Başbakan Erdoğan: Tencere Tavacıları Yargıya Taşıyacaksınız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, molotofkokteyli kullanmanın, tencere tava çalarak komşuyu rahatsız etmenin suç olduğunu belirterek, "Onun için bu tencere tavacıları da çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız. Çünkü, bu milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Her şeyi devletten beklemeyin, müracaatınızı yapacaksınız, yargıya bildireceksiniz, herkes haddini bilsin" dedi.
Başbakan Erdoğan, Kastamonu Havalimanı ve yapımı tamamlanan diğer tesislerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, vatandaşlara efendi olmak için değil hizmet için, vatandaşa hizmetkar olma için yola çıktıklarını, halkın vazifelendirmesiyle bulundukları makamlara geldiklerini söyledi.
Erdoğan, "10,5 yıl boyunca, her günümüzü, her saatimizi, her anımızı sizlere hizmet etmek mücadelesiyle geçirdik. Her akşam başımızı yastığa koyduğumuzda, Allah için, millet için, bu vatan için neler yaptığımızın muhasebesini tuttuk" diye konuştu.
Siyasetin kendileri için hizmet üretme sanatı olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siyaset, kavga etme sanatı değildir. Siyaset, münakaşa, çatışma, karalama, engelleme sanatı değildir. Bize hakaret edenlere diyorum ki: Siz de bir ağaç dikin alkışlayalım sizi. Bir ağaç dikin, alkışlayalım. Siyaset, milletin verdiği yetkiyi heba etme, milletin verdiği temsil yetkisini çarçur etme sanatı değildir. Biz siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak görüyor, her anımızı milletimize hizmet yolunda sarf ediyoruz. Yaylalardan köylere kadar, beldelerden ilçelere kadar, şehirlerimizden büyükşehirlerimize kadar, her ölçekte, her kademede milletimize hizmetle meşgul oluyoruz.
Bu millet bize, 'Allah razı olsun, taş üstüne taş koydu' desin bu bize yeter. Bu millet bizim arkamızdan hayır duası etsin, emin olun bu bize yeter. Eğer bu aziz milletin gönlüne misafir olabildiysek, orada kendimize bir yer edinebildiysek, bu bize ziyadesiyle yeter. 10,5 yıl boyunca millete hizmet ürettik, Allah izin verdiği, Allah nefes verdiği, sizler de takdir ettiğiniz müddetçe, millet için, Türkiye için, insanlık için hizmet üretmeye, gayret göstermeye devam edeceğiz. Derdimiz, Türkiyemizi muhasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Hedef 2023'tür. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına Türkiyemizi sokmaktır."
-"Kastamonu, millete istikamet çizmiş bir şehirdir"
Kastamonu'nun bir şehitler diyarı olduğunu, Çanakkale'de çok sayıda şehit vediğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Kastamonu, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasına en büyük katkıyı vermiş, sadece şehitleriyle değil Şerife Bacı gibi kahramanlarıyla, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'in sohbetleriyle de millete istikamet çizmiş bir şehrimizdir" dedi.
Erdoğan, birkaç gün önce Ankara'da şehit yakınları ve gazilerle iftar sofrasında bir araya geldiklerini, dertleşerek, hasbihal ettiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Orada da ifade ettim: Şehitlerimiz, bizim kutup yıldızlarımızdır. Şehitlerimiz, bizim iftihar kaynağımız oldukları kadar istikbalimizi de aydınlatan fenerlerimizdir. Biz şehitlerimizin fedakarlıkları sayesinde bu topraklarda istiklal içinde yaşıyoruz. Şehitlerimizin mirası olan bu topraklarda, onların hürmetiyle, onların himmetiyle huzur ve refah içinde geleceğe ilerliyoruz. Allah'ın izniyle de o şehitlerimize hiçbir zaman mahçup olmayacak, şehitlerimizin ruhlarını incitecek hiçbir girişimin içinde ya da ardında bulunmayacağız. Şehitlerimiz nasıl ki bizim istiklalimiz, bizim istikbalimiz için canlarını verdiyse biz de bu ülkenin istiklalini güçlendirmek, istikbalini daha da aydınlatmak için onların izinden geleceğe yürüyeceğiz.
