Başbakan Yardımcısı Arınç'ın Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecine halkın desteğinin ortalama yüzde 58 olduğunu belirterek, ''Böyle netameli bir işte, kimsenin elini altına koymak istemediği, benden uzak olsun, çaresi yok diye yüzlerce insanın konuştuğu bir ülkede, ben bu işi çözeceğim diyen bir hükümete yüzde 58 destek oluyorsa, o zaman bizim yaptığımız karşılığı vardır ve doğrudur'' dedi.
Arınç, AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından Salihli ilçesindeki bir otelde düzenlenen Manisa Teşkilat İçi Eğitim Programı'nda yaptığı konuşmada, çözüm sürecini değerlendirdi.
TBMM'de dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında verilen gensoru önergesi görüşmeleri sırasında Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, yapılan en son seçim anketine ilişkin verileri kendisine aktardığını ifade eden Arınç, CHP'nin de itibar ettiği, saygın bir araştırma kuruluşunca yapılan bu çalışmaya göre, ''yarın seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz-'' sorusuna katılımcıların yüzde 53 oranında AK Parti, yüzde 22 oranında CHP, yüzde 12 oranında da MHP yanıtı verdiğini kaydetti.
Bu anket çalışmasında kararsızlar dağıtıldığında ''dudak uçuklatacak'' sonuçların çıkacağını söyleyen Arınç, ''Şimdiden dudaklarını uçuklatmayalım, daha 1 sene var tedbir alırlar, biz yolumuza, işimize bakalım. Yüzde 50'ydi, şimdi yüzde 53. Yarın seçim olsa 400'e yakın milletvekiliyle bu parlamentoya gireceğiz, yapılmayan anayasayı da Allah'ın izniyle yapacağız'' dedi.
-Eruh'taki halay-
Çözüm sürecine desteğin de yüksek olduğunu, ne yapmak istenildiğinin iyi anlatılması halinde bu desteğin daha da artacağına olan inancını dile getiren Arınç, 1984'de PKK terörünün başladığı Siirt'in Eruh ilçesinde yıllar sonra vali, kaymakam, jandarma komutanı ve köyün ileri gelenlerinin hep birlikte halay çektiği görüntülerin, çözüm sürecinde yapılanların ne kadar doğru olduğunu gösterdiğini söyledi.
Arınç, geçmişte tüm partilerin, teröre karşı sadece askeri tedbirler aldığını, olağanüstü hal uyguladığını ancak bunun başarılı sonuç vermediğini ve baskının, şiddetin, masum insanların da örgüt sempatizanı olmasına yol açtığını belirtti.
Hükümet olarak herkesin kaçtığı bir sorunu çözmek üzere cesaretle adım atıklarını, çünkü terör sorunu çözülmediği sürece diğer başarılarının üzerinin zamanla örtüleceğinin farkında olduklarını ifade eden Arınç, bu noktada öncelikle terörün nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğinden hareket ettiklerini ve insanların kendi kimlikleri, etnik kökenlerini ifade etmesinin önündeki engelleri kaldırdıklarını söyledi.
-''Gerçek maya Müslümanlıktır''-
Bülent Arınç, Diyarbakır'a gerçekleştirdiği bir ziyaretinde, ''Diyarbakır'ın gerçek kimliği Müslümanlıktır. Bizi kardeş yapan Müslümanlığımızdır, yoksa laikliğimiz değildir'' dediğini ve bu sözlerin tepkilere neden olduğunu hatırlatarak, ''Çok şükür bugün bu sözümün ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor. Laiklik Türkiye'ye 1937'de girdi. 'CHP'nin 6 okun bir tanesi laiklik' diyerek, anayasaya girdi. Ama ne anlama geldiğini, ne şekilde yaşanmasını gerektiğini bugüne kadar söylememişlerdi. Şimdi Türkiye gerçek laiklikle geç de olsa tanışmaya başladı'' diye konuştu.
Konuşmasında Yeni Şafak gazetesi yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın, dünkü yazısına atıfta bulunan Arınç, ''Toplumsal barışın yolu Malazgirt Meydan Muharebesi'ndeki ruhun tekrar öğrenilmesiyle olur. Çünkü Sultan Alparslan, Anadolu'ya geldiği zaman kendisine Kürt beyleri yardım ettiler. Demek ki bu topraklar üzerinde bizim yeniden tarihi okumamız, kucaklaşmamız lazım'' sözlerini nakletti.
