Çin, Hindistan ve Pakistan Nükleer Kapasitesini Artırıyor

Ankara - Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün raporunda, geçen yıla göre Çin, Hindistan ve Pakistan'ın nükleer silah stokları ile füze fırlatma kapasitelerini artırdığı, İngiltere, Fransa, Hindistan, Pakistan ve İsrail'in durumunda değişiklik olmadığı belirtildi.

Merkezi İsveç'in başkenti Stockholm'da bulunan SIPRI'nın resmi internet sitesinde yer verilen 2013 Yıllığı'na göre, nükleer silah bulundurma hakkı uluslararası toplumca tanınan Çin, Fransa, ABD, Rusya ve İngiltere'den sadece Pekin yönetimi nükleer silah kapasitesini artırdı. Çin, geçen yıl 240 nükleer savaş başlığına sahipken, 2013 başından bu yana sayıyı 10 adet artırdı. Buna karşın söz konusu beş ülke, nükleer silah kapasitelerini modernize ederek bundan sonra da aynı şekilde devam ettirme yönündeki kararlılığını gösterdi.

Öte yandan, Pakistan ve Hindistan, gerek nükleer silah stoklarını gerek füze fırlatma kapasitelerini geliştirmeye devam ediyor.

SIPRI Kıdemli Araştırmacısı Shannon Kile, uzun dönemli nükleer modernizasyon programları uygulanmasının, nükleer silahların halen uluslararası güç ve statü konusunda önemli bir işaret olarak algılandığının göstergesi olduğuna dikkati çekti.

SIPRI çalışmasına göre dünyadaki nükleer silah varlığı şöyle:

Ülkeler Konuşlandırılmış Savaş Başlığı* Diğer Başlıklar 2013 2012
ABD 2150 5550 7700 8000
Rusya 1800 6700 8500 10000
İngiltere 160 65 225 225
Fransa 290 10 300 300
Çin 250 250 240
Hindistan 90-110 90-110 80-100
Pakistan 100-120 100-120 90-110
İsrail 80 80 80
Toplam 4400 12865 17265 19000
*Füzelere ya da operasyonel güçlerin bulunduğu üslere yerleştirilmiş

-Barış gücü askerlerinin sayısı azaldı

Raporda, dünyanın farklı bölgelerine konuşlandırılmış barış gücü askerlerinin sayısının 2012'de bir önceki yıla göre yüzde 10 düşüş gösterdiği ifade edildi.

Afganistan'daki uluslararası koalisyon askerlerinin çekilmesinin bu düşüşte önemli bir rol oynadığına dikkati çeken SIPRI, halihazırda dünyanın farklı ülkelerindeki 53 operasyonda 233 bin 642 barış gücü personelinin görev yaptığını belirtti.

-Suriye

BM'nin Suriye konusunda yeterince etkili olamadığına işaret edilen raporda, "Hükümetin işlevini yerine getirmemesi durumunda halkın korunmasının uluslararası bir sorumluluk olduğuyla ilgili ilke, Çin ve Rusya'nın veto tehdidinde bulunması ve BM Güvenlik Konseyi'nin diğer bazı üyelerinin Suriye'nin içişlerine olası bir müdahaleye karşı çıkması nedeniyle uygulanamadı" ifadesi kullanıldı.

Geçen yıl da Suriye'de sivillerin korunması için eyleme geçilemediğine dikkati çeken SIPRI araştırmacılarından Jair van der Lijn, "Ulusal çıkarlar ve koruma sorumluluğunun devlet egemenliği ilkesine zarar vereceği endişesi, ne yazık ki uluslararası toplumun çatışmalar nedeniyle acı çeken halklara karşı sorumluluğuna ağır bastı" dedi.

-Misket bombalarıyla ilgili girişimler sekteye uğradı

Raporda, 2008 tarihli Uluslararası Misket Bombalarının Yasaklanması Sözleşmesi'ne destek veren ülke sayısında artış olmaması nedeniyle bu bombaların kullanımı, üretimi, ticareti ve depolanmasının tüm dünyada kontrol altına alınması ile ilgili girişimlerin 2012'de sekteye uğradığı belirtildi.

Sözleşmeye imza atmayan ya da onay vermeyen ülkeler arasında dünyanın en büyük misket bombası üreticilerinden Brezilya, Çin, Mısır, Hindistan, İsrail, Güney Kore, Rusya ve ABD'nin de bulunduğuna işaret edilen raporda, "Bu ülkelerin geçmişte misket bombası kullandığı biliniyor. Misket bombalarından dağılan daha küçük boyutlu patlayıcılardan bazıları, aylar hatta yıllar sonra patlayarak sivil kayıplara yol açıyor" ifadesi kullanıldı.

SIPRI araştırmacılarından Lina Grip, "Birçoğu bu bombaların insanlar üzerindeki son derece ciddi etkilerine kabul etmesine karşın misket bombası üreticileri, uluslararası sözleşmeyi imzalamadıkça misket bombalarının 'yasal' askeri-endüstriyel bir ürün olduğunu ileri sürmeye devam edecek" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA