Erdoğan'dan Açıklama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan'da Taliban güçlerince rehin alınan dört Türk'ün daha serbest bırakıldığını, bu kişilerin Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliğine getirileceğini söyledi.

Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanındaki basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin Reyhanlı saldırısı ardından birçok yorumcunun zamanlamaya dikkat çektiğini hatırlatarak, "Bu seyahatle Reyhanlı saldırısı arasında bir bağ görüyor musunuz- Ayrıca bu saldırı ikinci Cenevre Anlaşması çerçevesinde varılan anlaşmadan Türkiye'nin duyduğu rahatsızlığı gündeme getirmede elinizi güçlendirecek mi" soruları üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Reyhanlı ile ilgili konuda bizim onu gündeme getirmemize gerek yok, ABD yönetimi zaten gündeme getirdiği gibi onlar da tabii ki gündeme getirecekler. Getirdiği zaman herhalde üzerinde biraz şöyle bir düşünce noktasında karşılıklı bir alışverişte bulunacağız. Bunları konuşmamızdan daha tabii bir şey olamaz. Ama bunun ben, bu seyahatimizle ilintili hale getirilmesine katılmıyorum. Bu farklı bir olay. Bunu ilintili hale getirmek yine bizim aslında çözüm süreciyle bu işi ilintili hale getirseler o benim için daha anlamlı olabilir. Çünkü şu anda çözüm sürecinde attığımız adımları şöyle baltalama, bunun önünü kesme gayretleri olarak görebilirim. Fakat ABD seyahati ile onu engellemeye veya onu gölgelemeye yönelik bir girişim olduğunu düşünmüyorum."

-"Bu vahşetin karşısına dikilen ülkelerle de çalışmalarımızı sürdüreceğiz"-

Suriye konusunda ABD'nin, BM'nin, uluslararası arenanın geride kaldığı yönündeki yorumlar hatırlatılarak, bunun nedeninin sorulması üzerine Erdoğan, "Bu, BM Güvenlik Konseyinin yapısı bu tür maalesef adımların atılmasına vesile oluyor veyahutta bu tür çekimserliklere vesile oluyor" diye konuştu.

Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu Güvenlik Konseyinin yapısı böyle olduğu sürece bir ülkenin daimi üyeler içerisinden bu işe 'hayır' demesi, BM Güvenlik Konseyinin karar almasını engelliyor. Şu anda da burada Rusya ve Çin, takındıkları tavırla atılabilecek her türlü adımı engelliyorlar. Yapılan görüşmeler, bizim yaptığımız görüşmeler ve bize söylenenler, bütün bunlara baktığımız zaman 'Haklısınız, biz Beşşar'ın avukatı değiliz, Suriye heyetinin avukatı değiliz' bütün bunları demelerine rağmen şu ana kadar ne Rusya ne Çin bir olumlu adım atmadılar. Biz umudumuzu yitirmiyoruz. Yine kendileriyle bu görüşmelerimizi devam ettireceğiz ama bunun yanında bu sürece olumlu bakan, bu vahşetin karşısına dikilen ülkelerle de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tabii batı ülkeleri içerisinde bizimle yaptıkları görüşmelerde 'Haklısınız, bize ne düşüyor, ne yapmamız lazım.' Ne yapmaları gerektiğini de söylediğimizde burada da henüz beklediğimiz neticeleri pek almış değiliz."

