Bdp Genel Başkanı Demirtaş Mardin'de
MARDİN - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Çözüm sürecinin, demokratikleşme sürecinin işlemesi gerektiği inancındayız. Bu sadece BDP açısından bir beklenti değil, bütün Türkiye toplumu bekliyor" dedi.
Beraberinde Milletvekili Aysel Tuğluk ve Sırrı Sakık ile Derik ilçesine bağlı Atlı köyüne gelen Genel Başkan Demirtaş, dün vefat eden Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk'ün 5 yaşındaki torununun yakınlarına taziye ziyaretinde bulundu.
Taziyenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, çözüm sürecinde birinci aşamanın ölümlerin ve çatışmaların yüzde 100 durmasıolduğunu, bunun da sağlandığını söyledi.
Demirtaş, sınır dışına çekilmelerin devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"PKK'lılar zaten hareketlenmiş bir şekilde sınırın ötesine doğru gidiyorlar. Önemli bir kısmı çıktı, geri kalanlar da çıkışlarını sürdürüyorlar. Devlet gümrük kapısında bekleyip çetele mi tutacak, kaç kişi çıktı, kaç kişi kaldı, son kişi çıkana kadar adım atmayacağım diye bir anlayış olur mu? Bu yanlış olur. Çözüm sürecinin, demokratikleşme sürecinin işlemesi gerektiği inancındayız. Bu sadece BDP açısından bir beklenti değil, bütün Türkiye toplumu bekliyor. Sadece Kürtleri ilgilendiren bir durum değil."
-Lice ve Cizre'deki olaylar-
"Lice ve Cizre olaylarında halkın güven kaybı oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ?" sorusuna ise Demirtaş, bu kaygıların dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, barışa giden yolun engebeli olduğunun, başından beri farkında olduklarını kaydederek, "Zaman zaman gerilimler olur, tıkanmalar olur, ileri adımlar olur. Bu süreçler hep böyle olmuştur. Bizim halkımız da tabanımızda elbette ki bunun farkındadır. Biz öz gücümüzle hükümeti bu adımları atmaya zorlayacağız" şeklinde konuştu.
-"Çıkar hükümete teşekkür ederiz"
"Çözüm sürecinde hükümetin atacağı somut adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise Demirtaş, hükümetin somut bir program açıklamadan kendilerinin bu konuda konuşmasının doğru olmayacağını kaydetti.
Hükümetin bir takım hazırlıklar yürüttüğünü dile getiren Demirtaş, şöyle dedi:
"Bizi hangi anlamda şoke edecekler veya şaşırtacaklar. Doğrusu biz de merak ediyoruz. Olumlu anlamda mı yoksa olumsuz anlamda mı BDP'yi şoke edecekler bunu görmek istiyoruz. İnşallah öyle bir adım atarlar ki biz gerçekten olumlu anlamda şoke oluruz. Öyle bir şey yaparlarsa da biz çıkar hükümete teşekkür ederiz. Halkın talebini karşılamayan adımlar atılırsa bu konudaki eleştirilerimizi elbette yaparız."
-2 bin 500 kişinin dağa çıktığı iddiası-
Demirtaş, 2 bin 500 kişinin dağa çıktığı ve dağa katılımın çözüm süreci ile daha da çoğaldığı iddialarının doğru olup olmadığı sorusunu ise, şöyle yanıtladı:
"İstatistikler olarak biz bunları tespit etme şansına sahip değiliz. Katılım artmış mıdır yoksa azalmış mıdır? Biz bunları bilemiyoruz ama gençler hala dağa gidiyorsa, bir kısmı yönünü hala dağa çeviriyorsa demek ki bu sürece karşı yeterli bir inanç yaratılamamıştır. Hükümetin buradan bir ders çıkarması lazım. PKK, insanları zorla dağa götürmüyor, zorla dağa kaçırmıyor. Gençler demokratik siyasete ilgi duysun, güvensin diye biz çaba sarf ediyoruz fakat bu sadece BDP ile olmaz. Sen çıkıp 'seçim barajı kaldırılmaz, ana dilde eğitim olmaz' dersen bizzat kendin gençlere dağların yolunu göstermiş olursun. Bütün bunlara hükmettin dikkat etmesi lazım. Siyasete güven oluşturmadan da biz gençlerin dağa gidişini durduramayız, dağdan inişini de sağlayamayız. Siyasete herkesin güvenmesini, hükümetin en azından adım atarak gerçekleştirmesi gerekiyor."
-Demokratik adımlar
Demirtaş, "Sürecin ikinci aşamasının ağır yürümesinin sebebi nedir ?" sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"Bizim kapalı kapılar ardında görüştüğümüz bir şey yok. Biz her zaman sürecin bir pazarlık üzerine değil karşılıklı güven üzerine demokratikleşmeyi güç verecek adımlar üzerine inşa edilmesi gerektiğini söyledik. Bunu ne olduğunu biz de açıkladık, zaman zaman Başbakan da söyledi.
