Abd'nin Afganistan'daki Askeri Varlığı
WASHINGTON - ABD Dışişleri Bakanlığının Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi James Dobbins, ABD'nin, NATO'nun Afganistan'daki muharip misyonunun sona ereceği 2014'ten sonra da bazı Amerikan askerlerinin ülkede kalmasına izin verecek şekilde Afganistan ile bir anlaşmaya varılacağına inandığını söyledi.
Senato Dış İlişkiler Komitesi'nde Afganistan konulu oturumda senatörlerin sorularını yanıtlayan Dobbins, "Afganistan'daki varlığımıza dair bir anlaşma olmadan, burada kalamayız. Ancak müzakerelerden bu yönde bir neticenin çıkmasını muhtemel görmüyoruz. Kıyaslamaların yapıldığı Irak'taki durumun tersine, Afganlıların bizim kalmamıza ihtiyacı var. Birçok Afgan bizim kalmamızı istiyor ve biz kalmaya söz verdik" dedi.
Oturumda senatörlerin, Afganistan'da ne kadar Amerikan askerinin kalacağı konusuna daha fazla açıklık getirmesi yönündeki sorularına maruz kalan Dobbins, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Afganistan'da 2014 yılından sonra Amerikan askeri varlığının boyutuna dair bir dizi seçenek üzerinde hala kafa yorduğunu belirtti.
Dobbins, Afganların, ülkelerini inşa ederken yalnız kalmayacaklarına vurgu yaptı. ABD'nin Afganistan'daki iki öncelikli hedefi olduğunu dile getiren Dobbins, birincisinin, Afgan güçlerini eğitmek, onlara yardım ve rehberlik etmek ve böylece Afganların kendi güvenliklerini kendilerinin koruyabilmesini sağlamak, ikincisinin de Amerikan güçlerinin ABD'yi tehdit edebilecek El Kaide ve diğer bağlantılı grupların kalıntılarının izini sürmeye devam edebilmesini temin etmek olarak sıraladı.
"Bu çok sınırlı bir misyon ve Afganistan'da son 10 yıldır sahip olduğumuz türden izin aynısını elbette gerektirmiyor" diyen Dobbins, asker sayısı konusunda ise Obama'nın "ulusal güvenlik ekibinin sunduğu bir dizi seçeneği hala gözden geçirmekte olduğunu ve 2014'ten sonraki ABD askeri varlığının boyutu konusunda henüz bir karar vermediğini" kaydetti.
ABD'nin Afganistan'daki askeri varlığına ilişkin şu anki planlar, muharip askerlerin tamamının 2014 yılı sonunda çekilmesi ve yerlerine, görevleri sadece Afganları eğitmek ve onlara rehberlik etmek olacak çok daha küçük sayıda bir birlik bırakılmasını öngörüyor. Ancak Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, önceki gün yaptığı açıklamada, Afganistan'da 2014'ten sonra ne kadar asker bırakılacağına dair kararın yakın bir tarihte verilmeyeceğini belirterek, hiçbir asker bırakılmamasını öngören ve "sıfır seçenek" olarak adlandırılan seçeneğin de masada olduğunu söylemişti.
Kaynak: AA
Oturumda senatörlerin, Afganistan'da ne kadar Amerikan askerinin kalacağı konusuna daha fazla açıklık getirmesi yönündeki sorularına maruz kalan Dobbins, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Afganistan'da 2014 yılından sonra Amerikan askeri varlığının boyutuna dair bir dizi seçenek üzerinde hala kafa yorduğunu belirtti.
Dobbins, Afganların, ülkelerini inşa ederken yalnız kalmayacaklarına vurgu yaptı. ABD'nin Afganistan'daki iki öncelikli hedefi olduğunu dile getiren Dobbins, birincisinin, Afgan güçlerini eğitmek, onlara yardım ve rehberlik etmek ve böylece Afganların kendi güvenliklerini kendilerinin koruyabilmesini sağlamak, ikincisinin de Amerikan güçlerinin ABD'yi tehdit edebilecek El Kaide ve diğer bağlantılı grupların kalıntılarının izini sürmeye devam edebilmesini temin etmek olarak sıraladı.
"Bu çok sınırlı bir misyon ve Afganistan'da son 10 yıldır sahip olduğumuz türden izin aynısını elbette gerektirmiyor" diyen Dobbins, asker sayısı konusunda ise Obama'nın "ulusal güvenlik ekibinin sunduğu bir dizi seçeneği hala gözden geçirmekte olduğunu ve 2014'ten sonraki ABD askeri varlığının boyutu konusunda henüz bir karar vermediğini" kaydetti.
ABD'nin Afganistan'daki askeri varlığına ilişkin şu anki planlar, muharip askerlerin tamamının 2014 yılı sonunda çekilmesi ve yerlerine, görevleri sadece Afganları eğitmek ve onlara rehberlik etmek olacak çok daha küçük sayıda bir birlik bırakılmasını öngörüyor. Ancak Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, önceki gün yaptığı açıklamada, Afganistan'da 2014'ten sonra ne kadar asker bırakılacağına dair kararın yakın bir tarihte verilmeyeceğini belirterek, hiçbir asker bırakılmamasını öngören ve "sıfır seçenek" olarak adlandırılan seçeneğin de masada olduğunu söylemişti.