Başbakan Yardımcısı Bozdağ Açıklaması
Kocaeli - Başbakan Yardımcızı Bekir Bozdağ, "Gezi parkı hadisesi bir çevre olayı olmaktan çıkmıştır, başka bir noktaya doğru yol olmaktadır. Bunu herkesin görmesi lazım. Ona göre de bir değerlendirmeyi bir kez daha yapması lazım" dedi.
Kocaeli Valisi Ercan Topaca'yı ziyaret eden Bozdağ, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gazetecilerin, Gezi Parkı eylemlerinin devam ettiğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu anlatarak, demokratik hukuk devletlerinde insanların anayasa ve kanunlar çerçevesinde gösteri yapma, toplantı yapma, görüşlerini açıklama ve eleştirme haklarına sahip olduğunu belirtti.
Hükümetlerin de bu hakların anayasa ve yasalar çerçevesinde teminatlı bir biçimde kullanılması için görevlerini yerine getirdiğini ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Ama anayasa ve yasaların belirlediği sınıra çıktığında bu hak doğru bir biçimde kullanılmış olmaz. Baktığınızda 'Gezi Parkı hadisesi' diyebileceğimiz olay başlangıçta bir çevre duyarlılığıyla ilgili ortaya çıkmış ama ortaya çıkan fotoğraflar, görüntüler tabi bunun hukuk ve demokrasi içerisinde olan sınırlarını aşmıştır. Çünkü vurmak, kırmak, yakmak, yıkmak mala, cana zarar vermek, etrafa şiddet uygulamak, yalan ve iftiralarla insanımızı birbirinin karşısına dikmek, bu demokratik hakkın yasalarala çizilmiş sınırlarının dışına taşmaktır."
Bozdağ, bu anlamda bakıldığında çevre duyarlılığıyla başlayan bir hadisede kaldırım taşlarının söküldüğünü ve etrafa atıldığının görüldüğünü belirterek, "Belediye otobüslerinin yakıldığını görüyoruz, ambulasların yakıldığını görüyoruz. Yine baktığınız zaman, orada özel bazı araçların ve özel mülke ait yerlerin yakıldığını, yıkıldığını, zarar verildiğini görüyoruz" diye konuştu.
-"Herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum"
Bozdağ, olaylardan çoğunluğu polis olmak üzere birçok insanın zarar gördüğünü, yine bir başkomiser ve 2 vatandaşın hayatını kaybettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bütün bunları çevre duyarlılığı içerisine koymak, kabul edilebilir birşey değil. Çevre duyarlılığı olanların, çevreyi tahrip etmek için, kamuya ait olan, özel şahıslara ait olan mülklere zarar vermek için çevrede ne varsa herşeyi birbirine katmak için bir takım eylemler, bir takım fiiller gerçekleştirmiş olmaları, bunun çevre duyarlılığının ötesine geçtiğini gösteriyor."
Ortaya çıkan hadiseleri herkesin doğru okuması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, hukuk içerisinde kaldığı sürece, her demokratik tepkiye, hukuk içerisinde yapılan her gösteri ve yürüyüşe bu güne kadar saygı duyduklarını ve bunların düzgün bir biçimde yapılması için tedbir aldıklarını ifade etti.
Bozdağ, polislerin, güvenlik güçlerinin tedbir almasının, sadece orada bir takım hadiselerin olmaması olarak gösterilemeyeceğini dile getirerek, "Hem bu gösterilerde bulunanların emniyeti bakımından tedbir alır, hem de başkaca insanların zarar görmemesi bakımından de tedbir alır. Polisin görevi, mal ve can emniyetini temin etmek, hakların güven içerisinde kullanılmasını sağlamaktır. Bu çerçevede o da verdiği görevleri yerine getirmektedir. Ben herkesi bu noktada duyarlı olmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu
-"Hukuk dışına çıkmaya kimsenin hakkı yoktur"
Gezi parkı hadisesinin, bir çevre olayı olmaktan çıktığına vurgu yapan Bozdağ, "Bu, başka bir noktaya doğru yol olmaktadır. Bunu herkesin görmesi lazım. Ona göre de bir değerlendirmeyi bir kez daha yapması lazım" dedi.
Bozdağ, 16 yaşındaki bir çocuğa zarar verecek, bir başkomiserin hayatına mal olacak, başka insanların yaralanmasına ve zarar görmesine neden olacak eylemleri hiçkimsenin çevre duyarlılığıyla bağdaştıramayacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu doğru da değil. Taşlar atıyorlar, koca koca taşları alıp polise atıyorlar. Çevre duyarlılığı olan insanlar, bunu yapar mı? Devletin araçlarını, eylemde bulunanların da vergilerinden alınan araçları tahrip etmek için araçların üzerine çıkan, vuran, kıran... Bu eylemlerin demokratik bir tepki olduğunu söyleyebilir miyiz? Demokratik tepki mala, cana zarar vermeden, onlara saygı içerisinde söyleyecekleri varsa bunları söylemek, eleştirileri varsa bunları söylemek, bunları da demokrasi ve hukukun tanıdığı imkanları kullanarak yapmak, herkesin en doğal hakkıdır."
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, buna kimsenin itiraz etmeyeceğini anlatarak, bugün gelinen noktada, çevre duyarlılığıyla alakası olmayan pek çok haksız ve hukuksuz eylemin söz konusu olduğunu kaydetti.
