Bdp Grup Toplantısı
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Reyhanlı’da yapılan AKP-CHP gerilimi üzerinden Sünni-Alevi çatışmasını ortaya çıkarmaktır” dedi.
Demirtaş, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu.
Reyhanlı’da yaşanan saldırılara değinen Demirtaş, saldırıyı kınadıklarını ve lanetlediklerini söyledi.
Saldırının nedeni olarak hükümetin Suriye politikasını gösteren Demirtaş, “Nüfusu azaltmak için değil önemli siyasi sonuç almak için bu katliamı yaptılar” dedi.
AK Parti’yi cenazeler üzerinden siyaset yapmakla suçlayan Demirtaş, hükümeti Suriye politikaları nedeniyle daha önce uyardıklarını ifade etti.
Demirtaş, “Esad zulmüne karşı durmanın tek yolu oradaki radikal grupları silahlandırmaktan başka bir yol yok mu? Suriye’deki halkı desteklemeleri lazım Suriyeli çeteleri değil. Suriye sadece Sunnilerden ibaret değil. Çok kültürlü bir toplumdur. Türkiye politikasında Şii halka karşı Sunniler desteklenmiştir. Sınırlar kevgire dönmüş, çetelerin yolgeçen hanı haline gelmiş, kimin girip kimin çıktığı bir yer haline gelmiştir. Hükümet çeteleri destekleyerek aldığı riskin Türkiye’ye bir faturası olabileceğini hiç mi hesaplayamadı? Hükümetin içeride yaptığı hata budur. Sınırda normal vatandaşların giriş çıkışı zordur ama kamyonlarda bomba giriş çıkışları serbesttir. Türkiye’nin Suriye politikasından vazgeçip değiştirmesi gerekir. Suriye politikasından vazgeç demek Esad ya da çetelere destek ver demek değil Suriye halkına destek ver demek. Orda Şiiler de var ama sen sadece bir grubu destekleyerek Esad‘ın gideceğini düşünüyorsan boğulursunuz Esad boğulmaz, siz boğulursunuz 2-3 ayda gider diyordum 2 yıldır orada. Düşünün, bir ülkenin iktidarı bir grubu, ana muhalefeti başka bir grubu destekliyor. Böyle bir facia olur mu? Bu gerilim, bu tartışma Türkiye’ye yansıyor.
Hatay’da yapılmak istenen AKP-CHP gerilimi üzerinden Sünni-Alevi çatışmasını çıkarabilmektir. Bizim birlik çağrımız böyle anlaşılmalı mezhep çatışması başladıktan sonra istediğiniz an durduramazsınız. Bizim birlik çağrımız Alevi-Sunni bu tür provokasyonlara birbirine karşı birlik olma çağrısıdır. Hesabını soracağız diyerek bu işin içinden çıkılmaz.
Bu katliamla yetinmeyecekler, provokasyonu derinleştirecek başka hesaplar içine girecekler. Hükümet tedbir almalı. 1 Mayıs’ta Taksim’de kuş uçurtmayan devlet, Hatay’da kuş sürüsünün geçişine izin veriyor. Aynı şeyi komşularımız için de istemeliyiz. Faillerin kim olduğu Türkiye’yi savaşa çekmek isteyen hangi güç olduğu yönünde bir çok provokasyon var. Gerçek tetikçilerin kim olduğu 2.derece önem arz ediyor. Önemli olan bu katliamdan kim siyasi güç devşirmeye çalıştığı. Bizi ölüm üzerinden siyaset yapıyor diye eleştirenler daha cenazeler yerdeyken siyaset yaptılar. Takkeleri düştü kelleri gözüktü. İnşaallah hükümet ve ana muhalefet bu olaydan ders çıkarır. Bölge gerçeklerini ve dengelerini doğru okuyabilirlerse Suriye’deki barış zeminine daha fazla katkı sunabilirler. İsmi konulmamış bir savaş yaşanıyor” diye konuştu.
