Sağlıklı Bir Ramazan İçin Öneriler
Adıyaman Sağlık Müdürü Mehmet Emin Taş, sağlıklı bir Ramazan ayı geçirilmesi için vatandaşlara önerilerde bulundu.
Ramazan ayında sıvı tüketiminin önemine işaret eden Sağlık Müdürü Mehmet Emin Taş, vücudun sıvı ihtiyacının karşılanması için, iftar ve sahur aralarında bol sıvı alımına dikkat etmek gerektiği ve en az 2 litre su ve 1 litrede ayran, taze sıkılmış meyve suyu, çorba gibi sıvı gıdaların tüketilmesi gerektiğini aktardı.
Sağlık Müdürü Taş, vatandaşlara şu tavsiyeler ve uyarılarda bulundu:
“Oruç süresince uzun saatler aç kalan vücudun artan mineral ve vitamin ihtiyacının karşılanması için iftar ve sahur öğünlerinin atlanmaması gerekiyor ve bu öğünlerin dışında 2 veya 3 defa süt yoğurt ve meyveden oluşarak ara öğünler yapılmalıdır.
İftara su, hurma ya da çorba ile başlamakta fayda var. Çorba içildikten sonra 5-10 dakika ara verilmesinin ardından diğer yemeklerin küçük porsiyonlar halinde ve yavaş çiğnenerek yenmesi, mide sorunlarının oluşma ihtimalini azaltır. Ramazan ayında özellikle ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. Mümkün oldukça az yağlı ve hafif yiyecekler tüketmek gerekir.
İftardan 1-2 saat sonra alınan meyve enerji ve mineral yönünden aç kalan vücudumuzu destekler. Yağlı, şerbetli hamur tatlılar yerine sütlü tatlılar, meyve tatlılar, dondurma gibi tatlılar tercih edilmelidir.
Sahurda çok fazla şeker alımı, hamurlu şekerli yiyeceklerin yüksek oranda tüketilmesi, vücut tarafından ensülinin fazla salınmasına ve kan şekerinin düşmesine sebep olur. Bu da açlık hissini arttırır. Sahurda tüketilen peynir, süt, yoğurt yumurta gibi protein içeriği yüksek gıdalar ile tam buğday ekmeği gibi lif yönünden zengin gıdalar daha uzun süre tokluk sağlar.
Genel olarak reflü-mide yakınmaları (ekşime, yanma, gaz gibi) onların sahurda gaz yapma ve reflüyü artırma ihtimali yüksek gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir.
Ramazan ayında yavaşlayan metabolizma hızı vücuda alınan besinlerin yağ dönüşümünü artıracağından kilo almak için zemin hazırlar, iftar sonrası 30-40 dakikalık kısa mesafeli hafif tempolu yürüyüşler sağlığımız için büyük fayda sağlar. Yaz sıcaklarında mümkün oldukça dışarıya çıkılacaksa da sabah erken ya da akşam üstü saatleri tercih edilmelidir.
Vücudumuz için gerekli olan sodyum aldığımız besinlerde mevcut olduğundan gıdalarımıza bunun dışında tuz eklemeye gerek yoktur. Yemeklerimizde tuz kullanırken iyotlu tuzu tercih etmemiz gerekmektedir. İyot çabuk kayba uğradığından iyotlu tuzlar ışık geçirmeyen kaplarda muhafaza edilmelidir. Ayrıca iyot kaybını en aza indirmek için tuz, yemeklere pişirme sonrası eklenmelidir.
Her zaman dikkat edilmesi gereken ağız ve diş sağlığı, Ramazan ayında oruçluyken daha büyük önem kazanıyor. İftardan ve sahurdan sonra dişlerin daha özenle fırçalanması ve diş fırçalarken, dil yüzeyi ve diş eti bölgelerinin de fırça yardımıyla iyice temizlenmesi gerekiyor.
