'Gezi olaylarının maliyeti 100 milyar TL'
Gezi eylemleri ekonomiyi vurdu. Ekonominin nabzını tutan adam Prof. Dr. Ünsal Ban, olayların maliyetinin 100 milyar TL olduğunu söyledi.
Gezi eylemleri ekonomiyi vurdu. Ekonominin nabzını tutan adam Prof. Dr. Ünsal Ban, olayların maliyetinin 100 milyar TL olduğunu söyledi.
THK Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban, Kanal 24'te Gezi Parkı eylemlerinin ekonomiye olan yansımalarını anlattı.
"Bu olayların Türkiye'ye maliyeti başından şu ana kadar yaklaşık 100 milyar TL" diyen Ban, Tabi bunlar hesaplayabildiklerimiz. Bir de hesaplayamadıklarımız var. Bunlar neler? Öncelikle Türkiye'nin önümüzdeki iki ay içerisinde yaklaşık 38.8 milyar TL'lik bir iç borçlanması var. Yani hazine borçlanacak. Bu bağlamda hazinenin 1 Haziran itibariyle borçlanması durumunda ortaya çıkan faizle, bugün ortaya çıkan faiz arasında çok ciddi bir fark söz konusu oldu. Yani faiz yüzde 4'lerden bir anda yüzde 7'lere çıktı" şeklinde konuştu. Ban şöyle devam etti:
"Eğer biz bu olayları yaşamamış olsaydık, Hazine Müsteşarlığımız yaklaşık 300 baz puanlık daha az bir maliyette borçlanabilecekti. Bunun ülke ekonomisine çıkardığı maliyet de yaklaşık 12.5 milyar TL. Bir başka ifadeyle eski parayla da söylemekte fayda var; 12 kattriyonluk bir maliyet söz konusu burada, sadece borçlanma maliyetinden dolayı."
Bu zararın bununla sınırlı olmadığına da dikkat çeken Ünsal Ban, "İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB) tarihi rekorlarını kırıyordu. Türkiye dünyanın parlayan bir yıldızı haline geliyordu. Bu bağlamda da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda 100 binler ifade ediliyordu IMKB 100 için ama bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 75 bin puanını görüyoruz ki; bu da yaklaşık yüzde 25'lik bir düşüşü ifade ediyor. Peki bu yüzde 25'lik düşüşün çıkardığı maliyet ne? Yaklaşık 65 milyar TL de buradan Türk ekonomisinin bir başka ifadeyle Menkul Kıymetler Borsası'ndaki şirketlerin değer düşüklüğünden dolayı ortaya çıkan zarar var" diye konuştu.
Ban, "Bunu da bir tarafa koyuyoruz, yaklaşık 8 buçuk milyar TL'likte rezarvasyon iptali var turizm sektöründe. Bunların hepsini bir araya koyduğumuzda 100 milyarlık bir rakam çıkıyor" dedi.
"BU DÜZMECE BİR OYUN"
Başbakan Erdoğan'ın faiz lobisi açıklamasını da değerlendiren Ban, "Başbakan'ın dediği gibi bu operasyonun faiz lobisinin operasyonu olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Biz rakamlara baktığımız zaman ve herkesin aynı anda hareket etmesine baktığımız zaman, özellikle uluslararası televizyonların bir anda harekete geçmesi ve olayın çok büyük bir olaymış gibi verildiğini gördüğümüz andan itibaren, bunun düzmece bir oyun olduğunu, bir başka ifadeyle insanların kandırılmasına yönelik bir oyun olduğunu hemen ortaya çıkarıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"AVRUPA TÜRKİYE'NİN ÖN PLANA ÇIKMASINI İSTEMİYOR"
Son yıllarda Türkiye'nin çok güçlenemeye başladığını vurgulayan Ünsal Ban, "Türkiye o kadar istikrarlı, o kadar güvenli yolda gidiyor ki; o kadar büyük projler üretmeye başlıyor ki... Burada özellikle üretim merkezi olduğunu iddia eden ve Avrupa'da'sadece benim sözüm geçer'diyen bazı ülkeler Türkiye'nin bu şekilde güçlenmesini ve üretim merkezi olmasını istemiyorlar. Çünkü Türkiye mevcut yapısıyla, nüfus yapısıyla, genç nüfusuyla Avrupa'ya üretim yapabilecek kapasitede bir ülke. Bunun için Avrupa'daki üretim merkezleri Türkiye'nin ön plana çıkmasını, bir üretim merkezi olmasını asla istemiyorlar. Bu bağlamda da hareket tarzları geliştiriyorlar" şeklinde konuştu. BEYAZ GAZETE
THK Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban, Kanal 24'te Gezi Parkı eylemlerinin ekonomiye olan yansımalarını anlattı.
