Ney Sesi Kalbini İslam'a Açtırdı
ANKARA - RÜMEYSA BETÜL ŞAHİN - Uruguaylı tiyatro ve modern dans sanatçısı Meryem Kiola, etkilendiği tasavvuf musikisini araştırmak üzere geldiği Türkiye'de Müslüman olmaya karar verdi.
Kiola, AA muhabirine, Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini ve küçük yaşlardan itibaren manevi arayış içerisinde olduğunu söyledi.
Sanat eğitimi aldığını, tiyatro ve modern dans sanatçısı olarak pek çok Avrupa ülkesini gezdiğini belirten Kiola, yazarlıktan karateye kadar çok farklı alanlarla uğraştığını ama ne yaparsa yapsın hiçbir şeyin kendisini mutlu etmediğini anlattı.
Kiola, İtalya'da müzik terapisi seminerine gittiğinde Türkiye'nin ilk müzik terapi merkezinin kurucusu Rahmi Oruç Güvenç ile tanıştığını dile getirdi.
Güvenç'in aracılığıyla tasavvuf musikisine ilgi duymaya başladığını ifade eden Kiola, "Rahmi Bey ile İslam hakkında konuştuk. Mevlana ve hoşgörü üzerine uzun süren diyolaglar kurduk. Süreç içerisinde Allah'ın ve peygamberin varlığını merak etmeye başladım" dedi.
-"Namaz kılmayı Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendim"
Kiola, Güvenç'in daveti üzerine 24 yıl önce Türkiye'ye geldiğini, İslamiyeti araştırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de Mevlevilik üzerine de araştırmalar yaptım. Araştırmalarım sırasında neyzen ve semazen olan eşimle evlendim ve Türkiye'ye yerleştim. Sema, zikir ve Mevlana ile tanıştıktan sonra kalbimde Mevlana ile derin bir kontak oluştu. Arapça, Osmanlıca ve Türkçe kurslarına gittim. Eşimin annesinin Allah ve İslamiyet üzerine anlattıkları beni derinden etkiledi ve bir süre sonra kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldum. Namaz kılmayı, Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendim"
Kelime-i şehadetin çok önemli bir kapı ve anahtar olduğuna dikkati çeken Kiola, bu kapıyı açtıktan sonra Müslüman birinin nasıl yaşaması gerektiğini araştırdığını söyledi.
-İnsanlara İslam'ı anlatıyor
Kiola, evlendikten sonra ebru yapmaya, rebab, ud ve kudüm çalmaya, ney üflemeye ve sema dömeye başladığını dile getirerek, son yıllarda bu sanatları sergi açmak, konser vermek ve mutluluğunu yakalamak için değil insanların İslam'ı tanıması için kullandığını söyledi.
-Büyük kızının Müslüman olmasını istiyor
İki çocuk annesi olduğunu belirten Kiola, şunları kaydetti:
"Müslüman olmadan önce dünyaya getirdiğim Uruguay'da yaşayan kızımla akrabalarımın Müslüman olması için her gün dua ediyorum. Uruguay'da çok güzel insanlar var. Müslüman gibi yaşıyorlar ama Kur'an-ı Kerim'i, duaları veya Kabe'yi bilmiyorlar. Aslında kızım Müslüman gibi yaşıyor. Yalnızca kabul etmesi gerekiyor. Büyük kızımın oğluyla namaz kılıyoruz. Torunum, annesine namaz kılmanın çok huzur verici olduğunu söylüyor. 24 yıl önce İslamiyeti kabul etmem benim için Allah'ın bir lütfuydu. Kızımın da Allah'ın varlığına inanmasını çok arzu ediyorum. Küçük kızım Esra Merve ile ablasının İslamiyeti anlaması için elimizden geleni yapıyoruz."
Kaynak: AA
Sanat eğitimi aldığını, tiyatro ve modern dans sanatçısı olarak pek çok Avrupa ülkesini gezdiğini belirten Kiola, yazarlıktan karateye kadar çok farklı alanlarla uğraştığını ama ne yaparsa yapsın hiçbir şeyin kendisini mutlu etmediğini anlattı.
Kiola, İtalya'da müzik terapisi seminerine gittiğinde Türkiye'nin ilk müzik terapi merkezinin kurucusu Rahmi Oruç Güvenç ile tanıştığını dile getirdi.
Güvenç'in aracılığıyla tasavvuf musikisine ilgi duymaya başladığını ifade eden Kiola, "Rahmi Bey ile İslam hakkında konuştuk. Mevlana ve hoşgörü üzerine uzun süren diyolaglar kurduk. Süreç içerisinde Allah'ın ve peygamberin varlığını merak etmeye başladım" dedi.
-"Namaz kılmayı Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendim"
Kiola, Güvenç'in daveti üzerine 24 yıl önce Türkiye'ye geldiğini, İslamiyeti araştırdığını belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de Mevlevilik üzerine de araştırmalar yaptım. Araştırmalarım sırasında neyzen ve semazen olan eşimle evlendim ve Türkiye'ye yerleştim. Sema, zikir ve Mevlana ile tanıştıktan sonra kalbimde Mevlana ile derin bir kontak oluştu. Arapça, Osmanlıca ve Türkçe kurslarına gittim. Eşimin annesinin Allah ve İslamiyet üzerine anlattıkları beni derinden etkiledi ve bir süre sonra kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldum. Namaz kılmayı, Kur'an-ı Kerim okumayı öğrendim"
Kelime-i şehadetin çok önemli bir kapı ve anahtar olduğuna dikkati çeken Kiola, bu kapıyı açtıktan sonra Müslüman birinin nasıl yaşaması gerektiğini araştırdığını söyledi.
-İnsanlara İslam'ı anlatıyor
Kiola, evlendikten sonra ebru yapmaya, rebab, ud ve kudüm çalmaya, ney üflemeye ve sema dömeye başladığını dile getirerek, son yıllarda bu sanatları sergi açmak, konser vermek ve mutluluğunu yakalamak için değil insanların İslam'ı tanıması için kullandığını söyledi.
-Büyük kızının Müslüman olmasını istiyor
İki çocuk annesi olduğunu belirten Kiola, şunları kaydetti:
"Müslüman olmadan önce dünyaya getirdiğim Uruguay'da yaşayan kızımla akrabalarımın Müslüman olması için her gün dua ediyorum. Uruguay'da çok güzel insanlar var. Müslüman gibi yaşıyorlar ama Kur'an-ı Kerim'i, duaları veya Kabe'yi bilmiyorlar. Aslında kızım Müslüman gibi yaşıyor. Yalnızca kabul etmesi gerekiyor. Büyük kızımın oğluyla namaz kılıyoruz. Torunum, annesine namaz kılmanın çok huzur verici olduğunu söylüyor. 24 yıl önce İslamiyeti kabul etmem benim için Allah'ın bir lütfuydu. Kızımın da Allah'ın varlığına inanmasını çok arzu ediyorum. Küçük kızım Esra Merve ile ablasının İslamiyeti anlaması için elimizden geleni yapıyoruz."