Arınç, Cezayir'deki İslami Kurtuluş Cephesi lideri Abbas Medeni'nin de ''Allah buyruğunun tarihle randevusu var, bu randevuyu geciktirmeyelim'' sözlerini aktararak, şöyle konuştu:
''Randevu vakti geliyor. Anadolu'nun Türkleşmesi, İslamlaşması, 1071. Bizim hedeflerimiz içinde biliyorsunuz. Hepsi çok güzel şeyler. Ama bugün Doğu'nun da Güneydoğu Anadolu'nun da, Ege'nin de Marmara'nın da gerçek mayası, Müslüman kardeşliği. Bizi Müslüman kardeşliği bir arada tutuyor. Hangi etnik kökenden olursak olalım, bizi birleştiren ortak paydanın bu olduğunu bilmeliyiz.''
-''Silahla çözüm getirilemedi''-
Silahla ve şiddetle terör örgütünün bir sonuca varamadığı gibi soruna çözüm de getirilemediğini ifade eden Arınç, bu noktada çözüm sürecini eleştiren partilerin, bu sorunun ortadan kaldırılması için ortaya koydukları bir model bulunmadığını söyledi.
Arınç, önceki iktidarlar döneminde, bu işin silahla, askerle, polisle çözüleceğini zannedildiğini ama bunun olmadığının görüldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
''İnsanlarımızı, onları kucaklayacağız, Türkiye'nin neresinde yaşıyorsa yaşasın 'Ben buyum' diyen insana, 'Evet sen benim kardeşimsin, benim ne hakkım varsa senin de o hakkın var, ne imkanım varsa senin de o hakkın olacak. İnkar etme, reddetme gel kucaklaşalım' diyeceğiz. Bizim 10 sendir yaptığımız bu. Vatandaşlarımızla kucaklaşıyoruz, o yüzden sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya baksanız bile AK Parti birinci partidir, ikinci parti BDP'dir.''
-''Silah bırakma konusunda iyi gelişmeler var''-
Örgütün silah bırakması ve yurt dışına çıkması konusunda iyi gelişmeler bulunduğunu belirten Arınç, ''Bunda da sonuç alacak bir noktada gibi görünüyoruz'' dedi.
Arınç, çözüm sürecine halkın büyük destek verdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Halkın sürece desteği ortalama yüzde 58. Bu yüzde 58, yüzde bin 500 demektir. Bir işin içerisinde terör olacak, Öcalan olacak, şehitlerimizin ismi geçecek, yanan tüten ocaklar, ağlayan gözler konuşulacak ama halkın desteği yüzde 58 olacak. Böyle netameli bir işte, kimsenin elini altına koymak istemediği, benden uzak olsun, çaresi yok diye, yüzlerce insanın konuştuğu bir ülkede, ben bu işi çözeceğim diyen bir hükümete yüzde 58 destek oluyorsa, o zaman bizim yaptığımız karşılığı vardır ve doğrudur.''
Muhalefet partilerinin çözüm sürecine karşı tutumlarını eleştiren Arınç, CHP'nin bu konuda ''ne içeride ne dışarıda'' olduğunu söyledi.
Arınç, CHP'nin bir taraftan ''kredi açtık'' derken, diğer taraftan ''işin bir tarafından Öcalan, diğer tarafında Erdoğan var'' diye konuştuğunu belirterek, ''Edep bilmez bazılarının ağzında da neredeyse 'Abdullah Erdoğan', bilmem ne Öcalan' kadar densiz ibareler kullanan, vicdansız insanlar da var. Onlar destek vermiyorlar, çünkü destek verseler ve bu iş çözülse, elbette bunda hükümetimizin büyük payı olduğunu düşünecekler. Kendiniz yapın dediğimizde, herhangi bir önerilerinin olmadığını söylüyorlar'' ifadelerini kullandı.
MHP'nin de sadece hakaret ettiğini, bağırıp çağırdığını dile getiren Arınç, bu partinin çözüm konusunda, ''Örgütü yok edeceğiz, Kandile bayrak dikeceğiz'' dediğini, ama bunun nasıl yapılacağının belli olmadığını ve bugüne kadar böyle bir çözümün örneğinin bulunmadığını ifade etti.
-''Risklerini biliyoruz''-
Başbakan Yardımcısı Arınç, çözüm sürecinin tüm siyasi risklerini bildiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bu riskli bir iş. Sonunda başarısızlık olabilir. Sözler tutulmayabilir, ne kaybederiz. Ama sonunda başarılı oluruz, bu terörden ilanihaye kurtulmuş oluruz. Biz bu işe girdik. Bu işin riski şudur; Şu anda AK Parti sürecin en kızgın zamanında bile yarın seçim olsa yüzde 53 görünüyor. Bu süreç başarılı olacak, inanıyoruz. Bir sene sonra cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler, 2 yıl sonra milletvekili seçimleri var. Eğer başarılı olacaksak, oyumuz en az yüzde 60. Ama siz zordasınız. Ey CHP, siz bu sürece destek olmazsanız, süreç de başarılı olursa yüzde 20'yi zor bulursunuz, benden söylemesi, söylemedi demeyin. Ey MHP, bağırmalarına, çağırmalarına, ciyaklamalarına devam edersen, süreç de başarılı olursa 1995'de, 2002'de olduğu gibi barajın altında kalırsın.''
