Başbakan Erdoğan'ın Eşi Emine Erdoğan Açıklama Yaptı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, yaşlılarıyla irtibatı kesen bir toplumun aslında kemalle hikmetle kanaatle bağını koparacağını belirterek, ''Yaşlılarını dışlamış, ötelemiş bir toplum kutup yıldızını, yani yönünü, istikametini kaybetmiş bir toplumdur. Ailenin çürüdüğü değil, aileyle büyüyen bir Türkiye, çocuklarının umudu eksilmiş değil, umudunu çoğaltmış bir Türkiye, yaşlılarını dışlayan değil, yaşlılarına sahip çıkan, hürmet gösteren bir Türkiye en büyük sevdamız'' dedi.
Emine Erdoğan, Kültür, Toplum ve Aile Derneği ile Başakşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 1. Uluslararası Yaşlanma Sanatı Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmaya, Mevlana'nın; ''Her gün bir yerden göçmek ne iyi/Her gün bir yere konmak ne güzel/Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş/Dünle beraber gitti cancağızım/Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım'' sözleriyle başladı.
Herkesin, her gün, her doğan güneşle yeniden doğduğunu, her sabah yeni bir güne ve hayata gözlerini açtığını anlatan Erdoğan, doğum ile ölüm arasında uzunluğu ve süresi belli olmayan hayat çizgisi üzerinde, her gün yeni bir hayata başlandığını söyledi.
İnsana verilen sürenin, doğduğu günden itibaren belli olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''O süre ne bir saat öne alınacak ne de bir saat ertelenecektir. Onun için her günümüzü ilk gün, her günümüzü bir son gün gibi yaşıyor, her nefesimizi ilk nefes, her nefesimizi belki de son nefes olarak alıp veriyoruz. Biz, bizim için mukadder olan saatle değil, bize emanet verilen ruh ve bedenle ilgiliyiz, onlardan sorumluyuz. Bu sorumluluğun gereği olarak da her günümüzü yeni bir gün, her günümüzü bir ilk gün gibi görmek, anlamak ve idrak etmek zorundayız.''
-''Bu hayat dairesi içinde yaşlanmak...''
Emine Erdoğan, 7 aylık bir bebekle 7 yaşındaki bir çocukla 17 yaşındaki bir gençle 70 yaşındaki bir ihtiyarın başladığı günün aynı gün olduğunu dile getirerek, hepsinin güne aynı tazelikle aynı umutlarla uyandığını, hepsinin de yaşlarının verdiği birikim kadar günü değerlendirdiğini ifade etti.
Nasıl ki aynı güne, aynı güneşe ''merhaba'' dedilerse hepsinin aynı güne ve aynı güneşe ''elveda'' dediğini, yeni ve taze umutlarla yarına hazırlandığını aktaran Erdoğan, ''Bu hayat dairesi içinde yaşlanmak, asla ve asla geride kalmak değil, tam tersine edindiği birikimle tecrübeyle olgunlukla daha ileride, belkide daha yüksekte olmaktır'' dedi.
''Yaşlanmak adeta bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz kesilir ama görüş açınız genişler'' sözünü hatırlatan Erdoğan, yaşlıların bir bebek, bir çocuk ve bir gençle aynı hayatı yaşadığını, aynı güneşin, aynı gökyüzünün altında nefes alıp verdiğini ancak yaşlıların hiç kimsenin görmediğini görecek ve anlayacak kadar büyük bir hazinenin de sahibi olduğunu vurguladı.
-''Yaşlılar toplumun kutup yıldızlarıdır''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Dinimizde ve kültürümüzde dünyada pek fazla örneği olmayan, güzel ve anlamlı kavramlar vardır. 'Kamil olmak, kemale ermek, hikmet sahibi ve kanaat sahibi olmak' deriz. Bu kavramlar aynı zamanda birer rütbedirler ve bu rütbeler öyle rütbedir ki okumakla araştırmakla peşinden koşmakla değil ancak ve ancak yaşlanmakla olgunlaşmakla pişmekle elde edilebilecek rütbelerdir. Yaşlılar hiç kimsenin erişemediği bu rütbelere ulaştıkları için her toplumun adeta kutup yıldızıdırlar. Yaşlılarıyla irtibatı kesmiş bir toplum aslında kemalle hikmetle kanaatle irtibatını kesmiş toplumdur. Yaşlılarını dışlamış, ötelemiş bir toplum kutup yıldızını, yani yönünü, istikametini kaybetmiş bir toplumdur.''
Yüzyıllardır ''Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir-'' tartışmasının yapıldığını ifade eden Erdoğan, ''Ben inanıyorum ki çok okuyanın, çok gezenin ötesinde çok yaşayan bilir, hem de derinlemesine bilir, aslıyla tam manasıyla hikmetiyle bilir. Millet olarak tarih boyunca bu birikimden ve hikmetten ziyadesiyle istifade ettik. Bu günleri de yaşlılarımıza hürmet sayesinde inşa ettik'' ifadesini kullandı.
