Hukuk Alt Komisyonu Başkanı Alpay, Dinlenildiği İddiasında Bulundu
TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti Elazığ Milletvekili Şuay Alpay, dinlenildiği iddiasında bulundu.
TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Hukuk Alt Komisyonu, bilgi almak amacıyla gazeteci-yazar Sedat Ergin'i dinledi.
Toplantıda, Alpay, yaşadığı bir olayı anlattı. Yaylak ve mera ile ilgili problemi olan vatandaşlarını sorunlarını görüşmek üzere bir ilin valisini aradığını belirterek, şunları söyledi:
''Telefon çalmaya başladı, sonra açıldı ve bir insan nefesi ama üfleme şeklinde. Ben de 'Vali telefona cevap veriyor' diye, 'Sayın Valim merhaba' dedim. Enteresan bir sessizlik oldu. Ardından tekrar telefon zili çalmaya devam etti. Çok net bir mesaj verdi herhalde. Biraz artık mizahi tarafıyla bakmış olalım. Komisyon bunu çalışıyor, biz de bu alt komisyonun başkanı olarak yasa dışı dinlemeyle ilgili bir şey yapıyoruz. Bir hafta önce de 'bende dinlendiğimi zannediyorum' demiştim. Herhalde arkadaşlar 'biz buradayız dinliyoruz' diye bir mesaj verdi. Arkadaşlar hem selam verdiler, hem de mesaj vermiş oldular.''
Alpay, yasa dışı dinleme ve izlemeyle ilgili olarak Meclis'in gerçekten çok önemli ve ciddi irade ortaya koyduğunu ifade ederek, ''Siyasi parti gruplarının bu konuda ittifakla, hiçbir ön yargı olmaksızın araştırma komisyonu kurmaları, çalışmaları ve çalışmaların iyi gitmesi... İnşallah güzel sonuçların ortaya çıkacaktır. Herhalde birileri de bundan rahatsız oluyor tahmin ediyorum. Ama varsın rahatsız olsunlar, bizim kimseyle kavgamız yok. Sadece hukuk zemininde yapmamız gerekenleri yapıp, çok net bir fotoğraf çekmeye, ortaya koymaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
-''Ben de dinleme mağduruyum''
Gazeteci-yazar Sedat Ergin, kendisinin de yasa dışı dinleme konusunda mağdur olduğunu anımsatarak, ''Televizyonda kendi sesimi duyduğumda çok kötü oldum. Çırılçıplak soyulup, Kızılay Meydanı'nda bırakılmışsınız, öyle bir his duyuyorsunuz'' dedi.
Ergin, konuyla ilgili DYP Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener'i dava ettiğini ve 15 bin lira manevi tazminat kazandığını, bunun o dönemde telefon dinleme suçundan Türkiye'de verilmiş en yüksek tazminat olduğunu belirtti.
Yasal mevzuat hakkında da bilgi veren Ergin, ''Bunu yakalayan emniyet istihbarat başkanlığıydı. Birbiri ardına patlak veren skandallar, ortalığa yayılan kasetler... Artık mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması ihtiyacını ortaya çıkardı'' diye konuştu.
Bu konuda ilk kanuni düzenlemenin Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı döneminde yapıldığını ifade eden Ergin, soruşturmayla ilgili olmayan, doğrudan vatandaşların, şüphelilerin özel hayatlarını ilgilendiren bölümlerin dosya dışında tutulmamasına ilişkin hukuki boşluğun, 7-8 yıl içinde meydana gelen hak ihlallerinin ana kaynaklarından biri olduğunu kaydetti.
Düzenlemelerde bu boşluğun kapatılması gerektiğini vurgulayan Ergin, ''Ergenekon'' dosyalarına bakıldığında özellikle jandarmada 2003-2004 yıllarında çok yaygın bir yasa dışı dinleme yapıldığı konusunda yeteri karar delil bulunduğunu söyledi.
Ergin, ''Sayın Başbakan'ın eski danışmanı Cüneyt Zapsu'nun ortalığa çıkan telefon dinlemelerinin büyük ölçüde Jandarma istihbaratı tarafından yapıldığı konusunda genel bir mutabakat var'' dedi.