Muhabir: Tolga Albay / Ufuk Kırabalı
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı
Kaynak: AA
TBMM'de dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında verilen gensoru önergesi görüşmeleri sırasında Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın, yapılan en son seçim anketine ilişkin verileri kendisine aktardığını ifade eden Arınç, CHP'nin de itibar ettiği, saygın bir araştırma kuruluşunca yapılan bu çalışmaya göre, ''yarın seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz-'' sorusuna katılımcıların yüzde 53 oranında AK Parti, yüzde 22 oranında CHP, yüzde 12 oranında da MHP yanıtı verdiğini kaydetti.
Bu anket çalışmasında kararsızlar dağıtıldığında ''dudak uçuklatacak'' sonuçların çıkacağını söyleyen Arınç, ''Şimdiden dudaklarını uçuklatmayalım, daha 1 sene var tedbir alırlar, biz yolumuza, işimize bakalım. Yüzde 50'ydi, şimdi yüzde 53. Yarın seçim olsa 400'e yakın milletvekiliyle bu parlamentoya gireceğiz, yapılmayan anayasayı da Allah'ın izniyle yapacağız'' dedi.
-Eruh'taki halay-
Çözüm sürecine desteğin de yüksek olduğunu, ne yapmak istenildiğinin iyi anlatılması halinde bu desteğin daha da artacağına olan inancını dile getiren Arınç, 1984'de PKK terörünün başladığı Siirt'in Eruh ilçesinde yıllar sonra vali, kaymakam, jandarma komutanı ve köyün ileri gelenlerinin hep birlikte halay çektiği görüntülerin, çözüm sürecinde yapılanların ne kadar doğru olduğunu gösterdiğini söyledi.
Arınç, geçmişte tüm partilerin, teröre karşı sadece askeri tedbirler aldığını, olağanüstü hal uyguladığını ancak bunun başarılı sonuç vermediğini ve baskının, şiddetin, masum insanların da örgüt sempatizanı olmasına yol açtığını belirtti.
Hükümet olarak herkesin kaçtığı bir sorunu çözmek üzere cesaretle adım atıklarını, çünkü terör sorunu çözülmediği sürece diğer başarılarının üzerinin zamanla örtüleceğinin farkında olduklarını ifade eden Arınç, bu noktada öncelikle terörün nedenlerinin ortadan kaldırılması gerektiğinden hareket ettiklerini ve insanların kendi kimlikleri, etnik kökenlerini ifade etmesinin önündeki engelleri kaldırdıklarını söyledi.
-''Gerçek maya Müslümanlıktır''-
Bülent Arınç, Diyarbakır'a gerçekleştirdiği bir ziyaretinde, ''Diyarbakır'ın gerçek kimliği Müslümanlıktır. Bizi kardeş yapan Müslümanlığımızdır, yoksa laikliğimiz değildir'' dediğini ve bu sözlerin tepkilere neden olduğunu hatırlatarak, ''Çok şükür bugün bu sözümün ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor. Laiklik Türkiye'ye 1937'de girdi. 'CHP'nin 6 okun bir tanesi laiklik' diyerek, anayasaya girdi. Ama ne anlama geldiğini, ne şekilde yaşanmasını gerektiğini bugüne kadar söylememişlerdi. Şimdi Türkiye gerçek laiklikle geç de olsa tanışmaya başladı'' diye konuştu.
Konuşmasında Yeni Şafak gazetesi yazarı Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın, dünkü yazısına atıfta bulunan Arınç, ''Toplumsal barışın yolu Malazgirt Meydan Muharebesi'ndeki ruhun tekrar öğrenilmesiyle olur. Çünkü Sultan Alparslan, Anadolu'ya geldiği zaman kendisine Kürt beyleri yardım ettiler. Demek ki bu topraklar üzerinde bizim yeniden tarihi okumamız, kucaklaşmamız lazım'' sözlerini nakletti.
Arınç, Cezayir'deki İslami Kurtuluş Cephesi lideri Abbas Medeni'nin de ''Allah buyruğunun tarihle randevusu var, bu randevuyu geciktirmeyelim'' sözlerini aktararak, şöyle konuştu:
''Randevu vakti geliyor. Anadolu'nun Türkleşmesi, İslamlaşması, 1071. Bizim hedeflerimiz içinde biliyorsunuz. Hepsi çok güzel şeyler. Ama bugün Doğu'nun da Güneydoğu Anadolu'nun da, Ege'nin de Marmara'nın da gerçek mayası, Müslüman kardeşliği. Bizi Müslüman kardeşliği bir arada tutuyor. Hangi etnik kökenden olursak olalım, bizi birleştiren ortak paydanın bu olduğunu bilmeliyiz.''