-''Yaşlılarına sahip çıkan bir Türkiye en büyük sevdamız''-
Hareketin ve hızın, buna paralel olarak yalnızlığın ve bencilliğin arttığı bir dünyada yaşandığını anlatan Emine Erdoğan, hareket ve hız, günlük hayatta yaşlıları ötelerken, yalnızlık ve bencilliğin de yaşlılara hürmeti ciddi şekilde azalttığını söyledi.
Hükümetin 2023 yılı için çok ciddi hedefler belirlediğini hatırlatan Erdoğan, bu hedeflerin yanında Malazgirt Zaferi'nin bininci yıl dönümü 2071'in de yine bir hedef tarih olarak tespit edildiğini belirtti.
Erdoğan, Allah ömür verirse herkesin 2023'ü göreceğini ama bazılarının bu tarihe yaşlanmış olarak yetişeceğini dile getirdi.
Malazgirt Zaferi'nin bininci yıl dönümünü bir çok kişinin göremeyeceğini ama çocukların, gençlerin göreceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu anlamlı tarihlerde sadece somut hedeflerin yakalanması bizim için yeterli değildir. Bu tarihlerde daha büyük ve güçlü bir Türkiye ama aynı zamanda milli, manevi değerleriyle büyümüş, güçlenmiş bir Türkiye görmeyi hepimiz arzu ederiz ve ediyoruz da. Ailenin çürüdüğü değil, aileyle büyüyen bir Türkiye, çocuklarının umudu eksilmiş değil, umudunu çoğaltmış bir Türkiye, yaşlılarını dışlayan değil, yaşlılarına sahip çıkan, hürmet gösteren bir Türkiye en büyük sevdamız.
Unutmayalım ki, 2023 ve 2071 hedeflerimizi tutturursak, bunlar o günkü yaşlılarımızın eseri olacaktır. Aynı şekilde ancak ve ancak yaşlılarımıza hürmet göstermek bizi o hedeflere ulaştıracaktır.''
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na özellikle teşekkür etmek istediğini ifade eden Erdoğan, bakanlığın aile için çocuklar, kadınlar, engelliler, şehit ve gazi aileleri için yaptıkları güzel faaliyetlerin yanında yaşlıları da gözeten, onlara saygı ve hürmeti esas alan bir çizgide ilerlediğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, ''İnsanımızın yaşlanma sanatını en güzel şekilde icra ederek, yaşlılığın güzelliğini en iyi şekilde değerlendirerek geleceğe ilerlemesini temenni ediyorum'' dedi.
Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e konuşmalarının ardından Kültür, Toplum ve Aile Derneği Gülşen Öztürk ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal plaket takdim etti.
Muhabir: Çiğdem Pala
Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu
Kaynak: AA
Herkesin, her gün, her doğan güneşle yeniden doğduğunu, her sabah yeni bir güne ve hayata gözlerini açtığını anlatan Erdoğan, doğum ile ölüm arasında uzunluğu ve süresi belli olmayan hayat çizgisi üzerinde, her gün yeni bir hayata başlandığını söyledi.
İnsana verilen sürenin, doğduğu günden itibaren belli olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''O süre ne bir saat öne alınacak ne de bir saat ertelenecektir. Onun için her günümüzü ilk gün, her günümüzü bir son gün gibi yaşıyor, her nefesimizi ilk nefes, her nefesimizi belki de son nefes olarak alıp veriyoruz. Biz, bizim için mukadder olan saatle değil, bize emanet verilen ruh ve bedenle ilgiliyiz, onlardan sorumluyuz. Bu sorumluluğun gereği olarak da her günümüzü yeni bir gün, her günümüzü bir ilk gün gibi görmek, anlamak ve idrak etmek zorundayız.''
-''Bu hayat dairesi içinde yaşlanmak...''
Emine Erdoğan, 7 aylık bir bebekle 7 yaşındaki bir çocukla 17 yaşındaki bir gençle 70 yaşındaki bir ihtiyarın başladığı günün aynı gün olduğunu dile getirerek, hepsinin güne aynı tazelikle aynı umutlarla uyandığını, hepsinin de yaşlarının verdiği birikim kadar günü değerlendirdiğini ifade etti.
Nasıl ki aynı güne, aynı güneşe ''merhaba'' dedilerse hepsinin aynı güne ve aynı güneşe ''elveda'' dediğini, yeni ve taze umutlarla yarına hazırlandığını aktaran Erdoğan, ''Bu hayat dairesi içinde yaşlanmak, asla ve asla geride kalmak değil, tam tersine edindiği birikimle tecrübeyle olgunlukla daha ileride, belkide daha yüksekte olmaktır'' dedi.
