Köprü Faciasının Yıldönümünde, Danıştay'ın Kararıyla İkinci Kez Yıkıldılar
Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde köprü faciasında hayatını kaybeden vatandaşlar, olayın birinci yılında dualarla anıldı.
Devlet erkanı, köprünün yakınlarında anma töreni düzenleyip fidan dikimi gerçekleştirirken, programa davet edilmediğini ileri süren bazı aileler törene katılmadı. Bu arada Danıştay'ın, belediye hakkında soruşturmaya izin verilmemesi yönündeki karara yapılan itirazı reddettiği ortaya çıktı. Acılı aileler, Danıştay'ın kararıyla ikinci kez şok yaşadıklarını söyledi.
İlk olarak üzerindeki köprünün çökmesi sonucu minibüsle birlikte Filyos Çayı'na kapılarak ölenler için Yolgeçen köyünde anma programı düzenlendi.
Filyos Çayı'nda ölen Yolgeçen köyü sakinlerinden Mehmet - Meryem Başören çiftinin evinin önünde bir basın toplantısı düzenlendi.
Avukat Malik Uçar önderliğinde düzenlenen basına toplantısında köprü faciasında hayatını Mehmet - Meryem Başören çiftinin öğretmenlik yapan oğlu Muhammet Tarık Başören, Alim Başören'in kızı Azize Dirlik, Hayriye Güner'in eşi Bayram Güner, kayınpederi Selahattin Güner, minibüs sürücüsü İsmail Örenbaş'ın oğlu Mustafa Örenbaş ile ağabeyi Serdar Saraç ve henüz bulunmayan annesi Kadın Saraç'ın oğlu Sezer Saraç katıldı.
Aileler sorumlular hakkında soruşturmaya izin verilmemesiyle acılarının ikiye katlandığını kaydetti.
Muhammet Tarık Başören'in telefonla bağlandığı İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan, olaydan 2 ay önce yaptıkları incelemede köprünün tehlike arz ettiğini raporladıklarını hatırlattı. Kaptan, "Bizim raporumuz çökmeden 2 ay önce yayınlanmıştı. Yerel bir gazeteci de defalarca köprünün çökeceğini söylemişti. Hiç uzman olmaya gerek yokken bile köprünün çökeceğini öngörerek kapatmak, hiç bir tedbir alınamasa bile en azından köprünün yaya ve araç trafiğine kapatılması gerekiyordu." dedi.
"SUÇ SABİT AMA SUÇU ÜSTLENEN YOK"Konuyla ilgili bilgi veren Avukat Malik Uçar, olaydan 1 yıl sonra ölenlerin yakınları olarak bir araya geldiklerini belirterek, "Savcılık görevini yapmasına rağmen idari mercilerce bu olay tıkanmak istendi. Bir kusur var ama bu kusuru sahiplenen bir kurum yok. Kusuru sahiplenen yok. Savcılık bu konuda soruşturmayı yürütemiyor. Çünkü soruşturmaya izin verilemiyor. Birisi ben yapmadım, öbürü devretmedim, diğeri devralmadım diyor. Bir suç bir ihmal olduğu sabit ama suçu üstlenen yok. Şu an yargılama tıkanmış durumdadır. Ancak biz bu işin peşini bırakmayacağız." dedi.
"ANNE-BABAMIN FİDANINI KENDİM DİKMEK İSTERDİM"Olayda anne ve babasını kaybeden Başören is, "Bir yıldır bizlere söz verilmesine rağmen bir arpa boyu yol kat edilemediği için tepki gösteriyoruz. Bunun aydınlatılmasını istiyoruz. Bugün ailemiz adına fidan dikilecek ama biz oraya davet edilmedik. Davet edilmediğimiz yere gitmiyoruz. Aslında anne ve babam adına dikilecek fidanı ben kendi ellerimle dikmek ve saatlerce onun dibinde oturup dua etmek isterdim." diye tepki gösterdi. Olayda ölen minibüs şoförü İsmail Örenbaş'ın oğlu Mustafa Örenbaş ise bazı kişilerin kendilerini arayarak 'bu işin peşini bırakın, kimi kime şikayet ediyorsunuz?' gibi yorumlara maruz kaldığını iddia etti. FİLYOS'UN KENARINA FİDAN DİKİLDİBu arada Çaycuma Belediyesi tarafından Filyos Irmağı’nın etrafına 'Çaycuma Köprü Şehitleri Hatıra Ormanı' oluşturuldu. İlk olarak Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Çaycuma Kaymakamı Hasan Yaman, daire müdürleri ve ölenlerden 8'inin yakınları ile vatandaşlar katıldı.
ÇAYCUMA BELEDİYE BAŞKANI GÖZYAŞLARINI TUTAMADITörende Kur'an okunup dua edildikten sonra protokol üyeleri ile faciada hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından ölenlerin anısına fidan dikildi.Olayda yeğeni Sezgin Gülşen ile babası Kemal Gülşen'i de yitiren Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen, gözyaşlarını tutamadı. DANIŞTAY KARARI GELDİÖte yandan Çaycuma Belediye Başkanlığı ile ilgili soruşturmaya izin verilmemesi kararına savcılığın yaptığı itiraz Danıştay tarafından reddedildi. Kararın olayın birinci yıldönümünde ortaya çıkması aileleri ikinci kez yıktı. OLAYTürkiye’yi yasa boğan 6 Nisan 2012 tarihinde yaşanan olayda, minibüste bulunan 11 kişi ile köprüden yaya olarak geçmekte olan 4 kişi, köprünün çökmesiyle birlikte Filyos Çayı'nın sularına kapıldı. Arama kurtarma ekiplerinin seferber olduğu kurtarma çalışmaları sonucu cenazelerine ulaşılan 10 kişi toprağa verilirken, 5 kişiye halen ulaşılamadı.
