70 Yaşındaki Emine Teyzenin Dramı Akil İnsanlar'ı Şoke Etti
Diyarbakırlı Emine Özkan’ın acı dolu hayatı Akil İnsanlar Grubu'nun Güneydoğu Anadolu Bölgesi heyetini şoke etti.
76 yaşındaki hasta eşi ile 2 oğlu cezaevinde olan, bir kızı ise dağda ölen Emine Özkan, bu acıyı köylerinin boşlatılması yüzünden çektiğini belirterek köye dönmek istediğini söyledi.
1990 yılının kış ayında ikamet ettikleri Lice’nin Yolçatı köyünün boşaltılması sonucu şehre göç eden Özkan, yaşadıklarını Akil İnsanlar'a anlattı. Köylerinden çıkartıldıktan sonra Adana, İçel, Tarsus ve Diyarbakır’ın daracık sokaklarında yaşam mücadelesi verdiğini anlatan Emine Özkan, 76 yaşındaki eşi ile iki oğlunun cezaevinde olduğunu, dağa giden kızının da ölüm haberini yıllar önce aldığını, ancak cenazesinin kayıp olduğunu ifade etti.
Emine Özkan, şunları söyledi: “Köyümden çıktım perişan oldum. 20 yıldır varoşlarda daracık sokaklarda yaşıyorum. Eşim 27 yıldır cezaevinde, şu an 76 yaşında ve hasta. Bir oğlum 14 yıl, bir oğlum da 17 yıl hapis cezası aldı. Bir kızım da dağa çıktı, iki yıl sonra hayatını kaybetti. Şimdi tek oğlum var, onunla burada yaşıyorum."Yaşadığı bunca acıya rağmen barış istediğini dile getiren Özkan, “Dağdaki de askerdeki de bizim çocuklarımız, onların ölmesini istemiyorum. Artık barış ve huzur gelsin. Bu süreçte perişan olduk. Huzur gelsin ölmeden önce köyüme dönmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Türkçe bilmeyen Emine Özkan’ın konuşmasını bir kısmını heyette bulunan Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen tercüme etti. Akil İnsanlar Grubu'nun Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti Diyarbakır’daki görüşmelerini sürdürüyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, Mazlum Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Avukat Kezban Hatemi, eski milletvekili Mehmet Emin Ekmen, gazeteci Etyen Mahçupyan ve Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem ile heyetin başkanı Yılmaz Ensaroğlu, bölgedeki aileleri dinledi. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Emine Özkan ile Kamile Peker yaşadıklarını anlatırken heyet not aldı. Avukat Kezban Hatemi Kürtçe bilmemesine rağmen kadınların anlattıklarını anlayabildiğini söyledi.
Emine Özkan kendisini ziyaret eden heyete 76 yaşındaki eşi Mehmet Kasım’ın Lice’de bir suikast sonucu öldürülen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın olayından ötürü 36 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade ederek, 2 oğlunun da cezaevinde bulunduğunu anlattı. Başlatılan sürece sonuca kadar destek verdiklerini ve barış istediklerini belirten Özkan, “Bir kızımda dağda. Ailemiz dağıldı. 1993 yılında Lice Yolçatı köyüne gelen askerler evimizi yaktı. Çırılçıplak köyü terk etmek zorunda kaldık. Ve başımıza gelen kalmadı. Artık başka şehrin sokaklarında değil, kendi memleketimin sokaklarında çalışmak istiyoruz, köyümüze dönmek istiyoruz ve barış istiyoruz.” dedi.
Oğlunun kısa bir süre önce askerden geldiğini ifade eden Kamile Peker ise eşinin dağda öldürüldüğünü söyledi.
Eşinin dağda öldürüldüğü sırada oğlunun da askerlik vazifesini yerine getirdiğini dile getiren Peker, tüm bu olanlara rağmen barış istediğini söyledi.
“Bu kan dursun, anaların gözyaşı dinsin” diyen Peker, “Daralan köyüne gelen askerler köyü yaktı. Yakılan ateşte insanlar can verdi. Benim eltim gözümün önünde yandı. Bebeğimi o zaman ateşin içinden bir asker kurtardı. O askere ne kadar teşekkür etsem azdır. Bebeğimin adı Şirivan’dı ve 1,5 yaşandaydı. Sonradan kurtarılamadı. Bizim gibi nice mağdur aileler var. Herkes barış istiyor.” dedi.
Bunun üzerine heyette bulunanlar basın mensuplarına “Bu ayrıma dikkat edin köyü yakan askere değil bebeğini kurtaran askere teşekkür ediyor.” dedi.
Heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu, amaçlarının mağdur olan aileleri ziyaret edip onları dinlemek olduğunu ifade ederek, “Bu sorundan doğrudan etkilenen ailelerle görüşmek önemli. Umarız bu aileler son aileler olur. Artık gözyaşı diner.” ifadelerini kullandı .
1990 yılının kış ayında ikamet ettikleri Lice’nin Yolçatı köyünün boşaltılması sonucu şehre göç eden Özkan, yaşadıklarını Akil İnsanlar'a anlattı. Köylerinden çıkartıldıktan sonra Adana, İçel, Tarsus ve Diyarbakır’ın daracık sokaklarında yaşam mücadelesi verdiğini anlatan Emine Özkan, 76 yaşındaki eşi ile iki oğlunun cezaevinde olduğunu, dağa giden kızının da ölüm haberini yıllar önce aldığını, ancak cenazesinin kayıp olduğunu ifade etti.
Emine Özkan, şunları söyledi: “Köyümden çıktım perişan oldum. 20 yıldır varoşlarda daracık sokaklarda yaşıyorum. Eşim 27 yıldır cezaevinde, şu an 76 yaşında ve hasta. Bir oğlum 14 yıl, bir oğlum da 17 yıl hapis cezası aldı. Bir kızım da dağa çıktı, iki yıl sonra hayatını kaybetti. Şimdi tek oğlum var, onunla burada yaşıyorum."Yaşadığı bunca acıya rağmen barış istediğini dile getiren Özkan, “Dağdaki de askerdeki de bizim çocuklarımız, onların ölmesini istemiyorum. Artık barış ve huzur gelsin. Bu süreçte perişan olduk. Huzur gelsin ölmeden önce köyüme dönmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Türkçe bilmeyen Emine Özkan’ın konuşmasını bir kısmını heyette bulunan Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen tercüme etti. Akil İnsanlar Grubu'nun Güneydoğu Anadolu Bölgesi Heyeti Diyarbakır’daki görüşmelerini sürdürüyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, Mazlum Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Avukat Kezban Hatemi, eski milletvekili Mehmet Emin Ekmen, gazeteci Etyen Mahçupyan ve Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem ile heyetin başkanı Yılmaz Ensaroğlu, bölgedeki aileleri dinledi. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Emine Özkan ile Kamile Peker yaşadıklarını anlatırken heyet not aldı. Avukat Kezban Hatemi Kürtçe bilmemesine rağmen kadınların anlattıklarını anlayabildiğini söyledi.
Emine Özkan kendisini ziyaret eden heyete 76 yaşındaki eşi Mehmet Kasım’ın Lice’de bir suikast sonucu öldürülen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın olayından ötürü 36 yıl hapis cezasına çarptırıldığını ifade ederek, 2 oğlunun da cezaevinde bulunduğunu anlattı. Başlatılan sürece sonuca kadar destek verdiklerini ve barış istediklerini belirten Özkan, “Bir kızımda dağda. Ailemiz dağıldı. 1993 yılında Lice Yolçatı köyüne gelen askerler evimizi yaktı. Çırılçıplak köyü terk etmek zorunda kaldık. Ve başımıza gelen kalmadı. Artık başka şehrin sokaklarında değil, kendi memleketimin sokaklarında çalışmak istiyoruz, köyümüze dönmek istiyoruz ve barış istiyoruz.” dedi.
Oğlunun kısa bir süre önce askerden geldiğini ifade eden Kamile Peker ise eşinin dağda öldürüldüğünü söyledi.
Eşinin dağda öldürüldüğü sırada oğlunun da askerlik vazifesini yerine getirdiğini dile getiren Peker, tüm bu olanlara rağmen barış istediğini söyledi.
“Bu kan dursun, anaların gözyaşı dinsin” diyen Peker, “Daralan köyüne gelen askerler köyü yaktı. Yakılan ateşte insanlar can verdi. Benim eltim gözümün önünde yandı. Bebeğimi o zaman ateşin içinden bir asker kurtardı. O askere ne kadar teşekkür etsem azdır. Bebeğimin adı Şirivan’dı ve 1,5 yaşandaydı. Sonradan kurtarılamadı. Bizim gibi nice mağdur aileler var. Herkes barış istiyor.” dedi.
Bunun üzerine heyette bulunanlar basın mensuplarına “Bu ayrıma dikkat edin köyü yakan askere değil bebeğini kurtaran askere teşekkür ediyor.” dedi.
Heyet başkanı Yılmaz Ensaroğlu, amaçlarının mağdur olan aileleri ziyaret edip onları dinlemek olduğunu ifade ederek, “Bu sorundan doğrudan etkilenen ailelerle görüşmek önemli. Umarız bu aileler son aileler olur. Artık gözyaşı diner.” ifadelerini kullandı .