Teknoparklara Performans Kriterleri Geliyor
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, geçen yıl üniversitelere yönelik başlattıkları yenilikçilik ve girişimcilik kriterlerini teknoparklar için de getireceklerini bildirdi.
İstanbul’da 28 Mart 2013'te düzenlenecek teknoparklar zirvesinde konuyu kapsamlı bir şekilde ele alacaklarını belirten Ergün, “10 yıl önce Türkiye’nin iki tane teknoparkı vardı, bugün 49 teknoparka ulaştık. Bunun 34 tanesi aktif, şirketler çalışıyor. Teknoparklarımıza şimdiye kadar ‘kurulun, kurulun’ dedik ama bir de ipi çekme zamanı geldi. Ne yapıyorsunuz? Hangi teknolojiler üretildi? Bunları da bir görmemiz lazım. Kaç doktoralı çalışanınız var? Kaç şirket, hangi proje üzerinde çalışıyor? Nereye geldiniz? Ne kadar ihracat yaptınız? Teknoloji ihraç etmeye başladınız mı? Bunlar ürüne dönüştü mü? Artık bunları ölçen bir mekanizma getiriyoruz. Bu uygulamayla teknoparklarımızın sadece sayısını değil, aynı zamanda kalitesini de arttırmak istiyoruz.” diye konuştu.
Teknoparklarda ihtisaslaşma döneminin de başladığına dikkat çeken Bakan Ergün, gerektiği zaman Teknoloji Geliştirme Kanunu’nda değişiklikler yaparak araştırmacılara, şirketlere ve akademisyenlere ciddi destek verdiklerini kaydetti: “Tekno girişim sermayesi desteğiyle gençlerimize, fikirlerini hayata geçirirken 100 bin lira hibe desteği vermeye devam ediyoruz.” Bakan Nihat Ergün, İzmir’de “2023’e 10 Kala Ar-Ge ve Yenilikte İzmir” konulu, Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölge Toplantısı’na katıldı.
Burada yaptığı konuşmada, üniversiteyle sanayi arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekti. Türkiye’nin potansiyelini daha fazla açığa çıkarmak için bunun üzerinde hassasiyetle durduklarını vurgulayarak, “Güçlü ülke olma hedefimiz var, bu da bilgiyle olur.” dedi.
Bilim ve teknolojide atılacak adımların başka alanlardaki ilerlemelere de imkan vereceğine işaret eden Ergün, “Bu nedenle bilim ve teknoloji kapasitemizi artırmaya, ar-ge, markalaşma, inovasyon ve tasarım gibi konulara odaklanmaya, daha yüksek katma değerde üretim yapan bir özel sektör oluşturmaya büyük önem veriyoruz.” şeklinde konuştu.
‘ÜNİVERSİTE SAYISINI İKİYE KATLADIK, ŞİMDİ İLERİ TEKNOLOJİYLE SIÇRAMA YAPMALIYIZ’Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Türkiye’nin Son 10 yılda önemli ilerlemeler kaydettiğine dikkat çekti. Ülkenin 10 yıl önce düşük teknoloji yoğunluklu bir üretim yapısı olduğunu hatırlatan Nihat Ergün, şöyle devam etti: “Şimdi orta ve orta üstü teknolojide yoğunlaştık ama ileri teknolojiye bir sıçrama yapmamız lazım. Üniversite sayısı, 10 yıl öncesine göre ikiye katlandı. Bütün bunlar sıçrama yapmamız için potansiyele sahip olduğumuzun önemli göstergesi. Yüksek teknolojinin üretim içindeki payını yüzde 20’lere çıkarabiliriz. Bunun için daha değerli teknolojik ürünler yapmamız lazım. Bunu başarmak için milli gelir içindeki ar-ge harcamalarını yüzde 3’ler seviyesine, yüksek teknolojinin payını üretimde yüzde 20’ye çıkarmayı ve birtakım küresel markalar oluşturmayı başarmamız lazım. Ar-ge’yi yüzde 3’e çıkarmak, 60 milyar dolar harcama demek. Bunun üçte ikisini de özel sektörün yapmasını istiyoruz.”
‘ŞİRKET KENDİNİ KOCAKARI İLAÇLARIYLA TEDAVİ ETMEYECEK, BAŞI AĞRIDIĞINDA ÜNİVERSİTEYE GİDECEK’Bakan Nihat Ergün, üniversiteyle sanayi arasında derinlemesine bir işbirliği yapılmasını istediklerini dile getirdi. Bu işbirliğinin hangi seviyede olması gerektiğini ise şöyle anlattı: “Şirketin karnı ağrımıyor mu, başı dönmüyor mu, halsizlik olmuyor mu? Rekabet gücü azalmıyor mu? Daha iyi perSonel yönetimine, markalaşma ihtiyacına sahip değil mi? Böyle durumda şirket, kendini kocakarı ilaçlarıyla tedavi etmeyecek. Üniversiteye gidecek, her seferinde üniversiteye başvurmaktan yılmayacak. Üniversite de sanayiciye, ‘Yine mi geldiler?’ demeyecek.” Ergün, üniversite rektörlerine de sanayinin problemlerini çözmek için proje geliştirmeleri çağrısında bulundu: “Siz üretin, projenin yüzde 75’ini biz destekleyeceğiz. Bu konuda kaynaklarımız hazır. Yeter ki bu işbirliği gelişsin.” Bakan Ergün ayrıca bu sene en girişimci ve en yenilikçi ilk 50 üniversiteyi, tercihlerden önce açıklayacaklarını söyledi.
