Tarhan Erdem: Mesele Parmakların Tetikten Çekilmesiydi
Akil İnsanlardan oluşan Ege Bölgesi Heyeti Başkanı Tarhan Erdem, Murat Karayılan'ın çekilme süreciyle alakalı açıklamasını olumlu bulduğunu belirterek önemli olan konunun parmakların tetikten çekilmesi olduğunu söyledi.
Başkanlığını Tahran Erdem'in yaptığı Ege Bölgesi Akiller Heyeti'nde yer alan Arzuhan Doğan Yalçındağ, Avni Özgürel, Hasan Karakaya, Erol Ekici, Fuat Keyman, Fehmi Koru, Baskın Oran ile Vedat Ahsen Coşar'dan oluşan heyet bir dizi temas ve ziyaretlerde bulunmak üzere Kütahya'ya geldi.
Heyet ilk olarak Samanpazarı'nda bulunan bir lokantada yemek yemek için girdiği esnada ilk olarak Hüseyin Kahraman'ın Fuat Keyman'a Akil heyetin çalışmalarını desteklediğini söyledi.
Yemek çıkışı gazetecilere açıklamada bulunan heyet Başkanı Tarhan Erdem, geçtiğimiz gün Murat Karayılan tarafından yapılan açıklamayı doğru bulduğunu ve bu sürecin aşamalı olduğunu belirterek; "Kütahya'da halkın, değişik kesimlerin fikrini, görüşünü almaya çalışacağız. Arkadaşlarımız da isterlerse fikirlerini söyleyecekler. Mesele bundan ibaret. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi, Belediye Başkanlığı ve AK Parti'ye gideceğiz. MHP'den randevu istedim ama kabul etmediler belki yarın tekrar rica edeceğim. Bana çok iyi geldi. Memnun oldum. Bu bir aşama bu aşama bitince başka bir aşamaya geçilecek. Bu uzun vadeli bir iş. Türkiye'de bırakmıyorlar, götürüyorlar. O silah bırakmak ne manaya geliyordu? Maksat parmakların tetikten çekilmesiydi." dedi.
Heyet adına CHP Kütahya İl Başkanlığını ziyaret eden Tarhan Erdem'e burada Kütahya halkının fikirlerini dinleyeceklerini eğer müsade edilirse kendi fikirlerini de anlatacaklarını belirterek "Biz sizlerin, Kütahya halkının fikirlerini dinleyeceğiz. Eğer arkadaşlarım konuşmak isterse fikirlerini söyleyecekler. Benim sizden sizin benden fazla bildiğiniz bir şey yok." dedi.
'CHP YANLIŞ ANLAYIP YORUMLUYOR'
Kendisinin 48 yıl boyunca CHP üyesi ve milletvekili olduğunu belirten Erdem, CHP'nin Türkiye Cumhuriyetine sahiplik meselesini yanlış anladığını ve yorumladığını belirtip şunları söyledi: "Ben bu partinin 48 sene üyeliğini yaptım. Bir dönem Milletvekilliği, iki dönem il yönetim kurulu ve sekreter üyeliği ve gençlik kolu başkanlığı yaptım. Şimdi görüyorum ki bana burada söylenenler Türkiye Cumhuriyetine sahiplik meselesini yanlış anlayarak yanlış yorumlayarak düşünüyorlar. Mesele şu. Çözüm süreci. Önce şunu söyleyeyim çözüm süreci bir insan hakları ve demokratikleşme sürecidir. İnsan hakları ve demokratikleşme süreci bir parti meselesi değildir. Sen Türkiye'ye yargı güvencesinde tek parti rejiminden çok partili bir rejime taşımış bir partinin çocuklarısın. Bununla övünmen ve bugün de müdafa etmen lazım. Sen Cumhuriyet Halk Partisisin. Türkiye'de demokrasiyi savunacaksın. Kim karşı çıkarsa çıksın kim yanında olursa olsun. Ben yanındaysam teşekkür edeceksin ama doğru bildiğin yolda demokrasi yolunda devam edeceksin. Çözüm meselesi bu milletin temel bir demokrasi meselesidir. Bu demokrasi meselesini halletmemiz lazım. Eğer böyle bakıyorsak burada CHP'nin görev alması Türkiye bakamından önemlidir. Çözüm meselesini bir partiyle ne kendinle ne başkasıyla bağlama. Bu memleketin önüne gelmiş çözülmesi gereken bir meseledir. Bu meseleyi çözmek için uğraşıyor Türkiye. 