CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İçel'de
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Nasıl kendi ülkemizde özgürlük ve demokrasi istiyorsak Mısır halkı için de özgürlük ve demokrasi istemek, çağdaş bir Türkiye'nin ve onun halkının en büyük özlemi ve arzusudur" dedi.
Kılıçdaroğlu, İçel Büyükşehir Belediyesince inşa ettirilen Denizpark, Geçiçi Hayvan Bakımevi, Canlı Hayvan Ticaret Merkezi, yeni caddelerle bulvarların toplu açılışı ve otogar inşaatının temel atma töreninde, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan'ın, kentin altyapı ve içme suyu sorununu çözdüğünü, denizi temizlediğini, arıma tesisleri yaptığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Akdeniz Oyunları yapılırken kentte geldiğinde Özcan'a teşekkür etmediğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz memlekette hizmet eden herkese saygı duyuyoruz. Yeter ki doğrulukla dürüstlükle hizmet etsin, hizmetini yaparken halkına hesap versin. Bir kentte yaşamanın sorumluluğu vardır. Çünkü kentli, yaşadığı kente sahip çıkacak. Ağacına, havasına, caddesine, komşusuna ve gençlerine sahip çıkacak. Dolayısıyla kentine sahip çıkan, memleketine sahip çıkar. İçelliler de kentlerine ve ülkelerine sahip çıkıyor. Bununla da hepimiz gurur duyuyoruz. İstanbul'da bir olay gerçekleşti. Gezi Parkı'nı artık sadece İçelli ve Türkiye değil, bütün dünya biliyor. Gencecik çocuklarımız bizi dünyaya tanıttı. Türkiye'nin onurunu o gençler kurtardı. O gençler, 'özgürlük ve demokrasi' dedi ve bütün dünya, Nobel ödüllü yazarlar, Oscar ödüllü sanatçılar o gençlere sahip çıktı. O gençlere sahip çıkmayan bir kişi vardı ve onun adını siz benden daha iyi biliyorsunuz. O gençler için şimdi cadı avı başlattılar. Sanıyorlar ki 'tutuklayıp gözaltına aldıkları zaman onları korkuturuz.' O gençler senin TOMA'larına karşı direndiler, kurşunlarına direndiler. Sen gözaltına alarak onları korkutacağını mı sanıyorsun? Sopalarına karşı direndiler. CHP olarak o gençlere sonuna kadar sahip çıkacağız. Onlar bizim gençlerimiz ve baştacımız. Sanıyorlar ki o gençler dünyayı bilmiyor, dünyayı okumuyor. Emin olun o gençler dünyayı da biliyorlar, toplumu da çok iyi biliyorlar. O gençler hepimize güzel bir ders verdiler. 'Beraber yaşayabiliriz' dediler, farklılıklarını zenginlik kabul ettiler. İnsanlarına sahip çıktılar ve başörtülü kızlara sahip çıktılar. Bir arada beraberce yaşamanın ne kadar güzel ve keyifli olduğunu dünyaya anlattılar."
-"Nerede baskı varsa o baskıya tepki veren bir toplum var"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de özgürlük ve demokrasi bakımından sorunlar bulunduğunu, insanların düşüncelerini rahat dile getiremediğini, gazetecilerin özgürce yazamadığını, yazanların da kapının önüne konulduğunu ve cezaevine atıldığını öne sürdü.
Cumhuriyeti kurmak, çok partili hayata geçmek, ülkeye sosyal demokrasiyi getirmek diye sıraladığı üç devrime CHP'nin imza attığını belirten Kılıçdaroğlu, özgürlük ve demokrasi devrimini de kendilerinin yapacağını ifade etti.
Özgürlük ve demokrasi talebinin sadece Türk insanı için geçerli olmadığını, bunun tüm dünya halklarının ortak talebi haline gelmeye başladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Nerede baskı varsa o baskıya tepki veren bir toplum var artık. Her yerde insanlar birbirlerini biliyorlar. Türkiye'de gençlerin özgürlük ve demokrasi eylemleri Amerika'dan, Brezilya'dan, Japonya'dan hatta Yeni Gine'ye kadar ses getirdi. Öyle anlaşıldı ki demokrasi ve özgürlük talebi insanların ortak talebidir. O ortak talebin önce Türkiye'de seslendirilmesi, Türkiye açısından onurdur ve gurur verici bir olaydır. Pek çok sorunumuz var. Bu hükümet ülkeyi yönetemiyor. Halkımızı bölmeyi marifet sayıyor. 'Türk' dedi, 'Kürt' dedi, 'Laz' dedi, 'Çerkez' dedi.
