Cumhurbaşkanı Gül, Muş'ta

Gül, Muş Valisi Ali Çınar'ın onuruna verdiği akşam yemeğine katıldı.

Yemekte, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, milletvekilleri, iş adamları, sivil toplum örgütü temsilcileri ile şehit ve gazi aileleri de yer aldı.

Salona girişinde bir süre şehit ve gazi ailelerinin masasına oturan Gül, daha sonra yaptığı konuşmada, Muş'ta bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu, bunu daha da büyüten şeylerden birisinin 30 yıl aradan sonra kente gelen ilk cumhurbaşkanı olması olduğunu anlattı. Herkesin zihninde son gördüğü fotoğrafı hatırladığını, kendisinin ilk gördüğü Muş ile bugün gördüğü Muş arasında çok büyük farklar bulunduğunu, 10 sene sonra çok daha farklı olacağını ifade eden Gül, ziyaretinin güzel bir ortamda gerçekleşiyor olmasından mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Programın daha önceden planlandığını söyleyen Gül, "Sadece Muş, 30 senedir görmemiş değil. Öyle illerimiz var ki 40 yıl diyecek illerimiz bile var. Dolayısıyla her ilimize gitmeyi çok arzu ediyorum. Bir program çerçevesinde bütün illerimizi ziyaret ediyorum" diye konuştu.

Gül, cumhurbaşkanı seçildiği zaman ilk defa Van, Hakkari Şırnak illerini gezdiğini, sonra bazı Batı ve Orta Anadolu illerini ziyaret ettiğini anımsatan Gül, şunları söyledi:

"Bu ziyaretimde güzel bir Türkiye rüzgarı esiyor olması çok büyük korkumuzla ilgili çok büyük ümitlerin tekrar yeşermiş olması, şüphesiz bu ziyaretimi çok daha anlamlı hale getirmektedir. Bu vesile ile hemen şunu da ifade etmek isterim ki bu ülke hepimizindir. Bu memleket hepimizindir. Ülkemizin, memleketimizin, vatanımızın kıymetini muhakkak ki hepimizin bilmesi gerekir."

Türkiye'nin dört bir yanından büyüklerin, dedelerin, onların babalarının bu ülke için uğraştıklarını anlatan Gül, "Ben gittiğimde, yurt dışındaki şehitliklerimizi muhakkak ziyaret ederim. Oralarda şehitlerimizin ya isimleri olur veya nerelerden geldikleri yazılır. İnanın ki çok geniş bir coğrafyadan, Diyarbakır'dan, Samsun'dan, Erzurum'dan, Kars'tan, Edirne'den, Kayseri'den, Muş'tan her yerden. Hatta öyle ki daha geniş bir coğrafyamızdan" ifadesini kullandı. Sınırların vaktiyle çok daha geniş olduğunu anımsatan Gül, Bosna'dan Musul'dan, her taraftan şehitlerin bulunduğunu gördüğünü vurguladı.

-"Bu ülkede hepimizin hakkı vardır"-

Gül, Çanakkale Savaşı'nda verilen şehitlerin isimlerine bakıldığında memleketin her şehrinden geldiklerinin görüleceğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bu ülke, hepimizin ülkesidir. Bu ülkede hepimizin hakkı vardır. Hepimiz istediğimiz yerde yaşayabiliriz. İstediğimiz yerde çalışabiliriz. Erzurum'da, Muş'ta, Diyarbakır'da, Şırnak'ta, Edirne'de, Tekirdağ'da... Nereyi isterseniz. Bu ülkenin sahipleri olarak tabii ki bu ülkenin en gelişmiş, kalkınmış bir ülke yapılması için de hepimizin arzuları vardır. Bunlar, siyasi, demokratik, hukuk, ekonomi... Her alanda vardır. Her alandaki sıkıntılarımızı, problemlerimizi aşmak, çözmek hepimizin de vazifesidir. İşte bu yolda çok büyük gelişmelerin ilerlemelerin olduğunu görüyoruz. Ben daima bu ümidimi hep korumuşumdur. Problemlerimizi kendi irademizle çözeceğimize hep inanmışımdır."

