Hac ve Umre Hazırlık Kursları Eğiticisi Seminer Programı
Ankara - Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, haccın bir ibadet olduğunu belirterek, "Yeni hac çeşitleri çıktı ortaya. 'Lüks hac, VIP hac, otel tipi hac, normal tip hac, müstakil tip hac' gibi. Acaba bu çeşitler haccın mahiyetini ne kadar etkiliyor? O mahza gayenin oluşmasına ne derece tesir ediyor? Bunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor" dedi.
Görmez, Hac ve Umre Hazırlık Kursları Eğiticisi Seminer Programının açılışında yaptığı konuşmada, hac ibadetinin zamanla uğradığı değişime dikkati çekti.
Kuranı Kerimde haccın manasının geniş bir şekilde anlatıldığını anımsatan Görmez, taleplerin ve ihtiyaçların değişmesinin bu ibadetin mahiyetine ne kadar etki ettiğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Haccın çeşitlerini herkes biliyor ancak yeni hac çeşitleri çıktı ortaya. 'Lüks hac, VIP hac, otel tipi hac, normal tip hac, müstakil tip hac' gibi. Bunlar bize birşeyler ifade etmiyor mu? Acaba bu çeşitler haccın mahiyetini ne kadar etkiliyor? O mahza gayenin oluşmasına ne derece tesir ediyor? Bunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor" dedi.
Kendisine zaman zaman bazı kişilerin "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac organizasyonundan çekilmesi" önerisiyle geldiğini ifade eden Görmez, "Sabırla dinledikten sonra, 'Zihnini ve kalbini yokla, sen farkında olmadan haccı bir ibadet olmaktan çıkartmışsın bir turizme dönüştürmüşsün. Sen zihnen ve kalben haccın artık bir turistik organizasyon olduğunu kabul ederek bana gelmişsin' diyorum" şeklinde konuştu.
Haccın bir ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, "Haccın bir organizasyon boyutu olabilir. O organizasyon boyutunun her anı dahi ibadettir. Çünkü hacda yürüyüş, yürürken attığınız adımlar ibadettir" dedi.
Hacılara bugüne kadar "5 vakit namazı Kabe'de kılmazsan büyük günahkar olursun" denildiğini kaydeden Görmez, "Şimdi Kabe hacıları almamaya başladı, biz verdiğimiz o yanlış bilgiyi nasıl izah edeceğimizi düşünmeye başladık. Halbuki 'Harem dairesine girdikten sonra, ilk vakti Kabetullah'ta kıldıktan sonra artık her taraf haremdir, siz nerede namaz kılarsanız kılın haremde namaz kılmış gibi sayılırsınız' demiş olsaydık aslında şu anda daha rahat ederdik" ifadesini kullandı.
-"Tavaf esnasında cep telefonuyla konuşuyorlar"
Haccın her anının bir ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, şunlara işaret etti:
"İslam dünyasında yapılacak en büyük kötülüklerden bir tanesi haccı turizme dönüştürmektir. Daha önce de ifade ettim, inanç turizmi denilen kavram bizim kültür ve medeniyet evrenimize ait bir kavram değildir. İnançla turizm olmaz. O inancın gereği olarak yaptığımız şey bir ibadettir. Dolayısıyla haccın bir ibadet olduğunu, hem de çok büyük ibadetlerden oluşan büyük bir ibadet olduğunu unutmamak gerekiyor ve bu ibadete yönelik değişim ve dönüşümü daima doğru izlememiz lazım. Umre sayısındaki, umreye giden kardeşlerimizin sayısındaki patlama biraz onlarla sohbet ettiğimizde, konuştuğumuzda yavaş yavaş bu işi ibadet olmaktan çıkarıp seyahate, turizme dönüştürmeye yönelik bir takım düşüncelerin, eylemlerin ortaya çıktığını hepimiz bilmeliyiz, bilinçlendirmeleri, eğitimleri buna göre yapmalıyız. Tavaf esnasında bir elinde fotoğraf makinası bir elde cep telefonu, cep telefonuyla yurt dışındaki iş bağlantısını yapan iş adamını görmemiz mümkün olabiliyor. Halbuki Kabetullah'ın etrafında tavaf eden insanın hali namazdaki insanın hali gibi olur. Değişim ve dönüşüm derken bunu kast ediyorum."
Hac ibadetinin bir tarih boyutu olduğunu ancak diğer tarafta modern zamanlarda tarihsizleştirme çabası ve gayreti de bulunduğunu anlatan Görmez, bu değişim ve dönüşümün haccın mahiyetine ne kadar tesir ettiğinin düşünülmesi gerektiğini bildirdi.
-"Benim ütopyam"
Haccın birlik ruhunu güçlendirme yanı da bulunduğunu ancak ikişer kişilik konaklama mekanları, farklı şehir ve ülkelerden gelenlerin ayrı kafilelerde bulunması nedeniyle bunun sağlanamadığını dile getiren Görmez, Türkiye'den hacı adaylarının kafileleri oluşturulurken ülkenin farklı renklerinin bir araya getirilmesi şeklinde bir "ütopyası" olduğunu belirtti.
