Memur-Sen’den Alkol Düzenlemesine Destek
Memur-Sen, hükümetin alkol tüketiminin önüne geçecek yasal düzenlemeleri yapmasına destek vererek, “Bütün kötülüklerin anası olarak bilinen alkol satışını düzenlemek devletin vatandaşlarının sağlığını korumaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmelidir” açıklamasını yaptı.
TBMM’de alkol ile ilgili yapılan değişiklik nedeniyle bir açıklama yapan Memur-Sen, konunun ideolojik bir yaklaşımdan çok toplum yararı ve insan sağlığı açısından değerlendirilmesinin daha uygun olacağını savundu. Alkol satışının engellemesine yönelik yapılan düzenlemelerin toplum sağlığını, toplumsal barışı, aile huzurunu ve nesli koruma çabası olarak yorumlanması gerektiği belirtildi. Türkiye’de alkol reklamlarının yasaklanmasının yeni gündeme gelmesine rağmen, bu yasakların AB üyesi 21 ülkede alkollü içki reklamları için kısmi veya tam yasak şeklinde uygulandığının hatırlatıldığı açıklamada, “Avrupa ülkelerinde son yıllarda alkolle mücadele konusunda ciddi tedbirler alınmaktadır. Alkol tüketiminin yol açtığı zararların azaltılmasına yönelik olarak yürütülen çalışmalarda yüksek vergi ve fiyat, alkollü ürünlerde reklam kısıtlaması ile alkollü içeceklerin satış yerleri, saatleri ve alkol satıcılarına verilen ruhsatlar konusundaki düzenlemeler öne çıkıyor. AB'ye üye 21 ülke ve başta ABD, Rusya ve Çin gibi ülkeler olmak üzere 13 ülke dahil toplam 40 ülkede ulusal televizyon, yazılı medya ve reklam panolarında alkol reklamları ile ilgili kısıtlamalar mevcuttur. Dünyada alkol reklamlarının etkileri konusunda yapılan birçok araştırmanın sonucu alkol reklamlarının tüketimi artırdığı yönünde kesin bulgular ortaya koyduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu yüzden pek çok ülke özellikle genç nesiller hedef olduğunda onları korumak için alkol reklamları ve sponsorluk kısıtlamalarının geniş kapsamlı alkol politikalarının bir parçası olması gerektiği üzerinde durmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Türkiye’nin yıllardır üye olmak istediği AB ülkelerinde alkol satışının yasak olduğunu açıklayan Memur-Sen, alkol yasağının uygulandığı Belçika, Bulgaristan, Finlandiya, Fransa, Macaristan, İngiltere, İtalya, Litvanya, Malta, Hollanda ve Portekiz’den örnekler verdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün alkol tüketimi ile ilgili görüşlerinin de yer aldığı açıklamada, alkol yasağının uygulandığı ülkelerdeki yasaklar hakkında şu bilgiler verildi:
“Dünya Sağlık Örgütü, alkollü içki tüketiminin dünyadaki yaygınlığı, bunun yol açtığı sorunlar ve alınması gereken tedbirler konusunu on yılı aşkın bir süredir gündeminde tutmaktadır. Bu konu, Dünya Sağlık Örgütü Yönetim Kurulunda sürekli tartışılan konulardan biri olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre Dünyada gittikçe artan alkollü içki tüketimi, sonuçları itibariyle önemli bir küresel toplum sağlığı sorunu haline gelmiştir. Buna rağmen ülkeler tarafından atılan adımlar, ne yazık ki, tütünle mücadele konusundaki kadar somut ve sonuç alıcı olamamıştır. Diğer taraftan Alkol tüketimini azaltma amaçlı düzenleme dikkatleri dünya ülkelerinin alkolle mücadele konusunda çıkardığı yasalara çevirmiştir. Dünya Sağlık Örgütünün kararları ile uyumlu olarak ‘Avrupa Ülkelerinde Alkolün Yol Açtığı Zararların Azaltılmasına Yönelik Stratejiler ve Uygulamalar’ başlığı altında alkol reklamının yapılmaması, 18 yaş altındakilere satış yasağı gibi yaptırımlar öngörülmektedir.