'Alevi' dedi, 'Sünni' dedi.
Bölünmeyeceğiz ve beraber olacağız, birleşe birleşe kazanacağız. Beraber yola çıkacağız, herkesin düşüncesine, inancına, kimliğine saygı göstereceğiz. Demokrasi ve özgürlük bağlamında sesimizi daha gür meydanlarda haykıracağız. Ne kadar baskı gelirse gelsin hiçbir baskı bizi yıldıramayacak."
-Mısır'da demokrasi yanlılarına ateş açılması
Kılıçdaroğlu, Mısır'da Tahrir Meydanı'nda yüz binlerce kişinin demokrasi ve özgürlük istediği için toplandığını ancak darbe yapılarak özgürlük ve demokrasi söylemlerinin bastırıldığını anlattı.
Şimdi bu ülkeden sürekli acı haberler geldiğini ve 100'ü aşkın insanın son olaylarda hayatını kaybettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Mısır, Ortadoğu'nun çok önemli bir ülkesi, Ortadoğu'nun kilit taşıdır. Nasıl kendi ülkemizde özgürlük ve demokrasi istiyorsak Mısır halkı için de özgürlük ve demokrasi istemek, çağdaş bir Türkiye'nin ve onun halkının en büyük özlemi ve arzusudur. İslam dünyası dışında kan akan bir yer yok. Neden böyle? Suriye'de, Mısır'da insanlar ölüyor, Irak'ta bombalar patlıyor. Bu tabloya baktığınız zaman Türkiye, Ortadoğu bataklığına çekilmek isteniyor. AKP hükümetinin izlediği politika, Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor. Artık ne Başbakan'ın ne de onun Dışişleri Bakanı'nın söylemleri, Ortadoğu coğrafyasında yer bulmuyor ve bir ağırlığı maalesef yok artık. Ortadoğu coğrafyası başka bir mecraya sürüklenmeye başladı.
Türkiye bu coğrafyada güven unsuru ve örnek bir ülke olabilirdi ama maalesef Suriye konusunda izlediğimiz yanlış politika, bu ülkedeki çok radikal unsurları AKP hükümeti Türkiye'ye getirdi."
Daha sonra Kılıçdaroğlu, tesislerin toplu açılışı ve temel atma törenini, iki çocuk ve bir hamile kadınla gerçekleştirdi.
Kaynak: AA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Akdeniz Oyunları yapılırken kentte geldiğinde Özcan'a teşekkür etmediğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz memlekette hizmet eden herkese saygı duyuyoruz. Yeter ki doğrulukla dürüstlükle hizmet etsin, hizmetini yaparken halkına hesap versin. Bir kentte yaşamanın sorumluluğu vardır. Çünkü kentli, yaşadığı kente sahip çıkacak. Ağacına, havasına, caddesine, komşusuna ve gençlerine sahip çıkacak. Dolayısıyla kentine sahip çıkan, memleketine sahip çıkar. İçelliler de kentlerine ve ülkelerine sahip çıkıyor. Bununla da hepimiz gurur duyuyoruz. İstanbul'da bir olay gerçekleşti. Gezi Parkı'nı artık sadece İçelli ve Türkiye değil, bütün dünya biliyor. Gencecik çocuklarımız bizi dünyaya tanıttı. Türkiye'nin onurunu o gençler kurtardı. O gençler, 'özgürlük ve demokrasi' dedi ve bütün dünya, Nobel ödüllü yazarlar, Oscar ödüllü sanatçılar o gençlere sahip çıktı. O gençlere sahip çıkmayan bir kişi vardı ve onun adını siz benden daha iyi biliyorsunuz. O gençler için şimdi cadı avı başlattılar. Sanıyorlar ki 'tutuklayıp gözaltına aldıkları zaman onları korkuturuz.' O gençler senin TOMA'larına karşı direndiler, kurşunlarına direndiler. Sen gözaltına alarak onları korkutacağını mı sanıyorsun? Sopalarına karşı direndiler. CHP olarak o gençlere sonuna kadar sahip çıkacağız. Onlar bizim gençlerimiz ve baştacımız. Sanıyorlar ki o gençler dünyayı bilmiyor, dünyayı okumuyor. Emin olun o gençler dünyayı da biliyorlar, toplumu da çok iyi biliyorlar. O gençler hepimize güzel bir ders verdiler. 'Beraber yaşayabiliriz' dediler, farklılıklarını zenginlik kabul ettiler. İnsanlarına sahip çıktılar ve başörtülü kızlara sahip çıktılar. Bir arada beraberce yaşamanın ne kadar güzel ve keyifli olduğunu dünyaya anlattılar."