Allah'a hamdolsun, Türkiye'de gerçekten çok güzel işler başardık, Türkiye'yi çok yüksek seviyelere taşıdık, Türkiye'yi rekorlarla buluşturduk İçte ve dışta. Şu anda Türkiye'nin hava taşımacılığında geçen yıla göre artış ne biliyor musunuz? Yüzde 15.5, Amerika'nın eksi 1, Avrupa ülkelerinin birçoğunda ekside veya yüzde 1 gibi artışları var. Bunlar ülkelerin refah seviyesini ortaya koyar. Ne dediler 'turizm battı, bitti' dediler. Ne oldu? Şu an itibarıyla turizmdeki artış geçen yıla göre yüzde 18.5. Tablo bu. Niye? Yere sağlam basıyoruz. Ülkemizde yolsuzluklar bizden önceki dönemler gibi değil, yok demiyorum, hala var ama bu işi sıfırlamanın mücadelesini veriyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sürüyor, vergi yolsuzluklarıyla mücadelemiz sürüyor. Bir açıklama yaptım 'faiz lobisi' dedim, hoplamaya başladılar. Niye hopluyorsunuz? Çünkü faiz dışı gelirlerle benim halkım sömürülüyor. Onun için kredi kartları konusunda bilinci iyi yakalamanız lazım. Her önüne gelen, 'bana kredi kartı veriliyor' diye kredi kartı almasın, ayağınızı yorganınıza göre uzatın, ondan sonra icra memuru kapınıza gelince kusura bakmayın."
-"Önümüzdeki hafta cuma günü Şırnak'a uçağı indiriyoruz"
Başbakan Erdoğan, ekonomide, dış politikada, sosyal politikalarda Türkiye'de ilkleri gerçekleştirdiklerini, Türkiye'nin gücünü, itibarını, ay yıldızlı bayrağın gururunu daha yüksek burçlara taşıdıklarını ifade ederek, daha yapacak çok işleri olduğunu söyledi.
"Geçen hafta Bingöl'e uçağı indirdik, Bingöl uçakla tanıştı. Bugün Kastamonu'ya uçağı indirdik, Kastamonu uçakla tanıştı. Önümüzdeki hafta cuma günü Şırnak'a uçağı indiriyoruz, Şerafettin Elçi Havalimanı'nda Şırnak halkı, onlar da uçakla tanışıyor" diyen Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:
"Kimin aklına gelirdi 10 yıl önce, 15 yıl önce Bingöl'e sorsak buraya havalimanı yapılacak, inanır mıydı? Kastamonu inanır mıydı? Şırnak'ta aynı şeyi söylüyor ama şimdi bunlar oldu. Bu nedir? Modern Türkiye'nin dünyada yükselen sesidir. Bu adımları atmak her yiğidin karı değil. Bizler inandık, başardık, başarmaya devam edeceğiz. Fakat çok daha büyük başarılara hep birlikte imza atmamız lazım, çok daha rekorlarla kucaklaşmamız lazım. 2002 sonunda başlattığımız değişim sürecini, huzur içinde, güven içinde, kardeşlik içinde daha ileri seviyelere taşıma arzumuz var."
-"Şiddet yanlısı değil ülkeye ne kazandırırım gayretinde bir gençlik"
Erdoğan, konuşmasını tezahuratlarla kesen gençlere seslenerek, "İşte geleceğimizin umudu gençlik. Biz sizlerle gurur duyuyoruz, umut duyuyoruz. Bu umudu yarınlara taşıyacağız" dedi.
Türkiye'nin dünya üzerinde ilk 10 içerisinde çok daha farklı bir yere oturacağını, hedefi büyük koyarak, bunu başaracaklarını ifade ederek, başarmak için çok çalışacaklarını, azimle yola devam edeceklerini anlattı.
Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye'de 76 üniversite bulunduğunu, şu anda ise 172 üniversite ile geleceğe yürüdüklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Eğitimli bir gençlik, aydınlık bir gençlik. Elinde palayla dolaşan değil bilgisayarıyla dolaşan bir gençlik. Elinde molotofkokteyliyle kamu mallarına, özel sektöre, vatandaşın ticarethanesine zarar veren, şiddet yanlısı bir gençlik değil. Bu ülkeye ne kazandırırım gayreti içerisinde olan bir gençlik. Bu gençliğin önünü açma görevi bizim, ama o yoldan yürüme görevi sizin. Siz bunu başaracaksınız. Hiçbir zaman bu molotofçularla sizi mukayese etmemiz mümkün değil. Molotofkokteyli kullanmak suçtur, tencere tava kullanmak, mutfakta değil haa... Komşuyu rahatsız etmek suçtur. Bunu ceza olarak söylüyorum, suçtur. Ben söylemiyorum, yasalar söylüyor. Onun için bu tencere tavacıları da çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız. Çünkü bu milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Her şeyi devletten beklemeyin, müracaatınızı yapacaksınız, yargıya bildireceksiniz, herkes haddini bilsin. Bu da bir çevre kirliliğidir, çevre kirliliği sadece çöpü sokağın kenarına, caddeye bırakmak değil. Çevre de sadece yeşil değil. Ses kirliliği çevreciliği tehdittir, görüntü kirliliği çevreciliği tehdittir. İşte bütün bunlara karşı hep birlikte tedbirimizi alacağız. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok."
-"Ecdadımızın yaptığı gibi, daha ileriye, daha yükseğe ulaşmanın gayreti içinde olacağız"
Başbakan Erdoğan, her zaman zirveleri hedefleyeceklerini, Ilgaz Dağı'nın zirvesine ulaşmayı istemek gibi mücadele vereceklerini belirterek, "Bulunduğumuz yerle yetinmeyecek, tarihte olduğu gibi, ecdadımızın yaptığı gibi, daha ileriye, daha yükseğe ulaşmanın gayreti içinde olacağız. Biz özgüven içinde olacağız. Biz, kendimize güvenecek, kendimize inanacak, geleceği de işte böyle bir inancın, böyle bir özgüvenin üzerine inşa edeceğiz" diye konuştu.
Kimsenin endişe etmesine gerek olmadığını, her şeyin yolunda ilerlediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bazen çatlak sesler çıkabileceğini, ancak bu seslere itimat edilmemesini söyledi.
"Gezi Parkı dediler, şu dediler, bu dediler... Ne oldu? Neydi yapmak istedikleri, ne vardı bu ülkede" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mayıs ayında bir taraftan Türkiye, dünyada istisna olan ihalelerden birini gerçekleştiriyor. Üçüncü havalimanı, bittiği zaman bu belki ikiye düşecek, belki üç olarak kalacak. Yılda 100 milyon yolcu kapatsiteli havalimanı İstanbul'a yapılıyor, yap-işlet-devret modeliyle. Buradan aynı zamanda devletimiz de her ay, her yıl belli bir kirayı alıyor ve bunun karşısında bakıyorsunuz birileri çıkıyor... Şu anda bunun durdurulması için müracaat edenler var. Üçüncü köprüyü durdurmak için de müracaat edenler var. Kim bunlar: CHP zihniyeti, bu zihniyet. Çünkü bunların hayatında bu ülkede dikili taş yok, hep yıkmak için olmuşlar, yapmak için değil. Onun için de Kastamonu zaten bunları hiçbir zaman yol vermiyor. Bundan sonra da vermeyeceğine inanıyorum.
İstanbulumuzda birçok atılması gereken adımlar vardı. Hep bu yollarla engellemeye çalıştılar. Onlar durdurmaya çalışacak, biz yolları, engelleri aşarak, inşallah bu yatırımları devam ettirmeye çalışacağız. Şimdi Kanalİstanbul geliyor, onun ihalesi yaklaşıyor. Onun içinde bunlar hemen hazırlıklarını yaparlar, yargı yoluna giderler, onu durdurmak için. Biz, yolumuza yine devam edeceğiz. Bu kervan yürüyecek, bu kervan hizmet kervanıdır, yürüyecek. Bariyerleri, engelleri aşa aşa yüreyecek."