"Bu olayların Türkiye'ye maliyeti başından şu ana kadar yaklaşık 100 milyar TL" diyen Ban, Tabi bunlar hesaplayabildiklerimiz. Bir de hesaplayamadıklarımız var. Bunlar neler? Öncelikle Türkiye'nin önümüzdeki iki ay içerisinde yaklaşık 38.8 milyar TL'lik bir iç borçlanması var. Yani hazine borçlanacak. Bu bağlamda hazinenin 1 Haziran itibariyle borçlanması durumunda ortaya çıkan faizle, bugün ortaya çıkan faiz arasında çok ciddi bir fark söz konusu oldu. Yani faiz yüzde 4'lerden bir anda yüzde 7'lere çıktı" şeklinde konuştu. Ban şöyle devam etti:
"Eğer biz bu olayları yaşamamış olsaydık, Hazine Müsteşarlığımız yaklaşık 300 baz puanlık daha az bir maliyette borçlanabilecekti. Bunun ülke ekonomisine çıkardığı maliyet de yaklaşık 12.5 milyar TL. Bir başka ifadeyle eski parayla da söylemekte fayda var; 12 kattriyonluk bir maliyet söz konusu burada, sadece borçlanma maliyetinden dolayı."
Bu zararın bununla sınırlı olmadığına da dikkat çeken Ünsal Ban, "İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB) tarihi rekorlarını kırıyordu. Türkiye dünyanın parlayan bir yıldızı haline geliyordu. Bu bağlamda da İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda 100 binler ifade ediliyordu IMKB 100 için ama bugün geldiğimiz noktada yaklaşık 75 bin puanını görüyoruz ki; bu da yaklaşık yüzde 25'lik bir düşüşü ifade ediyor. Peki bu yüzde 25'lik düşüşün çıkardığı maliyet ne? Yaklaşık 65 milyar TL de buradan Türk ekonomisinin bir başka ifadeyle Menkul Kıymetler Borsası'ndaki şirketlerin değer düşüklüğünden dolayı ortaya çıkan zarar var" diye konuştu.
Ban, "Bunu da bir tarafa koyuyoruz, yaklaşık 8 buçuk milyar TL'likte rezarvasyon iptali var turizm sektöründe. Bunların hepsini bir araya koyduğumuzda 100 milyarlık bir rakam çıkıyor" dedi.
"BU DÜZMECE BİR OYUN"
Başbakan Erdoğan'ın faiz lobisi açıklamasını da değerlendiren Ban, "Başbakan'ın dediği gibi bu operasyonun faiz lobisinin operasyonu olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Biz rakamlara baktığımız zaman ve herkesin aynı anda hareket etmesine baktığımız zaman, özellikle uluslararası televizyonların bir anda harekete geçmesi ve olayın çok büyük bir olaymış gibi verildiğini gördüğümüz andan itibaren, bunun düzmece bir oyun olduğunu, bir başka ifadeyle insanların kandırılmasına yönelik bir oyun olduğunu hemen ortaya çıkarıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
"AVRUPA TÜRKİYE'NİN ÖN PLANA ÇIKMASINI İSTEMİYOR"
Son yıllarda Türkiye'nin çok güçlenemeye başladığını vurgulayan Ünsal Ban, "Türkiye o kadar istikrarlı, o kadar güvenli yolda gidiyor ki; o kadar büyük projler üretmeye başlıyor ki... Burada özellikle üretim merkezi olduğunu iddia eden ve Avrupa'da'sadece benim sözüm geçer'diyen bazı ülkeler Türkiye'nin bu şekilde güçlenmesini ve üretim merkezi olmasını istemiyorlar. Çünkü Türkiye mevcut yapısıyla, nüfus yapısıyla, genç nüfusuyla Avrupa'ya üretim yapabilecek kapasitede bir ülke. Bunun için Avrupa'daki üretim merkezleri Türkiye'nin ön plana çıkmasını, bir üretim merkezi olmasını asla istemiyorlar. Bu bağlamda da hareket tarzları geliştiriyorlar" şeklinde konuştu. BEYAZ GAZETE