Teknoparklarda ihtisaslaşma döneminin de başladığına dikkat çeken Bakan Ergün, gerektiği zaman Teknoloji Geliştirme Kanunu’nda değişiklikler yaparak araştırmacılara, şirketlere ve akademisyenlere ciddi destek verdiklerini kaydetti: “Tekno girişim sermayesi desteğiyle gençlerimize, fikirlerini hayata geçirirken 100 bin lira hibe desteği vermeye devam ediyoruz.” Bakan Nihat Ergün, İzmir’de “2023’e 10 Kala Ar-Ge ve Yenilikte İzmir” konulu, Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölge Toplantısı’na katıldı.
Burada yaptığı konuşmada, üniversiteyle sanayi arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekti. Türkiye’nin potansiyelini daha fazla açığa çıkarmak için bunun üzerinde hassasiyetle durduklarını vurgulayarak, “Güçlü ülke olma hedefimiz var, bu da bilgiyle olur.” dedi.
Bilim ve teknolojide atılacak adımların başka alanlardaki ilerlemelere de imkan vereceğine işaret eden Ergün, “Bu nedenle bilim ve teknoloji kapasitemizi artırmaya, ar-ge, markalaşma, inovasyon ve tasarım gibi konulara odaklanmaya, daha yüksek katma değerde üretim yapan bir özel sektör oluşturmaya büyük önem veriyoruz.” şeklinde konuştu.
‘ÜNİVERSİTE SAYISINI İKİYE KATLADIK, ŞİMDİ İLERİ TEKNOLOJİYLE SIÇRAMA YAPMALIYIZ’Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Türkiye’nin Son 10 yılda önemli ilerlemeler kaydettiğine dikkat çekti. Ülkenin 10 yıl önce düşük teknoloji yoğunluklu bir üretim yapısı olduğunu hatırlatan Nihat Ergün, şöyle devam etti: “Şimdi orta ve orta üstü teknolojide yoğunlaştık ama ileri teknolojiye bir sıçrama yapmamız lazım. Üniversite sayısı, 10 yıl öncesine göre ikiye katlandı. Bütün bunlar sıçrama yapmamız için potansiyele sahip olduğumuzun önemli göstergesi. Yüksek teknolojinin üretim içindeki payını yüzde 20’lere çıkarabiliriz. Bunun için daha değerli teknolojik ürünler yapmamız lazım. Bunu başarmak için milli gelir içindeki ar-ge harcamalarını yüzde 3’ler seviyesine, yüksek teknolojinin payını üretimde yüzde 20’ye çıkarmayı ve birtakım küresel markalar oluşturmayı başarmamız lazım. Ar-ge’yi yüzde 3’e çıkarmak, 60 milyar dolar harcama demek. Bunun üçte ikisini de özel sektörün yapmasını istiyoruz.”
‘ŞİRKET KENDİNİ KOCAKARI İLAÇLARIYLA TEDAVİ ETMEYECEK, BAŞI AĞRIDIĞINDA ÜNİVERSİTEYE GİDECEK’Bakan Nihat Ergün, üniversiteyle sanayi arasında derinlemesine bir işbirliği yapılmasını istediklerini dile getirdi. Bu işbirliğinin hangi seviyede olması gerektiğini ise şöyle anlattı: “Şirketin karnı ağrımıyor mu, başı dönmüyor mu, halsizlik olmuyor mu? Rekabet gücü azalmıyor mu? Daha iyi perSonel yönetimine, markalaşma ihtiyacına sahip değil mi? Böyle durumda şirket, kendini kocakarı ilaçlarıyla tedavi etmeyecek. Üniversiteye gidecek, her seferinde üniversiteye başvurmaktan yılmayacak. Üniversite de sanayiciye, ‘Yine mi geldiler?’ demeyecek.” Ergün, üniversite rektörlerine de sanayinin problemlerini çözmek için proje geliştirmeleri çağrısında bulundu: “Siz üretin, projenin yüzde 75’ini biz destekleyeceğiz. Bu konuda kaynaklarımız hazır. Yeter ki bu işbirliği gelişsin.” Bakan Ergün ayrıca bu sene en girişimci ve en yenilikçi ilk 50 üniversiteyi, tercihlerden önce açıklayacaklarını söyledi.