanması ve elde ettikleri skorlar temelinde yerleştirilmesinin son derece sakıncalı olduğuna işaret edilen raporda, mevcut yerleştirme sisteminin terk edilmesi gerektiğinin altı çizildi. Raporda, bunun yerine, norm olarak herkesin mahallesindeki liseye devam etmesi ve öğrencilerin yüzde 3-5'inin ise seçici okullara yerleştirilmesi gerektiği aktarıldı.
-Sisteme ilişkin öneriler
Raporda bu çerçevede geliştirilen öneriler, şöyle sıralandı:
-Daha az sayıda okul için merkezi giriş sınavı uygulanmaya devam edilmelidir.
-Seçici okulların zamanla sayılarının enflasyonist şekilde artırılmaması için zorlayıcı tedbirler getirilmelidir.
-Anadolu öğretmen lisesi gibi lise türleri kaldırılmalıdır. Bu okullardan altyapısı ve coğrafi konumuuygun olanlar, fen ya da sosyal bilimler liselerine dönüştürülmelidir.
-Sınavla öğrenci alan okullara yerleştirmede, öğrencinin merkezi giriş sınavında alacağı puanın yanında, ilköğretimdeki başarı notları da dikkate alınmalıdır.
-Öğrencilerin sınava girmesi için 5, 6 ve 7. sınıf notlarının belli bir baraj puanda olması şartı getirilmelidir.
Kaynak: AA
Seviye Belirleme Sınavı'nın bu yıl son kez uygulanacağı ancak yeni sistemin nasıl olacağıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığının izleyeceği yol haritasında belirsizliğin söz konusu olduğu belirtilen çalışmada, ortaöğretime geçişte uygulanması muhtemel adrese dayalı yerleştirme, notlara göre yerleştirme, sınavla yerleştirme politika önerilerinin avantajları ve dezavantajları değerlendirildi.
Ortaöğretime geçiş ve ortaöğretimin yapısına ilişkin durumun incelendiği çalışmada, aralarında ABD, Çin, Güney Kore, Singapur ile Finlandiya'nın da bulunduğu bazı ülkelerdeki sistemler de ele alındı.
Çalışmada, neredeyse bütün eğitim sistemlerinde, liseye gelinceye kadar veya lisede öğrencilerin akademik başarılarına göre gruplandırıldığı ve öğrencilerle ailelerin çok fazla talep ettiği seçici okulların bulunduğu kaydedildi.
Türkiye'de merkezi sınavların ciddi anlamda bir toplumsal meşruiyete sahip olduğunu vurgulanan raporda, politika tercihleri tartışılırken asıl bakılması gerekenin sınavla öğrenci alımının kaldırılıp kaldırılmaması değil, seçici okulların ve giriş sisteminin kapsamı olduğuna dikkat çekildi.
-10 yılda 4 sistem
Okul çeşitliliğinden çok program çeşitliliğinin ön plana çıkaran bir sistemin, öğrenciler ve aileler üzerindeki sınav baskısını azaltabileceğinin aktarıldığı raporda, Türkiye'de ortaöğretime öğrenci seçme ve yerleştirme sürecinde sınavların yapısı, içeriği, puan hesaplama yöntemi gibi konularda bir istikrar sağlanamadığı kaydedildi.
Türkiye'de son 10 yılda Liselere Giriş Sınavı,Ortaöğretim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı,üç aşamalı SBS ve SBS ile dört farklı sınav sistemi uygulandığının hatırlatıldığı raporda, 1990'ların başında fen, Anadolu ve Anadolu öğretmen liselerinde okuyan öğrencilerin tüm öğrenciler içerisindeki oranının yaklaşık yüzde 2 iken, 2010'da fen lisesi, Anadolu, Anadolu öğretmen, sosyal bilimler liselerinde okuyan öğrencilerin sistem içerisindeki payının yaklaşık 10 katına çıkarak yüzde 19,7 olduğu belirtildi.
Çalışmada, 2012 itibarıyla sınavla öğrenci alan akademik ve mesleki bütün lise türleri dahil edildiğinde, liseye yeni başlayan öğrencilerin yaklaşık yüzde 36'sının sınavla yerleştiği, 2013 için ise bu oranın yüzde 50'nin üzerinde olmasının beklenildiği aktarıldı.
-SBS'ye alternatifler
Çalışmada, SBS'nin 2013-2014 eğitim-öğretim yılından itibaren kaldırılması durumunda, ortaöğretime geçişte, liseye adrese dayalı yerleştirme, okul notlarına göre yerleştirme ve merkezi sınavla yerleştirme gibi seçeneklerin muhtemel olduğu ifade edildi.
Bu modellerden adrese dayalı yerleştirmenin, ortaöğretime geçişin aileler ve öğrenciler üzerindeki baskı unsuru olmaktan çıkaracağı ancak çocukların mahallesindeki okula mecbur edileceğinden, mahalleler ve okullar arasındaki avantaj ve dezavantajların doğrudan öğrencilere yansıma riski olduğu savunuldu.
Notlara göre yerleştirme sisteminin ise okul eğitimleriyle lise geçişleri arasındaki bağları güçlendireceğinden olumlu yönlerinin olduğu fakat bütün öğretmenler aynı şekilde not vermediğine işaret edildi. Raporda, öğretmenlerin notlarını daha nesnel vermelerini sağlayacak etik kurul, zümre öğretmenler tarafından sınav hazırlanması ya da değerlendirilmesi gibi mekanizmaların kurulması gerektiği bildirildi.
Merkezi sınavla yerleştirme modelinde de mevcut sınavın bu haliyle sürdürülmesinin, yarım milyondan fazla öğrencinin sıralanması ve elde ettikleri skorlar temelinde yerleştirilmesinin son derece sakıncalı olduğuna işaret edilen raporda, mevcut yerleştirme sisteminin terk edilmesi gerektiğinin altı çizildi. Raporda, bunun yerine, norm olarak herkesin mahallesindeki liseye devam etmesi ve öğrencilerin yüzde 3-5'inin ise seçici okullara yerleştirilmesi gerektiği aktarıldı.
-Sisteme ilişkin öneriler
Raporda bu çerçevede geliştirilen öneriler, şöyle sıralandı:
-Daha az sayıda okul için merkezi giriş sınavı uygulanmaya devam edilmelidir.
-Seçici okulların zamanla sayılarının enflasyonist şekilde artırılmaması için zorlayıcı tedbirler getirilmelidir.
-Anadolu öğretmen lisesi gibi lise türleri kaldırılmalıdır. Bu okullardan altyapısı ve coğrafi konumuuygun olanlar, fen ya da sosyal bilimler liselerine dönüştürülmelidir.
-Sınavla öğrenci alan okullara yerleştirmede, öğrencinin merkezi giriş sınavında alacağı puanın yanında, ilköğretimdeki başarı notları da dikkate alınmalıdır.
-Öğrencilerin sınava girmesi için 5, 6 ve 7. sınıf notlarının belli bir baraj puanda olması şartı getirilmelidir.