Allah'ın herkese akıl, fikir verdiğini ve herkesin bu milletin parçaları, fertleri olduğunu vurgulayan Gül, "Hepimiz vicdan taşıyoruz. Eğer memleketimizde bir noksanlık, eksiklik varsa vicdanlarımıza ters gelen durumlar varsa bunları düzeltmek hepimizin boynunun borcudur. Bunu bize birisinin söylemesine gerek yok. Dolayısıyla kendi irademizle kendi kararlarımızla bütün sorunlarımızdan kurtuluruz. Bunun için de Türkiye'nin en gelişmiş demokratik ülkelerdeki hukuk standartlarına, demokratik normlara yükseltilmesi hep beraber el birliği içerisinde olacaktır. Bu yolda çok önemli gelişmeler vardır" değerlendirmesinde bulundu.

Gül, 4 sene, 5 sene, 10 sene önceye bakıldığında bazı konuların adeta tabu olduğunun altını çizerek, "Konuşamazdık bunları. Bugün bütün bunlardan kurtulduğumuzu görüyoruz. Burada önemli olan şey öz güven içinde olmamız. Hepimiz birbirimize güvenmeliyiz ve büyük bir devlet, büyük bir ülke olduğumuz için öz güveni içinde olmamız gerekir" görüşünü belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarının ve hukukun belli olduğunu daha önce söylediğini hatırlatan Gül, "Ama biz geçmişte çok büyük imparatorlukların sahibi olduk. Türkiye Cumhuriyeti de onun bir noktada bakiyesi, devamıdır. Bugün imparatorluk değiliz ama onun öz güvenini taşımamız gerekir. Böyle bir anlayış içerisinde bütün farklılıklarımızı zenginlik olarak görmemiz gerekir" dedi.

-"Bu problemlerden kurtulmak için önemli çabalar var"-

Gül, Muş'un, Diyarbakır'ın, Kayseri'nin, Rize'nin, Trabzon'un kendine has farklılıkları ve çeşitlilikleri bulunduğunu, bunların ülkenin zenginlikleri olduğunu, hepsine saygı duyulması ve bu ülkenin gerçekleri olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ondan sonra da hepimiz geniş, yüksek demokratik standartları içerisinde bu ülkenin birliği beraberliği içerisinde, üniter yapısı içerisinde hep beraber büyük bir kardeşlik ruhu içerisinde yaşayacağız. Bugünlerde bu problemlerden kurtulmak için önemli çabalar var. Bu önemli çabalar inşallah netice verecektir. Herkesin olumlu, yapıcı olarak çalışması gerekir. Herkesin katkı vermesi gerekir ve kardeşlik lafta kalmaması gerekir. Gerçek kardeş olabilmemiz için hepimizin birbirimize saygı göstermesi gerekir. Onun için hep 'bu ülkede iyi şeyler olacak' demişimdir. İyi şeylerin olması için hep doğrusu gayret sarf etmişimdir. Yeri gelmiştir, bunlarla ilgili işler yapmışımdır. Bugün inşallah bu iyi şeylerin yurt çapında gerçekleşeceğine de inanıyorum."

-Muş'un kalkınmaya ihtiyacı var-

Gül, Muş'un daha da kalkınmaya ihtiyacı olduğuna dikkati çekerek, ziyaretlerinde kentle ilgili bilgiler aldığını ifade etti.

Gül, güzel gelişmeler olduğunu ancak daha çok çalışılması gerektiğini vurgulayarak, Muş Ovası'nın ekonomik olarak getirisinin artırılması için çalışılması gerektiğini bildirdi. Gül, bunun için Harran gibi büyük projeler geliştirilmesi gerekliliğine işaret ederek, toprağın altında çok su bulunduğunu, bu suların çekilerek toprağın kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğini söyledi.

Bu şekilde ziraatın modernleştirilerek, zenginlik ve gelir getirici yapıya kavuşturulması gerektiğini kaydeden Gül, "Tabii ki ona dayalı sanayi olacaktır. Ona dayalı hayvancılık olacaktır" diye konuştu.

Üniversitenin şehre lokomotiflik yapması gerektiğinin altını çizen Gül, üniversite hocalarının Muş'u alıp başka bir seviyeye çıkartması gerektiğini ifade etti.

Bilim adamlarının çok okumuş, görmüş, vizyon sahibi insanlar olduğunu anlatan Gül, "Bu şehre hepinizin katkısı olacak. Şehirle hep iç içe olacaksınız ama iç içe olurken, şehri alıp yukarı çıkartmak için iç içe olacaksınız" görüşünü ifade etti.

