"afrikalı Türkler"e Toplumun Bakışıyla İlgili Araştırma Projesi
İZMİR - Merkezi İzmir'de bulunan Afrikalılar Dayanışma, Kültür ve Yardımlaşma Derneğinin başkanı Mustafa Olpak, yürütecekleri "Renk Ayrımcılığı" adlı projeyle, hem "renk ayrımcılığı"yla ilgili saha araştırması yapacaklarını hem de afro Türk çocuklarına, Afrika yerel kültürlerini tanımaları için eğitim vereceklerini bildirdi.
Mustafa Olpak, Açık Toplum Vakfı, Global Diyalog ve Anadolu Kültür tarafından desteklenen projenin tanıtım toplantısında, Anadolu halkının, belki bilmeden kendilerine Arap demesiyle, renk ayrımcılığının oluştuğunu ileri sürdü.
Projeyle bir ilke imza atacaklarını ifade eden Olpak, "Yürüteceğimiz projeyle, hem renk ayrımcılığıyla ilgili saha araştırması yapacağız hem de afro Türk çocuklarına, Afrika yerel kültürlerini tanımaları için eğitim vereceğiz. Proje, ayrıca çocuklarımızın temel İngilizce dersi ve bilgisayar eğitimi almalarını da içeriyor" dedi.
Olpak, Afrikalı Türklerin sayısı hakkında kimsenin elinde veri bulunmadığına değinerek, şöyle konuştu:
"Aslında yoğun bir nüfus var. Renginden ötürü sokakta pek göremediğiniz insanlar, yaşadıkları bölgede çok yoğun. Örneğin İzmir'in Torbalı ve Bayındır ilçeleriyle bağlı köylerde, yoğun nüfus söz konusu. Akdeniz, İç Anadolu ve Marmara bölgelerinde de Afrikalı Türkler yaşıyor. Ama bu nüfusu çok göremezsiniz çünkü renklerinden ötürü bu insanlar görünmez, pek kendilerini göstermek istemezler."
Projenin saha araştırmalarını yürütecek Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden araştırma görevlisi Lülüfer Körükmez de ten rengiyle ilgili ayrımcılığın, Afrikalı Türklerin ilk çözülmesi gereken problemlerinden biri olduğunu savundu.
Ayrımcılıkla ilgili bazı sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerin çeşitli çalışmalar ortaya koyduğunu ancak ten rengiyle ilgili çalışmanın daha önce yapılmadığını öne süren Körükmez, şunları ifade etti:
"Afrikalı Türklerin günlük yaşamda karşılaştıkları ayrımcılık türleriyle ilgili İzmir merkez ve çevre ilçelerde araştırmaya başladık. Projeyle kendi bedenlerine ve sosyal pozisyonlarına yönelik ayrımcılıkla ilgili perspektif sağlamayı amaçlıyoruz. İlk saha verilerini değerlendirdiğimiz zaman, gündelik hayatta yaşadıkları sıradanlamış ayrımcılığın çok yoğun olduğunu görüyoruz. İlk saha araştırması sonuçlarına göre ayrımcılığa maruz kalanlar da ayrımcılığı yapanlar da bunu bir ayrımcılık türü olarak addetmiyorlar. Şakalaşma veya normal davranış olarak sayılsa da sonuçta bunlar ayrımcılık türü. Renge dayalı dalga geçmekten, küçümseyici, aşağılayıcı ifadelerin kullanılmasına kadar geniş perspektifi kapsıyor. Bu konuda çaba sarfetmek gerekiyor."
Projenin, gelecek yılın mart ayında sonuçlanmasının hedeflendiği bildirildi.
Kaynak: AA
Projeyle bir ilke imza atacaklarını ifade eden Olpak, "Yürüteceğimiz projeyle, hem renk ayrımcılığıyla ilgili saha araştırması yapacağız hem de afro Türk çocuklarına, Afrika yerel kültürlerini tanımaları için eğitim vereceğiz. Proje, ayrıca çocuklarımızın temel İngilizce dersi ve bilgisayar eğitimi almalarını da içeriyor" dedi.
Olpak, Afrikalı Türklerin sayısı hakkında kimsenin elinde veri bulunmadığına değinerek, şöyle konuştu:
"Aslında yoğun bir nüfus var. Renginden ötürü sokakta pek göremediğiniz insanlar, yaşadıkları bölgede çok yoğun. Örneğin İzmir'in Torbalı ve Bayındır ilçeleriyle bağlı köylerde, yoğun nüfus söz konusu. Akdeniz, İç Anadolu ve Marmara bölgelerinde de Afrikalı Türkler yaşıyor. Ama bu nüfusu çok göremezsiniz çünkü renklerinden ötürü bu insanlar görünmez, pek kendilerini göstermek istemezler."
Projenin saha araştırmalarını yürütecek Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümünden araştırma görevlisi Lülüfer Körükmez de ten rengiyle ilgili ayrımcılığın, Afrikalı Türklerin ilk çözülmesi gereken problemlerinden biri olduğunu savundu.
Ayrımcılıkla ilgili bazı sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerin çeşitli çalışmalar ortaya koyduğunu ancak ten rengiyle ilgili çalışmanın daha önce yapılmadığını öne süren Körükmez, şunları ifade etti:
"Afrikalı Türklerin günlük yaşamda karşılaştıkları ayrımcılık türleriyle ilgili İzmir merkez ve çevre ilçelerde araştırmaya başladık. Projeyle kendi bedenlerine ve sosyal pozisyonlarına yönelik ayrımcılıkla ilgili perspektif sağlamayı amaçlıyoruz. İlk saha verilerini değerlendirdiğimiz zaman, gündelik hayatta yaşadıkları sıradanlamış ayrımcılığın çok yoğun olduğunu görüyoruz. İlk saha araştırması sonuçlarına göre ayrımcılığa maruz kalanlar da ayrımcılığı yapanlar da bunu bir ayrımcılık türü olarak addetmiyorlar. Şakalaşma veya normal davranış olarak sayılsa da sonuçta bunlar ayrımcılık türü. Renge dayalı dalga geçmekten, küçümseyici, aşağılayıcı ifadelerin kullanılmasına kadar geniş perspektifi kapsıyor. Bu konuda çaba sarfetmek gerekiyor."
Projenin, gelecek yılın mart ayında sonuçlanmasının hedeflendiği bildirildi.