-''İstihbari dinlemelerin delil olmaması gerek''-
Sedat Ergin, işin püf noktasının kanundan çok uygulamada, yönetmelikte olduğunu, istihbari dinlemelerin delil olmaması gerektiğini, ancak mahkemelerde bunları delil kabul eden bir rejimin bulunduğunu savundu.
İstihbari dinlemeler ile adli dinlemeler arasındaki gri alanların kalkması gerektiğini vurgulayan Ergin, suçla ilgili olmayan dinlemeleri polisin imha etmeyip arşivde tuttuğunu, aylar sonra deşifre edip dava dosyasına koyduğunu iddia etti.
Buna örnek olarak Nedim Şener'in tutuklanmasını gösteren Ergin, ''İmha etmeyip, arşivde tutuyorsa, sonra gündeme getiriyorsa kolluk herkesi dinleyebilir, arşivde tutabilir, günü geldiğinde aleyhine kullanabilir sonucu çıkıyor'' şeklinde konuştu.
Başbakan'ın özel konuşmalarının bile kamuoyuna ulaştığını ifade eden Ergin, ''Burada Sayın Başbakan da mağdurdur'' dedi.
Mahkemelerin kolluktan gelen telefon dinleme taleplerini yeterince incelemeden sadece telefon numaraları üzerinden onay verdiğine işaret eden Ergin, İzmir'de özel yetkili bir hakimin kendi telefonunun dinlenmesine ilişkin gelen karara imza attığını anımsattı.
Ergin, ''Sayın Başbakan mağdur, MHP, CHP mağdur. Bu Türkiye'de en temel hak ihlallerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Vatandaşın haklarını devletin üstünde tutan, evrensel hukuk kurallarıyla yeni bir bakış açısıyla bu konuya eğilmek gerekiyor. Kimin mağdur olduğu önemli değil. İlkeli olmak gerekir'' diye konuştu.
Ergin, yasa dışı dinlemelerin yayınlanması konusunda da basının kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini vurguladı.
Komisyonda Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürü Mehmet Azgın da bir sunum yaptı.
Muhabir: Esin Işık
Yayıncı: Kudret Topçu
Kaynak: AA
Toplantıda, Alpay, yaşadığı bir olayı anlattı. Yaylak ve mera ile ilgili problemi olan vatandaşlarını sorunlarını görüşmek üzere bir ilin valisini aradığını belirterek, şunları söyledi:
''Telefon çalmaya başladı, sonra açıldı ve bir insan nefesi ama üfleme şeklinde. Ben de 'Vali telefona cevap veriyor' diye, 'Sayın Valim merhaba' dedim. Enteresan bir sessizlik oldu. Ardından tekrar telefon zili çalmaya devam etti. Çok net bir mesaj verdi herhalde. Biraz artık mizahi tarafıyla bakmış olalım. Komisyon bunu çalışıyor, biz de bu alt komisyonun başkanı olarak yasa dışı dinlemeyle ilgili bir şey yapıyoruz. Bir hafta önce de 'bende dinlendiğimi zannediyorum' demiştim. Herhalde arkadaşlar 'biz buradayız dinliyoruz' diye bir mesaj verdi. Arkadaşlar hem selam verdiler, hem de mesaj vermiş oldular.''
Alpay, yasa dışı dinleme ve izlemeyle ilgili olarak Meclis'in gerçekten çok önemli ve ciddi irade ortaya koyduğunu ifade ederek, ''Siyasi parti gruplarının bu konuda ittifakla, hiçbir ön yargı olmaksızın araştırma komisyonu kurmaları, çalışmaları ve çalışmaların iyi gitmesi... İnşallah güzel sonuçların ortaya çıkacaktır. Herhalde birileri de bundan rahatsız oluyor tahmin ediyorum. Ama varsın rahatsız olsunlar, bizim kimseyle kavgamız yok. Sadece hukuk zemininde yapmamız gerekenleri yapıp, çok net bir fotoğraf çekmeye, ortaya koymaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
-''Ben de dinleme mağduruyum''
Gazeteci-yazar Sedat Ergin, kendisinin de yasa dışı dinleme konusunda mağdur olduğunu anımsatarak, ''Televizyonda kendi sesimi duyduğumda çok kötü oldum. Çırılçıplak soyulup, Kızılay Meydanı'nda bırakılmışsınız, öyle bir his duyuyorsunuz'' dedi.
