Kadın ve Çocuk Hakları

Haziran 2012'de yürürlüğe giren 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu ile idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak üzere TBMM’ye bağlı Kamu Denetçiliği Kurumu kurulduğunu ve Mart 2013 tarihi itibariyle şikayet başvuruları alınmaya başlandığını bildiren Güven, bu kurumun işleyişini ve mağduriyet yaşayanları TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e üç ayrı önerge ile sordu.

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU İŞLİYOR MU?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Prof.Dr. Hülya Güven, yaklaşık 4 aydır şikayet başvurularının yapıldığı TBMM'ye bağlı Kamu Denetçiliği Kurumu'na kaç engelli, kaç mobbing (psikolojik taciz) ve kaç insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları ve çocuk hakları konularında başvuru geldiğini ve nasıl bir çözüm arayışı bulunduğunu Cemil Çiçek'e sordu

İNCELENMEZLİK KARARLARI NELER
Güven'in Çiçek'e sorduğu sorular şöyle: “Kurumunuza kaç engelli yurttaş başvurmuştur? Engelli kişiler hangi konularda başvurmuştur? Kurumunuza insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın hakları ve çocuk hakları konularında bugüne kadar kaç başvuru gelmiştir? Kurumunuza mobbing (psikolojik taciz) konusunda kaç başvuru olmuştur? Bunların kaçı kadın kaçı erkektir? Yukarıdaki konu ve grupların şikâyetleri ne şekilde çözüme kavuşturulmuştur? En çok çözüme kavuşturulan konular hangileridir? Çözüme kavuşturulamayan konularda başvuru sahipleri nerelere yönlendirilmişlerdir? Bu konularda kurumunuza ulaşan başvuruların yüzde kaçı incelenmezlik ve gönderme kararıyla sonuçlanmıştır? İncelenmezlik ve gönderme kararlarının gerekçeleri nelerdir?”
Hülya Güven, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 29.6.2012 tarihli ve 28338 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini belirterek şunları söyledi: "Buna rağmen dilekçeler 9 ay sonra kabul edilmeye başlanmıştır. Ülkemizde birçok denetim mekanizması olmasına karşın etkinlikleri tartışılmaktadır. Mağdur bireylerin mahkemelerde hak arama süreçleri değerlendirildiğinde, hukukun ve insan haklarının dikkate alındığı söylenemez. Kamu Denetçiliği Kurumu'nun da yurttaşları oyalamaktan öteye gitmeyeceği anlaşılmaktadır.”