Mardin'de Arapça Sempozyumu Başladı
Mardin Artuklu Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Avrupa'nın önde gelen üniversitelerinden Heidelberg ve Bergen'in işbirliği ile Türkiye'de konuşulan Arapça lehçelerin bütün özellikleriyle işleneceği sempozyum başladı.
Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen ve Türkiye'de bir ilk ve bu alanda yapılmış en geniş kapsamlı bilimsel çalışma özelliğini taşıyan 'Türkiye'de Konuşulan Arapça Lehçeler ve Sözlü Edebiyatları Uluslararası Sempozyumu'na Avustralya, İsrail, Hollanda, Lübnan gibi ülkelerin yanı sıra Norveç, Mısır, Polonya, Suriye, Ürdün ve Rusya'dan 'Arapça Lehçeleri' alanında araştırmaları bulunan birçok dilbilimci ve akademisyen katıldı.
Sempozyumun ilk gününde açılış konuşmasını yapan Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Dilller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, halklar arasında kardeşliği tesis etmenin yolunun, dilleri arasındaki kardeşliği tesis etmekten geçtiğini belirterek, "Bilindiği gibi ülkemiz yeni bir barış ve kardeşlik sürecinden geçmektedir. Bu süreçte Türkiye'deki farklı kimliklerin kardeşliği gibi onların dillerinin kardeşliği de büyük önem taşımaktadır. Zira şunu biliyoruz ki. Halklar arasında kardeşliği tesis etmenin yolu onların dilleri arasındaki kardeşliği tesis etmekten geçiyor" dedi.
Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı enstitüde üç yıldır diller arasındaki bu kardeşliği tesis etmeye başladıklarını belirten rof. Dr. Yıldırım, üniversite olarak bütün dillere Allah'ın birer ayeti olarak bakmış; onların yaşatılması için elinden geleni yapmış ve yapacaklarını söyledi.
Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesindeki enstitümüzde üç bölüm bulunduğunu ifade eden Yıldırım, "Arap Dili ve Kültürü, Süryani Dili ve Kültürü, Kürt Dili ve Kültürü Enstitü olarak geçen yıl Süryaniyat ile ilgili uluslar arası bir sempozyum düzenledik. Bu yıl, şu anda açılış konuşmasını yaptığım Türkiye Arabiyyatı ile ilgili düzenliyoruz. İnşallah gelecek yıl da Kürdoloji ile ilgili uluslar arası bir sempozyum düzenleyeceğiz" diye konuştu.
"ARAP DİLİ İLE DÜNYA DİLLERİ BİRBİRİNDEN KELİME ALIŞ VERİŞİ YAPMIŞ"
Arap dili ile dünya dillerinin birbirinden kelime alış verişi yaptığına dikkat çeken Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:
"Sempozyumumuzu doğrudan ilgilendiren önemli bir konu vardır ki o da Arap dili ile öbür dünya dilleri arasında kelime ve terim alış verişidir. Arapça nasıl ki öbür dillere binlerce kelime ve ifade ödünç vermişse, bu dillerden de çok sayıda kelime ve ifade ödünç almıştır. Örneğin daha İslam'dan önce, yani cahiliye döneminde Arapçaya giren "dûlab", "ke'k". "culunnar" ve diğer bazı kelimeler Farsçadır. "Camûş". "setrene" ve "sendel" eski Hint dili olarak Sanskritçedir. Bunun yanında "kıntar" ve "tiryak" kelimeleri Yunancadır. Dillerin bu şekilde birbirini etkilemesi ve birbirinden etkilenmesi sosyal bir kanundur ve diller arasındaki kardeşliğin de bir görüntüsüdür.”
“TÜRKİYE’DE KONUŞULAN DİLLER TÜRKİYE’NİN KÜLTÜREL MİRASIDIR”
Daha sonra kürsüye gelen Estonya Tallin Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Otto Jastrow üç dilde Türkiye'de konuşulan Arapça lehçelerinin bütün özelliklerini anlattı. Türkiye Cumhuriyeti'nde bugüne kadar konuşulan hakkaniyet dilleri de aynı derecede Türkiye’nin kültürel mirasına ait olduğunu belirten Jastrow, bu dillere uzun yıllar değersiz gibi bakıldığını söyledi.
Jastrow, "Son yıllarda onlarında riayete laik tarihi kalıntılar olduğu anlaşıldı. Bugün ilk defa Türkiye’de konuşulan Arapça lehçeleri üzerine bir sempozyum bir Türk üniversitesi tarafından masaya yatırıldı. Seçilen yerde bir hayli semboliktir. Çünkü Mardin’de Türkiye’nin en arkaik Arapçası konuşuluyor. Bugün hepimiz tarihi bir olaya şahit oluyoruz. Uluslararası Türkiye’de konuşulan Arapça lehçeler ve sözlü edebiyatları sempozyuma tam bir başarı sağlanmıştır” şeklinde konuştu.