İlk olarak üzerindeki köprünün çökmesi sonucu minibüsle birlikte Filyos Çayı'na kapılarak ölenler için Yolgeçen köyünde anma programı düzenlendi.
Filyos Çayı'nda ölen Yolgeçen köyü sakinlerinden Mehmet - Meryem Başören çiftinin evinin önünde bir basın toplantısı düzenlendi.
Avukat Malik Uçar önderliğinde düzenlenen basına toplantısında köprü faciasında hayatını Mehmet - Meryem Başören çiftinin öğretmenlik yapan oğlu Muhammet Tarık Başören, Alim Başören'in kızı Azize Dirlik, Hayriye Güner'in eşi Bayram Güner, kayınpederi Selahattin Güner, minibüs sürücüsü İsmail Örenbaş'ın oğlu Mustafa Örenbaş ile ağabeyi Serdar Saraç ve henüz bulunmayan annesi Kadın Saraç'ın oğlu Sezer Saraç katıldı.
Aileler sorumlular hakkında soruşturmaya izin verilmemesiyle acılarının ikiye katlandığını kaydetti.
Muhammet Tarık Başören'in telefonla bağlandığı İstanbul Aydın Üniversitesi Afet Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kubilay Kaptan, olaydan 2 ay önce yaptıkları incelemede köprünün tehlike arz ettiğini raporladıklarını hatırlattı. Kaptan, "Bizim raporumuz çökmeden 2 ay önce yayınlanmıştı. Yerel bir gazeteci de defalarca köprünün çökeceğini söylemişti. Hiç uzman olmaya gerek yokken bile köprünün çökeceğini öngörerek kapatmak, hiç bir tedbir alınamasa bile en azından köprünün yaya ve araç trafiğine kapatılması gerekiyordu." dedi.
"SUÇ SABİT AMA SUÇU ÜSTLENEN YOK"Konuyla ilgili bilgi veren Avukat Malik Uçar, olaydan 1 yıl sonra ölenlerin yakınları olarak bir araya geldiklerini belirterek, "Savcılık görevini yapmasına rağmen idari mercilerce bu olay tıkanmak istendi. Bir kusur var ama bu kusuru sahiplenen bir kurum yok. Kusuru sahiplenen yok. Savcılık bu konuda soruşturmayı yürütemiyor. Çünkü soruşturmaya izin verilemiyor. Birisi ben yapmadım, öbürü devretmedim, diğeri devralmadım diyor. Bir suç bir ihmal olduğu sabit ama suçu üstlenen yok. Şu an yargılama tıkanmış durumdadır. Ancak biz bu işin peşini bırakmayacağız." dedi.
"ANNE-BABAMIN FİDANINI KENDİM DİKMEK İSTERDİM"Olayda anne ve babasını kaybeden Başören is, "Bir yıldır bizlere söz verilmesine rağmen bir arpa boyu yol kat edilemediği için tepki gösteriyoruz. Bunun aydınlatılmasını istiyoruz. Bugün ailemiz adına fidan dikilecek ama biz oraya davet edilmedik. Davet edilmediğimiz yere gitmiyoruz. Aslında anne ve babam adına dikilecek fidanı ben kendi ellerimle dikmek ve saatlerce onun dibinde oturup dua etmek isterdim." diye tepki gösterdi. Olayda ölen minibüs şoförü İsmail Örenbaş'ın oğlu Mustafa Örenbaş ise bazı kişilerin kendilerini arayarak 'bu işin peşini bırakın, kimi kime şikayet ediyorsunuz?' gibi yorumlara maruz kaldığını iddia etti. FİLYOS'UN KENARINA FİDAN DİKİLDİBu arada Çaycuma Belediyesi tarafından Filyos Irmağı’nın etrafına 'Çaycuma Köprü Şehitleri Hatıra Ormanı' oluşturuldu. İlk olarak Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Çaycuma Kaymakamı Hasan Yaman, daire müdürleri ve ölenlerden 8'inin yakınları ile vatandaşlar katıldı.
ÇAYCUMA BELEDİYE BAŞKANI GÖZYAŞLARINI TUTAMADITörende Kur'an okunup dua edildikten sonra protokol üyeleri ile faciada hayatını kaybedenlerin yakınları tarafından ölenlerin anısına fidan dikildi.Olayda yeğeni Sezgin Gülşen ile babası Kemal Gülşen'i de yitiren Çaycuma Belediye Başkanı Mithat Gülşen, gözyaşlarını tutamadı. DANIŞTAY KARARI GELDİÖte yandan Çaycuma Belediye Başkanlığı ile ilgili soruşturmaya izin verilmemesi kararına savcılığın yaptığı itiraz Danıştay tarafından reddedildi. Kararın olayın birinci yıldönümünde ortaya çıkması aileleri ikinci kez yıktı. OLAYTürkiye’yi yasa boğan 6 Nisan 2012 tarihinde yaşanan olayda, minibüste bulunan 11 kişi ile köprüden yaya olarak geçmekte olan 4 kişi, köprünün çökmesiyle birlikte Filyos Çayı'nın sularına kapıldı. Arama kurtarma ekiplerinin seferber olduğu kurtarma çalışmaları sonucu cenazelerine ulaşılan 10 kişi toprağa verilirken, 5 kişiye halen ulaşılamadı.