Tbmm Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu Açıklaması
TBMM - TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Meclis Başkanlığı adaylığına ilişkin, "Dış görünüm olarak partinin içerisinde bir farklı görünüm var havası vermemek için sayın Başbakanımızın tavsiyelerini dikkate aldım. O manada müracaatımı yapmama kararı aldım" dedi.
Kuzu, Meclis'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Meclis Başkanlığı için Cemil Çiçek'in isminin çıktığının belirtilerek, "Adaylık konusunda kararınız nedir?" sorusu üzerine Kuzu, "Cemil Çiçek'in ismi her zaman önde zaten biliyorsunuz. Şu ana kadar adaylığımı hep düşündüm. Bunda da çok samimi olarak davrandım. Ben bu partinin kurucu üyesiyim. Başından beri olan bir insanım, çok şeyi de hak ettiğimi düşünüyorum bu arada" diye konuştu.
Partinin kurucusu üyesi olunduğunda farklı düşünülmesi gerektiğini ifade eden Kuzu, "Biz 73 arkadaş yola çıktık. Aynı sorumluluğu biz daha farklı taşıyoruz. Bir nevi kendi çocuğumuz gibi görüyoruz. 2001'de yola çıktığımız zaman Türkiye çok farlı konumda, durumdaydı" dedi.
Dün akşam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü belirten Kuzu, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan beni aradı. Uzun bir görüşme yaptık, 40-45 dakika. Birçok şeyi konuştuk. Bu meselede ağırlıklı olarak konuşuldu. Tabii parti içerisinde elbetteki onun, bunun kazanmasından öte, demokrasinin kazanması daha uygun olur, daha doğru olur. Fakat ülkenin şu an içinde bulunduğu konum biraz daha farklı davranmayı gerektiriyor. Ben de dış görünüm olarak partinin içerisinde bir farklı görünüm var havası vermemek için sayın Başbakanımızın tavsiyelerini dikkate aldım. O manada müracaatımı yapmama kararı aldım. Bunu özellikle belirteyim. Tablo böyle. Burada daha fazla söyleyecek bir şey yok. Gerekçem de tamamen bundan ibarettir. Dilekçemi vermemem onun, bunun şahsını gözeterek değildir. Onu ya da bunu korumak kollamak ya da ona bir ön vermek gibi algılanmasın. Tamamen kendi partimi, ülkemi düşündüğüm için bu dilekçeyi vermekten vazgeçtim. Dilekçem hazır, yazılı olarak bekliyor. Pazartesi günü yazdık, bir haftadır bekletiyoruz. Ama parti içerisinde kurucu olduğu zaman konumun, sorumluluğun daha farklı oluyor. Ötekiler kadar hoyratça düşünemiyorsun, daha sorumlu düşünüyorsun. Daha 9 düşünüp, bir konuşuyorsun. O açıdan da bunları böylece söylemek istiyorum."
-"Kırgınlık olarak algılamayın"
"Kırgınlığınız var mı?" sorusuna Kuzu, "Yok, kırgınlık olarak algılamayın" karşılığını verdi. Kuzu, bulunduğu Anayasa Komsiyonluğu Başkanlığı konumunun kendisi açısından önemli bir yer olduğunu ifade ederek, "Özellikle anayasa hukuku profesörü olduğum için bana uyan da bir yer" dedi.
Kuzu, aşağı yukarı 12 yıldır bu komisyon başkanlığını yürüttüğünü ve başarılı olduğunu düşündüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Ufak tefek sorunlar her zaman olur ama o komisyon zor bir komisyon. Sorumluluğu yüksek bir komisyon. Orada başarılı olarak devam ettik. Benim şöyle bir şeyim hiçbir zaman olmaz; yani bu olmazsa başka bir makam, mevki filan gibi... Böyle bir talebim hiçbir zaman olmadı, olmaz da. Çünkü benim derdim bir makam, mevki elde etmek değildir. Bunu beni tanıyan herkes bilir. İlim adamı olarak zaten şu anda en büyük makamdayım. Türkiye'de çok şükür güzel bir ismim de var. Öyle olduğunu düşünüyorum. Gittiğim yerlerde bunu çok yakından görüyorum. Hani "Meclis Başkanlığı'ndan vazgeçti, başka bir talep" filan asla böyle bir şey olmaz, olmadı, olmaz da zaten. Benim böyle bir derdim de yok."