Görmez, "Bu benim ütopyam. Müslümanlar bu ütopyayı kaybettiler farkındayım" dedi.
Görmez, hacda rehberlik üstlenecek din görevlilerine verilen eğitimlerde, bu ibadetin manası üzerinde durulması gerektiğini belirterek, haccın kalbe, ahirete, tarihe, kardeşlere ve kabenin beytine olmak üzere iç içe geçmiş 5 yolculuğu bulunduğunu söyledi.
Bu 5 yolculuğun arkasına konulması gereken bir 6. yolculuk da olduğunu belirten Görmez, "Suudi Arabistan'a yolculuk. Bu ilk 5 yolculuk gerçekleşmediği zaman işte sadece ülkeden ülkeye pasaportlu bir seyahate dönüşebilir" dedi.
Hacda rehberlik yapacak din görevlilerinin kalben ve zihnen buna hazır olmalarını isteyen Görmez, bir taraftan haccın anlam ve sembolleri diğer taraftan da mekanlarla ilgili bilgi sahibi olunmasının büyük önem taşıdığını belirtti.
Hac ibadeti sırasında yapılan toplu dualarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Görmez, bu konuda din görevlilerinden yenilikleri ortaya koymalarını istedi.
İnsanların Kabettulah'ı tavaf ederken kendi dünyasıyla baş başa kalabileceğini, hangi dilde olursa olsun feryad ederek elini rabbine açarak "Allah'ım yavrumu bana bağışla, hidayet nasip et" diye bir annenin yalvarabileceğini kaydeden Görmez, toplantıya katılan görevlilerden yeni dualar yazmalarını istedi.
-Türk hacılar-
Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Vekili Ergün Yücel ise hem hacılara rehberlik yapacak din görevlilerinin hem de hacı adaylarının eğitiminin büyük önem taşıdığını belirterek, diğer ülkelerin hacılarının her yerde Kuran-ı Kerim okuduklarını ve ibadetle meşgul olduklarını, ancak Türk hacılarda bunu göremediklerini söyledi.
Yücel, "Bizim hacılarımızın da maalesef muhabbetleri gerçekten dikkat çekmekte. Ya otelinden ya aldığı hediyelik eşyadan veya seferiyle ilgili bir çok muhabbete dalmışlar, ibadete daha az vakit ayırdıklarını görmekteyiz" dedi.
Bunun için hacı adaylarına ve hacılara Kuranı Kerim öğretme seferberliği başlattıklarını belirten Yücel, geçen yıl bin 700 hacının Kuranı Kerim-i öğrendiğini bildirdi.
Kaynak: AA
Kuranı Kerimde haccın manasının geniş bir şekilde anlatıldığını anımsatan Görmez, taleplerin ve ihtiyaçların değişmesinin bu ibadetin mahiyetine ne kadar etki ettiğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Haccın çeşitlerini herkes biliyor ancak yeni hac çeşitleri çıktı ortaya. 'Lüks hac, VIP hac, otel tipi hac, normal tip hac, müstakil tip hac' gibi. Bunlar bize birşeyler ifade etmiyor mu? Acaba bu çeşitler haccın mahiyetini ne kadar etkiliyor? O mahza gayenin oluşmasına ne derece tesir ediyor? Bunun üzerinde düşünmemiz gerekiyor" dedi.
Kendisine zaman zaman bazı kişilerin "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac organizasyonundan çekilmesi" önerisiyle geldiğini ifade eden Görmez, "Sabırla dinledikten sonra, 'Zihnini ve kalbini yokla, sen farkında olmadan haccı bir ibadet olmaktan çıkartmışsın bir turizme dönüştürmüşsün. Sen zihnen ve kalben haccın artık bir turistik organizasyon olduğunu kabul ederek bana gelmişsin' diyorum" şeklinde konuştu.
Haccın bir ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, "Haccın bir organizasyon boyutu olabilir. O organizasyon boyutunun her anı dahi ibadettir. Çünkü hacda yürüyüş, yürürken attığınız adımlar ibadettir" dedi.
Hacılara bugüne kadar "5 vakit namazı Kabe'de kılmazsan büyük günahkar olursun" denildiğini kaydeden Görmez, "Şimdi Kabe hacıları almamaya başladı, biz verdiğimiz o yanlış bilgiyi nasıl izah edeceğimizi düşünmeye başladık. Halbuki 'Harem dairesine girdikten sonra, ilk vakti Kabetullah'ta kıldıktan sonra artık her taraf haremdir, siz nerede namaz kılarsanız kılın haremde namaz kılmış gibi sayılırsınız' demiş olsaydık aslında şu anda daha rahat ederdik" ifadesini kullandı.