''Yaşlanmak adeta bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz kesilir ama görüş açınız genişler'' sözünü hatırlatan Erdoğan, yaşlıların bir bebek, bir çocuk ve bir gençle aynı hayatı yaşadığını, aynı güneşin, aynı gökyüzünün altında nefes alıp verdiğini ancak yaşlıların hiç kimsenin görmediğini görecek ve anlayacak kadar büyük bir hazinenin de sahibi olduğunu vurguladı.
-''Yaşlılar toplumun kutup yıldızlarıdır''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Dinimizde ve kültürümüzde dünyada pek fazla örneği olmayan, güzel ve anlamlı kavramlar vardır. 'Kamil olmak, kemale ermek, hikmet sahibi ve kanaat sahibi olmak' deriz. Bu kavramlar aynı zamanda birer rütbedirler ve bu rütbeler öyle rütbedir ki okumakla araştırmakla peşinden koşmakla değil ancak ve ancak yaşlanmakla olgunlaşmakla pişmekle elde edilebilecek rütbelerdir. Yaşlılar hiç kimsenin erişemediği bu rütbelere ulaştıkları için her toplumun adeta kutup yıldızıdırlar. Yaşlılarıyla irtibatı kesmiş bir toplum aslında kemalle hikmetle kanaatle irtibatını kesmiş toplumdur. Yaşlılarını dışlamış, ötelemiş bir toplum kutup yıldızını, yani yönünü, istikametini kaybetmiş bir toplumdur.''
Yüzyıllardır ''Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir-'' tartışmasının yapıldığını ifade eden Erdoğan, ''Ben inanıyorum ki çok okuyanın, çok gezenin ötesinde çok yaşayan bilir, hem de derinlemesine bilir, aslıyla tam manasıyla hikmetiyle bilir. Millet olarak tarih boyunca bu birikimden ve hikmetten ziyadesiyle istifade ettik. Bu günleri de yaşlılarımıza hürmet sayesinde inşa ettik'' ifadesini kullandı.
-''Yaşlılarına sahip çıkan bir Türkiye en büyük sevdamız''-
Hareketin ve hızın, buna paralel olarak yalnızlığın ve bencilliğin arttığı bir dünyada yaşandığını anlatan Emine Erdoğan, hareket ve hız, günlük hayatta yaşlıları ötelerken, yalnızlık ve bencilliğin de yaşlılara hürmeti ciddi şekilde azalttığını söyledi.
Hükümetin 2023 yılı için çok ciddi hedefler belirlediğini hatırlatan Erdoğan, bu hedeflerin yanında Malazgirt Zaferi'nin bininci yıl dönümü 2071'in de yine bir hedef tarih olarak tespit edildiğini belirtti.
Erdoğan, Allah ömür verirse herkesin 2023'ü göreceğini ama bazılarının bu tarihe yaşlanmış olarak yetişeceğini dile getirdi.
Malazgirt Zaferi'nin bininci yıl dönümünü bir çok kişinin göremeyeceğini ama çocukların, gençlerin göreceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bu anlamlı tarihlerde sadece somut hedeflerin yakalanması bizim için yeterli değildir. Bu tarihlerde daha büyük ve güçlü bir Türkiye ama aynı zamanda milli, manevi değerleriyle büyümüş, güçlenmiş bir Türkiye görmeyi hepimiz arzu ederiz ve ediyoruz da. Ailenin çürüdüğü değil, aileyle büyüyen bir Türkiye, çocuklarının umudu eksilmiş değil, umudunu çoğaltmış bir Türkiye, yaşlılarını dışlayan değil, yaşlılarına sahip çıkan, hürmet gösteren bir Türkiye en büyük sevdamız.
Unutmayalım ki, 2023 ve 2071 hedeflerimizi tutturursak, bunlar o günkü yaşlılarımızın eseri olacaktır. Aynı şekilde ancak ve ancak yaşlılarımıza hürmet göstermek bizi o hedeflere ulaştıracaktır.''
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na özellikle teşekkür etmek istediğini ifade eden Erdoğan, bakanlığın aile için çocuklar, kadınlar, engelliler, şehit ve gazi aileleri için yaptıkları güzel faaliyetlerin yanında yaşlıları da gözeten, onlara saygı ve hürmeti esas alan bir çizgide ilerlediğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, ''İnsanımızın yaşlanma sanatını en güzel şekilde icra ederek, yaşlılığın güzelliğini en iyi şekilde değerlendirerek geleceğe ilerlemesini temenni ediyorum'' dedi.
Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e konuşmalarının ardından Kültür, Toplum ve Aile Derneği Gülşen Öztürk ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal plaket takdim etti.
Muhabir: Çiğdem Pala
Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu