Bakan Yazıcı'dan 'Lüks Oto İthalatına' İlişkin İddialara Cevap
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türkiye'ye kullanılmış araç ithalinin mümkün olmadığını belirterek, ithal edilen araçların sıfır olması gerektiğini belirtti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, lüks otomobillerin düşük gösterilen ÖTV'lerinin tespit edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Lüks oto ithalatıyla ilgili gazetelerde yer verilen düzenlemeler ve çalışmaların tamamen Bakanlığın bir birimi olan Gümrük kısmının bir çalışması olduğunu bildiren Yazıcı, bu konudaki talimatın Devlet Bakanı olduğu zaman Gümrük Müsteşarlığı'na bakarken 1 Ekim 2010 tarihinde Gümrük Müsteşarlığına verildiğini hatırlattı. Yazıcı, "O günden bu yana oluşturulan denetim ekipleri aracılığıyla özellikle distribütörler dışında Türkiye'ye ithale edilen grey market olarak nitelediğimiz faaliyeti sürdüren kesimlerin ve halk arasında lüks otomobil ithalatı olarak bilinen faaliyetlerin incelenmesine dönük bir çalışmadır. Niçin bu kadar uzadı? Çünkü, bu çalışmanın yurt dışı boyutu vardır, araçların ithal edildiği ülkelerle onların gerçek bedellerini üretim taleplerinin sorgulanması gibi faaliyetler raporların düzenlenmesi bakımından önem taşımaktadır" dedi.
Çalışmaların devam ettiğini ve bir kısmının sonlandırıldığını belirten Yazıcı, "Burada önemli olan nokta şu: Gerçek değerin altında beyan etmek suretiyle, özellikle Özel Tüketim Vergisi kaybına yol açacak şekilde fiil icra ediyor olmalarıdır. Elbette ki bunun istisnaları var, biz sektörün tamamını böyle bir külfet altında iddiasıyla suçluyor değiliz. Ama bu alan çok sorunlu bir alan. Dolayısıyla, bu sorunlu alanın üzerine çok kararlı bir biçimde yürüyoruz ve bu yürüyüşümüzde hiç sapmadan bunu sürdüreceğiz. Sonuçta bir yere geldik, geldiğimiz yer şu: Bu tür ürünleri ithal edenler, gümrük işlemlerini yaparken Gümrük Vergisi ve Katma Değer Vergileri gümrük işleminin yapıldığı anda tahakkuk etmekte ve tahsil edilmektedir. Dolayısıyla, Gümrük Vergisine ve KDV vergisine matrah teşkil eden değerler gümrük beyannamesinde belirtilen değerlerdir. Gümrükte beyanda bulunulduğu sırada ibraz edilen faturayla ithal edilecek ürünü değer itibariyle mütenasip olmaması halinde fiyat sorgulaması yapılıyor" ifadelerini kullandı.
Ürünün gerçek fiyatının bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Yazıcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Müteşebbisler, ithalatçılar aracın beyan değerini gümrük beyannamesinde yükseltiyorlar. Gümrük memuru da o beyanı esas almak suretiyle Katma Değer Vergisini ve KDV tahsilatını yapıyor. Araçlarla ilgili ÖTV, Özel Tüketim Vergisi mülkiyet değişimi sırasında, yani aracın satımı sırasında tahakkuk ve tahsil edilen bir vergidir ve o kısmı gerçekleştiren kamu kuruluşunun maliyeti. Kişi ithalatını yapıyor, aracını galeri içine çekiyor, daha sonra da müşteri geliyor talip oluyor, müşteriye satıyor. Satarken, gümrük memurunun veya gümrük idaresinin ilk başta ibraz ettiği, ama kabul görmeyen ve gerçeği yansıtmayan faturayı Maliyeye sunuyor ve matrah olarak o faturadaki değer esas alınmak suretiyle ÖTV tahsil ediliyor. O yüzden Özel Tüketim Vergisi Kanununda denir ki, ÖTV’ye esas matrah KDV’ye esas matrahtır, dolayısıyla bir farklı uygulama oluyor. Yani gümrük idaresindeki beyan daha yüksek, Maliyede ÖTV tahsil edilirken gümrüğün kabul etmediği fatura kabul edilerek daha düşük bir matrah üzerinden vergi tahakkuk ediyor, bu tabi büyük ölçüde vergi kaybına yol açıyor. Konunun bir de bu boyutu var."
Bu tür araçların satışının gerçekleştirilmesi anında, yani Özel Tüketim Vergisine esas matrahın bedellenmesi konusunda Gelir İdaresi Başkanlığıyla Gümrük Ticaret Bakanlığı arasında bilgi paylaşımı gerçekleştirildiğini hatırlatan Yazıcı, bununla ilgili bir protokolün yapıldığını ifade etti.
Yazıcı, "Gelir İdaresi Başkanlığı'yla Gümrük Ticaret Bakanlığı arasında ve o protokol çerçevesinde artık Gelir İdari Başkanlığı ithal edilmiş araçların satışı anında Özel Tüketim Vergisine esas olacak matrah konusunda Gümrük Ticaret Bakanlığı'yla bilgi paylaşımı yapılıyor, bu elektronik ortamda gerçekleşiyor ve dolayısıyla vergi kaybı bundan sonra olmayacak, duracak" ifadelerini kullandı.