Ergin, konuyla ilgili DYP Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener'i dava ettiğini ve 15 bin lira manevi tazminat kazandığını, bunun o dönemde telefon dinleme suçundan Türkiye'de verilmiş en yüksek tazminat olduğunu belirtti.
Yasal mevzuat hakkında da bilgi veren Ergin, ''Bunu yakalayan emniyet istihbarat başkanlığıydı. Birbiri ardına patlak veren skandallar, ortalığa yayılan kasetler... Artık mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması ihtiyacını ortaya çıkardı'' diye konuştu.
Bu konuda ilk kanuni düzenlemenin Sadettin Tantan'ın İçişleri Bakanlığı döneminde yapıldığını ifade eden Ergin, soruşturmayla ilgili olmayan, doğrudan vatandaşların, şüphelilerin özel hayatlarını ilgilendiren bölümlerin dosya dışında tutulmamasına ilişkin hukuki boşluğun, 7-8 yıl içinde meydana gelen hak ihlallerinin ana kaynaklarından biri olduğunu kaydetti.
Düzenlemelerde bu boşluğun kapatılması gerektiğini vurgulayan Ergin, ''Ergenekon'' dosyalarına bakıldığında özellikle jandarmada 2003-2004 yıllarında çok yaygın bir yasa dışı dinleme yapıldığı konusunda yeteri karar delil bulunduğunu söyledi.
Ergin, ''Sayın Başbakan'ın eski danışmanı Cüneyt Zapsu'nun ortalığa çıkan telefon dinlemelerinin büyük ölçüde Jandarma istihbaratı tarafından yapıldığı konusunda genel bir mutabakat var'' dedi.
-''İstihbari dinlemelerin delil olmaması gerek''-
Sedat Ergin, işin püf noktasının kanundan çok uygulamada, yönetmelikte olduğunu, istihbari dinlemelerin delil olmaması gerektiğini, ancak mahkemelerde bunları delil kabul eden bir rejimin bulunduğunu savundu.
İstihbari dinlemeler ile adli dinlemeler arasındaki gri alanların kalkması gerektiğini vurgulayan Ergin, suçla ilgili olmayan dinlemeleri polisin imha etmeyip arşivde tuttuğunu, aylar sonra deşifre edip dava dosyasına koyduğunu iddia etti.
Buna örnek olarak Nedim Şener'in tutuklanmasını gösteren Ergin, ''İmha etmeyip, arşivde tutuyorsa, sonra gündeme getiriyorsa kolluk herkesi dinleyebilir, arşivde tutabilir, günü geldiğinde aleyhine kullanabilir sonucu çıkıyor'' şeklinde konuştu.
Başbakan'ın özel konuşmalarının bile kamuoyuna ulaştığını ifade eden Ergin, ''Burada Sayın Başbakan da mağdurdur'' dedi.
Mahkemelerin kolluktan gelen telefon dinleme taleplerini yeterince incelemeden sadece telefon numaraları üzerinden onay verdiğine işaret eden Ergin, İzmir'de özel yetkili bir hakimin kendi telefonunun dinlenmesine ilişkin gelen karara imza attığını anımsattı.
Ergin, ''Sayın Başbakan mağdur, MHP, CHP mağdur. Bu Türkiye'de en temel hak ihlallerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Vatandaşın haklarını devletin üstünde tutan, evrensel hukuk kurallarıyla yeni bir bakış açısıyla bu konuya eğilmek gerekiyor. Kimin mağdur olduğu önemli değil. İlkeli olmak gerekir'' diye konuştu.
Ergin, yasa dışı dinlemelerin yayınlanması konusunda da basının kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini vurguladı.
Komisyonda Ekonomi Bakanlığı İthalat Genel Müdürü Mehmet Azgın da bir sunum yaptı.
Muhabir: Esin Işık
Yayıncı: Kudret Topçu