Bakan Şahin: Kadına Yönelik Şiddeti Halk Sağlığı Sorunu Olarak Görüyoruz

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadına yönelik şiddeti insan hakkı ihlali olarak gördüklerini söyledi.

Bakan Şahin: Kadına Yönelik Şiddeti Halk Sağlığı Sorunu Olarak Görüyoruz
Bakan Şahin, '8 Mart, 8 Kadın' projesinin tanıtım gecesinde, "Kadına yönelik şiddeti ilerlemenin, büyümenin, önünde büyük bir engel olarak görüyoruz." dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Çırağan Sarayı’nda düzenlenen ‘8 Mart 8 Kadın’ projesinin tanıtım etkinliğine katıldı.

Sunuculuğunu Fatih Portakal'ın yaptığı etkinliğe Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun eşi Gül Mutlu, Sunucu Burcu Esmersoy ve oyuncu Songül Öden katıldı.

Program şiddet gören 8 kadının hikayelerinin anlatılması ve ünlülerin şiddet gören kadınlara yazdığı mektupların okunmasıyla başladı.

“8 Mart 8 Kadın” projesi çerçevesinde ünlü isimler öldürülen kadınlarla empati kurarak, objektiflere poz vermişti. Projenin tanıtım etkinliğine katılan Songül Öden ve Burcu Esmersoy, öldürülen kadınlar için yazdıkları mektupları sahneye çıkarak okudu. Mektupların okunması sırasında Sunucu Burcu Esmersoy'un göz yaşlarını tutamadığı görüldü.

Bakan Şahin, konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a atıfta bulunarak sözlerine şöyle başladı: "Sayın Başbakanımızın dün grup toplantısında söylediği gibi ‘Biz her türlü şiddette olduğu gibi kadına yönelik şiddetti de lanetliyoruz.’ İşte bu anlayışla, bu temel felsefe ile bir taraftan şiddetin olmaması için neler yapılabilir bir taraftan da olduktan sonra geriye kalanların mağduriyetini giderebilmek için neler yapılabilir diye düşünüyoruz.

"'HUKUK DEVLETİNDE ÇIKARTILABİLECEK BÜTÜN YASALARI ÇIKARDIK'

Bakan Fatma Şahin, hukuk devletinde çıkarılabilecek tüm yasaları çıkardıklarını belirtip, "Yaşanan olaylardan sonra Türk Ceza Kanunu çıkmadan önce özellikle terör ve namus cinayetlerinde birçok indirime gidiliyordu. Çevre baskısı, töre baskısı, etkiler deyip 2 yıl ceza alıp çıkarken bugün artık yapılan değişimlerle en az 15 – 20 yıl ağarlaştırılmış cezalar alınıyor. İkincisi geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde biz kadına yönelik şiddetle ilgili özel bir yasa çıkardık. Bu yasayı çıkartırken de İstanbul Anlaşması dediğimiz ve bugün Uluslararası Avrupa Konseyi’nde en önemli anlaşmayı çekincesiz olarak ilk imzalayan hükümet ve devlet olduk. Arkasında iç hukukumuzu da buna göre dizayn ettik. Kadına yönelik şiddeti nasıl önleyeceğiz, nasıl cezalandıracağız anlamında çok temel önemli bir yasayı sivil toplum örgütleriyle ve bu işten damdan düşenlerle bir araya gelerek başardık." ifadelerini kullandı.

'KADIN SIĞINMA EVLERİNİN KAPASİTESİNİ 48'DEN 113'E ÇIKARDIK'