1980'lere kadar Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 15'i olan bir büyük halkı yok saydık. dilini kullanamaz, idareye karışamaz dedik. Bunun sonunda 1938 -1945 gibi Türkiye çok önemli problemler yaşayıp geliyor. Onları şuan hatırlamak bile istemiyorum. Bir halkla barışma ve helalleşme meselesidir. İngiltere 10 yıl, İspanya 7 yıl uğraştı. Biz daha yeni başladık. Eğer başarılabilirse, Türkler ile Kürtler el sıkışarak iki eşit halk olarak birlikte yaşamaya karar verebilirlerse onun şartları o görüşmeler sırasında belli olacaktır. Kürt halkıyla Türk halkının el sıkışması birinin elinde birinin parmağı anlamına gelmez, ikisi el sıkışacaklar beş parmak olarak ayrılacaklar."
'BEN BU LAFI ÇOK DUYDUM'
CHP İl Başkanı Mehmet Akif Gün'ün "Türkler ve Kürtler kabak gibi ayrıldı. Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilemeyen tepki sizlere gösterilerek ikiye ayrıldı. Bu sizin sayenizde. Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilemeyen tepki size gösteriliyor ve ikiye ayrılıyor sizin sayenizde." ifadelerini kullanmasına karşılık Erdem şunları kaydetti: "Ben bu lafı çok duydum. Yıllardan beri onlarla beraberiz, onlarla bir sorunumuz yoktur. Onun seninle bir meselesi var. Sen o adamı eğitimde, gelirde geri bıraktın, yönetime katılma hakkı vermedin. Senin onlarla meselen 80 yıldan beri var. Eğer sen diyorsan ki ben bunları gözden geçireyim öyle bir şey yok. Dünyanın tek bir hakkı var. İnsan hakları. O hakları vereceğim diyorsan onlarla el sıkışacaksın. Senin ne kadar hakkın varsa üst katında oturan Kürtün de o kadar hakkı var. Federasyon, özerklik gibi kavramlar başka devletlerin kullandığı yönetim biçimlerinin adlarıdır. Türkiye içerisinde de kullanıyor. Belki yeni bir yönetim kuracağız bunu da bilemiyorum. Bunun adı federal olmuş, özerklik olmuş önemli değil. Türkiye kendi idaresini yeniden reform edip mahali idare kurmak zorundadır. Kürtlere verirsek bu hakkı ne yapacakları belli olmaz deniyordu. Verilmesi gereken yönetim hakkıdır. Halkın idaresi demek iş hizmet problem sorun nerede çıkıyorsa oranın halkı karar verecektir. Bugün başbakan idareyi merkezileştirdiği için yanlış yapmaktadır. Bunlar ayı şeyler. Biz Kürt meselesini çözeceksek onlara yönetime katılma hakkı vermemiz lazım. Nerede? Onların çok olduğu yerde."
Heyet daha sonra AK Partili Belediye Başkanı Mustafa İça'yı ziyaret etti. Belediye önünde tekerlekli sandalyedeki Güneydoğu Gazisi Seyhan Kasal, Tarhan Erdem'e; "Bu süreçte önce biz gazileri ikna etmeniz gerekir" dedi.
Heyettekiler bir süre Belediye Başkanı Mustafa İça ile sohbet etti. Heyet Başkanı Tarhan Erdem ve beraberindekiler ziyaret sonrasında otel girişinde kendilerini proveke etmeye çalışan Mustafa Gece isimli bir vatandaş tarafından yeniden protesto ettiği esnada polis tarafından uzaklaştırıldı.
