Hakkari'de Organ Bağışı Toplantısı

Sağlık İl Müdürlüğü tarafından Hakkari Devlet Hastanesi konferans salonunda "Organ bağışı ile bir hayat da siz armağan edin" sloganıyla "Organ Bağışı ve Nakli Bilgilendirme Toplantısı" düzenlendi.

Kentte ilk kez düzenlenen toplantının açış konuşmasını yapan Sağlık Bakanlığı Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı Bölüm Koordinatörü Arif Kapuağası, organ bağışı için yapılan çalışmaların kutsal bir görev olduğunu vurgulayarak, bakanlığın tüm Türkiye'yi adım adım, karış karış gezdiğini söyledi.

Amaçlarının bir nebze dahi olsa organ nakli bekleyen hastalara yardımcı olmak olduğuna işaret eden Kapuağası, Türkiye'de 22 bin hastanın organ nakli beklediğini ifade etti.

Böbrek yetmezliği bulunan hastaların diyaliz makinesine bağlı yaşamlarını sürdürdüğünü ancak kalp, karaciğer, ince bağırsak nakli bekleyen hastaların hayatını kaybettiğini anlatan Kapuağası, şöyle konuştu:

"Yakın bir zamanda medyada da görmüşsünüzdür. Kalp nakli bekleyen bir çocuğumuz maalesef hayatını kaybetti. Biz bunu yüreğimizde yaşıyoruz. Bölgedeki insanlara da bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bağışlamadığınız her bir organda bu insanları maalesef toprağa gömüyoruz. Ama organlarınızı bağışladığınız zaman bunların yaşamasına vesile oluyorsunuz. Bu çok önemli bir olay. Yılda belki de 10 bin insanımız organ yetmezliğine giriyor. Bunların içinde akrabalarınız ya da siz olabilirsiniz. Siz bu hastalığa yakalandıktan sonra olayı çok iyi anlıyorsunuz. Rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki Türkiye'de organ nakli açısından her şeyimiz çok iyi. Eğitimli hocalarımız, altyapımız, organ dağıtım sistemimiz, uçak, helikopter ve ambulanslarımız var. Şu anda nakil başarımız Amerika ile aynı. Organ nakli konusunda başarılı bir ülkeyiz fakat başarısız olduğumuz bir şey var ki o da organ bağışı.

Canlıdan bağışta dünya birincisiyiz. Bir akrabamız hasta olduğunda ameliyat masasına yatıp organımızı veriyoruz fakat ölümüzü toprağa gömüyoruz. Onu vermiyoruz. Halbuki ölümüzü versek canlımızdan hiç organ almayacağız. Biz de öyle bir potansiyel var. Onun için bu bölgelere geliyoruz."

Organ bağışı konusunda çok iyi bir ekiple çalıştıklarını ve bazı eksikleri gidermenin mücadelesini verdiklerini belirten Kapuağası, özellikle hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde görevli personele yönelik eğitimlerle beyin ölümü rakamlarını bin 500'lerin üzerine çıkardıklarını kaydetti.

Kapuağası, bağışta bulunulmadığı takdirde organların yurt dışından getirildiğine işaret ederek, son yıllarda yapılan çalışmalarla organ nakline insanların dikkatlerini çekmeye çalıştıklarını belirtti.

-Müftü Geylani

Konuşmasına, Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerden örnekler vererek başlayan İl Müftüsü Mehmet Faysal Geylani ise organ bağışının dini boyutunu ele aldı.

"Her kim ki birinin hayatını kurtararak yaşatırsa bütün insanları yaşatmış sayılır. Birini ölümden, tehlikeden kurtarabilirsek en büyük hayra vesile olmuş oluruz" diyen Geylani, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun da organ naklinin caiz olduğu sonucuna vardığını ifade etti.

Zaruri hallerde bağışlanacak organların hastaların hayatını kurtardığına değinen Geylani, "Gerçekten bir hasta nakil olmasa kısa zaman içinde hayatını kaybedecekse naklin sağlanması boynumuzun borcudur. Hastalığın bu yolla tedavi edilebileceğine tabibin kesin kararının bulunması bizim için delildir. Organ ya da dokusu alınan kişinin bu işlem yapıldığı esnada ölmüş olması gerekir. Ama bir uzvunu aldığımızda hayatını kaybecekse o zaman bu iş olmaz. Toplumun huzur ve güveninin bozulmaması bakımından organ ya da dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması lazım. Bunu vasiyet ettiği zaman o vasiyeti yerine getirmek zorundayız" diye konuştu.