Türkiye’den çekilen ilk PKK grubunun Kandil’e ulaştığını kaydeden Demirtaş, “Artık silahların sustuğu bir döneme giriyorsak herkes yüreğindeki talepleri ifade edebilmeli. Hükümet anayasal ve yasal talepleri karşılamalı” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın tavrını eleştiren Demirtaş, “Neredeyse çekilmeyi durdurun der gibi bir atmosfer yarattı. Buradan istenen kar nedir biz de anlamakta zorlanıyoruz. Çatışmanın taraflarından biri ülkenin dışına çıkıyor. Bu barış kardeşlik perspektifiyle uygun olabilir mi? En çok da analar ağlamasın deyip ağlayan kişi söylüyor. Cennete gitmenin koşullarını da anlatıyor. Sübhanallah. Cennete girmenin koşullarını da artık Bakanlar Kurulu belirliyor” dedi.
Çözümü sürecinde CHP’nin tavrını da eleştiren Demirtaş, “CHP istemem, oynamam, gelmem, gitmem havalarında süreci nereden bozarım havalarında. Süreci nasıl bozarım anlayışıyla kendini en kötü konuma düşürmüş durumda. CHP çözüm sürecine destek vermeyi AKP’ye destek vermek zannediyor. Oysa öyle değil, eğer CHP barışı AKP’nin insafına bırakmak istemiyorsa çözüm komisyonuna üye vermeli. Biz AKP’nin yanında değiliz önündeyiz” dedi.
Türkiye’nin IMF’ye borcunu sıfırlamasına değinen Demirtaş, “IMF dediğiniz tefeci değil ki; kurulduğu günden bu yana ülkelerin sosyal ve ekonomik sistemlerini şekillendirirler. Parayı o yüzden verirler. IMF bunu Türkiye’de de yapmıştır. Artık bizden istedikleri birşey kalmamıştır. Bugün IMF’den kurtuluş günümüz değil Türkiye’nin IMF’ye entegre olduğu gündür. Türkiye’nin dış borcu Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamlarında. Türkiye’nin uluslararası kuruluşlara borcu var. Sanki sadece IMF’ye borcumuz var” dedi.
Öte yandan, KCK operasyonlarında tutuklanan ve daha sonra 4. yargı paketi kapsamında serbest kalan eski BDP milletvekili Fatma Kurtulan ile Türkiye’de en uzun süre cezaevinde kalan Tahir Canan da bugünkü BDP grup toplantısını izleyenler arasındaydı
Kaynak: İHA
Reyhanlı’da yaşanan saldırılara değinen Demirtaş, saldırıyı kınadıklarını ve lanetlediklerini söyledi.
Saldırının nedeni olarak hükümetin Suriye politikasını gösteren Demirtaş, “Nüfusu azaltmak için değil önemli siyasi sonuç almak için bu katliamı yaptılar” dedi.
AK Parti’yi cenazeler üzerinden siyaset yapmakla suçlayan Demirtaş, hükümeti Suriye politikaları nedeniyle daha önce uyardıklarını ifade etti.
Demirtaş, “Esad zulmüne karşı durmanın tek yolu oradaki radikal grupları silahlandırmaktan başka bir yol yok mu? Suriye’deki halkı desteklemeleri lazım Suriyeli çeteleri değil. Suriye sadece Sunnilerden ibaret değil. Çok kültürlü bir toplumdur. Türkiye politikasında Şii halka karşı Sunniler desteklenmiştir. Sınırlar kevgire dönmüş, çetelerin yolgeçen hanı haline gelmiş, kimin girip kimin çıktığı bir yer haline gelmiştir. Hükümet çeteleri destekleyerek aldığı riskin Türkiye’ye bir faturası olabileceğini hiç mi hesaplayamadı? Hükümetin içeride yaptığı hata budur. Sınırda normal vatandaşların giriş çıkışı zordur ama kamyonlarda bomba giriş çıkışları serbesttir. Türkiye’nin Suriye politikasından vazgeçip değiştirmesi gerekir. Suriye politikasından vazgeç demek Esad ya da çetelere destek ver demek değil Suriye halkına destek ver demek. Orda Şiiler de var ama sen sadece bir grubu destekleyerek Esad‘ın gideceğini düşünüyorsan boğulursunuz Esad boğulmaz, siz boğulursunuz 2-3 ayda gider diyordum 2 yıldır orada. Düşünün, bir ülkenin iktidarı bir grubu, ana muhalefeti başka bir grubu destekliyor. Böyle bir facia olur mu? Bu gerilim, bu tartışma Türkiye’ye yansıyor.