Daha sonra AK Parti İl Başkanı Kamil Saraçoğlu ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karaaslan'ı ziyaret etti. DPÜ Rektörü Karaaslan’ın ziyareti ardından akşam yemeği için kent merkezine dönen heyet yemek sonrasında istirahat etmek üzere konaklayacağı otele geçti .
Heyet ilk olarak Samanpazarı'nda bulunan bir lokantada yemek yemek için girdiği esnada ilk olarak Hüseyin Kahraman'ın Fuat Keyman'a Akil heyetin çalışmalarını desteklediğini söyledi.
Yemek çıkışı gazetecilere açıklamada bulunan heyet Başkanı Tarhan Erdem, geçtiğimiz gün Murat Karayılan tarafından yapılan açıklamayı doğru bulduğunu ve bu sürecin aşamalı olduğunu belirterek; "Kütahya'da halkın, değişik kesimlerin fikrini, görüşünü almaya çalışacağız. Arkadaşlarımız da isterlerse fikirlerini söyleyecekler. Mesele bundan ibaret. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi, Belediye Başkanlığı ve AK Parti'ye gideceğiz. MHP'den randevu istedim ama kabul etmediler belki yarın tekrar rica edeceğim. Bana çok iyi geldi. Memnun oldum. Bu bir aşama bu aşama bitince başka bir aşamaya geçilecek. Bu uzun vadeli bir iş. Türkiye'de bırakmıyorlar, götürüyorlar. O silah bırakmak ne manaya geliyordu? Maksat parmakların tetikten çekilmesiydi." dedi.
Heyet adına CHP Kütahya İl Başkanlığını ziyaret eden Tarhan Erdem'e burada Kütahya halkının fikirlerini dinleyeceklerini eğer müsade edilirse kendi fikirlerini de anlatacaklarını belirterek "Biz sizlerin, Kütahya halkının fikirlerini dinleyeceğiz. Eğer arkadaşlarım konuşmak isterse fikirlerini söyleyecekler. Benim sizden sizin benden fazla bildiğiniz bir şey yok." dedi.
'CHP YANLIŞ ANLAYIP YORUMLUYOR'
Kendisinin 48 yıl boyunca CHP üyesi ve milletvekili olduğunu belirten Erdem, CHP'nin Türkiye Cumhuriyetine sahiplik meselesini yanlış anladığını ve yorumladığını belirtip şunları söyledi: "Ben bu partinin 48 sene üyeliğini yaptım. Bir dönem Milletvekilliği, iki dönem il yönetim kurulu ve sekreter üyeliği ve gençlik kolu başkanlığı yaptım. Şimdi görüyorum ki bana burada söylenenler Türkiye Cumhuriyetine sahiplik meselesini yanlış anlayarak yanlış yorumlayarak düşünüyorlar. Mesele şu. Çözüm süreci. Önce şunu söyleyeyim çözüm süreci bir insan hakları ve demokratikleşme sürecidir. İnsan hakları ve demokratikleşme süreci bir parti meselesi değildir. Sen Türkiye'ye yargı güvencesinde tek parti rejiminden çok partili bir rejime taşımış bir partinin çocuklarısın. Bununla övünmen ve bugün de müdafa etmen lazım. Sen Cumhuriyet Halk Partisisin. Türkiye'de demokrasiyi savunacaksın. Kim karşı çıkarsa çıksın kim yanında olursa olsun. Ben yanındaysam teşekkür edeceksin ama doğru bildiğin yolda demokrasi yolunda devam edeceksin. Çözüm meselesi bu milletin temel bir demokrasi meselesidir. Bu demokrasi meselesini halletmemiz lazım. Eğer böyle bakıyorsak burada CHP'nin görev alması Türkiye bakamından önemlidir. Çözüm meselesini bir partiyle ne kendinle ne başkasıyla bağlama. Bu memleketin önüne gelmiş çözülmesi gereken bir meseledir. Bu meseleyi çözmek için uğraşıyor Türkiye. 1980'lere kadar Türkiye’de nüfusumuzun yüzde 15'i olan bir büyük halkı yok saydık. dilini kullanamaz, idareye karışamaz dedik. Bunun sonunda 1938 -1945 gibi Türkiye çok önemli problemler yaşayıp geliyor. Onları şuan hatırlamak bile istemiyorum. Bir halkla barışma ve helalleşme meselesidir. İngiltere 10 yıl, İspanya 7 yıl uğraştı. Biz daha yeni başladık. Eğer başarılabilirse, Türkler ile Kürtler el sıkışarak iki eşit halk olarak birlikte yaşamaya karar verebilirlerse onun şartları o görüşmeler sırasında belli olacaktır. Kürt halkıyla Türk halkının el sıkışması birinin elinde birinin parmağı anlamına gelmez, ikisi el sıkışacaklar beş parmak olarak ayrılacaklar."