Alkolün yol açtığı zararların azaltılmasına yönelik ulusal bir strateji belgesi bulunan İsveç, İrlanda, İngiltere, Finlandiya, Litvanya, Norveç, Hollanda’da alkollü içkilere yüksek vergiler getirilirken, tüketilmesinde de yaş sınırı, alkol derecesi düşürme gibi ciddi kısıtlamalar bulunmaktadır. Danimarka, İtalya ve İspanya’da ulusal bir strateji belgesi olmamasına rağmen gençlere yönelik faaliyetlerde, örneğin konser ve spor etkinliklerinde alkol satışı yasaktır. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Sorumlusu Dr. Lars Moller, Avrupa ülkelerinde özellikle gençler tarafından alkol tüketilmesini önlemek için bir takım çalışmalar yapıldığını belirtmiştir. Mesela İsviçre’de 18 yaşından küçük gençlere alkol satışı yasaktır. Orada bu yasakların ne derece uygulandığının kontrolü için bir sistem geliştirilmiştir. Özel olarak seçilmiş 18 yaş altındaki gençler alkol satın almaya çalıştılar ve bu gençlere alkol satan işletmeler ya para cezasına çarptırılmış ya da alkol satma ruhsatları ellerinden alınmıştır. Avrupa’da pek çok ülkede alkol satışı üniversite kampüsleri ve okullarda yasaktır. Aynı şekilde okulun yakınlarındaki market, büfe ve lokantalarda da alkol satışına izin verilmemektedir.
Fransa’nın Strasbourg kentinde saat 21.00’den saat 05.00’e kadar sokakta alkol tüketimi belediye meclisi kararıyla 2012’den beri yasaklanmıştır. Ayrıca Eyfel kulesinin arkasındaki Champs-de-Mars alanında ve Saint-Martin kanalı etrafında alkol tüketimi 2011 yılından beri yasaktır. Bunun yanında Dijon ve Toulouse, Langres ve Quimper kentlerinde gece alkol tüketimi yasaklanmıştır. Yasak saat 15.00 ila saat 03.00 arasında uygulanmaktadır. Alkollü içkilerin hastane yakınlarında, okul, endüstriyel alanlar ve huzurevleri civarında da satışı yasaktır. Rusya’da alkolden zehirlenerek ölenlerin sayısı yılda 40 bine çıkınca, alkole başlama yaşı da 14’e inince ülke sert önlemler almaya başlamıştır. Saat 22.00’den sabah 07.00’ye kadar marketlerde içki satışının yasaklanması ve kamuya ait alanlarda içki içilmemesi yasağı uygulanmaktadır. Rusya’da alkollü araç kullananlar için 2 yıla kadar hapis cezası vardır ve bu cezanın 15 yıla çıkarılması tartışılmaktadır. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, ABD ve Kanada gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerin pek çoğunda alkollü içkilerin hastane, okul, huzurevleri, sportif alanlar, konser alanları ve sokaklarda satışını yasakladıkları gibi diğer alanlarda ise belli kısıtlamalar ve yaş sınırlamaları getirerek alkol tüketimine karşı mücadele veriyorlar.”