-"Tavaf esnasında cep telefonuyla konuşuyorlar"
Haccın her anının bir ibadet olduğunu vurgulayan Görmez, şunlara işaret etti:
"İslam dünyasında yapılacak en büyük kötülüklerden bir tanesi haccı turizme dönüştürmektir. Daha önce de ifade ettim, inanç turizmi denilen kavram bizim kültür ve medeniyet evrenimize ait bir kavram değildir. İnançla turizm olmaz. O inancın gereği olarak yaptığımız şey bir ibadettir. Dolayısıyla haccın bir ibadet olduğunu, hem de çok büyük ibadetlerden oluşan büyük bir ibadet olduğunu unutmamak gerekiyor ve bu ibadete yönelik değişim ve dönüşümü daima doğru izlememiz lazım. Umre sayısındaki, umreye giden kardeşlerimizin sayısındaki patlama biraz onlarla sohbet ettiğimizde, konuştuğumuzda yavaş yavaş bu işi ibadet olmaktan çıkarıp seyahate, turizme dönüştürmeye yönelik bir takım düşüncelerin, eylemlerin ortaya çıktığını hepimiz bilmeliyiz, bilinçlendirmeleri, eğitimleri buna göre yapmalıyız. Tavaf esnasında bir elinde fotoğraf makinası bir elde cep telefonu, cep telefonuyla yurt dışındaki iş bağlantısını yapan iş adamını görmemiz mümkün olabiliyor. Halbuki Kabetullah'ın etrafında tavaf eden insanın hali namazdaki insanın hali gibi olur. Değişim ve dönüşüm derken bunu kast ediyorum."
Hac ibadetinin bir tarih boyutu olduğunu ancak diğer tarafta modern zamanlarda tarihsizleştirme çabası ve gayreti de bulunduğunu anlatan Görmez, bu değişim ve dönüşümün haccın mahiyetine ne kadar tesir ettiğinin düşünülmesi gerektiğini bildirdi.
-"Benim ütopyam"
Haccın birlik ruhunu güçlendirme yanı da bulunduğunu ancak ikişer kişilik konaklama mekanları, farklı şehir ve ülkelerden gelenlerin ayrı kafilelerde bulunması nedeniyle bunun sağlanamadığını dile getiren Görmez, Türkiye'den hacı adaylarının kafileleri oluşturulurken ülkenin farklı renklerinin bir araya getirilmesi şeklinde bir "ütopyası" olduğunu belirtti.
Görmez, "Bu benim ütopyam. Müslümanlar bu ütopyayı kaybettiler farkındayım" dedi.
Görmez, hacda rehberlik üstlenecek din görevlilerine verilen eğitimlerde, bu ibadetin manası üzerinde durulması gerektiğini belirterek, haccın kalbe, ahirete, tarihe, kardeşlere ve kabenin beytine olmak üzere iç içe geçmiş 5 yolculuğu bulunduğunu söyledi.
Bu 5 yolculuğun arkasına konulması gereken bir 6. yolculuk da olduğunu belirten Görmez, "Suudi Arabistan'a yolculuk. Bu ilk 5 yolculuk gerçekleşmediği zaman işte sadece ülkeden ülkeye pasaportlu bir seyahate dönüşebilir" dedi.
Hacda rehberlik yapacak din görevlilerinin kalben ve zihnen buna hazır olmalarını isteyen Görmez, bir taraftan haccın anlam ve sembolleri diğer taraftan da mekanlarla ilgili bilgi sahibi olunmasının büyük önem taşıdığını belirtti.
Hac ibadeti sırasında yapılan toplu dualarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Görmez, bu konuda din görevlilerinden yenilikleri ortaya koymalarını istedi.
İnsanların Kabettulah'ı tavaf ederken kendi dünyasıyla baş başa kalabileceğini, hangi dilde olursa olsun feryad ederek elini rabbine açarak "Allah'ım yavrumu bana bağışla, hidayet nasip et" diye bir annenin yalvarabileceğini kaydeden Görmez, toplantıya katılan görevlilerden yeni dualar yazmalarını istedi.
-Türk hacılar-
Diyanet İşleri Başkanlığı Hac ve Umre Hizmetleri Genel Müdür Vekili Ergün Yücel ise hem hacılara rehberlik yapacak din görevlilerinin hem de hacı adaylarının eğitiminin büyük önem taşıdığını belirterek, diğer ülkelerin hacılarının her yerde Kuran-ı Kerim okuduklarını ve ibadetle meşgul olduklarını, ancak Türk hacılarda bunu göremediklerini söyledi.
Yücel, "Bizim hacılarımızın da maalesef muhabbetleri gerçekten dikkat çekmekte. Ya otelinden ya aldığı hediyelik eşyadan veya seferiyle ilgili bir çok muhabbete dalmışlar, ibadete daha az vakit ayırdıklarını görmekteyiz" dedi.
Bunun için hacı adaylarına ve hacılara Kuranı Kerim öğretme seferberliği başlattıklarını belirten Yücel, geçen yıl bin 700 hacının Kuranı Kerim-i öğrendiğini bildirdi.