Hukuk dışına çıkıldığında, o konuda gereken neyse hukukun onu yapacağını ifade eden Bodağ, "Hukuk dışına çıkmaya kimsenin hakkı yoktur, kamu düzenini bozmak, insanların mal ve can güvenliğini ortadan kaldırmak, buna dönük sıkıntılar oluşturmak, demokratik bir tepki olarak değerlendirilemez."
Kaynak: AA
Gazetecilerin, Gezi Parkı eylemlerinin devam ettiğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu anlatarak, demokratik hukuk devletlerinde insanların anayasa ve kanunlar çerçevesinde gösteri yapma, toplantı yapma, görüşlerini açıklama ve eleştirme haklarına sahip olduğunu belirtti.
Hükümetlerin de bu hakların anayasa ve yasalar çerçevesinde teminatlı bir biçimde kullanılması için görevlerini yerine getirdiğini ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Ama anayasa ve yasaların belirlediği sınıra çıktığında bu hak doğru bir biçimde kullanılmış olmaz. Baktığınızda 'Gezi Parkı hadisesi' diyebileceğimiz olay başlangıçta bir çevre duyarlılığıyla ilgili ortaya çıkmış ama ortaya çıkan fotoğraflar, görüntüler tabi bunun hukuk ve demokrasi içerisinde olan sınırlarını aşmıştır. Çünkü vurmak, kırmak, yakmak, yıkmak mala, cana zarar vermek, etrafa şiddet uygulamak, yalan ve iftiralarla insanımızı birbirinin karşısına dikmek, bu demokratik hakkın yasalarala çizilmiş sınırlarının dışına taşmaktır."
Bozdağ, bu anlamda bakıldığında çevre duyarlılığıyla başlayan bir hadisede kaldırım taşlarının söküldüğünü ve etrafa atıldığının görüldüğünü belirterek, "Belediye otobüslerinin yakıldığını görüyoruz, ambulasların yakıldığını görüyoruz. Yine baktığınız zaman, orada özel bazı araçların ve özel mülke ait yerlerin yakıldığını, yıkıldığını, zarar verildiğini görüyoruz" diye konuştu.
-"Herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum"
Bozdağ, olaylardan çoğunluğu polis olmak üzere birçok insanın zarar gördüğünü, yine bir başkomiser ve 2 vatandaşın hayatını kaybettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bütün bunları çevre duyarlılığı içerisine koymak, kabul edilebilir birşey değil. Çevre duyarlılığı olanların, çevreyi tahrip etmek için, kamuya ait olan, özel şahıslara ait olan mülklere zarar vermek için çevrede ne varsa herşeyi birbirine katmak için bir takım eylemler, bir takım fiiller gerçekleştirmiş olmaları, bunun çevre duyarlılığının ötesine geçtiğini gösteriyor."
Ortaya çıkan hadiseleri herkesin doğru okuması gerektiğini vurgulayan Bozdağ, hukuk içerisinde kaldığı sürece, her demokratik tepkiye, hukuk içerisinde yapılan her gösteri ve yürüyüşe bu güne kadar saygı duyduklarını ve bunların düzgün bir biçimde yapılması için tedbir aldıklarını ifade etti.
Bozdağ, polislerin, güvenlik güçlerinin tedbir almasının, sadece orada bir takım hadiselerin olmaması olarak gösterilemeyeceğini dile getirerek, "Hem bu gösterilerde bulunanların emniyeti bakımından tedbir alır, hem de başkaca insanların zarar görmemesi bakımından de tedbir alır. Polisin görevi, mal ve can emniyetini temin etmek, hakların güven içerisinde kullanılmasını sağlamaktır. Bu çerçevede o da verdiği görevleri yerine getirmektedir. Ben herkesi bu noktada duyarlı olmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu
-"Hukuk dışına çıkmaya kimsenin hakkı yoktur"
Gezi parkı hadisesinin, bir çevre olayı olmaktan çıktığına vurgu yapan Bozdağ, "Bu, başka bir noktaya doğru yol olmaktadır. Bunu herkesin görmesi lazım. Ona göre de bir değerlendirmeyi bir kez daha yapması lazım" dedi.
Bozdağ, 16 yaşındaki bir çocuğa zarar verecek, bir başkomiserin hayatına mal olacak, başka insanların yaralanmasına ve zarar görmesine neden olacak eylemleri hiçkimsenin çevre duyarlılığıyla bağdaştıramayacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu doğru da değil. Taşlar atıyorlar, koca koca taşları alıp polise atıyorlar. Çevre duyarlılığı olan insanlar, bunu yapar mı? Devletin araçlarını, eylemde bulunanların da vergilerinden alınan araçları tahrip etmek için araçların üzerine çıkan, vuran, kıran... Bu eylemlerin demokratik bir tepki olduğunu söyleyebilir miyiz? Demokratik tepki mala, cana zarar vermeden, onlara saygı içerisinde söyleyecekleri varsa bunları söylemek, eleştirileri varsa bunları söylemek, bunları da demokrasi ve hukukun tanıdığı imkanları kullanarak yapmak, herkesin en doğal hakkıdır."
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, buna kimsenin itiraz etmeyeceğini anlatarak, bugün gelinen noktada, çevre duyarlılığıyla alakası olmayan pek çok haksız ve hukuksuz eylemin söz konusu olduğunu kaydetti.
Hukuk dışına çıkıldığında, o konuda gereken neyse hukukun onu yapacağını ifade eden Bodağ, "Hukuk dışına çıkmaya kimsenin hakkı yoktur, kamu düzenini bozmak, insanların mal ve can güvenliğini ortadan kaldırmak, buna dönük sıkıntılar oluşturmak, demokratik bir tepki olarak değerlendirilemez."