Gebeler, emziren anneler, şeker hastaları (doktor önerisi ile), kanser hastaları, çocuklar, yaşlılar, kalp yetmezliği olanlar, böbrek hastalığı olanlar, ilerlemiş karaciğer hastalığı olanlar, sistemik hastalığı olanların hekimlerine danışarak hareket etmeleri daha sağlıklıdır.”
Kaynak: İHA
Sağlık Müdürü Taş, vatandaşlara şu tavsiyeler ve uyarılarda bulundu:
“Oruç süresince uzun saatler aç kalan vücudun artan mineral ve vitamin ihtiyacının karşılanması için iftar ve sahur öğünlerinin atlanmaması gerekiyor ve bu öğünlerin dışında 2 veya 3 defa süt yoğurt ve meyveden oluşarak ara öğünler yapılmalıdır.
İftara su, hurma ya da çorba ile başlamakta fayda var. Çorba içildikten sonra 5-10 dakika ara verilmesinin ardından diğer yemeklerin küçük porsiyonlar halinde ve yavaş çiğnenerek yenmesi, mide sorunlarının oluşma ihtimalini azaltır. Ramazan ayında özellikle ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. Mümkün oldukça az yağlı ve hafif yiyecekler tüketmek gerekir.
İftardan 1-2 saat sonra alınan meyve enerji ve mineral yönünden aç kalan vücudumuzu destekler. Yağlı, şerbetli hamur tatlılar yerine sütlü tatlılar, meyve tatlılar, dondurma gibi tatlılar tercih edilmelidir.
Sahurda çok fazla şeker alımı, hamurlu şekerli yiyeceklerin yüksek oranda tüketilmesi, vücut tarafından ensülinin fazla salınmasına ve kan şekerinin düşmesine sebep olur. Bu da açlık hissini arttırır. Sahurda tüketilen peynir, süt, yoğurt yumurta gibi protein içeriği yüksek gıdalar ile tam buğday ekmeği gibi lif yönünden zengin gıdalar daha uzun süre tokluk sağlar.
Genel olarak reflü-mide yakınmaları (ekşime, yanma, gaz gibi) onların sahurda gaz yapma ve reflüyü artırma ihtimali yüksek gıdalardan uzak durmaları gerekmektedir.
Ramazan ayında yavaşlayan metabolizma hızı vücuda alınan besinlerin yağ dönüşümünü artıracağından kilo almak için zemin hazırlar, iftar sonrası 30-40 dakikalık kısa mesafeli hafif tempolu yürüyüşler sağlığımız için büyük fayda sağlar. Yaz sıcaklarında mümkün oldukça dışarıya çıkılacaksa da sabah erken ya da akşam üstü saatleri tercih edilmelidir.
Vücudumuz için gerekli olan sodyum aldığımız besinlerde mevcut olduğundan gıdalarımıza bunun dışında tuz eklemeye gerek yoktur. Yemeklerimizde tuz kullanırken iyotlu tuzu tercih etmemiz gerekmektedir. İyot çabuk kayba uğradığından iyotlu tuzlar ışık geçirmeyen kaplarda muhafaza edilmelidir. Ayrıca iyot kaybını en aza indirmek için tuz, yemeklere pişirme sonrası eklenmelidir.
Her zaman dikkat edilmesi gereken ağız ve diş sağlığı, Ramazan ayında oruçluyken daha büyük önem kazanıyor. İftardan ve sahurdan sonra dişlerin daha özenle fırçalanması ve diş fırçalarken, dil yüzeyi ve diş eti bölgelerinin de fırça yardımıyla iyice temizlenmesi gerekiyor.
Gebeler, emziren anneler, şeker hastaları (doktor önerisi ile), kanser hastaları, çocuklar, yaşlılar, kalp yetmezliği olanlar, böbrek hastalığı olanlar, ilerlemiş karaciğer hastalığı olanlar, sistemik hastalığı olanların hekimlerine danışarak hareket etmeleri daha sağlıklıdır.”