Akil Adamlar Polemiği
İzmir Üniversitesi (İZÜ) Diplomasi Kulübü’nün düzenlediği ‘Gençlik ve Siyaset’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, başta hükümetin başlattığı çözüm süreci ve Akil Adamlar olmak üzere gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Akil Adamlar konusunun magazinleştirildiğini öne sürerek, bu fikri ilk kendilerinin ortaya attığını söyledi.
Yüksel, mevcut Akil Adamların kime ve nereye bağlı çalıştığının hâla bilinmediğini belirterek şöyle konuştu: “Genel başkanımız TBMM’ye bağlı bir komisyon oluşturulmasını, bu komisyona bağlı çalışacak 12 kişiden oluşan Akil İnsanlardan oluşan bir heyetin oluşturulmasını istemiştik. Bu adamlar Meclis'e bağlı olarak Öcalan ile görüşecekti. Bu yapılmadı ve devlet Abdullah Öcalan ile birebir görüşmek zorunda kaldı şimdi. Şu anki Akil Adamların bizim önerdiğimiz Akil adamlarla hiçbir ilgisi yok. Akil Adamlar kime ve nereye bağlı çalışıyor? Belli değil. Ne yapacaklar belli değil. Ne olup bittiğini bilenlerin sayısı hükümet dahil beş kişiyi geçmiyor.” Terörün bitme noktasına getirildiği 2002 yılında devletin atması gereken adımları atmadığını ve gelinen süreçte terör örgütü ile pazarlık yaptığını kaydeden Yüksel, şehit ailelerinin çözüm adı verilen sürecin içine çekilememesi durumunda başarılı olunamayacağını söyledi.
Yüksel, terörün aslında 2002’de bitirilme noktasına geldiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye o dönem atması gereken adımları atsaydı, bugün bu süreci yaşamazdık. Kürt sorununun çözümü için raporu biz daha 1989’larda vermiştik. Ancak, bu nedenle yöneticilerimiz dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı. Barış gelince Türkiye’de her şey çözülecek algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, toplumsal uzlaşma yok ülkemizde. Çocukları şehit olan aileleri sürecin içine çekemezseniz başarılı olamazsınız. Bu süreç Başbakanın kendi kişisel kariyer hesabıyla yürüttüğü bir süreçtir. Ve umarım seçim öncesi bir plan da değildir.“ İşsizliğin en yüksek olduğu kesimin gençler olduğunu, telefonlarının iş arayan gençler nedeniyle susmak bilmediğini anlatan Alaattin Yüksel, en fazla öğrenci ve gazetecinin tutuklu olduğu ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
İşsizliğin en yüksek olduğu kesimin gençlik olduğunu anlatan Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı: "Gençler, telefonlarımızı her gün iş için arıyor. Gençler bugün potansiyel suçlu olarak görülüyor. Soru önergelerine aldığımız yanıtlarda 2 bin 824 öğrenci cezaevinde. Bir poşu için 11.5 yıl ceza verildi.
Bunca öğrencinin hapiste olması acı. Vekiller de tutuklu. Mustafa Balbay ile birlikte toplam 583 bin oy aldık ama o, 4.5 yıldır tutuklu. Milli irade tutuklu. Dünyada en çok gazetecinin ve öğrencinin tutuklu olduğu ülke ne yazık ki Türkiye. Basılmamış kitaba bile tutuklu muamelesi yapıldı.”
Kaynak: İHA
Yüksel, mevcut Akil Adamların kime ve nereye bağlı çalıştığının hâla bilinmediğini belirterek şöyle konuştu: “Genel başkanımız TBMM’ye bağlı bir komisyon oluşturulmasını, bu komisyona bağlı çalışacak 12 kişiden oluşan Akil İnsanlardan oluşan bir heyetin oluşturulmasını istemiştik. Bu adamlar Meclis'e bağlı olarak Öcalan ile görüşecekti. Bu yapılmadı ve devlet Abdullah Öcalan ile birebir görüşmek zorunda kaldı şimdi. Şu anki Akil Adamların bizim önerdiğimiz Akil adamlarla hiçbir ilgisi yok. Akil Adamlar kime ve nereye bağlı çalışıyor? Belli değil. Ne yapacaklar belli değil. Ne olup bittiğini bilenlerin sayısı hükümet dahil beş kişiyi geçmiyor.” Terörün bitme noktasına getirildiği 2002 yılında devletin atması gereken adımları atmadığını ve gelinen süreçte terör örgütü ile pazarlık yaptığını kaydeden Yüksel, şehit ailelerinin çözüm adı verilen sürecin içine çekilememesi durumunda başarılı olunamayacağını söyledi.
Yüksel, terörün aslında 2002’de bitirilme noktasına geldiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye o dönem atması gereken adımları atsaydı, bugün bu süreci yaşamazdık. Kürt sorununun çözümü için raporu biz daha 1989’larda vermiştik. Ancak, bu nedenle yöneticilerimiz dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargılandı. Barış gelince Türkiye’de her şey çözülecek algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları, toplumsal uzlaşma yok ülkemizde. Çocukları şehit olan aileleri sürecin içine çekemezseniz başarılı olamazsınız. Bu süreç Başbakanın kendi kişisel kariyer hesabıyla yürüttüğü bir süreçtir. Ve umarım seçim öncesi bir plan da değildir.“ İşsizliğin en yüksek olduğu kesimin gençler olduğunu, telefonlarının iş arayan gençler nedeniyle susmak bilmediğini anlatan Alaattin Yüksel, en fazla öğrenci ve gazetecinin tutuklu olduğu ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
İşsizliğin en yüksek olduğu kesimin gençlik olduğunu anlatan Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı: "Gençler, telefonlarımızı her gün iş için arıyor. Gençler bugün potansiyel suçlu olarak görülüyor. Soru önergelerine aldığımız yanıtlarda 2 bin 824 öğrenci cezaevinde. Bir poşu için 11.5 yıl ceza verildi.
Bunca öğrencinin hapiste olması acı. Vekiller de tutuklu. Mustafa Balbay ile birlikte toplam 583 bin oy aldık ama o, 4.5 yıldır tutuklu. Milli irade tutuklu. Dünyada en çok gazetecinin ve öğrencinin tutuklu olduğu ülke ne yazık ki Türkiye. Basılmamış kitaba bile tutuklu muamelesi yapıldı.”