Başbakan Erdoğan, Kanalİstanbul Projesi ile İstanbul Boğazı'nı çevre tehdidinden koruyacaklarını ifade ederek, İstanbul Boğazı'nda Romen tankerinin aylarca yanışını unutmadıklarını, benzeri hadiselerin yaşanmaması için de çalışacaklarını anlattı. İstanbul Boğazından geçen tankerlerin tehlike oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, "Bir dümen kilitlenmesinde oradaki bütün evlere, yalılara bindirmek suretiyle her şey olabilir. Kalkıp da 'bu iş milyonda bir olur' diyemezsiniz, hesabını sen milyonda bire göre yapacaksın. Öyleyse işte biz Kanalİstanbul ile bu tehlikeyi ortadan kaldırıyoruz. Boğaz sadece tenezzüh gemilerinin gezmesi gereken veya geçmesi gereken yerler olması lazım. Tankerlerden çok daha ziyade insanların, bir ihtimal Galataport ile birlikte cruz gemilerinin gelidiği bir liman haline dönüşecek, bu adımı atıyoruz" dedi.
-"İnsanoğlu makam için sevilmez, parası, pulu için sevilmez"
"Son 10,5 yılda inanarak, birbirimize güvenerek, kardeşlik hukukunu gözeterek, Türkiye'yi en altlardan 26. sıradan aldık, dünyada 17. sıraya çıkardık. Avrupa'da 6. sıradayız" ifadesini kullanan Erdoğan, buralara çalışarak, azmederek, birlik, beraberlik, dayanışma içinde gelindiğini anlattı.
Türkiye'nin çözüm süreciyle yeni bir mesafe aldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Nedir o? Çözüm süreciyle de özellikle teröre karşı verdiğimiz mücadelede birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz güçleniyor. Bunu artırmamız lazım. Birbirimizi seveceğiz, birbirimizi Allah için seveceğiz. İnsanoğlu makam için sevilmez, parası, pulu için sevilmez. Yaradılanı Yaradandan ötürü seveceğiz. Biz bu ülkede 36 etnik unsur, Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla, Boşnakıyla aklınıza ne gelirse, hepsiyle biriz, beraberiz, kardeşiz. Olaya böyle bakacağız. Olaya böyle bakarsak kimse bizi parçalayamaz. Fakat biz birbirimizle uğraşırsak o zaman bize düşman olanlara hizmet ederiz."
Güçlü bir Türkiye'yi kimsenin istemediğini kaydeden Erdoğan, "Onun için geleceğe yönelik kader çizgilerini biz beraber belirleyeceğiz. Çok gayret edeceğiz, çok çalışacağız. Bazıları tuzaklar kuruyor, varsınlar kursunlar. Ama en büyük tuzak Allah'ındır. Onun tuzağının üzerinde tuzak yoktur ve ardında bir tuzak vardır ki o da milletin tuzağıdır. Milletin kurduğu tuzakla da kimse rekabet edemez. Milletin tuzağı nerede? Sandıkta. En büyük meydan sandık meydanıdır. Her zaman söylüyorum, ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız. Türkiye'ye yönelik saldırılara karşı, kirli senarylolara karşı göğsümüzü gerecek ve yolumuza da devam edeceğiz. Birbirimize inanacağız, birbirimize güceneceğiz. Allah'ın izniyle bütün bu tuzakları da bozuyoruz, bozacağız" diye konuştu.
-"Artık gündem belirleyen bir Türkiye var"
Bu bölgede güçlü Türkiye'nin her geçen gün sesini yükselttiğine işaret eden Erdoğan, "Eskiden bizim gündemimizi belirliyorlardı. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, artık gündem belirleyen bir Türkiye var. Yani çevremizde, Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da birçok olaylar oluyor. Sonu iyi olacak. Unutmayın, her olanda hayır vardır, sonu iyi olacak. Yeter ki ekonomisi sağlam bir Türkiye, aynı şekilde yoluna devam etsin. Dış politikada aktif, hakkı söyleyen bir Türkiye var, mazlumların yanında yer alan bir Türkiye var. Kimse Türkiye'yi zalimlerin yanında göremeyecek, bunu da bilmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, tüm Kastamonuluları bu akşam Valiliğin düzenlediği iftara davet etti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Değerli kardeşlerim, birçok oyunlar oynanabilir ama bu oyunları beraber bozuyoruz, beraber bozacağız. Biz sizi Allah için seviyoruz. Hizmetkarınız olarak bu yola devam edeceğiz. Türkiye ekonomik olarak da büyümeye devam edecek. Burada da rahat olun. Çalışacağız, inanıyoruz. Ben bu duygular içinde Kastamonu Havalimanı'nın, tüm şu hizmetlerin Kastamonumuza, ülkemize ve tüm Kastamonulu kardeşlerime, milletimize hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyor, sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Şimdiden Kadir Gecenizin ve Ramazan Bayramı'nın tüm insanlık için, İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum."
Kaynak: AA
Erdoğan, "10,5 yıl boyunca, her günümüzü, her saatimizi, her anımızı sizlere hizmet etmek mücadelesiyle geçirdik. Her akşam başımızı yastığa koyduğumuzda, Allah için, millet için, bu vatan için neler yaptığımızın muhasebesini tuttuk" diye konuştu.
Siyasetin kendileri için hizmet üretme sanatı olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siyaset, kavga etme sanatı değildir. Siyaset, münakaşa, çatışma, karalama, engelleme sanatı değildir. Bize hakaret edenlere diyorum ki: Siz de bir ağaç dikin alkışlayalım sizi. Bir ağaç dikin, alkışlayalım. Siyaset, milletin verdiği yetkiyi heba etme, milletin verdiği temsil yetkisini çarçur etme sanatı değildir. Biz siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak görüyor, her anımızı milletimize hizmet yolunda sarf ediyoruz. Yaylalardan köylere kadar, beldelerden ilçelere kadar, şehirlerimizden büyükşehirlerimize kadar, her ölçekte, her kademede milletimize hizmetle meşgul oluyoruz.
Bu millet bize, 'Allah razı olsun, taş üstüne taş koydu' desin bu bize yeter. Bu millet bizim arkamızdan hayır duası etsin, emin olun bu bize yeter. Eğer bu aziz milletin gönlüne misafir olabildiysek, orada kendimize bir yer edinebildiysek, bu bize ziyadesiyle yeter. 10,5 yıl boyunca millete hizmet ürettik, Allah izin verdiği, Allah nefes verdiği, sizler de takdir ettiğiniz müddetçe, millet için, Türkiye için, insanlık için hizmet üretmeye, gayret göstermeye devam edeceğiz. Derdimiz, Türkiyemizi muhasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Hedef 2023'tür. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına Türkiyemizi sokmaktır."
-"Kastamonu, millete istikamet çizmiş bir şehirdir"
Kastamonu'nun bir şehitler diyarı olduğunu, Çanakkale'de çok sayıda şehit vediğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Kastamonu, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasına en büyük katkıyı vermiş, sadece şehitleriyle değil Şerife Bacı gibi kahramanlarıyla, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'in sohbetleriyle de millete istikamet çizmiş bir şehrimizdir" dedi.
Erdoğan, birkaç gün önce Ankara'da şehit yakınları ve gazilerle iftar sofrasında bir araya geldiklerini, dertleşerek, hasbihal ettiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Orada da ifade ettim: Şehitlerimiz, bizim kutup yıldızlarımızdır. Şehitlerimiz, bizim iftihar kaynağımız oldukları kadar istikbalimizi de aydınlatan fenerlerimizdir. Biz şehitlerimizin fedakarlıkları sayesinde bu topraklarda istiklal içinde yaşıyoruz. Şehitlerimizin mirası olan bu topraklarda, onların hürmetiyle, onların himmetiyle huzur ve refah içinde geleceğe ilerliyoruz. Allah'ın izniyle de o şehitlerimize hiçbir zaman mahçup olmayacak, şehitlerimizin ruhlarını incitecek hiçbir girişimin içinde ya da ardında bulunmayacağız. Şehitlerimiz nasıl ki bizim istiklalimiz, bizim istikbalimiz için canlarını verdiyse biz de bu ülkenin istiklalini güçlendirmek, istikbalini daha da aydınlatmak için onların izinden geleceğe yürüyeceğiz.