Sempozyum, diğer üniversitelerden gelen hocaların konuşması ile devam etti.
Kaynak: İHA
Sempozyumun ilk gününde açılış konuşmasını yapan Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Dilller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, halklar arasında kardeşliği tesis etmenin yolunun, dilleri arasındaki kardeşliği tesis etmekten geçtiğini belirterek, "Bilindiği gibi ülkemiz yeni bir barış ve kardeşlik sürecinden geçmektedir. Bu süreçte Türkiye'deki farklı kimliklerin kardeşliği gibi onların dillerinin kardeşliği de büyük önem taşımaktadır. Zira şunu biliyoruz ki. Halklar arasında kardeşliği tesis etmenin yolu onların dilleri arasındaki kardeşliği tesis etmekten geçiyor" dedi.
Mardin Artuklu Üniversitesine bağlı enstitüde üç yıldır diller arasındaki bu kardeşliği tesis etmeye başladıklarını belirten rof. Dr. Yıldırım, üniversite olarak bütün dillere Allah'ın birer ayeti olarak bakmış; onların yaşatılması için elinden geleni yapmış ve yapacaklarını söyledi.
Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesindeki enstitümüzde üç bölüm bulunduğunu ifade eden Yıldırım, "Arap Dili ve Kültürü, Süryani Dili ve Kültürü, Kürt Dili ve Kültürü Enstitü olarak geçen yıl Süryaniyat ile ilgili uluslar arası bir sempozyum düzenledik. Bu yıl, şu anda açılış konuşmasını yaptığım Türkiye Arabiyyatı ile ilgili düzenliyoruz. İnşallah gelecek yıl da Kürdoloji ile ilgili uluslar arası bir sempozyum düzenleyeceğiz" diye konuştu.
"ARAP DİLİ İLE DÜNYA DİLLERİ BİRBİRİNDEN KELİME ALIŞ VERİŞİ YAPMIŞ"
Arap dili ile dünya dillerinin birbirinden kelime alış verişi yaptığına dikkat çeken Yıldırım konuşmasına şöyle devam etti:
"Sempozyumumuzu doğrudan ilgilendiren önemli bir konu vardır ki o da Arap dili ile öbür dünya dilleri arasında kelime ve terim alış verişidir. Arapça nasıl ki öbür dillere binlerce kelime ve ifade ödünç vermişse, bu dillerden de çok sayıda kelime ve ifade ödünç almıştır. Örneğin daha İslam'dan önce, yani cahiliye döneminde Arapçaya giren "dûlab", "ke'k". "culunnar" ve diğer bazı kelimeler Farsçadır. "Camûş". "setrene" ve "sendel" eski Hint dili olarak Sanskritçedir. Bunun yanında "kıntar" ve "tiryak" kelimeleri Yunancadır. Dillerin bu şekilde birbirini etkilemesi ve birbirinden etkilenmesi sosyal bir kanundur ve diller arasındaki kardeşliğin de bir görüntüsüdür.”
“TÜRKİYE’DE KONUŞULAN DİLLER TÜRKİYE’NİN KÜLTÜREL MİRASIDIR”
Daha sonra kürsüye gelen Estonya Tallin Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Otto Jastrow üç dilde Türkiye'de konuşulan Arapça lehçelerinin bütün özelliklerini anlattı. Türkiye Cumhuriyeti'nde bugüne kadar konuşulan hakkaniyet dilleri de aynı derecede Türkiye’nin kültürel mirasına ait olduğunu belirten Jastrow, bu dillere uzun yıllar değersiz gibi bakıldığını söyledi.
Jastrow, "Son yıllarda onlarında riayete laik tarihi kalıntılar olduğu anlaşıldı. Bugün ilk defa Türkiye’de konuşulan Arapça lehçeleri üzerine bir sempozyum bir Türk üniversitesi tarafından masaya yatırıldı. Seçilen yerde bir hayli semboliktir. Çünkü Mardin’de Türkiye’nin en arkaik Arapçası konuşuluyor. Bugün hepimiz tarihi bir olaya şahit oluyoruz. Uluslararası Türkiye’de konuşulan Arapça lehçeler ve sözlü edebiyatları sempozyuma tam bir başarı sağlanmıştır” şeklinde konuştu.
Sempozyum, diğer üniversitelerden gelen hocaların konuşması ile devam etti.