-"Biz daha tavırlarımızı takınmadık"-

Bu nedenle ABD seyahatini önemsediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Bu seyahatimizle birlikte çok daha farklı bir yol haritamız önümüzdedir" dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin dışındaki dünya, bu tür bir yaklaşımın içerisine girerken Türkiye'de ana muhalefet ve yavru muhalefete bakalım. Ana muhalefet ve yavru muhalefetin takındığı tavırlar, buradan gidip böyle bir zalimle böyle bir diktatörle yan yana aile fotoğrafları çektirmeyi onu neyle izah edeceğiz- Bir defa böyle zamanlarda bir ülke kendi içinde birlik, beraberlik içinde olur. Çünkü 910 kilometre sınır ve bu sınırı paylaştığımız bu ülkede akrabalık bağları var, her tür bağlar var. Bütün bunların olduğu bu ülke Türkiye'ye karşı şu anda takındığı tavır ki biz daha tavırlarımızı takınmadık, onu da söyleyeyim. Yarın ne olur ayrı bir konu. Biz şu anda insani tavırlarımızı aynen devam ettiriyoruz. Çünkü biz Suriye halkını seviyoruz. Bizim sıkıntımız rejimledir. Şu ana kadar bu adam eğer kendi halkını sevmiş olsaydı terk eder giderdi ve Suriye halkı kendi iradesini ortaya koyar, yönetimini belirler ve böylece bölgede bir sulhu sükun hakim olurdu. Ama böyle bir sürecin içerisine girmedi. Tabii bunları paylaşacağız, ABD ile de AB üyesi ülkelerle de Arap Ligi ile de İslam Konferansı Örgütü ile de hepsiyle bunları paylaşacağız ve ona göre bir yeni değerlendirme ile adımlarımızı atacağız."

-"Bozkurtlarınla sınırları koruma altına al demek lazım"-

Erdoğan, bir gazetecinin, ABD seyahatinden sonra ortaya konulacak yol haritasında, Suriye muhalefetini Arap Ligi'nde olduğu gibi BM'de de temsil etme hakkı verilmesi gibi bir düşüncenin olup olmadığının sorulması üzerine, "Yapacağımız görüşmelerin, bu görüşmelerden sonra diğer ülkelerle yapacağımız görüşmelere göre, bütün ekibimizle oturacağız konuşacağız ve ondan sonra yol haritamızı inşallah belirleyeceğiz ve adımlarımızı da ona göre atacağız. Bunu yani şu anda konuşmak veya açıklamak doğru değil" yanıtını verdi.

Başbakan Erdoğan, çözüm süreci kapsamında yurt dışına çıkan PKK'lı sayısıyla ilgili soru üzerine de şunları söyledi:

"Bu 15 midir, 25 midir, 50 midir, 100 müdür bunları bilemem. İşte şimdi bu soru, Bahçeli'ye hizmet eden sorudur. Biz ne dedik, 'Biz hukuk devleti içinde çalışıyoruz '.Hukuk devleti içinde çalışan bir yönetim. Çağrımız nedir- Silahını bırakarak çıkmaktan bahsettik. Ne dedik konuşmalarımızda- Bunlar bu ülkeye nasıl girdiyseler, çıkış yollarını da kendileri zaten bilirler. Bahçeli'ye söylemek lazım, sen çok güçlüsün, hadi adım başına, senin bozkurtların var, bu bozkurtlarınla sınırları koruma altına al demek lazım."

-"Gökten ne yağar ki yer kabul etmez-

Erdoğan, TPAO ile Exxon Mobil arasındaki anlaşmanın Irak'ta imzalanan anlaşma olup olmadığını ve bu anlaşmaya ilişkin detay verilmesini istenmesi üzerine, "Kuzey Irak yerel yönetimi ile oradaki arama çalışmalarına yönelik bir adımdır. Şu anda bu adımın daha neticelerini almak için şu seyahati de hayırlısıyla atlatalım, adımlarımız ona göre olgunlaştıracağız" diye konuştu.

Bir gazetecinin "Geçtiğimiz aralık ayında Sayın Fethullah Gülen'e, 'Bitsin artık bu hasret' diye bir çağrıda bulunmuştunuz. Resmi programınızda yer almıyor ama acaba fırsat olursa görüşme ihtimaliniz olabilir mi" sorusuna da Erdoğan, "Şu anda resmi programımızda böyle bir şey yok ama gökten ne yağar ki yer kabul etmez ayrı bir konu" dedi.

Bu arada Afganistan'da Taliban tarafından kaçırılan 4 inşaat mühendisinin daha önce serbest bırakıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Diğer 4 Türk'ü de serbest bıraktılar. Onlar da büyükelçiliğimize gelecekler. Teslim aldılar. Böylece 8'i de serbest bırakılmış oldu. Hayırlı olsun diyoruz. Ailelerine buradan böylece müjdeyi vermiş oluyoruz" ifadesini kullandı.

Muhabir: Kadir Karakuş-Kurbani Geyik-Sarp Özer

Yayıncı: Ebubekir Gülüm
Kaynak: AA