-"Nerede baskı varsa o baskıya tepki veren bir toplum var"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de özgürlük ve demokrasi bakımından sorunlar bulunduğunu, insanların düşüncelerini rahat dile getiremediğini, gazetecilerin özgürce yazamadığını, yazanların da kapının önüne konulduğunu ve cezaevine atıldığını öne sürdü.
Cumhuriyeti kurmak, çok partili hayata geçmek, ülkeye sosyal demokrasiyi getirmek diye sıraladığı üç devrime CHP'nin imza attığını belirten Kılıçdaroğlu, özgürlük ve demokrasi devrimini de kendilerinin yapacağını ifade etti.
Özgürlük ve demokrasi talebinin sadece Türk insanı için geçerli olmadığını, bunun tüm dünya halklarının ortak talebi haline gelmeye başladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Nerede baskı varsa o baskıya tepki veren bir toplum var artık. Her yerde insanlar birbirlerini biliyorlar. Türkiye'de gençlerin özgürlük ve demokrasi eylemleri Amerika'dan, Brezilya'dan, Japonya'dan hatta Yeni Gine'ye kadar ses getirdi. Öyle anlaşıldı ki demokrasi ve özgürlük talebi insanların ortak talebidir. O ortak talebin önce Türkiye'de seslendirilmesi, Türkiye açısından onurdur ve gurur verici bir olaydır. Pek çok sorunumuz var. Bu hükümet ülkeyi yönetemiyor. Halkımızı bölmeyi marifet sayıyor. 'Türk' dedi, 'Kürt' dedi, 'Laz' dedi, 'Çerkez' dedi.
'Alevi' dedi, 'Sünni' dedi.
Bölünmeyeceğiz ve beraber olacağız, birleşe birleşe kazanacağız. Beraber yola çıkacağız, herkesin düşüncesine, inancına, kimliğine saygı göstereceğiz. Demokrasi ve özgürlük bağlamında sesimizi daha gür meydanlarda haykıracağız. Ne kadar baskı gelirse gelsin hiçbir baskı bizi yıldıramayacak."
-Mısır'da demokrasi yanlılarına ateş açılması
Kılıçdaroğlu, Mısır'da Tahrir Meydanı'nda yüz binlerce kişinin demokrasi ve özgürlük istediği için toplandığını ancak darbe yapılarak özgürlük ve demokrasi söylemlerinin bastırıldığını anlattı.
Şimdi bu ülkeden sürekli acı haberler geldiğini ve 100'ü aşkın insanın son olaylarda hayatını kaybettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Mısır, Ortadoğu'nun çok önemli bir ülkesi, Ortadoğu'nun kilit taşıdır. Nasıl kendi ülkemizde özgürlük ve demokrasi istiyorsak Mısır halkı için de özgürlük ve demokrasi istemek, çağdaş bir Türkiye'nin ve onun halkının en büyük özlemi ve arzusudur. İslam dünyası dışında kan akan bir yer yok. Neden böyle? Suriye'de, Mısır'da insanlar ölüyor, Irak'ta bombalar patlıyor. Bu tabloya baktığınız zaman Türkiye, Ortadoğu bataklığına çekilmek isteniyor. AKP hükümetinin izlediği politika, Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürüklüyor. Artık ne Başbakan'ın ne de onun Dışişleri Bakanı'nın söylemleri, Ortadoğu coğrafyasında yer bulmuyor ve bir ağırlığı maalesef yok artık. Ortadoğu coğrafyası başka bir mecraya sürüklenmeye başladı.
Türkiye bu coğrafyada güven unsuru ve örnek bir ülke olabilirdi ama maalesef Suriye konusunda izlediğimiz yanlış politika, bu ülkedeki çok radikal unsurları AKP hükümeti Türkiye'ye getirdi."
Daha sonra Kılıçdaroğlu, tesislerin toplu açılışı ve temel atma törenini, iki çocuk ve bir hamile kadınla gerçekleştirdi.