Chp Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu'nun Açıklaması
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, toplumsal mutabakat komisyonunu andıran bir komisyon kurulması halinde, bunun içinde olabileceklerini bildirdi.
Loğoğlu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin ağırlığını en fazla koyabileceği Arap-İsrail ihtilafında, İsrail ve Filistin yönetiminin, Türkiye'nin katkısını istemediğini açıkladığını belirtti.
Loğoğlu, bunun Türkiye açısından onur kırıcı ancak tesadüfi olmadığını ileri sürerek, ''Bir noktada sıfıra meraklı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, matematikteki sıfırları hızla tüketmektedir. Türkiye'nin, Arap-İsrail ihtilafında yapıcı rol oynamasını arzu ediyoruz'' dedi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, son bir ay içinde iki kez Türkiye'ye gelmesinin, ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail ziyaretinde Türkiye-İsrail yakınlaşmasının ilk adımlarının atılmasının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington'a yapacağı ziyaretin, yoğunlaşan ilişki düzenini gösterdiğini belirten Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun altında ne yatıyor- İki şeyin şimdilik devrede olmadığını anlıyoruz: ABD'nin İran konusunda Türkiye'den önemli beklentisi yok. İsrail ve Filistin yönetiminin açıklamaları çerçevesinde, Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecinde de kısa dönemde fazla yeri olmadığı anlaşılıyor. O zaman yoğunlaşan ABD-Türkiye trafiğinde Türkiye nereye oturuyor; cevap Suriye. Suriye konusunun, yapılan görüşmeler sonrasındaki açıklamalardan ön planda olduğunu anlıyoruz. En somut işaretini de Davutoğlu'nın, en kısa sürece içinde Suriye halkının dostları grubunun çekirdek toplantısının yapılması konusunda, Davutoğlu ile Kerry arasında anlaşma olduğuna yönelik ifadeler. Türkiye, Suriye'deki rejimi devirme gayretlerinin elebaşılığını, öncülüğünü yapmaya devam ediyor. Bu, Suriye politikasındaki yanlış çizginin sürdürüldüğü anlamına da geliyor. Suriye, bugün giderek daha da karmaşık, tehlikeli çizgiye ilerliyor. Suriye'ye müdahale konusunda isteksiz davranan ABD'ye, acaba Sayın Davutoğlu ve Sayın Başbakan, Washington'a gittiğinde daha sert tedbirler almaya yöneltmeye mi çalışacaklar- Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.''
-''Samimi olduğunu anlarız''-
Loğoğlu, daha sonra gazetecilerin çözüm sürecine ilişkin sorularını yanıtladı.
CHP'nin, çözüm arama sürecinin dışında olmadığını, bu süreci desteklediğini, bu arayışın gerekli olduğunu düşündüklerini kaydeden Loğoğlu, ancak bu sürecin içeriğini, verilen sözleri bilmediklerini, hukuk devleti ilkeleri içinde kalıp kalmadığına yönelik endişelerinin bulunduğunu ifade etti.
Loğoğlu, karşı olmadıkları çözüm arama sürecini, doğru yolda, hukuka uygun şekilde, halkın beklentilerine uygun şekilde tutmaya çalıştıklarını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, CHP'nin önerileri ile kendi önerilerinin birleştirilebileceğine yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Loğoğlu, şunları kaydetti:
''Toplumsal mutabakat komisyonunu andıran tarzda bir komisyon kurulabilirse, elbette bunun içinde olabiliriz. Yabana atmıyorum, Sayın Başbakan'ın dile getirdiği, Sayın Atalay'ın tekrarladığı öneri, ciddidir. Biz, AK Parti gibi, 'CHP'den gelen her şeyi elimizin tersiyle iteriz, bu olmaz' demiyoruz. Her şeyi, zamana, Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre, ince eleyip sık dokuyan bir partiyiz. Terörün sona erdirilmesi, Kürt meselesinin toplumsal barışa dönüştürülmesi için adresin TBMM, aktörlerinin oradaki siyasi partiler olduğunu düşünüyoruz. Hükümet de oraya gelip, ne yaptığını anlatacak. Sivil toplum kuruluşları, benzeri kuruluşlar Akil İnsanlar grubu üzerinden düşüncelerini, beklentilerini oraya aktaracaklar. Bugünkü ortamda, toplumsal mutabakat komisyonu Meclis'te kurulabilse, yapılacak ilk iş, Hükümet'in PKK ile yaptığı görüşmelerin içeriğini olduğu gibi oraya aktarması olmalı. Bunu yaptığı takdirde Türkiye, büyük ölçüde rahatlar. MHP karşı çıkabilir, biz bazı şeylere karşı çıkabiliriz, BDP 'burası eksik' diyebilir. Ama AKP, bu erdemi gösterebildiği takdirde, bu konuda samimi olduğunu anlarız. İnşallah Sayın Atalay'ın belirttiği şekilde bizim önerimize yakın yapıda bir oluşum olabilir. Hükümet'in önerisi sadece yeterli değil, Anayasa ve İçtüzüğe aykırı. Dört parti, böyle bir oluşum içinde olduğunda, bizim anlayışımıza uygundur deriz.''
Loğoğlu, bir soru üzerine Atalay ile bir kaç gün önce kısa bir telefon görüşmesi yaptıklarını belirterek, araştırma komisyonu, akil insanlar konusuna değinmediğini aktardı. Loğoğlu, Atalay'ın, ''4 parti olmaması halinde, 2 partinin çalışmasına ne diyorsunuz-'' diye sorduğunu belirterek, ''Atalay ile görüşmelerimiz gayet olumlu, dostane. Beden dili, gayet yumuşak, mutedil olan bir konuşmaydı. Belki tekrar konuşuruz, bilmiyorum'' dedi.
