DHKP-C İddianamesi Kabul Edildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından mahkemeye gönderilen DHKP/C’nin gençlik yapılanmasına yönelik iddianame kabul edildi.

DHKP-C İddianamesi Kabul Edildi
Terörle Mücadele savcısı İdris Kurt tarafından hazırlanan 18 'i tutuklu 29 şüpheli hakkındaki iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 29 şüpheli iddianamede “terör örgütü üyesi olmak" ve “terör örgütü propagandası yapmak" la suçlanıyor. Şüpheliler arasında çocuklarıyla ilgili mücadale ve açıklamalarıyla gündeme gelen babalar İsmail Ercan ve Hüseyin Yücel'in çocukları Duygu Yücel ve Berk Ercan'la bir gazete muhabiri Sami Menteş de bulunuyor.

İddianamede Öğrenci ve Gençlik Dernekleri Federasyonu, örgüt yapılanması içinde olduğu belirtilerek, faaliyetlerinin durdurulması istenildi.

DHKP-C terör örgütünün geçmişinin ve eylemlerinin anlatıldığı iddianamede, “1996 yılı içerisinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgülü ve Sekreter Nilgün Hasefe 'nin öldürüldüğü Sabancı Center Eylemi de kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır." denildi.

ÇELİK KAPILAR İDDİANAMEDE

İddianamede yapılan aramalarda polisin karşılaştığı demir kapılara da dikkat çekildi. İlk olarak 2011 yılında Öğrenci ve Gençlik Dernekleri Federasyonunda yapılan bir operasyonda polisin içeri geç girmesi ve içerideki delillerin yok edilebilmesi için 7 demir kapının olduğu anlatıldı.

Demir kapılar yüzünden polisin içeri girdiğinde pek çok delilin imha edildiği anlatılan iddianamede, “7 demir kapının güvenlik güçleri tarafından arama yapılması halinde binaya girişin zorlaştırılması amacını taşıdığı, güvenlik güçlerinin içeri girme süresinin uzatılmasıyla, federasyon içerisinde bulunan ve delil olabilecek materyallerin imha edilmesinin amaçlandığı değerlendirilmiştir" denildi.

Operasyonlar kapsamında tutuklanan çocukları Duygu Yücel ve Berk Ercan 'ı kurtarmak için mücadele veren baba İsmail Ercan ve baba Hüseyin Yücel de iddianamede yer aldı. İddianamede şüpheli olarak yer alan Duygu Yücel ile Berk Ercan 'ın babalarının televizyon kanallarındaki “Örgüt çocuklarımızı kandırdı" sözleri de iddianamenin delilleri arasına girdi

DHKP/C 'ye ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı iddianamede, “Örgütün bugün içerisinde olduğu durum özetle “Benden başka doğru yoktur.

Tek doğru benim. Bu sistemi silah zoruyla hayata geçireceğim" şeklindedir. Bir dernekte ya da derneklerin çatısı konumundaki legal bir Federasyonda, girişi sıkı takibe alınan ve girecek kişilerin içeriden onay aldıkları bir kapının bulunmasının olağandışı olduğu açıktır. Kapısı bu derece sıkı korunan, hatta örgütün üst elemanlarının bile içeri girerken, içerden onay aldığı bir kurumun bünyesinde bir yasa dışılığı barındırdığı, bu durumun ifşa olmaması ve polis baskını sırasında farkında olmadan yakalanmamak ve güvenlik güçlerinin eline, aleyhlerine olabilecek delillerin geçmesini önlemek için bu şekilde tedbirler alındığı yargısı daha mantıklıdır.

Hayatın normal akışı içerisinde bu derece sıkı tedbirler alınarak korumaya alınan bir binanın, bu şekilde dizayn edilmesinin izahı konusunda, akla ve hayatın gerçeklerine uygun başka bir açıklama getirilememektedir. Zaten mahkeme kararları üzerine yapılan bir çok aramada da bu durum tüm açıklığıyla defalarca tespit edilmiştir."

AVUKATTAN POLİSE SALDIRI ZANLILARI İLİŞKİN KONUŞMA

İddianamede avukatlar operasyonu kapsamında tutuklanan avukat Günay Dağ 'ın da Gençlik Federasyonu tarafından yapılan kurultaydaki konuşmasına yer verildi. Polislere yönelik silahlı saldırı eyleminde bulunan isimlere ilişkin yaptığı değerlendirmelerin yer aldığı iddianamede,Güray Dağ'ın şu sözlerine iddianamede yer verildi “Bugün geldiğimiz nokta itibariyle o devrim ruhuyla devrim coşkusuyla o inancıyla militan kararlı duruşu sergileyenler bugün bir Hasan Selim Gönen mesela bir Nurgül Acar.Evet o sürecin yarattığı devrimcilerdi, Dev-Genç 'lilerdi. Bugün karşımızda bu örnekler var diğer tarafta da işte o teslimiyetin ya da onların ifadesi ile yasalcılığın en dibine o çukurun en dibine doğru gidenlerde var."