Askeri Casusluk Davasına Devam Edildi
İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen askeri casusluk olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma davasına devam edildi.
İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmaya verilen aranın ardından sanık avukatları, Narin Korkmaz’a sorular yönetti. Bilgin Özkaynak’ın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya’nın iddianamede yer alan tapeleri hatırlatarak, “Ordu evinde gerçekten yer ayırttınız mı?” şeklindeki sorusu üzerine Korkmaz bunun doğru olduğunu söyledi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, “Ordu evinden biz bile yer ayırtamıyoruz” diye konuştu.
Bazı sanık avukatlarının tapelerde yer alan “Sizden fazla OHAL’im var” şeklindeki sözleri hatırlatması üzerine ise sanık Korkmaz, “Bunlar arkadaşlarımla aramda geçen geyik diyebileceğim konuşmalar” diye cevap verdi.
Örgütün koordinatörleri arasında olduğu iddiasıyla yargılanan Safiye Köten ise ifadesinde, özel hayatının iddianameye yansıtılmasının mahcubiyetini yaşadığını ifade etti.
Sanıklardan üç kişi dışında hiç kimseyi tanımadığını belirten Köten, “Babam Foça Kaymakamı olarak görev yaptığı için görüştüğü Koramiral Veysel Kösele’yi o dönemden tanıyorum. İddianamede sanki onun terfisine etkim olmuş gibi bir durum oluşturulmuş. Ben hayatımda Foça’daki askeri tesis dışında hiçbir tesise girmedim. Hakkımdaki bütün iddiaları reddediyorum” dedi.
Hayatı boyunca hiçbir örgütün içerisinde yer almadığını belirten Köten, “Geçmişteki sorumsuz yaşantım beni bu davanın içine sürükledi. Kendimden başka hiç kimseye bir kötülüğüm olmadı. Bu davada yargılanıyor olmak vatandaşlık onuruma ağır geliyor. Özel hayatım kendime ve aileme karşı silah olarak kullanılmıştır. Bu şekilde babamın isminin geçmesini de kınıyorum” diye konuştu.
Evinde bulunan kan tüplerinin kendisine ait olmadığını öne süren Safiye Köten, “Gözaltına alındığımdan beri avukatım aracılığıyla bu tüpler üzerinde parmak izi, biyolojik inceleme ve el yazısı karşılaştırılması yapılmasını talep ettim. Bu talebimi tekrar ediyorum” dedi.
Kaynak: İHA
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, “Ordu evinden biz bile yer ayırtamıyoruz” diye konuştu.
Bazı sanık avukatlarının tapelerde yer alan “Sizden fazla OHAL’im var” şeklindeki sözleri hatırlatması üzerine ise sanık Korkmaz, “Bunlar arkadaşlarımla aramda geçen geyik diyebileceğim konuşmalar” diye cevap verdi.
Örgütün koordinatörleri arasında olduğu iddiasıyla yargılanan Safiye Köten ise ifadesinde, özel hayatının iddianameye yansıtılmasının mahcubiyetini yaşadığını ifade etti.
Sanıklardan üç kişi dışında hiç kimseyi tanımadığını belirten Köten, “Babam Foça Kaymakamı olarak görev yaptığı için görüştüğü Koramiral Veysel Kösele’yi o dönemden tanıyorum. İddianamede sanki onun terfisine etkim olmuş gibi bir durum oluşturulmuş. Ben hayatımda Foça’daki askeri tesis dışında hiçbir tesise girmedim. Hakkımdaki bütün iddiaları reddediyorum” dedi.
Hayatı boyunca hiçbir örgütün içerisinde yer almadığını belirten Köten, “Geçmişteki sorumsuz yaşantım beni bu davanın içine sürükledi. Kendimden başka hiç kimseye bir kötülüğüm olmadı. Bu davada yargılanıyor olmak vatandaşlık onuruma ağır geliyor. Özel hayatım kendime ve aileme karşı silah olarak kullanılmıştır. Bu şekilde babamın isminin geçmesini de kınıyorum” diye konuştu.
Evinde bulunan kan tüplerinin kendisine ait olmadığını öne süren Safiye Köten, “Gözaltına alındığımdan beri avukatım aracılığıyla bu tüpler üzerinde parmak izi, biyolojik inceleme ve el yazısı karşılaştırılması yapılmasını talep ettim. Bu talebimi tekrar ediyorum” dedi.