Muhabir: Meltem Yılmaz
Yayıncı: Kudret Topçu
Kaynak: AA
Loğoğlu, bunun Türkiye açısından onur kırıcı ancak tesadüfi olmadığını ileri sürerek, ''Bir noktada sıfıra meraklı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, matematikteki sıfırları hızla tüketmektedir. Türkiye'nin, Arap-İsrail ihtilafında yapıcı rol oynamasını arzu ediyoruz'' dedi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin, son bir ay içinde iki kez Türkiye'ye gelmesinin, ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail ziyaretinde Türkiye-İsrail yakınlaşmasının ilk adımlarının atılmasının, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Washington'a yapacağı ziyaretin, yoğunlaşan ilişki düzenini gösterdiğini belirten Loğoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bunun altında ne yatıyor- İki şeyin şimdilik devrede olmadığını anlıyoruz: ABD'nin İran konusunda Türkiye'den önemli beklentisi yok. İsrail ve Filistin yönetiminin açıklamaları çerçevesinde, Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecinde de kısa dönemde fazla yeri olmadığı anlaşılıyor. O zaman yoğunlaşan ABD-Türkiye trafiğinde Türkiye nereye oturuyor; cevap Suriye. Suriye konusunun, yapılan görüşmeler sonrasındaki açıklamalardan ön planda olduğunu anlıyoruz. En somut işaretini de Davutoğlu'nın, en kısa sürece içinde Suriye halkının dostları grubunun çekirdek toplantısının yapılması konusunda, Davutoğlu ile Kerry arasında anlaşma olduğuna yönelik ifadeler. Türkiye, Suriye'deki rejimi devirme gayretlerinin elebaşılığını, öncülüğünü yapmaya devam ediyor. Bu, Suriye politikasındaki yanlış çizginin sürdürüldüğü anlamına da geliyor. Suriye, bugün giderek daha da karmaşık, tehlikeli çizgiye ilerliyor. Suriye'ye müdahale konusunda isteksiz davranan ABD'ye, acaba Sayın Davutoğlu ve Sayın Başbakan, Washington'a gittiğinde daha sert tedbirler almaya yöneltmeye mi çalışacaklar- Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.''
-''Samimi olduğunu anlarız''-
Loğoğlu, daha sonra gazetecilerin çözüm sürecine ilişkin sorularını yanıtladı.
CHP'nin, çözüm arama sürecinin dışında olmadığını, bu süreci desteklediğini, bu arayışın gerekli olduğunu düşündüklerini kaydeden Loğoğlu, ancak bu sürecin içeriğini, verilen sözleri bilmediklerini, hukuk devleti ilkeleri içinde kalıp kalmadığına yönelik endişelerinin bulunduğunu ifade etti.
Loğoğlu, karşı olmadıkları çözüm arama sürecini, doğru yolda, hukuka uygun şekilde, halkın beklentilerine uygun şekilde tutmaya çalıştıklarını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, CHP'nin önerileri ile kendi önerilerinin birleştirilebileceğine yönelik açıklamalarının sorulması üzerine Loğoğlu, şunları kaydetti:
''Toplumsal mutabakat komisyonunu andıran tarzda bir komisyon kurulabilirse, elbette bunun içinde olabiliriz. Yabana atmıyorum, Sayın Başbakan'ın dile getirdiği, Sayın Atalay'ın tekrarladığı öneri, ciddidir. Biz, AK Parti gibi, 'CHP'den gelen her şeyi elimizin tersiyle iteriz, bu olmaz' demiyoruz. Her şeyi, zamana, Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre, ince eleyip sık dokuyan bir partiyiz. Terörün sona erdirilmesi, Kürt meselesinin toplumsal barışa dönüştürülmesi için adresin TBMM, aktörlerinin oradaki siyasi partiler olduğunu düşünüyoruz. Hükümet de oraya gelip, ne yaptığını anlatacak. Sivil toplum kuruluşları, benzeri kuruluşlar Akil İnsanlar grubu üzerinden düşüncelerini, beklentilerini oraya aktaracaklar. Bugünkü ortamda, toplumsal mutabakat komisyonu Meclis'te kurulabilse, yapılacak ilk iş, Hükümet'in PKK ile yaptığı görüşmelerin içeriğini olduğu gibi oraya aktarması olmalı. Bunu yaptığı takdirde Türkiye, büyük ölçüde rahatlar. MHP karşı çıkabilir, biz bazı şeylere karşı çıkabiliriz, BDP 'burası eksik' diyebilir. Ama AKP, bu erdemi gösterebildiği takdirde, bu konuda samimi olduğunu anlarız. İnşallah Sayın Atalay'ın belirttiği şekilde bizim önerimize yakın yapıda bir oluşum olabilir. Hükümet'in önerisi sadece yeterli değil, Anayasa ve İçtüzüğe aykırı. Dört parti, böyle bir oluşum içinde olduğunda, bizim anlayışımıza uygundur deriz.''
Loğoğlu, bir soru üzerine Atalay ile bir kaç gün önce kısa bir telefon görüşmesi yaptıklarını belirterek, araştırma komisyonu, akil insanlar konusuna değinmediğini aktardı. Loğoğlu, Atalay'ın, ''4 parti olmaması halinde, 2 partinin çalışmasına ne diyorsunuz-'' diye sorduğunu belirterek, ''Atalay ile görüşmelerimiz gayet olumlu, dostane. Beden dili, gayet yumuşak, mutedil olan bir konuşmaydı. Belki tekrar konuşuruz, bilmiyorum'' dedi.
Muhabir: Meltem Yılmaz
Yayıncı: Kudret Topçu