Geylani, alınacak organ ya da doku karşısında ücret talep edilmemesi gerektiğini kaydederek, ölümle mücadele edeni ve acı içinde olanı kurtarmak kadar hayırlı bir şeyin olmayacağını söyledi.

Canlı bağışçıların da hayatlarını riske etmedikleri sürece dini açıdan sakınca olmadığını anlatan Geylani, naklin ölü vericilerden yapılması durumunda da bedenine saygı gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Geylani, organlarını bağışlamak isteyen bazı kişilerin, "Biz kalbimizi, gözümüzü verdik. Bu insan bizden aldığı kalp ve gözle haram şeyleri düşünür, günah işlerse ne olacak?" düşüncesinde olduğunu vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Din İşleri Yüksek Kurulu bunun da fetvasını şöyle vermiştir. Birinden başkasına verilen organ kime nakil yapıldıysa artık ona aittir. Hayır da işlese harama da baksa günahı sevabı ona aittir. Dolayısıyla müftülük ve Hakkari halkı olarak bu konuya elimizden geldiği kadar destek vermemiz lazım. Çünkü birini kurtarmak bir alemi kurtarmak gibidir. Böyle bir dine mensubuz."

Kamu Hastaneleri Birliği İl Genel Sekreteri Vakkas Özmercan da Hakkari'de bugüne kadar gündeme gelmemiş bir konuyu ilk kez hayata geçirdiklerine değinerek, organ bağışı konusunda insanlarda farkındalık oluşturmak için bir araya geldiklerini kaydetti.

Özmercan, bugünkü toplantıda organ bağışının dini ve tıbbi boyutunun en ince ayrıntılarıyla İstanbul, Ankara ve Diyarbakır"dan gelen uzmanlar tarafından ele alınacağını dile getirdi.

İl Sağlık Müdürü İsmail Erkam Tüzgen ise organ bağışı için toplantı salonunun dışında bir stant açtıklarını ve organlarını bağışlamak isteyen katılımcıların gerekli formları doldurabileceğini bildirdi.

Toplantıda, Dr. Ahmet Çakıroğlu "Ülkemizde Organ Bağışı ve Organ Nakli", Dr. Salih Gülten "Organ Bağışının Etik Toplumsal Boyutu", Doç Dr. Şinasi Sevmiş de "Organ Bağışında Halka olumlu Mesajlar" konularında sunum yaptı.

-Hakkarililer organlarını bağışlamak için sıraya girdi

Yaklaşık iki saat süren toplantıya büyük ilgi gösteren Hakkarililer, toplantının bitiminde organ bağış standının önünde sıraya girdi. Salonun dışında kurulan standa giden Sağlık İl Müdürü Tezgen ve vatandaşlar, form doldurarak organlarını bağışladı.

Tezgen, "Bu işin içinde olan birisi olarak da organ bağışının önemini yeteri kadar kavrayamamış olabiliyoruz. Toplantıdan çıkar çıkmaz organ bağış standına başvurduk. İki şahit huzurunda organlarımın tümünü bağışladığıma dair form doldurdum. Tüm halkımızdan da bu hassasiyeti göstermelerini istiyorum" dedi.

Vatandaşlardan Sibel Yıkan da organlarını bağışlamayı önceden düşündüğünü belirterek, "Bu toplantı organlarımı bağışlamama vesile oldu. Toplantıdan çıkar çıkmaz organlarımı bağışlamak için form doldurdum. Bir insanın hayatını kurtarmak kadar güzel bir şey olamaz. Organlarım toprak olacağına başkalarında yaşasın" ifadelerini kullandı.

Hakkari Üniversitesi öğrencisi İhsan Akarca ise toplantıdan sonra düşüncelerinin değiştiğini bildirerek, insanların bilinçlenmesi kadar güzel bir şey olmadığını ve bir insanın hayatını kurtaracak olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Kaynak: AA