'Bundan sonra silahlar sussun, fikirler konuşsun bunun önünü açacağız' dedi.
Bunun önünün açılması bazı adımlar atılması ile sağlanabilir. Biz de bunu madde madde ortaya koyduk."
Fikir özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, siyaset yapma hakkı, basın özgürlüğü, içerdeki insanların serbest kalması, siyasi partiler kanunu gibi bir takım düzenlemenin yapılmasını isteyen Demirtaş, şöyle devam etti:
"Yani siyaset konuşsun diyorsanız bunları yapmanız gerekir. Silahlar susun diyorsanız bunları yapmanız gerekir. Kenan Evren'in koyduğu seçim barajına sığınarak 'Efendim çalışsınlar geçsinler' demekle siyasetin önü açılmış olmaz. Hükümet bunları ağırdan alıyorsa demokrasiye inançsızlığından kaynaklıdır. Akıllıca adım atması gereken hükmet bütün bu bölgedeki yanığını da görerek hızla Türkiye'de demokrasi reformu yapması gerekirken bakıyorsunuz tersi bir tutum sergiliyor. Şu anki süreçteki sıkıntının gerilimin sebebi budur. Yoksa sürecin bitmesi, sürece biçtiğim değerin azalması söz konusu değil. Hükümet hazırlıksız bir şekilde ikinci aşamaya girmiş durumda. Umut ediyoruz ki tez zamanda aklını başına alır toparlarlar."
-Kandil'deki görüşme
Kandil'de yaptıkları görüşmelerini değerlendiren Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk ise sürecin hassasiyetini herkesin gördüğünü söyledi.
"Görüşmelerde bu sürecin işlemesi konusunda ısrarlı olduklarını gördük. Sadece onlarda değil bütün halkımızda da güvensizlik bir tedirginliğin olduğunu görüyoruz" diyen Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hükümetin bu süreç ile ilgili bir projesinin ortaya çıkmaması, somut bir projenin gündeme getirilmemesinden dolayı bütün bölgede bir huzursuzluk var. Bu sürecin sona erdiği anlamında asla ve asla bir şey söylemiyor. Tam tersine bu sürecin kalıcı bir barışa dönüşmesi için aslında halkımızın ve siyasetçilerin artık devreye girmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu sürecin halkların kardeşliği ile sonuçlanacak bir sonuca gitmesi için çaba gösterdiklerini ifade ettiler."
Hükümet kanadından ve ana muhalefet partisi genel başkanı dahil bir çok siyasetçi ve bakanın kendisini arayarak baş sağlığı dileklerini ilettiğini belirten Türk, başsağlığı dileklerini iletenlere teşekkür etti.
Kaynak: AA
Taziyenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, çözüm sürecinde birinci aşamanın ölümlerin ve çatışmaların yüzde 100 durmasıolduğunu, bunun da sağlandığını söyledi.
Demirtaş, sınır dışına çekilmelerin devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"PKK'lılar zaten hareketlenmiş bir şekilde sınırın ötesine doğru gidiyorlar. Önemli bir kısmı çıktı, geri kalanlar da çıkışlarını sürdürüyorlar. Devlet gümrük kapısında bekleyip çetele mi tutacak, kaç kişi çıktı, kaç kişi kaldı, son kişi çıkana kadar adım atmayacağım diye bir anlayış olur mu? Bu yanlış olur. Çözüm sürecinin, demokratikleşme sürecinin işlemesi gerektiği inancındayız. Bu sadece BDP açısından bir beklenti değil, bütün Türkiye toplumu bekliyor. Sadece Kürtleri ilgilendiren bir durum değil."
-Lice ve Cizre'deki olaylar-
"Lice ve Cizre olaylarında halkın güven kaybı oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ?" sorusuna ise Demirtaş, bu kaygıların dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
Demirtaş, barışa giden yolun engebeli olduğunun, başından beri farkında olduklarını kaydederek, "Zaman zaman gerilimler olur, tıkanmalar olur, ileri adımlar olur. Bu süreçler hep böyle olmuştur. Bizim halkımız da tabanımızda elbette ki bunun farkındadır. Biz öz gücümüzle hükümeti bu adımları atmaya zorlayacağız" şeklinde konuştu.
-"Çıkar hükümete teşekkür ederiz"
"Çözüm sürecinde hükümetin atacağı somut adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise Demirtaş, hükümetin somut bir program açıklamadan kendilerinin bu konuda konuşmasının doğru olmayacağını kaydetti.
Hükümetin bir takım hazırlıklar yürüttüğünü dile getiren Demirtaş, şöyle dedi:
"Bizi hangi anlamda şoke edecekler veya şaşırtacaklar. Doğrusu biz de merak ediyoruz. Olumlu anlamda mı yoksa olumsuz anlamda mı BDP'yi şoke edecekler bunu görmek istiyoruz. İnşallah öyle bir adım atarlar ki biz gerçekten olumlu anlamda şoke oluruz. Öyle bir şey yaparlarsa da biz çıkar hükümete teşekkür ederiz. Halkın talebini karşılamayan adımlar atılırsa bu konudaki eleştirilerimizi elbette yaparız."
