Vergi Rekortmeni Maliyeci Oğlu

Adana Vergi Dairesi Başkanlığı'nca açıklanan "Gelir Vergisi Rekortmenleri" listesinde, tahakkuk eden 576 bin 2 lira vergi ile dördüncü sırada yer alan Avukat Mehmet Ali Akgül, idealist, tuttuğunu koparan, vatanını, milletini seven, değerlerine saygılı, vergi ödemenin bir vatandaşlık borcu olduğunun bilincinde bir kişi olmasının yanında aynı zamanda bir maliyecinin oğlu.

Vergi Rekortmeni Maliyeci Oğlu
Çocukluğu, mesleğinin hayranı babasından vergi ödemenin kutsallığını öğrenerek geçen Mehmet Ali Akgül, 41 yaşında ve mesleğinin zirvesinde yer alıyor. Kurucu ortağı olduğu A&B Hukuk Bürosu'nda, ekip arkadaşları emekli hakim Av. Battal Özer, Av.Duygu Kırbak, Av.Ayşegül Özer ve Av. Selahattin Yakın'dan oluşan dinamik bir ekiple omuz omuza vererek adeta gecesini gündüzüne katan Av. Mehmet Ali Akgül için vergi rekortmenliği aslında sürpriz olmamış. Çünkü, kestiği serbest meslek makbuzlarından dolayı ödeyeceği vergiyi tahmin edebiliyormuş. Adana doğumlu olan ancak, maliyeci babasının görevi nedeniyle Diyarbakır, Kozan ve Osmaniye’de de yaşayan Av.Mehmet Ali Akgül'ün vergi rekortmeni olmasına en fazla Osmaniye Vergi Dairesi Müdürlüğünden 1988'de emekli olan ve halen bu kentte mali müşavirlik yapan babası Bekir Akgül sevinmiş.

Avukatlığa 1993'te başlayan Mehmet Ali Akgül'den kendisini ve ekibini vergi rekortmenliğine götüren başarı öyküsünü konuştuk. Akgül, mesleğe başladığı ilk günden itibaren kendisini sağlık hukuku ve ticaret hukuku alanında sürekli geliştirdiğini belirterek, şunları anlattı:
"Adana'da A&B hukuk bürosu olarak hizmet veriyoruz. 5 yıl önce de İstanbul'da danışmanlık şirketimiz devreye girdi. İstanbul’da M.A.A Danışmanlık Limited Şirketi olarak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Sonradan aramıza emekli hakim, çok değerli arkadaşım Battal Özer bey de katıldı.

Böylece ceza davaları da almaya başladık.

Bizim avukat olarak vergi rekortmeni olmamız, Adana’daki ekonomik yapının ne kadar dar olduğunun ifadesi. Bu kadar serbest meslek grubu varken ilk 10’a girdik.Avukat olarak bu listede olmak hem heyecan verici hem de insanı kamçılayan bir durum. Vatanseverlik sadece konuşmakla olmaz icraatla olur. Ben en çok kazanan 10 kişinin arasında olduğumuzu düşünmüyorum. Bu liste çok kazananlar değil çok vergi verenler listesi. Avukat olarak hep büyük şirketlerle çalıştığımız için kayıt dışı bir ekonomi bizde söz konusu değil. Bire bir serbest meslek makbuzlarını kesiyoruz. Bunu yaptığımız için ciromuz yükseliyor."
Av. Mehmet Ali Akgül'ün işleri Adana'nın yanı sıra İstanbul ile de sınırlı değil. Beyrut'ta Casablanca ve Bağdat'ta da danışmanlık hizmeti veren Akgül, Ortadoğu ve Afrika’da da danışmanlık hizmetini sürdürüyor.

Sağlık, ilaç, ticaret ve ceza hukuku alanında bir marka haline gelmenin onurunu yaşadıklarını ifade eden Av. Mehmet Ali Akgül, bu mesleği seçmesinin öyküsünü ise şöyle anlattı:
"Ben liseden matematik bölümü mezunuyum ancak coğrafya öğretmenimin telkinleriyle hukukçu oldum. Öğretmenim Ankara hukukta okuyordu. Bende öğretmenimle aynı okulda okumak için hukuku seçtim. Bir de ben okumayı çok seviyordum. Hukukta da çok okumak gerekiyor. Sürekli kanunlar değiştiği için halen sürekli okuyor ve bilgilerimi güncelliyorum."
Türkiye'de yeni bir branş olan sağlık hukuku alanında kendini ilk geliştirenler arasında başı çeken Av. Akgül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"1995 yılında Amerika’daki ziyaretimde oradaki avukatların bu konuya çok önem verdiklerini gördüm. Hekim meslek hatası diye bir branş var orada. Bazı avukatların sadece bu işle uğraştıklarını gördüm. Türkiye’de o zamanlar hasta hakları yönetmeliği yayınlanmamıştı. Ben tıp fakültesinde master yapmaya başladığımda bana uzaylı muamelesi yapmışlardı. Hatta YÖK’e sordular bir avukat tıp fakültesinde master yapabilir mi diye. O zamanlar geleceği yok gibi gözüküyordu ama şimdi inanılmaz bir geleceği var. Ben şu anda Ç.Ü Klinik Araştırmalar Etik Kurulunda hukukçu üyeyim. Sağlık hukukundan anlayan avukat sayısı çok az. Tıp zaten çok hassas bir branş ve bu branştan anlayan hukukçu sayısı da yeterli değil. Hastane vekilliği ve birçok hastanenin avukatlığını yapıyoruz. Farklı bir branşa yönelmek bizim için bir avantaj."

HUKUK FAKÜLTELERİ MODASI
Gençlerin son yıllarda hukuk fakültelerine olan ilgisindeki artışı da değerlendiren Akgül, bunun sevindirici olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avukatlık elbette prestijli bir meslek. Ancak, yüzde kaçı mesleğinde iyi noktalara gelebiliyor? Devlet Planlama Teşkilatı'nın şu kadar avukata ihtiyaç var şeklinde bir çalışması yok. Özel hukuk fakültelerinden çocuklar mezun oluyorlar. Piyasa hukuk fakültesi kadar genişlemiyor. Adana ölçeğinde her yıl sonunda yüzlerce meslektaşımız aramıza katılıyor. Ama piyasa o oranda genişlemiyor. Sadece hukuk fakültesini bitirmek değil kendi donanımınızı da arttırmak önemli. Fakülteyi bitirdikten sonra büro açabilirsin ama seni tercih etmeleri için bir neden olmalı. Bir master, doktora programı yapılabilir.

Mesleğim adına hiç karamsar değilim. İdealist genç avukatlar yetişiyor. Ama yine de yeni mezun olacaklara tavsiyeniz nedir? diye sorarsanız daha donanımlı hale gelmelerini öneririm. Ciddi bir rekabet var ve bu rekabetten sıyrılmak için çok çalışmak ve kendini çok renklendirmek gerekir. Ben şuna inanırım: Bir avukatın anlatacak bir hikayesi olması gerekir. Biz avukatların renkli kişilikler olması bence zaruret. Donanımınızı geliştirmeniz, sosyal olmanız, cemiyet hayatına katılmanız ve insanların sizi tanıması gerekir."
Akgül, ödülü şahsi olarak değil ekip olarak aldıklarının altını çizerek Adana’ya ve müvekkillerine bir kez daha teşekkür etti.
Kaynak: İHA