-''Silahla çözüm getirilemedi''-
Silahla ve şiddetle terör örgütünün bir sonuca varamadığı gibi soruna çözüm de getirilemediğini ifade eden Arınç, bu noktada çözüm sürecini eleştiren partilerin, bu sorunun ortadan kaldırılması için ortaya koydukları bir model bulunmadığını söyledi.
Arınç, önceki iktidarlar döneminde, bu işin silahla, askerle, polisle çözüleceğini zannedildiğini ama bunun olmadığının görüldüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
''İnsanlarımızı, onları kucaklayacağız, Türkiye'nin neresinde yaşıyorsa yaşasın 'Ben buyum' diyen insana, 'Evet sen benim kardeşimsin, benim ne hakkım varsa senin de o hakkın var, ne imkanım varsa senin de o hakkın olacak. İnkar etme, reddetme gel kucaklaşalım' diyeceğiz. Bizim 10 sendir yaptığımız bu. Vatandaşlarımızla kucaklaşıyoruz, o yüzden sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya baksanız bile AK Parti birinci partidir, ikinci parti BDP'dir.''
-''Silah bırakma konusunda iyi gelişmeler var''-
Örgütün silah bırakması ve yurt dışına çıkması konusunda iyi gelişmeler bulunduğunu belirten Arınç, ''Bunda da sonuç alacak bir noktada gibi görünüyoruz'' dedi.
Arınç, çözüm sürecine halkın büyük destek verdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Halkın sürece desteği ortalama yüzde 58. Bu yüzde 58, yüzde bin 500 demektir. Bir işin içerisinde terör olacak, Öcalan olacak, şehitlerimizin ismi geçecek, yanan tüten ocaklar, ağlayan gözler konuşulacak ama halkın desteği yüzde 58 olacak. Böyle netameli bir işte, kimsenin elini altına koymak istemediği, benden uzak olsun, çaresi yok diye, yüzlerce insanın konuştuğu bir ülkede, ben bu işi çözeceğim diyen bir hükümete yüzde 58 destek oluyorsa, o zaman bizim yaptığımız karşılığı vardır ve doğrudur.''
Muhalefet partilerinin çözüm sürecine karşı tutumlarını eleştiren Arınç, CHP'nin bu konuda ''ne içeride ne dışarıda'' olduğunu söyledi.
Arınç, CHP'nin bir taraftan ''kredi açtık'' derken, diğer taraftan ''işin bir tarafından Öcalan, diğer tarafında Erdoğan var'' diye konuştuğunu belirterek, ''Edep bilmez bazılarının ağzında da neredeyse 'Abdullah Erdoğan', bilmem ne Öcalan' kadar densiz ibareler kullanan, vicdansız insanlar da var. Onlar destek vermiyorlar, çünkü destek verseler ve bu iş çözülse, elbette bunda hükümetimizin büyük payı olduğunu düşünecekler. Kendiniz yapın dediğimizde, herhangi bir önerilerinin olmadığını söylüyorlar'' ifadelerini kullandı.
MHP'nin de sadece hakaret ettiğini, bağırıp çağırdığını dile getiren Arınç, bu partinin çözüm konusunda, ''Örgütü yok edeceğiz, Kandile bayrak dikeceğiz'' dediğini, ama bunun nasıl yapılacağının belli olmadığını ve bugüne kadar böyle bir çözümün örneğinin bulunmadığını ifade etti.
-''Risklerini biliyoruz''-
Başbakan Yardımcısı Arınç, çözüm sürecinin tüm siyasi risklerini bildiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bu riskli bir iş. Sonunda başarısızlık olabilir. Sözler tutulmayabilir, ne kaybederiz. Ama sonunda başarılı oluruz, bu terörden ilanihaye kurtulmuş oluruz. Biz bu işe girdik. Bu işin riski şudur; Şu anda AK Parti sürecin en kızgın zamanında bile yarın seçim olsa yüzde 53 görünüyor. Bu süreç başarılı olacak, inanıyoruz. Bir sene sonra cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimler, 2 yıl sonra milletvekili seçimleri var. Eğer başarılı olacaksak, oyumuz en az yüzde 60. Ama siz zordasınız. Ey CHP, siz bu sürece destek olmazsanız, süreç de başarılı olursa yüzde 20'yi zor bulursunuz, benden söylemesi, söylemedi demeyin. Ey MHP, bağırmalarına, çağırmalarına, ciyaklamalarına devam edersen, süreç de başarılı olursa 1995'de, 2002'de olduğu gibi barajın altında kalırsın.''
Muhabir: Tolga Albay / Ufuk Kırabalı
Yayıncı: Nevbahar Kabaklı