-"Bazen şartlar elvermiyor"
"Kabine revizyonunda olabilir mi?" sorusu üzerine Kuzu, onları hiçbir zaman konuşmadığını, düşünmediğini ve böyle bir derdi olmadığını vurgulayarak, "Benim ki bir demokrasi mücadelesidir. Görünüm olarak elbetteki yarışmacı bir tablo olsa daha güzel olur. Ön seçimli olsa daha güzel olur. Ama bazen şartlar onu elvermiyor. İçinde bulunulan kimi konumlar, ister istemez bunları dikkate alıyorsunuz. Haliyle ülkenin içinde bulunduğu şartları, koşulları, süreci... Çünkü böyle bir şeyde zarar verdiğin zaman senin geldiğin makamın sana çok bir faydası da olmaz, onun tadı da olmaz" şeklinde konuştu.
Konuya bu çerçevede baktığını ve böyle algılanması gerektiğini ifade eden Kuzu, bunun hiçbir zaman kendisi için bir makam, mevkii kavgası olmadığını yineledi. Kuzu, "AK Parti grubunda da fevkalade bir saygınlığımız var. Hem Genel Kurul'da hem kendi grubumda. Bizim adaylığımız çok farklı olur, çok farklı algılanabilirdi, çok farklı sonuçlarda çıkabilirdi. Ama biz bunları nefis olarak düşünmediğimiz için, konuya daha yukarı perdeden baktığımdan dolayı da böyle bir karara vardık. Hayırlı uğurlu olsun ne diyelim" dedi.
-"Çözüm sürecinde demokratik paketler ana unsurdur"
Kuzu, BDP'nin çözüm sürecinin ilk aşamasının tamamlandığı, yasal ve anayasal düzenlemelere gerek bulunduğu yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Anayasa çalışmalarıyla ilgili malum Uzlaşma Komisyonu devam ediyordu. Şu ana kadar da bir şey çıkmadı oradan. Bundan sonra çıkar mı, onu bilemiyorum. Yani geç kaldı komisyon. Normalde 1-1.5 yılda bitecek bir süreç, 1 yıl daha uzatıldı. Belki Meclis Başkanlığı seçimi bittikten sonra yeni bir karar verilir. Yeni bir süreç başlatılır, belki ikili görüşmeler olabilir ama anayasada değişmesi gereken çözümle alakalı hükümler varsa tabi bunların bir an önce yapılmasında yarar var. Yasal düzenlemeler sanırım bugünlerde bir kısmı geliyor, bazıları getiriliyor. O açıdan anayasal olanlar tabii daha zor. Hele bir de referandum sınırında kalırsa ne yapacaksınız? Bir de bu var. Her şeyi hesap etmek lazım. O çözümle alakalı getireceğin kimi konular Meclis'te geçme şansı ne kadar yüksektir, daha doğrusu ne orandadır? Referanduma giderse nasıl bakılır? Çok değişik şeyleri var bunun. Ama çözüm sürecinde demokratik paketler mutlaka ana unsurdur, doğrusu da budur. Herhalde bu da devam edecek öyle gözüküyor. Biraz daha beklememiz lazım."
Kaynak: AA
Partinin kurucusu üyesi olunduğunda farklı düşünülmesi gerektiğini ifade eden Kuzu, "Biz 73 arkadaş yola çıktık. Aynı sorumluluğu biz daha farklı taşıyoruz. Bir nevi kendi çocuğumuz gibi görüyoruz. 2001'de yola çıktığımız zaman Türkiye çok farlı konumda, durumdaydı" dedi.
Dün akşam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğünü belirten Kuzu, şöyle devam etti:
"Sayın Başbakan beni aradı. Uzun bir görüşme yaptık, 40-45 dakika. Birçok şeyi konuştuk. Bu meselede ağırlıklı olarak konuşuldu. Tabii parti içerisinde elbetteki onun, bunun kazanmasından öte, demokrasinin kazanması daha uygun olur, daha doğru olur. Fakat ülkenin şu an içinde bulunduğu konum biraz daha farklı davranmayı gerektiriyor. Ben de dış görünüm olarak partinin içerisinde bir farklı görünüm var havası vermemek için sayın Başbakanımızın tavsiyelerini dikkate aldım. O manada müracaatımı yapmama kararı aldım. Bunu özellikle belirteyim. Tablo böyle. Burada daha fazla söyleyecek bir şey yok. Gerekçem de tamamen bundan ibarettir. Dilekçemi vermemem onun, bunun şahsını gözeterek değildir. Onu ya da bunu korumak kollamak ya da ona bir ön vermek gibi algılanmasın. Tamamen kendi partimi, ülkemi düşündüğüm için bu dilekçeyi vermekten vazgeçtim. Dilekçem hazır, yazılı olarak bekliyor. Pazartesi günü yazdık, bir haftadır bekletiyoruz. Ama parti içerisinde kurucu olduğu zaman konumun, sorumluluğun daha farklı oluyor. Ötekiler kadar hoyratça düşünemiyorsun, daha sorumlu düşünüyorsun. Daha 9 düşünüp, bir konuşuyorsun. O açıdan da bunları böylece söylemek istiyorum."
