Başbakan Erdoğan Çözüm Sürecine Değindi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kan dursun istiyoruz, göz yaşı dursun istiyoruz, huzursuzluk bitsin, Türkiye enerjisini artık istikbale, artık kalkınmaya sarfetsin istiyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği'nin Pendik Green Park Otel'de düzenlenen 5. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, çözüm sürecine değindi.
TÜMSİAD Genel Başkanı Hasan Sert'e, bu konuda verdiği destek nedeniyle teşekkür eden Erdoğan, ''Bizim gayemiz de hedefimiz de çok ama çok net. Kan dursun istiyoruz, göz yaşı dursun istiyoruz, huzursuzluk bitsin, Türkiye enerjisini artık istikbale, artık kalkınmaya sarfetsin istiyoruz. Yasal dairede, meşru çerçevede, milletin değerleriyle örtüşen bir çizgide terör meselesini çözmek ve Türkiye'nin ayağındaki o ağır prangayı söküp atmak istiyoruz. Şu anda süreç kararlılıkla en önemlisi de büyük bir umutla devam ediyor'' diye konuştu.
Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde, 4,5 saat süren, Çözüm Sürecinde Akil İnsalar İstişare Toplantısı'nı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Her görüşten arkadaşımız vardı. Her ideolojiden arkadaşımız vardı. Farklı etnik kökenlerden, farklı mezheplerden, farklı fikir dünyalarından arkadaşlarımız vardı. 62 kişi o gün orada, tek bir noktada, tek bir ortak paydada buluştuk ve hep birlikte dedik ki: Kan dursun... Bunun için ne yapılabilir, nasıl bir yol izlenebilir bunları istişare ettik. Hemen ertesi gün, MHP Genel Başkanı çıktı, zehir zemberek bir yazılı açıklama yaptı ve hem bize, hem o heyete, ağıza alınmayacak ifadelerle hakaretler yağdırdı. Yetmedi... MHP'nin bir milletvekili çıktı, son derece edepsiz, son derece densiz bir şekilde, insanlıktan nasibini alamayanların, vicdanı kurumuşların yapacağı şekilde, o heyetteki bir arkadaşımızın etnik kökeni üzerinden aleni faşizm sergiledi. Şimdi bakın... Susuyor olmamız sabrımızdandır ama sabrın da bir sınırı vardır.''
- ''Bahçeli'yi edebe davet ediyorum'' -
MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi ''en başta bir kere edebe davet ediyorum'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yunus Emre'nin çok güzel bir şiiri var. İlim meclislerinde aradım, kıldım talep, ilim geride kaldı, illa edeb, illa edeb. Öyle meseleyi Mete Han'dan alıp Malazgirt'e, Çaldıran'dan alıp Çanakkale'ye getirmekle, Damat Ferit demekle, Heyeti Nasiha demekle söz söylenmiş olmuyor. 10 yıldır Çanakkale'ye giderim. 1 yıl hariç gidemedim, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü'ne giderim. Bir gün şu Bahçeli'yi ben orada görmedim. Bir gün Kılıçdaroğlu'nu, Baykal'ı orada görmedim. Hani sizin şehitlere saygınız- Hani siz de gelin, niye gelmiyorsunuz- Çünkü onların gönül dünyasında bu yok, ruh dünyasında bu yok. Bunlar şehitlerin sadece istismarını yaparlar.''
Bu sırada seyirci bölümünde oturan bir kadın, ''Başbakanım ben ülkücü şehit ailesinin kızıyım. Devlet Bahçeli beni bir gün aramadı. Hatırımı sormadı. Onun için yanınızdayım'' dedi.
Erdoğan ise ''Aynen öyle'' diye yanıt verdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''780 bin metrekarelik vatan toprağı derler, daha yeni, ilk defa duyuyorum Bahçeli'nin ağzından, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ifadesini. Biz yola çıkarken Afyonkarahisar'dan, 11 yıl önce, daha çıktığımız gün orada 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedik. Fakat biz bunu sadece Afyonkarahisar'da demedik, sadece Ankara'da demedik, Hakkari'de de dedik, Diyarbakır'da da, Van'da da, Türkiye'nin dört bir yanında dedik. Çünkü biz, etnik milliyetçiliğe karşıydık, biz bölgesel milliyetçiliğe karşıydık, biz dinsel milliyetçiliğe karşıydık, onun için de bunları rahatça söyleyebildik. Bu beyefendiler Sivas'tan öteye gidemediler. 1 kere mi ne gitti beyefendi. Öbürü Kılıçdaroğlu, Hakkari'ye gitti bir kere, 1 tane Türk bayrağını orada sallayamadı. Niye sallayamadın- Malum örgütle işbirliği yaptılar, 'Siz bizi orada koruma altına alın da biz Türk bayrağı da dalgalandırmayız merak etmeyin' dediler. Bizim öyle bir derdimiz yok. 780 bin metrekarenin her birinde varız.''
Şimdi de çözüm süreci için Türkiye'yi dolaştıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bunlar ise ön kesmek istiyorlar. Bunlar çözüm süreci filan istemiyorlar. Bu millet kimin ne söylediğinden ziyade, kimin nasıl söylediğine bakar'' dedi.
Her şeyin başının edep olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu milletin en önemli hasletlerinden biri edeptir. Yahya Efendi dergahına girersin, içeri girerken o yazar, 'Edeb ya Hu' der. Mesele bu. Milliyetçiyim diyen MHP Genel Başkanı, önce gitsin, bu milletin edebinden nasiplensin, bu milletin adabını öğrensin. Bütün başarısızlığına rağmen o genel başkanlık koltuğunda oturuyor olabilirsin sayın Bahçeli ama mesele genel başkan olabilmek değil, mesele edeb sahibi olabilmek, adab sahibi olabilmek. Hiç kimse de meydanı boş zannetmesin. Ben MHP'ye gönül veren kardeşlerimi bir kenara koyuyorum, ben yönetimle konuşuyorum. İnanıyorum ki oraya gönül veren kardeşlerimin yanında çok samimi, dürüst insanlar var ama bu gerçekleri görmeleri için de hatırlatma görevini bir sorumluluğumuz olarak ifade ediyorum.''
- ''Koltuğunu koruyacak diye'' -
Muhalefet partilerini eleştiren Erdoğan, ''O koltuğunu koruyacak diye bu ülkede kan akmasına, bu ülkede üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesine izin vermeyiz, müsaade etmeyiz, müsamaha göstermeyiz'' dedi.
İzleyici sıralarından biri Erdoğan'a, ''Edeb, adab sahibi adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan'' diye seslendi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Terörün sona ermesiyle, istismar edeceği hiçbir alan kalmayan Devlet Bahçeli, bir yandan çözümü engellemek, bir yandan kendi tabanını sokağa dökmek için her türlü tahrike başvuruyor. Kusura bakmasın, bu ülke, bu millet sahipsiz değil. Düşünebiliyor musunuz, 'Vur de vuralım, öl de ölelim' diyecekler sen de kalkacaksın bir genel başkan olarak 'Sabırlı olun, gün gelecek onun da gereği yapılacaktır'... Bir genel başkan bunu söyler mi- Bir bir bir siyasetçi bunu söyler mi- Bahçeli ve onun muavini Kemal Kılıçdaroğlu sıcak koltuklarında oturmaya devam edecek diye biz kana da göz yaşına da acıya da tahammül edecek değiliz.''
Muhabir: Etem Geylan
Yayıncı: Berin Alpaslan Gökçe
Kaynak: AA
TÜMSİAD Genel Başkanı Hasan Sert'e, bu konuda verdiği destek nedeniyle teşekkür eden Erdoğan, ''Bizim gayemiz de hedefimiz de çok ama çok net. Kan dursun istiyoruz, göz yaşı dursun istiyoruz, huzursuzluk bitsin, Türkiye enerjisini artık istikbale, artık kalkınmaya sarfetsin istiyoruz. Yasal dairede, meşru çerçevede, milletin değerleriyle örtüşen bir çizgide terör meselesini çözmek ve Türkiye'nin ayağındaki o ağır prangayı söküp atmak istiyoruz. Şu anda süreç kararlılıkla en önemlisi de büyük bir umutla devam ediyor'' diye konuştu.
Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde, 4,5 saat süren, Çözüm Sürecinde Akil İnsalar İstişare Toplantısı'nı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Her görüşten arkadaşımız vardı. Her ideolojiden arkadaşımız vardı. Farklı etnik kökenlerden, farklı mezheplerden, farklı fikir dünyalarından arkadaşlarımız vardı. 62 kişi o gün orada, tek bir noktada, tek bir ortak paydada buluştuk ve hep birlikte dedik ki: Kan dursun... Bunun için ne yapılabilir, nasıl bir yol izlenebilir bunları istişare ettik. Hemen ertesi gün, MHP Genel Başkanı çıktı, zehir zemberek bir yazılı açıklama yaptı ve hem bize, hem o heyete, ağıza alınmayacak ifadelerle hakaretler yağdırdı. Yetmedi... MHP'nin bir milletvekili çıktı, son derece edepsiz, son derece densiz bir şekilde, insanlıktan nasibini alamayanların, vicdanı kurumuşların yapacağı şekilde, o heyetteki bir arkadaşımızın etnik kökeni üzerinden aleni faşizm sergiledi. Şimdi bakın... Susuyor olmamız sabrımızdandır ama sabrın da bir sınırı vardır.''