'BEN BU LAFI ÇOK DUYDUM'
CHP İl Başkanı Mehmet Akif Gün'ün "Türkler ve Kürtler kabak gibi ayrıldı. Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilemeyen tepki sizlere gösterilerek ikiye ayrıldı. Bu sizin sayenizde. Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilemeyen tepki size gösteriliyor ve ikiye ayrılıyor sizin sayenizde." ifadelerini kullanmasına karşılık Erdem şunları kaydetti: "Ben bu lafı çok duydum. Yıllardan beri onlarla beraberiz, onlarla bir sorunumuz yoktur. Onun seninle bir meselesi var. Sen o adamı eğitimde, gelirde geri bıraktın, yönetime katılma hakkı vermedin. Senin onlarla meselen 80 yıldan beri var. Eğer sen diyorsan ki ben bunları gözden geçireyim öyle bir şey yok. Dünyanın tek bir hakkı var. İnsan hakları. O hakları vereceğim diyorsan onlarla el sıkışacaksın. Senin ne kadar hakkın varsa üst katında oturan Kürtün de o kadar hakkı var. Federasyon, özerklik gibi kavramlar başka devletlerin kullandığı yönetim biçimlerinin adlarıdır. Türkiye içerisinde de kullanıyor. Belki yeni bir yönetim kuracağız bunu da bilemiyorum. Bunun adı federal olmuş, özerklik olmuş önemli değil. Türkiye kendi idaresini yeniden reform edip mahali idare kurmak zorundadır. Kürtlere verirsek bu hakkı ne yapacakları belli olmaz deniyordu. Verilmesi gereken yönetim hakkıdır. Halkın idaresi demek iş hizmet problem sorun nerede çıkıyorsa oranın halkı karar verecektir. Bugün başbakan idareyi merkezileştirdiği için yanlış yapmaktadır. Bunlar ayı şeyler. Biz Kürt meselesini çözeceksek onlara yönetime katılma hakkı vermemiz lazım. Nerede? Onların çok olduğu yerde."
Heyet daha sonra AK Partili Belediye Başkanı Mustafa İça'yı ziyaret etti. Belediye önünde tekerlekli sandalyedeki Güneydoğu Gazisi Seyhan Kasal, Tarhan Erdem'e; "Bu süreçte önce biz gazileri ikna etmeniz gerekir" dedi.
Heyettekiler bir süre Belediye Başkanı Mustafa İça ile sohbet etti. Heyet Başkanı Tarhan Erdem ve beraberindekiler ziyaret sonrasında otel girişinde kendilerini proveke etmeye çalışan Mustafa Gece isimli bir vatandaş tarafından yeniden protesto ettiği esnada polis tarafından uzaklaştırıldı.
Daha sonra AK Parti İl Başkanı Kamil Saraçoğlu ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karaaslan'ı ziyaret etti. DPÜ Rektörü Karaaslan’ın ziyareti ardından akşam yemeği için kent merkezine dönen heyet yemek sonrasında istirahat etmek üzere konaklayacağı otele geçti .