Gaün Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekmez Açıklaması
Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Bekmez, Moody's'in not artırımının piyasalara olumlu yansıdığını belirtti.
Bekmez, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin kredi notunun uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından "yatırım yapılabilir" seviyesine yükseltilmesine ilk tepkinin BİST-100'den geldiğini ve endeksin 93 bin seviyelerine yükseldiğini vurguladı.
Türkiye'nin şu anda İzlanda, İspanya, Endonezya, Kolombiya, Romanya ve Hindistan ile aynı kategoride yer aldığını aktaran Bekmez, şunları kaydetti:
"Ekonomilerde bu tür psikolojik etkiler bile önem arz eder. Ancak ekonomik göstergeleri Türkiye'den daha aşağıda olan bazı ülkelerin daha yüksek kredi notuyla değerlendiriliyor olması da Türkiye'ye yapılmış bir haksızlık olarak algılanmalı. Bu gelişmeyle Türkiye'nin şu anda yüzde 1'den daha az olan global doğrudan yatırımlardan aldığı payın yüzde 2'yi aşacağı tahmin ediliyor."
Bekmez, not artışının kısa vadeli etkisinden çok uzun vadeli etkisi önem arz ettiğine işaret etti. Kısa vadede yükselen borsa endeksi ve faizlerdeki düşüşün uzun vadeli gelişmeler için sinyal niteliğinde olduğunu bildiren Bekmez, şu görüşlere yer verdi:
"Moody's'in not artırımı piyasalara olumlu yansıdı. Bu yüzden asıl etki uzun vadede görülecektir. Uzakdoğu'daki büyük fon yöneticilerinin birçoğu yatırım yapılacak ülkeleri belirlerken en az iki derecelendirme kuruluşu tarafından 'yatırım yapılabilir' niteliğinde notu ilke olarak kabul etmektedir. Bu kural şu an için gerçekleşmiş olsa da bu süreç biraz zaman alabilecektir."
Beklenen sermaye girişlerinin "doğrudan yatırım" olarak gelmesinin Türkiye açısından önemli olduğunu kaydeden Bekmez, "Hükümetin kalıcı yatırımları destekleyici politikalar üretmesi durumunda daha reel etkiler gözlenebilecektir. Risk priminin azalmış olması Türkiye'nin dış borçlanma maliyetini de azaltacaktır" ifadesinde bulundu.
Yeni anayasa hazırlama ve çözüm sürecinin de kredi notunun daha da yükselmesi için gerekli koşullar olarak değerlendirilebileceğine dikkati çeken Bekmez, seçim ekonomisi izlenmesinin ise uzun vadeli hedeflerde sapmalara neden olabileceği uyarısında bulundu.
Muhabir: Orhan Çiçek
Yayıncı: Ahmet Caner Baysal
Kaynak: AA
Türkiye'nin şu anda İzlanda, İspanya, Endonezya, Kolombiya, Romanya ve Hindistan ile aynı kategoride yer aldığını aktaran Bekmez, şunları kaydetti:
"Ekonomilerde bu tür psikolojik etkiler bile önem arz eder. Ancak ekonomik göstergeleri Türkiye'den daha aşağıda olan bazı ülkelerin daha yüksek kredi notuyla değerlendiriliyor olması da Türkiye'ye yapılmış bir haksızlık olarak algılanmalı. Bu gelişmeyle Türkiye'nin şu anda yüzde 1'den daha az olan global doğrudan yatırımlardan aldığı payın yüzde 2'yi aşacağı tahmin ediliyor."
Bekmez, not artışının kısa vadeli etkisinden çok uzun vadeli etkisi önem arz ettiğine işaret etti. Kısa vadede yükselen borsa endeksi ve faizlerdeki düşüşün uzun vadeli gelişmeler için sinyal niteliğinde olduğunu bildiren Bekmez, şu görüşlere yer verdi:
"Moody's'in not artırımı piyasalara olumlu yansıdı. Bu yüzden asıl etki uzun vadede görülecektir. Uzakdoğu'daki büyük fon yöneticilerinin birçoğu yatırım yapılacak ülkeleri belirlerken en az iki derecelendirme kuruluşu tarafından 'yatırım yapılabilir' niteliğinde notu ilke olarak kabul etmektedir. Bu kural şu an için gerçekleşmiş olsa da bu süreç biraz zaman alabilecektir."
Beklenen sermaye girişlerinin "doğrudan yatırım" olarak gelmesinin Türkiye açısından önemli olduğunu kaydeden Bekmez, "Hükümetin kalıcı yatırımları destekleyici politikalar üretmesi durumunda daha reel etkiler gözlenebilecektir. Risk priminin azalmış olması Türkiye'nin dış borçlanma maliyetini de azaltacaktır" ifadesinde bulundu.
Yeni anayasa hazırlama ve çözüm sürecinin de kredi notunun daha da yükselmesi için gerekli koşullar olarak değerlendirilebileceğine dikkati çeken Bekmez, seçim ekonomisi izlenmesinin ise uzun vadeli hedeflerde sapmalara neden olabileceği uyarısında bulundu.
Muhabir: Orhan Çiçek
Yayıncı: Ahmet Caner Baysal