Allah'a hamdolsun, Türkiye'de gerçekten çok güzel işler başardık, Türkiye'yi çok yüksek seviyelere taşıdık, Türkiye'yi rekorlarla buluşturduk İçte ve dışta. Şu anda Türkiye'nin hava taşımacılığında geçen yıla göre artış ne biliyor musunuz? Yüzde 15.5, Amerika'nın eksi 1, Avrupa ülkelerinin birçoğunda ekside veya yüzde 1 gibi artışları var. Bunlar ülkelerin refah seviyesini ortaya koyar. Ne dediler 'turizm battı, bitti' dediler. Ne oldu? Şu an itibarıyla turizmdeki artış geçen yıla göre yüzde 18.5. Tablo bu. Niye? Yere sağlam basıyoruz. Ülkemizde yolsuzluklar bizden önceki dönemler gibi değil, yok demiyorum, hala var ama bu işi sıfırlamanın mücadelesini veriyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sürüyor, vergi yolsuzluklarıyla mücadelemiz sürüyor. Bir açıklama yaptım 'faiz lobisi' dedim, hoplamaya başladılar. Niye hopluyorsunuz? Çünkü faiz dışı gelirlerle benim halkım sömürülüyor. Onun için kredi kartları konusunda bilinci iyi yakalamanız lazım. Her önüne gelen, 'bana kredi kartı veriliyor' diye kredi kartı almasın, ayağınızı yorganınıza göre uzatın, ondan sonra icra memuru kapınıza gelince kusura bakmayın."
-"Önümüzdeki hafta cuma günü Şırnak'a uçağı indiriyoruz"
Başbakan Erdoğan, ekonomide, dış politikada, sosyal politikalarda Türkiye'de ilkleri gerçekleştirdiklerini, Türkiye'nin gücünü, itibarını, ay yıldızlı bayrağın gururunu daha yüksek burçlara taşıdıklarını ifade ederek, daha yapacak çok işleri olduğunu söyledi.
"Geçen hafta Bingöl'e uçağı indirdik, Bingöl uçakla tanıştı. Bugün Kastamonu'ya uçağı indirdik, Kastamonu uçakla tanıştı. Önümüzdeki hafta cuma günü Şırnak'a uçağı indiriyoruz, Şerafettin Elçi Havalimanı'nda Şırnak halkı, onlar da uçakla tanışıyor" diyen Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:
"Kimin aklına gelirdi 10 yıl önce, 15 yıl önce Bingöl'e sorsak buraya havalimanı yapılacak, inanır mıydı? Kastamonu inanır mıydı? Şırnak'ta aynı şeyi söylüyor ama şimdi bunlar oldu. Bu nedir? Modern Türkiye'nin dünyada yükselen sesidir. Bu adımları atmak her yiğidin karı değil. Bizler inandık, başardık, başarmaya devam edeceğiz. Fakat çok daha büyük başarılara hep birlikte imza atmamız lazım, çok daha rekorlarla kucaklaşmamız lazım. 2002 sonunda başlattığımız değişim sürecini, huzur içinde, güven içinde, kardeşlik içinde daha ileri seviyelere taşıma arzumuz var."
-"Şiddet yanlısı değil ülkeye ne kazandırırım gayretinde bir gençlik"
Erdoğan, konuşmasını tezahuratlarla kesen gençlere seslenerek, "İşte geleceğimizin umudu gençlik. Biz sizlerle gurur duyuyoruz, umut duyuyoruz. Bu umudu yarınlara taşıyacağız" dedi.
Türkiye'nin dünya üzerinde ilk 10 içerisinde çok daha farklı bir yere oturacağını, hedefi büyük koyarak, bunu başaracaklarını ifade ederek, başarmak için çok çalışacaklarını, azimle yola devam edeceklerini anlattı.
Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye'de 76 üniversite bulunduğunu, şu anda ise 172 üniversite ile geleceğe yürüdüklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Eğitimli bir gençlik, aydınlık bir gençlik. Elinde palayla dolaşan değil bilgisayarıyla dolaşan bir gençlik. Elinde molotofkokteyliyle kamu mallarına, özel sektöre, vatandaşın ticarethanesine zarar veren, şiddet yanlısı bir gençlik değil. Bu ülkeye ne kazandırırım gayreti içerisinde olan bir gençlik. Bu gençliğin önünü açma görevi bizim, ama o yoldan yürüme görevi sizin. Siz bunu başaracaksınız. Hiçbir zaman bu molotofçularla sizi mukayese etmemiz mümkün değil. Molotofkokteyli kullanmak suçtur, tencere tava kullanmak, mutfakta değil haa... Komşuyu rahatsız etmek suçtur. Bunu ceza olarak söylüyorum, suçtur. Ben söylemiyorum, yasalar söylüyor. Onun için bu tencere tavacıları da çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız. Çünkü bu milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Her şeyi devletten beklemeyin, müracaatınızı yapacaksınız, yargıya bildireceksiniz, herkes haddini bilsin. Bu da bir çevre kirliliğidir, çevre kirliliği sadece çöpü sokağın kenarına, caddeye bırakmak değil. Çevre de sadece yeşil değil. Ses kirliliği çevreciliği tehdittir, görüntü kirliliği çevreciliği tehdittir. İşte bütün bunlara karşı hep birlikte tedbirimizi alacağız. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok."