Burada sözünü edilen şeyin, geçmişe dönük çalışmalar olduğunu belirten Yazıcı, 2010 yılından bu yana yapılan bu faaliyetlerin sonradan kontrol kapsamında, Bakanlığın Risk Yönetimi Sonradan Kontrol Genel Müdürlüğü olduğunu ve sonradan kontrol kapsamında sürdürülen çalışmalarla bağlantılı olduğunu bildirdi. Türkiye'ye kullanılmış araç ithalinin mümkün olmadığını kaydeden Yazıcı, ithal edilen araçların sıfır olması gerektiğini belirtti
Kaynak: İHA
Çalışmaların devam ettiğini ve bir kısmının sonlandırıldığını belirten Yazıcı, "Burada önemli olan nokta şu: Gerçek değerin altında beyan etmek suretiyle, özellikle Özel Tüketim Vergisi kaybına yol açacak şekilde fiil icra ediyor olmalarıdır. Elbette ki bunun istisnaları var, biz sektörün tamamını böyle bir külfet altında iddiasıyla suçluyor değiliz. Ama bu alan çok sorunlu bir alan. Dolayısıyla, bu sorunlu alanın üzerine çok kararlı bir biçimde yürüyoruz ve bu yürüyüşümüzde hiç sapmadan bunu sürdüreceğiz. Sonuçta bir yere geldik, geldiğimiz yer şu: Bu tür ürünleri ithal edenler, gümrük işlemlerini yaparken Gümrük Vergisi ve Katma Değer Vergileri gümrük işleminin yapıldığı anda tahakkuk etmekte ve tahsil edilmektedir. Dolayısıyla, Gümrük Vergisine ve KDV vergisine matrah teşkil eden değerler gümrük beyannamesinde belirtilen değerlerdir. Gümrükte beyanda bulunulduğu sırada ibraz edilen faturayla ithal edilecek ürünü değer itibariyle mütenasip olmaması halinde fiyat sorgulaması yapılıyor" ifadelerini kullandı.
Ürünün gerçek fiyatının bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Yazıcı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Müteşebbisler, ithalatçılar aracın beyan değerini gümrük beyannamesinde yükseltiyorlar. Gümrük memuru da o beyanı esas almak suretiyle Katma Değer Vergisini ve KDV tahsilatını yapıyor. Araçlarla ilgili ÖTV, Özel Tüketim Vergisi mülkiyet değişimi sırasında, yani aracın satımı sırasında tahakkuk ve tahsil edilen bir vergidir ve o kısmı gerçekleştiren kamu kuruluşunun maliyeti. Kişi ithalatını yapıyor, aracını galeri içine çekiyor, daha sonra da müşteri geliyor talip oluyor, müşteriye satıyor. Satarken, gümrük memurunun veya gümrük idaresinin ilk başta ibraz ettiği, ama kabul görmeyen ve gerçeği yansıtmayan faturayı Maliyeye sunuyor ve matrah olarak o faturadaki değer esas alınmak suretiyle ÖTV tahsil ediliyor. O yüzden Özel Tüketim Vergisi Kanununda denir ki, ÖTV’ye esas matrah KDV’ye esas matrahtır, dolayısıyla bir farklı uygulama oluyor. Yani gümrük idaresindeki beyan daha yüksek, Maliyede ÖTV tahsil edilirken gümrüğün kabul etmediği fatura kabul edilerek daha düşük bir matrah üzerinden vergi tahakkuk ediyor, bu tabi büyük ölçüde vergi kaybına yol açıyor. Konunun bir de bu boyutu var."
Bu tür araçların satışının gerçekleştirilmesi anında, yani Özel Tüketim Vergisine esas matrahın bedellenmesi konusunda Gelir İdaresi Başkanlığıyla Gümrük Ticaret Bakanlığı arasında bilgi paylaşımı gerçekleştirildiğini hatırlatan Yazıcı, bununla ilgili bir protokolün yapıldığını ifade etti.
Yazıcı, "Gelir İdaresi Başkanlığı'yla Gümrük Ticaret Bakanlığı arasında ve o protokol çerçevesinde artık Gelir İdari Başkanlığı ithal edilmiş araçların satışı anında Özel Tüketim Vergisine esas olacak matrah konusunda Gümrük Ticaret Bakanlığı'yla bilgi paylaşımı yapılıyor, bu elektronik ortamda gerçekleşiyor ve dolayısıyla vergi kaybı bundan sonra olmayacak, duracak" ifadelerini kullandı.
Burada sözünü edilen şeyin, geçmişe dönük çalışmalar olduğunu belirten Yazıcı, 2010 yılından bu yana yapılan bu faaliyetlerin sonradan kontrol kapsamında, Bakanlığın Risk Yönetimi Sonradan Kontrol Genel Müdürlüğü olduğunu ve sonradan kontrol kapsamında sürdürülen çalışmalarla bağlantılı olduğunu bildirdi. Türkiye'ye kullanılmış araç ithalinin mümkün olmadığını kaydeden Yazıcı, ithal edilen araçların sıfır olması gerektiğini belirtti