Hatay’da yapılmak istenen AKP-CHP gerilimi üzerinden Sünni-Alevi çatışmasını çıkarabilmektir. Bizim birlik çağrımız böyle anlaşılmalı mezhep çatışması başladıktan sonra istediğiniz an durduramazsınız. Bizim birlik çağrımız Alevi-Sunni bu tür provokasyonlara birbirine karşı birlik olma çağrısıdır. Hesabını soracağız diyerek bu işin içinden çıkılmaz.
Bu katliamla yetinmeyecekler, provokasyonu derinleştirecek başka hesaplar içine girecekler. Hükümet tedbir almalı. 1 Mayıs’ta Taksim’de kuş uçurtmayan devlet, Hatay’da kuş sürüsünün geçişine izin veriyor. Aynı şeyi komşularımız için de istemeliyiz. Faillerin kim olduğu Türkiye’yi savaşa çekmek isteyen hangi güç olduğu yönünde bir çok provokasyon var. Gerçek tetikçilerin kim olduğu 2.derece önem arz ediyor. Önemli olan bu katliamdan kim siyasi güç devşirmeye çalıştığı. Bizi ölüm üzerinden siyaset yapıyor diye eleştirenler daha cenazeler yerdeyken siyaset yaptılar. Takkeleri düştü kelleri gözüktü. İnşaallah hükümet ve ana muhalefet bu olaydan ders çıkarır. Bölge gerçeklerini ve dengelerini doğru okuyabilirlerse Suriye’deki barış zeminine daha fazla katkı sunabilirler. İsmi konulmamış bir savaş yaşanıyor” diye konuştu.
Türkiye’den çekilen ilk PKK grubunun Kandil’e ulaştığını kaydeden Demirtaş, “Artık silahların sustuğu bir döneme giriyorsak herkes yüreğindeki talepleri ifade edebilmeli. Hükümet anayasal ve yasal talepleri karşılamalı” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın tavrını eleştiren Demirtaş, “Neredeyse çekilmeyi durdurun der gibi bir atmosfer yarattı. Buradan istenen kar nedir biz de anlamakta zorlanıyoruz. Çatışmanın taraflarından biri ülkenin dışına çıkıyor. Bu barış kardeşlik perspektifiyle uygun olabilir mi? En çok da analar ağlamasın deyip ağlayan kişi söylüyor. Cennete gitmenin koşullarını da anlatıyor. Sübhanallah. Cennete girmenin koşullarını da artık Bakanlar Kurulu belirliyor” dedi.
Çözümü sürecinde CHP’nin tavrını da eleştiren Demirtaş, “CHP istemem, oynamam, gelmem, gitmem havalarında süreci nereden bozarım havalarında. Süreci nasıl bozarım anlayışıyla kendini en kötü konuma düşürmüş durumda. CHP çözüm sürecine destek vermeyi AKP’ye destek vermek zannediyor. Oysa öyle değil, eğer CHP barışı AKP’nin insafına bırakmak istemiyorsa çözüm komisyonuna üye vermeli. Biz AKP’nin yanında değiliz önündeyiz” dedi.
Türkiye’nin IMF’ye borcunu sıfırlamasına değinen Demirtaş, “IMF dediğiniz tefeci değil ki; kurulduğu günden bu yana ülkelerin sosyal ve ekonomik sistemlerini şekillendirirler. Parayı o yüzden verirler. IMF bunu Türkiye’de de yapmıştır. Artık bizden istedikleri birşey kalmamıştır. Bugün IMF’den kurtuluş günümüz değil Türkiye’nin IMF’ye entegre olduğu gündür. Türkiye’nin dış borcu Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamlarında. Türkiye’nin uluslararası kuruluşlara borcu var. Sanki sadece IMF’ye borcumuz var” dedi.
Öte yandan, KCK operasyonlarında tutuklanan ve daha sonra 4. yargı paketi kapsamında serbest kalan eski BDP milletvekili Fatma Kurtulan ile Türkiye’de en uzun süre cezaevinde kalan Tahir Canan da bugünkü BDP grup toplantısını izleyenler arasındaydı