CİNAYETLERİN, KAZALARIN VE KADINA ŞİDDETİN ASIL NEDENİ ALKOL
Memur-Sen’den yapılan açıklamada, alkolün sadece tüketen kişiye zarar vermekle kalmadığı, toplumun huzurunu da olumsuz etkilediği ifade edilirken, şu bilgilere yer verildi:
“Alkol, dinimizce de tüketimi yasaklanmış ve bütün kötülüklerin anası olarak ifade edilmiştir. Tıbbi araştırmalar göstermektedir ki alkol, içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Maddi olarak kayba uğratır. Aile ve toplumsal hayatta sorunlar yaşamasına neden olur. Toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler. Suça teşvik eder ve suç oranını arttırır. Yine yapılan araştırmalar göstermektedir ki ülkemizde işlenen cinayetlerin yüzde 85'inin, tecavüzlerin yüzde 50'sinin, şiddet olaylarının yüzde 50'sinin, trafik kazalarının yüzde 65'inin,eşini dövenlerin yüzde 70'inin,akıl hastalıklarının yüzde 60'ının sebebinin alkole bağlıdır. Bu nedenledir ki bütün kötülüklerin anası olarak bilinen alkol satışını düzenlemek devletin vatandaşlarının sağlığını korumaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmelidir. Özellikle son yıllarda alkolü özendiren reklamlar yazılı, görsel ve internet ortamında hızla artmaktadır. Buna bağlı olarak gençler arasında alkol kullanım yaşı her geçen yıl daha da düşmekte hatta ortaokul çağına kadar inmektedir. Toplumun her kesimi alkol ve zararlarına karşı her türlü tedbiri almalı. Hükümette alkol tüketiminin önüne geçecek her türlü yasal düzenlemeleri yapmalıdır.”
Kaynak: İHA
Türkiye’nin yıllardır üye olmak istediği AB ülkelerinde alkol satışının yasak olduğunu açıklayan Memur-Sen, alkol yasağının uygulandığı Belçika, Bulgaristan, Finlandiya, Fransa, Macaristan, İngiltere, İtalya, Litvanya, Malta, Hollanda ve Portekiz’den örnekler verdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün alkol tüketimi ile ilgili görüşlerinin de yer aldığı açıklamada, alkol yasağının uygulandığı ülkelerdeki yasaklar hakkında şu bilgiler verildi:
“Dünya Sağlık Örgütü, alkollü içki tüketiminin dünyadaki yaygınlığı, bunun yol açtığı sorunlar ve alınması gereken tedbirler konusunu on yılı aşkın bir süredir gündeminde tutmaktadır. Bu konu, Dünya Sağlık Örgütü Yönetim Kurulunda sürekli tartışılan konulardan biri olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre Dünyada gittikçe artan alkollü içki tüketimi, sonuçları itibariyle önemli bir küresel toplum sağlığı sorunu haline gelmiştir. Buna rağmen ülkeler tarafından atılan adımlar, ne yazık ki, tütünle mücadele konusundaki kadar somut ve sonuç alıcı olamamıştır. Diğer taraftan Alkol tüketimini azaltma amaçlı düzenleme dikkatleri dünya ülkelerinin alkolle mücadele konusunda çıkardığı yasalara çevirmiştir. Dünya Sağlık Örgütünün kararları ile uyumlu olarak ‘Avrupa Ülkelerinde Alkolün Yol Açtığı Zararların Azaltılmasına Yönelik Stratejiler ve Uygulamalar’ başlığı altında alkol reklamının yapılmaması, 18 yaş altındakilere satış yasağı gibi yaptırımlar öngörülmektedir.
Alkolün yol açtığı zararların azaltılmasına yönelik ulusal bir strateji belgesi bulunan İsveç, İrlanda, İngiltere, Finlandiya, Litvanya, Norveç, Hollanda’da alkollü içkilere yüksek vergiler getirilirken, tüketilmesinde de yaş sınırı, alkol derecesi düşürme gibi ciddi kısıtlamalar bulunmaktadır. Danimarka, İtalya ve İspanya’da ulusal bir strateji belgesi olmamasına rağmen gençlere yönelik faaliyetlerde, örneğin konser ve spor etkinliklerinde alkol satışı yasaktır. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Sorumlusu Dr. Lars Moller, Avrupa ülkelerinde özellikle gençler tarafından alkol tüketilmesini önlemek için bir takım çalışmalar yapıldığını belirtmiştir. Mesela İsviçre’de 18 yaşından küçük gençlere alkol satışı yasaktır. Orada bu yasakların ne derece uygulandığının kontrolü için bir sistem geliştirilmiştir. Özel olarak seçilmiş 18 yaş altındaki gençler alkol satın almaya çalıştılar ve bu gençlere alkol satan işletmeler ya para cezasına çarptırılmış ya da alkol satma ruhsatları ellerinden alınmıştır. Avrupa’da pek çok ülkede alkol satışı üniversite kampüsleri ve okullarda yasaktır. Aynı şekilde okulun yakınlarındaki market, büfe ve lokantalarda da alkol satışına izin verilmemektedir.