Kadın sığınma evlerinin kapasitesini gittikçe artırdıklarını da söyleyen Fatma Şahin, bir yıl içerisinde kadın sığınma evlerini 48'den 113'e çıkardıklarından bahsetti. Bakan Şahin, "Yatak kapasitesini 1100’den 1500’e çıkardık. Şiddet izleme merkezlerimizi geliştiriyoruz. Ama bunlar olmasın diye önce çalıştığımız şey kadının birey olarak güçlenmesidir. Kendi hayatı ile ilgili söz sahibi olmasıdır. Bu uzun soluklu mücadelede eğitim, istihdam ve ekonomik güçlenmeyi 3 ayrı bacakta yürütüyoruz. Kadınımızın örgün eğitimde kalma sürecini sürekli uzatıyoruz. Temel eğitimde kızlarımızın ve erkeklerimizin eşit bir şekilde temel eğitimden istifade etmesini başardık. Kızlarımız ve erkeklerimizde yüzde 98 oranında başarıya ulaştık. Orta eğitimde arada ki fark çok azalmıştır. Temel hedefimiz 12 yıl boyunca zorunlu eğitimde kız çocuklarımızı ve erkek çocuklarımızla beraber temel eğitimin içinde tutmaktır. O yüzden aileler yoksulluktan dolayı çocuklarını okutamıyorsa eğer destek verdik. Kız çocuklarına erkek çocuklarından daha fazla mali destek verdik. 3 milyon anneyi bu destekten istifade ettirdik. Bir taraftan sağlık imkanlarıyla ilgili kısımda sağlıkta dönüşüm, sosyal güvenlik kurumunda ki değişimle kadınımızın sağlığa ulaşmasını çok önemsedik. Kadının güçlenmesinde bir taraftan kamu olarak bir taraftan sivil toplum örgütleriyle organize ederek yolumuza devam ediyoruz. Bu uzun soluklu bir mücadeledir. Akşamdan sabaha düzelmeyecek. Bu mücadelede herkese pay düşüyor." dedi.

'BİREBİR HUKUKÇULARIMIZLA MÜDAHALE EDİYORUZ'

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak kadına şiddet davaları başta olmak üzere hukukun verdiği tüm yetkileri sonuna kadar kullandıklarını dile getiren Fatma Şahin, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Meselenin özünde şu var; önce konunun var olduğunu kabul etmeniz gerekiyor. 2008 yılında sayın Başbakanımızın çıkardığı genelgeden önce kadına yönelik şiddet kurumsal bir sorun, toplumsal bir sorun olarak kabul edilmiyordu. Önce sorunun var olduğunu kabul edip halınızın altını açmanız gerek. Halınızın altından çıkanları temizleme gücünü, azmini ve kararlılığını göstermek zorundasınız. Şimdi bu gördüğünüz davaların hepsinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak tarafız. Birebir gidiyoruz. Hukukçularımızla mahkemelerde birebir müdahale ediyoruz. Kanunun bize verdiği bütün yetkileri kullanıyoruz. Bunlar olmasın diye birebir İçişleri Bakanımızla, Adalet Bakanımızla, Milli Eğitim Bakanımızla birebir çalışıyoruz. 2 gün önce bunu yapmadığı için bir polisin ceza aldığını ve terfisinin durdurulduğunu biliyoruz. Bu olaylardan bir tanesinde tutuksuz yargılama kararı verdiği için sayın Başbakanımız bunun kamu vicdanını zedelediğini söyledi.

Tabi yargı bağımsızdır. Lakin verilen kararın da kamu vicdanında bir karşılığı olması gerekir. Temel olarak doğan her kişinin cinsiyetine bakmadan ülkenin bütün imkanlarından istifade ettiği bir Türkiye’yi yakalamak zorundayız. Rahmetli Mehmet Ali Birand’ın ‘Aslında biz gençken de bunlar vardı. Ama biz bunları algılamadık, görmedik, 3 maymunu oynadık. Toplum olarak bunların çok daha görünür olduğunu görüyoruz.’ son köşe yazısında verdiği mesajdır. Jandarmaya temel eğitim koyduk. 65 bin sağlık görevlisini eğittik.17 bin din görevlisini eğittik. 25 bine yakın bu konuda karar vericilere eğitimler verdik. Şiddetin pan zehiri sabırdır, sevgidir, sorumluluktur, empatidir, hoş görüdür. Biz bütün gücümüzle devam edeceğiz diyorum.”