-2 bin 500 kişinin dağa çıktığı iddiası-
Demirtaş, 2 bin 500 kişinin dağa çıktığı ve dağa katılımın çözüm süreci ile daha da çoğaldığı iddialarının doğru olup olmadığı sorusunu ise, şöyle yanıtladı:
"İstatistikler olarak biz bunları tespit etme şansına sahip değiliz. Katılım artmış mıdır yoksa azalmış mıdır? Biz bunları bilemiyoruz ama gençler hala dağa gidiyorsa, bir kısmı yönünü hala dağa çeviriyorsa demek ki bu sürece karşı yeterli bir inanç yaratılamamıştır. Hükümetin buradan bir ders çıkarması lazım. PKK, insanları zorla dağa götürmüyor, zorla dağa kaçırmıyor. Gençler demokratik siyasete ilgi duysun, güvensin diye biz çaba sarf ediyoruz fakat bu sadece BDP ile olmaz. Sen çıkıp 'seçim barajı kaldırılmaz, ana dilde eğitim olmaz' dersen bizzat kendin gençlere dağların yolunu göstermiş olursun. Bütün bunlara hükmettin dikkat etmesi lazım. Siyasete güven oluşturmadan da biz gençlerin dağa gidişini durduramayız, dağdan inişini de sağlayamayız. Siyasete herkesin güvenmesini, hükümetin en azından adım atarak gerçekleştirmesi gerekiyor."
-Demokratik adımlar
Demirtaş, "Sürecin ikinci aşamasının ağır yürümesinin sebebi nedir ?" sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"Bizim kapalı kapılar ardında görüştüğümüz bir şey yok. Biz her zaman sürecin bir pazarlık üzerine değil karşılıklı güven üzerine demokratikleşmeyi güç verecek adımlar üzerine inşa edilmesi gerektiğini söyledik. Bunu ne olduğunu biz de açıkladık, zaman zaman Başbakan da söyledi.
'Bundan sonra silahlar sussun, fikirler konuşsun bunun önünü açacağız' dedi.
Bunun önünün açılması bazı adımlar atılması ile sağlanabilir. Biz de bunu madde madde ortaya koyduk."
Fikir özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, siyaset yapma hakkı, basın özgürlüğü, içerdeki insanların serbest kalması, siyasi partiler kanunu gibi bir takım düzenlemenin yapılmasını isteyen Demirtaş, şöyle devam etti:
"Yani siyaset konuşsun diyorsanız bunları yapmanız gerekir. Silahlar susun diyorsanız bunları yapmanız gerekir. Kenan Evren'in koyduğu seçim barajına sığınarak 'Efendim çalışsınlar geçsinler' demekle siyasetin önü açılmış olmaz. Hükümet bunları ağırdan alıyorsa demokrasiye inançsızlığından kaynaklıdır. Akıllıca adım atması gereken hükmet bütün bu bölgedeki yanığını da görerek hızla Türkiye'de demokrasi reformu yapması gerekirken bakıyorsunuz tersi bir tutum sergiliyor. Şu anki süreçteki sıkıntının gerilimin sebebi budur. Yoksa sürecin bitmesi, sürece biçtiğim değerin azalması söz konusu değil. Hükümet hazırlıksız bir şekilde ikinci aşamaya girmiş durumda. Umut ediyoruz ki tez zamanda aklını başına alır toparlarlar."
-Kandil'deki görüşme
Kandil'de yaptıkları görüşmelerini değerlendiren Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk ise sürecin hassasiyetini herkesin gördüğünü söyledi.
"Görüşmelerde bu sürecin işlemesi konusunda ısrarlı olduklarını gördük. Sadece onlarda değil bütün halkımızda da güvensizlik bir tedirginliğin olduğunu görüyoruz" diyen Türk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hükümetin bu süreç ile ilgili bir projesinin ortaya çıkmaması, somut bir projenin gündeme getirilmemesinden dolayı bütün bölgede bir huzursuzluk var. Bu sürecin sona erdiği anlamında asla ve asla bir şey söylemiyor. Tam tersine bu sürecin kalıcı bir barışa dönüşmesi için aslında halkımızın ve siyasetçilerin artık devreye girmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu sürecin halkların kardeşliği ile sonuçlanacak bir sonuca gitmesi için çaba gösterdiklerini ifade ettiler."
Hükümet kanadından ve ana muhalefet partisi genel başkanı dahil bir çok siyasetçi ve bakanın kendisini arayarak baş sağlığı dileklerini ilettiğini belirten Türk, başsağlığı dileklerini iletenlere teşekkür etti.