-"Kırgınlık olarak algılamayın"
"Kırgınlığınız var mı?" sorusuna Kuzu, "Yok, kırgınlık olarak algılamayın" karşılığını verdi. Kuzu, bulunduğu Anayasa Komsiyonluğu Başkanlığı konumunun kendisi açısından önemli bir yer olduğunu ifade ederek, "Özellikle anayasa hukuku profesörü olduğum için bana uyan da bir yer" dedi.
Kuzu, aşağı yukarı 12 yıldır bu komisyon başkanlığını yürüttüğünü ve başarılı olduğunu düşündüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Ufak tefek sorunlar her zaman olur ama o komisyon zor bir komisyon. Sorumluluğu yüksek bir komisyon. Orada başarılı olarak devam ettik. Benim şöyle bir şeyim hiçbir zaman olmaz; yani bu olmazsa başka bir makam, mevki filan gibi... Böyle bir talebim hiçbir zaman olmadı, olmaz da. Çünkü benim derdim bir makam, mevki elde etmek değildir. Bunu beni tanıyan herkes bilir. İlim adamı olarak zaten şu anda en büyük makamdayım. Türkiye'de çok şükür güzel bir ismim de var. Öyle olduğunu düşünüyorum. Gittiğim yerlerde bunu çok yakından görüyorum. Hani "Meclis Başkanlığı'ndan vazgeçti, başka bir talep" filan asla böyle bir şey olmaz, olmadı, olmaz da zaten. Benim böyle bir derdim de yok."
-"Bazen şartlar elvermiyor"
"Kabine revizyonunda olabilir mi?" sorusu üzerine Kuzu, onları hiçbir zaman konuşmadığını, düşünmediğini ve böyle bir derdi olmadığını vurgulayarak, "Benim ki bir demokrasi mücadelesidir. Görünüm olarak elbetteki yarışmacı bir tablo olsa daha güzel olur. Ön seçimli olsa daha güzel olur. Ama bazen şartlar onu elvermiyor. İçinde bulunulan kimi konumlar, ister istemez bunları dikkate alıyorsunuz. Haliyle ülkenin içinde bulunduğu şartları, koşulları, süreci... Çünkü böyle bir şeyde zarar verdiğin zaman senin geldiğin makamın sana çok bir faydası da olmaz, onun tadı da olmaz" şeklinde konuştu.
Konuya bu çerçevede baktığını ve böyle algılanması gerektiğini ifade eden Kuzu, bunun hiçbir zaman kendisi için bir makam, mevkii kavgası olmadığını yineledi. Kuzu, "AK Parti grubunda da fevkalade bir saygınlığımız var. Hem Genel Kurul'da hem kendi grubumda. Bizim adaylığımız çok farklı olur, çok farklı algılanabilirdi, çok farklı sonuçlarda çıkabilirdi. Ama biz bunları nefis olarak düşünmediğimiz için, konuya daha yukarı perdeden baktığımdan dolayı da böyle bir karara vardık. Hayırlı uğurlu olsun ne diyelim" dedi.
-"Çözüm sürecinde demokratik paketler ana unsurdur"
Kuzu, BDP'nin çözüm sürecinin ilk aşamasının tamamlandığı, yasal ve anayasal düzenlemelere gerek bulunduğu yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Anayasa çalışmalarıyla ilgili malum Uzlaşma Komisyonu devam ediyordu. Şu ana kadar da bir şey çıkmadı oradan. Bundan sonra çıkar mı, onu bilemiyorum. Yani geç kaldı komisyon. Normalde 1-1.5 yılda bitecek bir süreç, 1 yıl daha uzatıldı. Belki Meclis Başkanlığı seçimi bittikten sonra yeni bir karar verilir. Yeni bir süreç başlatılır, belki ikili görüşmeler olabilir ama anayasada değişmesi gereken çözümle alakalı hükümler varsa tabi bunların bir an önce yapılmasında yarar var. Yasal düzenlemeler sanırım bugünlerde bir kısmı geliyor, bazıları getiriliyor. O açıdan anayasal olanlar tabii daha zor. Hele bir de referandum sınırında kalırsa ne yapacaksınız? Bir de bu var. Her şeyi hesap etmek lazım. O çözümle alakalı getireceğin kimi konular Meclis'te geçme şansı ne kadar yüksektir, daha doğrusu ne orandadır? Referanduma giderse nasıl bakılır? Çok değişik şeyleri var bunun. Ama çözüm sürecinde demokratik paketler mutlaka ana unsurdur, doğrusu da budur. Herhalde bu da devam edecek öyle gözüküyor. Biraz daha beklememiz lazım."