-"Ecdadımızın yaptığı gibi, daha ileriye, daha yükseğe ulaşmanın gayreti içinde olacağız"
Başbakan Erdoğan, her zaman zirveleri hedefleyeceklerini, Ilgaz Dağı'nın zirvesine ulaşmayı istemek gibi mücadele vereceklerini belirterek, "Bulunduğumuz yerle yetinmeyecek, tarihte olduğu gibi, ecdadımızın yaptığı gibi, daha ileriye, daha yükseğe ulaşmanın gayreti içinde olacağız. Biz özgüven içinde olacağız. Biz, kendimize güvenecek, kendimize inanacak, geleceği de işte böyle bir inancın, böyle bir özgüvenin üzerine inşa edeceğiz" diye konuştu.
Kimsenin endişe etmesine gerek olmadığını, her şeyin yolunda ilerlediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bazen çatlak sesler çıkabileceğini, ancak bu seslere itimat edilmemesini söyledi.
"Gezi Parkı dediler, şu dediler, bu dediler... Ne oldu? Neydi yapmak istedikleri, ne vardı bu ülkede" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mayıs ayında bir taraftan Türkiye, dünyada istisna olan ihalelerden birini gerçekleştiriyor. Üçüncü havalimanı, bittiği zaman bu belki ikiye düşecek, belki üç olarak kalacak. Yılda 100 milyon yolcu kapatsiteli havalimanı İstanbul'a yapılıyor, yap-işlet-devret modeliyle. Buradan aynı zamanda devletimiz de her ay, her yıl belli bir kirayı alıyor ve bunun karşısında bakıyorsunuz birileri çıkıyor... Şu anda bunun durdurulması için müracaat edenler var. Üçüncü köprüyü durdurmak için de müracaat edenler var. Kim bunlar: CHP zihniyeti, bu zihniyet. Çünkü bunların hayatında bu ülkede dikili taş yok, hep yıkmak için olmuşlar, yapmak için değil. Onun için de Kastamonu zaten bunları hiçbir zaman yol vermiyor. Bundan sonra da vermeyeceğine inanıyorum.
İstanbulumuzda birçok atılması gereken adımlar vardı. Hep bu yollarla engellemeye çalıştılar. Onlar durdurmaya çalışacak, biz yolları, engelleri aşarak, inşallah bu yatırımları devam ettirmeye çalışacağız. Şimdi Kanalİstanbul geliyor, onun ihalesi yaklaşıyor. Onun içinde bunlar hemen hazırlıklarını yaparlar, yargı yoluna giderler, onu durdurmak için. Biz, yolumuza yine devam edeceğiz. Bu kervan yürüyecek, bu kervan hizmet kervanıdır, yürüyecek. Bariyerleri, engelleri aşa aşa yüreyecek."
Başbakan Erdoğan, Kanalİstanbul Projesi ile İstanbul Boğazı'nı çevre tehdidinden koruyacaklarını ifade ederek, İstanbul Boğazı'nda Romen tankerinin aylarca yanışını unutmadıklarını, benzeri hadiselerin yaşanmaması için de çalışacaklarını anlattı. İstanbul Boğazından geçen tankerlerin tehlike oluşturduğuna işaret eden Erdoğan, "Bir dümen kilitlenmesinde oradaki bütün evlere, yalılara bindirmek suretiyle her şey olabilir. Kalkıp da 'bu iş milyonda bir olur' diyemezsiniz, hesabını sen milyonda bire göre yapacaksın. Öyleyse işte biz Kanalİstanbul ile bu tehlikeyi ortadan kaldırıyoruz. Boğaz sadece tenezzüh gemilerinin gezmesi gereken veya geçmesi gereken yerler olması lazım. Tankerlerden çok daha ziyade insanların, bir ihtimal Galataport ile birlikte cruz gemilerinin gelidiği bir liman haline dönüşecek, bu adımı atıyoruz" dedi.
-"İnsanoğlu makam için sevilmez, parası, pulu için sevilmez"
"Son 10,5 yılda inanarak, birbirimize güvenerek, kardeşlik hukukunu gözeterek, Türkiye'yi en altlardan 26. sıradan aldık, dünyada 17. sıraya çıkardık. Avrupa'da 6. sıradayız" ifadesini kullanan Erdoğan, buralara çalışarak, azmederek, birlik, beraberlik, dayanışma içinde gelindiğini anlattı.
Türkiye'nin çözüm süreciyle yeni bir mesafe aldığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Nedir o? Çözüm süreciyle de özellikle teröre karşı verdiğimiz mücadelede birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz güçleniyor. Bunu artırmamız lazım. Birbirimizi seveceğiz, birbirimizi Allah için seveceğiz. İnsanoğlu makam için sevilmez, parası, pulu için sevilmez. Yaradılanı Yaradandan ötürü seveceğiz. Biz bu ülkede 36 etnik unsur, Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla, Boşnakıyla aklınıza ne gelirse, hepsiyle biriz, beraberiz, kardeşiz. Olaya böyle bakacağız. Olaya böyle bakarsak kimse bizi parçalayamaz. Fakat biz birbirimizle uğraşırsak o zaman bize düşman olanlara hizmet ederiz."
Güçlü bir Türkiye'yi kimsenin istemediğini kaydeden Erdoğan, "Onun için geleceğe yönelik kader çizgilerini biz beraber belirleyeceğiz. Çok gayret edeceğiz, çok çalışacağız. Bazıları tuzaklar kuruyor, varsınlar kursunlar. Ama en büyük tuzak Allah'ındır. Onun tuzağının üzerinde tuzak yoktur ve ardında bir tuzak vardır ki o da milletin tuzağıdır. Milletin kurduğu tuzakla da kimse rekabet edemez. Milletin tuzağı nerede? Sandıkta. En büyük meydan sandık meydanıdır. Her zaman söylüyorum, ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız. Türkiye'ye yönelik saldırılara karşı, kirli senarylolara karşı göğsümüzü gerecek ve yolumuza da devam edeceğiz. Birbirimize inanacağız, birbirimize güceneceğiz. Allah'ın izniyle bütün bu tuzakları da bozuyoruz, bozacağız" diye konuştu.
-"Artık gündem belirleyen bir Türkiye var"
Bu bölgede güçlü Türkiye'nin her geçen gün sesini yükselttiğine işaret eden Erdoğan, "Eskiden bizim gündemimizi belirliyorlardı. Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, artık gündem belirleyen bir Türkiye var. Yani çevremizde, Irak'ta, Suriye'de, Mısır'da birçok olaylar oluyor. Sonu iyi olacak. Unutmayın, her olanda hayır vardır, sonu iyi olacak. Yeter ki ekonomisi sağlam bir Türkiye, aynı şekilde yoluna devam etsin. Dış politikada aktif, hakkı söyleyen bir Türkiye var, mazlumların yanında yer alan bir Türkiye var. Kimse Türkiye'yi zalimlerin yanında göremeyecek, bunu da bilmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, tüm Kastamonuluları bu akşam Valiliğin düzenlediği iftara davet etti.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Değerli kardeşlerim, birçok oyunlar oynanabilir ama bu oyunları beraber bozuyoruz, beraber bozacağız. Biz sizi Allah için seviyoruz. Hizmetkarınız olarak bu yola devam edeceğiz. Türkiye ekonomik olarak da büyümeye devam edecek. Burada da rahat olun. Çalışacağız, inanıyoruz. Ben bu duygular içinde Kastamonu Havalimanı'nın, tüm şu hizmetlerin Kastamonumuza, ülkemize ve tüm Kastamonulu kardeşlerime, milletimize hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyor, sizleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Şimdiden Kadir Gecenizin ve Ramazan Bayramı'nın tüm insanlık için, İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını Allah'tan temenni ediyorum."