- ''Bahçeli'yi edebe davet ediyorum'' -
MHP Genel Başkanı Bahçeli'yi ''en başta bir kere edebe davet ediyorum'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yunus Emre'nin çok güzel bir şiiri var. İlim meclislerinde aradım, kıldım talep, ilim geride kaldı, illa edeb, illa edeb. Öyle meseleyi Mete Han'dan alıp Malazgirt'e, Çaldıran'dan alıp Çanakkale'ye getirmekle, Damat Ferit demekle, Heyeti Nasiha demekle söz söylenmiş olmuyor. 10 yıldır Çanakkale'ye giderim. 1 yıl hariç gidemedim, 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü'ne giderim. Bir gün şu Bahçeli'yi ben orada görmedim. Bir gün Kılıçdaroğlu'nu, Baykal'ı orada görmedim. Hani sizin şehitlere saygınız- Hani siz de gelin, niye gelmiyorsunuz- Çünkü onların gönül dünyasında bu yok, ruh dünyasında bu yok. Bunlar şehitlerin sadece istismarını yaparlar.''
Bu sırada seyirci bölümünde oturan bir kadın, ''Başbakanım ben ülkücü şehit ailesinin kızıyım. Devlet Bahçeli beni bir gün aramadı. Hatırımı sormadı. Onun için yanınızdayım'' dedi.
Erdoğan ise ''Aynen öyle'' diye yanıt verdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''780 bin metrekarelik vatan toprağı derler, daha yeni, ilk defa duyuyorum Bahçeli'nin ağzından, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ifadesini. Biz yola çıkarken Afyonkarahisar'dan, 11 yıl önce, daha çıktığımız gün orada 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedik. Fakat biz bunu sadece Afyonkarahisar'da demedik, sadece Ankara'da demedik, Hakkari'de de dedik, Diyarbakır'da da, Van'da da, Türkiye'nin dört bir yanında dedik. Çünkü biz, etnik milliyetçiliğe karşıydık, biz bölgesel milliyetçiliğe karşıydık, biz dinsel milliyetçiliğe karşıydık, onun için de bunları rahatça söyleyebildik. Bu beyefendiler Sivas'tan öteye gidemediler. 1 kere mi ne gitti beyefendi. Öbürü Kılıçdaroğlu, Hakkari'ye gitti bir kere, 1 tane Türk bayrağını orada sallayamadı. Niye sallayamadın- Malum örgütle işbirliği yaptılar, 'Siz bizi orada koruma altına alın da biz Türk bayrağı da dalgalandırmayız merak etmeyin' dediler. Bizim öyle bir derdimiz yok. 780 bin metrekarenin her birinde varız.''
Şimdi de çözüm süreci için Türkiye'yi dolaştıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, ''Bunlar ise ön kesmek istiyorlar. Bunlar çözüm süreci filan istemiyorlar. Bu millet kimin ne söylediğinden ziyade, kimin nasıl söylediğine bakar'' dedi.
Her şeyin başının edep olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu milletin en önemli hasletlerinden biri edeptir. Yahya Efendi dergahına girersin, içeri girerken o yazar, 'Edeb ya Hu' der. Mesele bu. Milliyetçiyim diyen MHP Genel Başkanı, önce gitsin, bu milletin edebinden nasiplensin, bu milletin adabını öğrensin. Bütün başarısızlığına rağmen o genel başkanlık koltuğunda oturuyor olabilirsin sayın Bahçeli ama mesele genel başkan olabilmek değil, mesele edeb sahibi olabilmek, adab sahibi olabilmek. Hiç kimse de meydanı boş zannetmesin. Ben MHP'ye gönül veren kardeşlerimi bir kenara koyuyorum, ben yönetimle konuşuyorum. İnanıyorum ki oraya gönül veren kardeşlerimin yanında çok samimi, dürüst insanlar var ama bu gerçekleri görmeleri için de hatırlatma görevini bir sorumluluğumuz olarak ifade ediyorum.''
- ''Koltuğunu koruyacak diye'' -
Muhalefet partilerini eleştiren Erdoğan, ''O koltuğunu koruyacak diye bu ülkede kan akmasına, bu ülkede üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesine izin vermeyiz, müsaade etmeyiz, müsamaha göstermeyiz'' dedi.
İzleyici sıralarından biri Erdoğan'a, ''Edeb, adab sahibi adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan'' diye seslendi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Terörün sona ermesiyle, istismar edeceği hiçbir alan kalmayan Devlet Bahçeli, bir yandan çözümü engellemek, bir yandan kendi tabanını sokağa dökmek için her türlü tahrike başvuruyor. Kusura bakmasın, bu ülke, bu millet sahipsiz değil. Düşünebiliyor musunuz, 'Vur de vuralım, öl de ölelim' diyecekler sen de kalkacaksın bir genel başkan olarak 'Sabırlı olun, gün gelecek onun da gereği yapılacaktır'... Bir genel başkan bunu söyler mi- Bir bir bir siyasetçi bunu söyler mi- Bahçeli ve onun muavini Kemal Kılıçdaroğlu sıcak koltuklarında oturmaya devam edecek diye biz kana da göz yaşına da acıya da tahammül edecek değiliz.''
Muhabir: Etem Geylan
Yayıncı: Berin Alpaslan Gökçe