Fransa’nın Strasbourg kentinde saat 21.00’den saat 05.00’e kadar sokakta alkol tüketimi belediye meclisi kararıyla 2012’den beri yasaklanmıştır. Ayrıca Eyfel kulesinin arkasındaki Champs-de-Mars alanında ve Saint-Martin kanalı etrafında alkol tüketimi 2011 yılından beri yasaktır. Bunun yanında Dijon ve Toulouse, Langres ve Quimper kentlerinde gece alkol tüketimi yasaklanmıştır. Yasak saat 15.00 ila saat 03.00 arasında uygulanmaktadır. Alkollü içkilerin hastane yakınlarında, okul, endüstriyel alanlar ve huzurevleri civarında da satışı yasaktır. Rusya’da alkolden zehirlenerek ölenlerin sayısı yılda 40 bine çıkınca, alkole başlama yaşı da 14’e inince ülke sert önlemler almaya başlamıştır. Saat 22.00’den sabah 07.00’ye kadar marketlerde içki satışının yasaklanması ve kamuya ait alanlarda içki içilmemesi yasağı uygulanmaktadır. Rusya’da alkollü araç kullananlar için 2 yıla kadar hapis cezası vardır ve bu cezanın 15 yıla çıkarılması tartışılmaktadır. Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, ABD ve Kanada gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerin pek çoğunda alkollü içkilerin hastane, okul, huzurevleri, sportif alanlar, konser alanları ve sokaklarda satışını yasakladıkları gibi diğer alanlarda ise belli kısıtlamalar ve yaş sınırlamaları getirerek alkol tüketimine karşı mücadele veriyorlar.”
CİNAYETLERİN, KAZALARIN VE KADINA ŞİDDETİN ASIL NEDENİ ALKOL
Memur-Sen’den yapılan açıklamada, alkolün sadece tüketen kişiye zarar vermekle kalmadığı, toplumun huzurunu da olumsuz etkilediği ifade edilirken, şu bilgilere yer verildi:
“Alkol, dinimizce de tüketimi yasaklanmış ve bütün kötülüklerin anası olarak ifade edilmiştir. Tıbbi araştırmalar göstermektedir ki alkol, içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da olumsuz yönde etkiler. Maddi olarak kayba uğratır. Aile ve toplumsal hayatta sorunlar yaşamasına neden olur. Toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler. Suça teşvik eder ve suç oranını arttırır. Yine yapılan araştırmalar göstermektedir ki ülkemizde işlenen cinayetlerin yüzde 85'inin, tecavüzlerin yüzde 50'sinin, şiddet olaylarının yüzde 50'sinin, trafik kazalarının yüzde 65'inin,eşini dövenlerin yüzde 70'inin,akıl hastalıklarının yüzde 60'ının sebebinin alkole bağlıdır. Bu nedenledir ki bütün kötülüklerin anası olarak bilinen alkol satışını düzenlemek devletin vatandaşlarının sağlığını korumaya yönelik bir adım olarak değerlendirilmelidir. Özellikle son yıllarda alkolü özendiren reklamlar yazılı, görsel ve internet ortamında hızla artmaktadır. Buna bağlı olarak gençler arasında alkol kullanım yaşı her geçen yıl daha da düşmekte hatta ortaokul çağına kadar inmektedir. Toplumun her kesimi alkol ve zararlarına karşı her türlü tedbiri almalı. Hükümette alkol tüketiminin önüne geçecek her türlü yasal düzenlemeleri yapmalıdır.”