“samsun’da Hayvancılık Desteklenmeli”

İl Genel Meclisi Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Salim Özal, “Et ve sütte fiyat istikrarının sağlanması, talebe göre üretim planlanması, pazarlama sorunlarının çözülmesi hayvancılığın gelişmesi için hayati sorunlardır.

“samsun’da Hayvancılık Desteklenmeli”
Kaliteli, ucuz ve yüksek bir verim, uygun fiyatlarla nitelikli girdi temini ve uygun fiyatlarla güvenli bir ürün satışı için, yetiştiricilerin örgütlü olması ve örgütlerine sahip çıkmaları şarttır” dedi.

İl Genel Meclisi ağustos ayı 3. birleşiminde İl Genel Meclisi Tarım ve Hayvancılık Komisyonu Başkanı Salim Özal, Samsun ili ve ilçelerindeki mevcut büyükbaş ve küçükbaş hayvan potansiyelinin durumu, hayvan ırklarının ıslah çalışmaları, hayvan hastalıkları ile mücadele, hayvansal ürünlerin üretimi ile pazarlanmasında yaşanan zorluklar ve ekonomik katkılar hakkında bilgiler verildi.

HAYVAN POTANSİYELİNİN DURUMU
Hayvan potansiyelinde giderek artış olacağını beklediklerini belirten Özal, “Türkiye’de 1970’li yıllara kadar hem büyükbaş, hem küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin tamamına yakını yerli ırk hayvanlarla, modern teknolojinin uygulanabilme yeteneğinden yoksun, küçük köy işletmeleri içerisinde, göreneklere bağlı olarak, oldukça ilkel bir şekilde, hayvan varlığı sayısı fazla olmasına rağmen et, süt ve yumurta verimleri düşük, doğal otlaklarla yapılan mera hayvancılığı şekilde sürdürülmüştür. 1980 yılından itibaren dışa açık ekonomik büyüme, ithalatın serbestleşmesi, kültür ırkı sığırların ithali ve yaygınlaştırılması sonucu yüksek verimli melez ve kültür ırkı hayvan sayısı sürekli artış göstermiştir. 2000’li yıllarda büyük tüketim merkezleri yanında yeni yeni süt ve besi sığırcılığı yapan işletmeler kurulmuş, yapılan devlet destekleri ve teşvikler sayesinde büyük ölçekli hayvancılık tesisleri sayısında önemli ölçüde artışlar olmuştur. Samsun’da 2012 yılı sonu itibariyle 265 bin 893 sığır, 88 bin 666 adet buzağı, 14 bin 40 adet de manda olmak üzere toplam 368 bin 599 adet büyükbaş hayvan, 186 bin 527 adet koyun, 19 bin 902 adet keçi olmak üzere toplam 206 bin 429 adet küçükbaş hayvan mevcudu vardır. Hayvan potansiyelinde giderek artış olacağı beklenmektedir” diye konuştu.

HAYVAN IRKLARININ ISLAH ÇALIŞMASI
Hayvan ırklarının ıslah çalışmaları hakkında da bilgi veren Özal, “Damızlık hayvanların soy bilgilerinin kayıt altına alınması, hayvancılıkta verimliliğin ve kayıtlı sığır sayılarının arttırılması, belgelendirilmesi, hayvan hareketlerinin takibi, suni tohumlama faaliyetlerinin disipline edilmesi amacıyla çalışmaların esasını, ıslah ve kayıt tutma oluşturmaktadır. İlimizde suni tohumlama, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü koordinatörlüğünde tamamlanan özel sektör tarafından yürütülmektedir. İl genelinde 100 veteriner hekim, 17 veteriner sağlık teknisyeni aktif olarak faaliyet göstermektedir. Buna ilaveten 2012 yılından itibaren Samsun’da damızlık sığır yetiştiricileri birliği ve 2013 yılından itibaren Atakum, İlkadım ve Canik ilçeleri süt üreticileri birliği de suni tohumlama hizmeti vermeye başlamıştır” şeklide konuştu.

HAYVAN HASTALIKLARI MÜCADELESİ
2013 yılı ilk 6 ayda, şap hastalığının kontrolü projesi kapsamında şap aşılaması sonucu ölen hayvanlar için tazminat ödediklerini ifade eden Özal şöyle devam etti: “Bulaşıcı hayvan hastalıklarının yayılmasının önlenmesi, kontrol altına alınabilmesi, hastalıklarla mücadelede etkinliğin artırılabilmesi için, hayvan hareketlerinin kontrol edilmesi, bu nedenle de hayvanların ve işletmelerin kayıt altına alınması, hayvan satış yerlerinin ve kesimhanelerin ruhsatlandırılması, bu yerler dışında hayvan satışı ve hayvan kesiminin yapılmamasının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Hayvan hastalıkları ile mücadele, Tarım İl Müdürlüğü elemanları ve özel veteriner klinikleri tarafından yapılmaktadır. Bulaşıcı olan şap hastalığı sebebi ilçelerimizdeki hayvan pazarlarının uzun süre kapalı kaldığı, üreticilerin olumsuz etkilendiği, mağdur oldukları görülmüş olup, Tarım İl Müdürlüğü elemanlarınca devamlı olarak aşı programı uygulama kampanyaları yapılmaktadır. Bu hastalığın önüne geçmek için aşı uygulamalarının hayvan hastalanmadan zamanında yapılması gerekmektedir. Hayvan hastalıklarının kontrol altına alınabilmesi tamamen yok edilebilmesi amacıyla Türkiye genelinde şap hastalığının kontrolü projesi, kuduz hastalığının kontrol ve eradikasyonu projesi, brusellanın yani yavru atma kontrol ve eradikasyonu projesi, tüberkülin uygulaması gibi ulusal ve uluslararası birçok proje yürütülmektedir. 2013 yılı ilk 6 ayda, şap hastalığının kontrolü projesi kapsamında şap aşılaması sonucu ölen hayvanlar için 16 bin 177 TL, sığır brusellası yani yavru atma hastalığı için 283 bin 251 TL, koyun ve keçi brusellası hastalığı için 2 bin 70 TL, tüberküloz hastalığı için 719 bin 684 TL olmak üzere toplam 1 milyon 21 bin 182 TL tazminat ödemesi yapılmıştır.”