-"Herkes halka hizmet için vardır"-

Gül, hükümetin üniversiteye destek verdiğini gördüğünü, kısa süre içerisinde çok daha gelişeceğini ve bölgenin ilim yuvası haline geleceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bütün bu güzel şeyler bu halkın hak ettiği şeylerdir. Halkımız, çok fedakardırlar. Çok da kadirşinastırlar. Yapılan iyilikleri bilir ve bazen talep etmekten de çekinir. Onun için devleti idare edenler görecek. Devleti idare edenlerin hepsi halkın hizmetkarlarıdır. Demokraside böyle. Herkes sizlerin oyları ile seçiliyor. Milletvekilleri, hükümet, cumhurbaşkanı herkes. Direkt veya dolaylı. Dolayısıyla herkes halka hizmet için vardır. Halka hizmetin de Hakk'a hizmet olduğunu bilen kültürden geliyoruz."

Muş'ta gördüklerine sevindiğini, noksanlıkların da yakında tamamlanacağını söyleyen Gül, havalimanı ile Muş'un Ankara, İstanbul ve her tarafa bağlandığını anımsattı. Sadece devlet havayollarının değil, özel firmaların da uçuşa başladıklarını anlatan Gül, büyük projelerin gerçekleşmeye başlamasıyla Muş'a çok büyük yatırımcıların gelmesinin söz konusu olacağını söyledi.

Gül, "Çünkü buralar hala bakir yerler. Ülkenin başka şehirlerine çok yatırımlar yapılmıştır ama buralara çeşitli sebeplerden dolayı gelip yatırımlar yapılamamıştır. Onun için en bakir yerlerdir. Bu güven ortamı, bu huzur ortamı, bu kardeşlik ortamı, memleketteki barış ortamı hep pekiştikçe göreceksiniz ki bunların nimetlerini hep beraber göreceğiz, hep beraber kazanacağız" diye konuştu.

Geceyi Muş'ta geçireceğini, yarın da Bingöl'e gideceğini belirten Gül, yemeğe katılanların Muş'u temsil ettiklerini belirtti.

-Kalkınma Bakanı Yılmaz-

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, kalkınma bakanı ve bu bölgenin insanı olarak Muş'a yaptığı ziyaretten dolayı Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkürlerini sundu.

Yılmaz, son on yılda bölgelere, geçmişte hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yaptıklarını, ellerinden gelen bütün imkanları seferber ettiklerini belirtti.

Yılmaz, huzur ve güven ortamı ile özel sektör yatırımlarında da bölgede ciddi bir artış olacağına inandığını söyledi.

Bölgede yapılan teşvik başvurularında yüzde 300 civarında artış olduğuna dikkati çeken Yılmaz, çözüm sürecinde kardeşliğin, birliğin, beraberliğin, huzur ortamının pekişmesi, insanların sosyal anlamda huzurlu bir yaşam imkanına kavuşması, ekonomik anlamda da refah artışının gerçekleşmesini istediğini dile getirdi.

Yılmaz, bölgenin yük olarak görülmemesini, büyük potansiyeli bulunduğuna işaret ederek, sadece Muş Ovası'nın verimli hale getirilmesinin bölgede yaşayanların refahlarına çok büyük katkı sağlayacağına vurgu yaptı.

Bölge insanından çözüm sürecine destek olmalarını isteyen Yılmaz, "Ülkemizin huzura ihtiyacı var. Şiddetten uzak bir şekilde, her türlü terörden uzak bir şekilde, emin bir ortamda bu yörelerin geliştirilmesi, gençleri geleceğe donanımlı bir şekilde hazırlamamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.

-Herkes Muş'un kalkınması için çaba gösteriyor-

Muş Valisi Ali Çınar da uzun yılların ardından Cumhurbaşkanı Gül'ün illerine gelmesinin kendilerine onur verdiğini belirterek, "Burada herkes Muş'un kalkınması ve gelişmesi için çaba gösteriyor" dedi.

Birçok alanda gelişim sürecinde olduklarına dikkati çeken Çınar, ziyaretin bu çalışmaların hızlanmasına vesile olacağını kaydetti.

Çınar, özverili şekilde çalıştıklarını anlatarak, ilin huzurunun çözüm süreci ile daha da arttığına dikkati çekti.

Yemekte konuklara mercimek çorbası, güllüklü pide, Muş köftesi, yöresel bulgur pilavı ile büryan, fırın sütlaç ve mevsim meyveleri ikram edildi.

Muhabir: Yusuf Çelebi - Fahrettin Yokuş

Yayıncı: İbrahim Uyar