Mısır'da Darbe Karşıtlarına Yönelik Katliam Girişimi
ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Mısır'da darbe karşıtlarına müdahale edilmesinin uluslararası toplumun da sınavı olduğunu belirterek, "Uluslararası organların sadece 'kınamakla' ya da 'taraflara itidal tavsiye etmekle' yetinmesi tam bir ahlak krizidir" ifadesini kullandı.
Çelik, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından, Mısır'da darbe karşıtı göstericilere güvenlik güçlerince ateş açmasıyla ilgili görüşlerini bildirdi.
Göz göre göre katliam olurken uluslararası karar organlarının sadece seyirci konumunda bulunduğunu vurgulayan Çelik, "Mısır halkının açık ve şeffaf seçimlerle kurulmuş demokrasisi çalınırken susanlar, şimdi demokrasiye sahip çıkanlara kastedilirken seyretmeye devam ediyorlar" görüşünü bildirdi.
Çelik, gelişmiş demokrasilerden sadece "derin endişe duyuyoruz" şeklinde temelsiz ve eksensiz seslerin yükseldiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Uluslararası organların sadece "kınamakla" ya da "taraflara itidal tavsiye etmekle" yetinmesi tam bir ahlak krizidir. Mısır halkının açık ve şeffaf seçimlerle kurulmuş demokrasisi çalınırken susanlar, şimdi demokrasiye sahip çıkanlara kastedilirken seyretmeye devam ediyorlar. Mısır'da olanları soğuk savaş mantığıyla ve oryantalizm bakışıyla seyredenlerin sadece "endişe duymakla" yetinmesi ahlaki bir sorundur.
Bu şekilde uluslararası karar organları kendi meşruiyetlerini eritiyorlar. Demokrasi ve uluslararası meşruiyet adına ne varsa Mısır'daki darbeye sessiz kalınarak heba ediliyor. Her şeyden önemlisi darbeye karşı demokrasi adına sokağa çıkmış insanlara, ateş açılması karşısında "susan bir dünya" meşruiyetle, hukukla, demokrasiyle tüm bağın koparmaya doğru gidiyor. Üçüncü milenyumun başında uluslararası organlar Mısır'da olanlar karşısında varlık sebepleri olan ilkeleri birer kağıt parçasına dönüştürüyorlar."
Kaynak: AA
Göz göre göre katliam olurken uluslararası karar organlarının sadece seyirci konumunda bulunduğunu vurgulayan Çelik, "Mısır halkının açık ve şeffaf seçimlerle kurulmuş demokrasisi çalınırken susanlar, şimdi demokrasiye sahip çıkanlara kastedilirken seyretmeye devam ediyorlar" görüşünü bildirdi.
Çelik, gelişmiş demokrasilerden sadece "derin endişe duyuyoruz" şeklinde temelsiz ve eksensiz seslerin yükseldiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Uluslararası organların sadece "kınamakla" ya da "taraflara itidal tavsiye etmekle" yetinmesi tam bir ahlak krizidir. Mısır halkının açık ve şeffaf seçimlerle kurulmuş demokrasisi çalınırken susanlar, şimdi demokrasiye sahip çıkanlara kastedilirken seyretmeye devam ediyorlar. Mısır'da olanları soğuk savaş mantığıyla ve oryantalizm bakışıyla seyredenlerin sadece "endişe duymakla" yetinmesi ahlaki bir sorundur.
Bu şekilde uluslararası karar organları kendi meşruiyetlerini eritiyorlar. Demokrasi ve uluslararası meşruiyet adına ne varsa Mısır'daki darbeye sessiz kalınarak heba ediliyor. Her şeyden önemlisi darbeye karşı demokrasi adına sokağa çıkmış insanlara, ateş açılması karşısında "susan bir dünya" meşruiyetle, hukukla, demokrasiyle tüm bağın koparmaya doğru gidiyor. Üçüncü milenyumun başında uluslararası organlar Mısır'da olanlar karşısında varlık sebepleri olan ilkeleri birer kağıt parçasına dönüştürüyorlar."