HAYVANSAL ÜRÜNLERİN ÜRETİMİ VE PAZARLANMASI
Samsun’da kırmızı et üretimi entegre tesislerde değil, kesimhanelerde üretildiğinin altını çizen Özal şu bilgileri verdi: “Aktif olarak çalışan 12 adet kırmızı et mezbahanesinde 2012 yılında toplam 18 bin 109 adet büyükbaş hayvan kesilerek 3 milyon 763 bin 155 kilo et, 11 bin 577 küçükbaş hayvandan ise 159 bin 618 kilogram et üretilmiştir. Mezbahaneye gelen hayvanlar kulak küpesi yani nüfus kağıdı olmadan asla kesim kapılmamaktadır. Samsun’da 2012 yılında 32 bin 32 baş yerli ırk sağılan hayvandan 39 bin 13 ton süt üretilmiş, kültür sığır ırklarında 28 bin 595 adet sağılan sığırdan 109 bin 203 ton süt üretilmiştir. Melez sığırlarda 68 bin 765 baş hayvandan 188 bin 437 ton süt, manda da ise 6 bin 374 adet mandadan da 6 bin 309 ton süt üretilmiştir. Küçükbaşlarda 91 bin 631 adet koyundan 7 bin 605 ton, keçide ise 8 bin 552 baş hayvandan da 821 ton süt üretilmiştir.”

YAŞANAN ZORLUKLAR
Samsun’da süt sağım makinelerine ihtiyaç olduğunu belirten Özal, “Samsun’da süt üretiminde karşılaşılan en büyük problem sistemli, büyük süt üretim çiftliklerinin olmasına karşın, genelde 3-5 hayvandan oluşan 80 bin civarındaki küçük hayvancılık işletmesinde 368 bin kadar büyükbaş hayvan varlığının olması, dolayısıyla sütün toplanması ve soğuk zincirin sağlanmasında zorluklara sebep olmaktadır. İlimiz genelinde süt sağımı geleneksel yöntemlerle elle yapılmakta, sınırlı sayıda sağım makineleri kullanılmakta, bu da sütte hijyen problemlerine sebep olmaktadır. Süt soğutma tanklarında ve hijyenik sağım makineleri sayısında eksiklikler gözlenmekte olup, ilimiz sistemik süt üretme çiftliklerine ve beraberinde süt soğutma tankı eksikliklerinin giderilmesine, makineli sağımın yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Süt toplama, depolama ve pazarlama hususlarında birlik ve kooperatifler desteklenmeli ve yaygınlaştırılmalıdır” açıklamasında bulundu

HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ
2012 yılı hayvancılık destekleme çalışmalarının tamamlandığını ifade eden Özal açıklamasını şöyle tamamladı: “20 bin 413 yetiştiriciye 19 bin 427 TL destekleme ödemesi yapılmıştır. 2013 yılı hayvancılık destekleme anaç sığırlar için 225 TL + soy kütüğü farkı için 60 TL, buzağı desteği 75 TL, suni tohumlama 35 TL, anaç manda 250 TL, etçi anaç sığırda 350 TL, 190 kilogramı geçen karkas et 300 TL, koyun ve keçi için 20 TL, süt primi için 20 kuruş destek ödemesi yapılmaktadır. Bunlardan başka dönemsel olarak değişen buğday, arpa, yonca, mısır gibi ekim desteği, yem bitkileri desteği, sertifikalı tohum desteği yapılmaktadır. Ayrıca süt sağım, silaj, yem hazırlama, sap toplama, çayır biçme ve balya makinelerine da hibe destekleri devam etmektedir. Türkiye’de hayvancılık, artan nüfusun beslenmesinde ve endüstri hammaddeleri olması açısından önemli bir yer tutar. Tarımsal üretimin yüzde 40’ı ulusal gelirimizin yaklaşık yüzde 20’si hayvancılıktan sağlanmaktadır. Dış ticaretimizde hayvancılık yüzde 15’lik bir paya sahiptir. Sonuç olarak, ette ve sütte fiyat istikrarının sağlanması, talebe göre üretim planlanması, pazarlama sorunlarının çözülmesi hayvancılığın gelişmesi için hayati sorunlardır. En önemli gider kalemi kaba ve kesif yemlerdir. Hayvanları beslerken kaba yemlere ağırlık verilmeli, kaliteli mera ve otlak sağlanmasına çalışılmalıdır. Kaliteli ucuz ve yüksek bir verim, uygun fiyatlarla nitelikli girdi temini ve uygun fiyatlarla güvenli bir ürün satışı için, yetiştiricilerin örgütlü olması ve örgütlerine sahip çıkmaları şarttır.”
Kaynak: İHA