'Babalar gizli gizli ağlar'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, çözüm süreci ile birlikte annelerin olduğu kadar babaların da gizli gözyaşlarının son bulacağını belirterek, “Annelerin ağlamadığı, babaların gizli gözyaşı dökmediği, çocukların da ağlamadığı ve ağlatmadığı bir Türkiye için sabırsızlanıyorum” dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Anne Çocuk Eğitim Vakfı 'nın (AÇEV) düzenlediği “Türkiye'de Baba Olmak: Cinsiyet Eşitliğinde Sorumluluklar Haklar ve Çözümler” konulu panel, Swiss Otel'de yapıldı. Panele Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile eşi Beyhan Bağış ve sanatçı Cem Yılmaz ile çok sayıda davetli katıldı.
Panelde konuşan Emine Erdoğan, eğitimin sadece bilgi aktarımından ibaret bir süreç olmadığını ifade ederek, “Tıpkı öğretmen gibi anne ve babalar da doğrudan verdikleri bilginin yanında aynı zamanda birer rol modeldir. Çocuk adeta bir fotoğraf makinesi, kamera gibi anne babasının tavırlarını, davranışlarını, tepkilerini çeker ve kaydeder. Her çocuk anne-babasını en ideal insan olarak görür ve onlara benzemek ister. Babalar belki farkında değildir ama çocuğu hal ve hareketleriyle babalar da şekillendirir. Babanın anneye, aileye, çevreye karşı tavrı çocuk tarafından anında kaydedilir ve özümsenir” dedi.
Erdoğan, çocukların, anne ve babalarının davranışlarını rol model olarak aldıklarını belirterek, “Bir baba çocuğuna elbette ki büyüdüğünde eşine şiddet uygulamasını öğretmez, ayrımcılığı, horlamayı, öfke ve nefreti aktarmaz ama babanın evde takındığı tavır, üstlendiği rol çocuk tarafından aynen kopyalanır ve uygulanır. Öyle ki baba cinsiyet ayrımcılığı yaptığının farkında bile değildir ama evdeki rol dağılımı çocukta cinsiyet ayrımcılığının yerleşmesine, daha ileri boyutlara ulaşmasına zemin hazırlar. İşte bunun için anne babalar olarak her fırsatta öz eleştiri yapmak, bir rol model olduğumuzu düşünerek tavırlarımızı sorgulamak zorundayız” diye konuştu.
'KADINLAR HAKLARI İÇİN MÜCADELE ETMELİ '
Toplumda oldukça yaygın bazı ataerkil davranışlar olduğunu belirten Emine Erdoğan, “Erkekler yemek yapmazlar çünkü erkek çocuklar babalarını yemek yaparken görmezler. Erkek çocuğa bakmaz çünkü erkek çocuklar babalarını çocuk bakarken görmemiştir. Erkekler ağlamaz çünkü erkek çocuklar babalarını ağlarken hiç görmez. Buradan yola çıkarak karşı karşıya kaldığımız sorunların da kökenini işte bu zihniyette aramalıyız. Şiddetin, ayrımcılığın, horlamanın ve aşağılamanın kökenini evdeki atmosferde ve iklimde, bu atmosfer ve iklimi oluşturan gelenekte aramalıyız” şeklinde konuştu.
Erdoğan, kadınların haklarının verilmesini beklemeyip, tam tersine hakları için mücadele etmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu mücadeledeki en kritik dönemin iyi babalar yetiştirmek olduğunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Yaşadığımız sorunların gelecekte yaşanmamasını istiyorsak, cinsiyet ayrımcılığına karşı iyi bir mücadele geleneği miras bırakmak istiyorsak iyi babalar yetiştirmek, mücadele ruhu içinde kadınlar yetiştirmek zorundayız. Anneler kadar babalar da değiştiğinde sorunların hızla çözüleceğini biliyoruz” dedi.
'BABALARIN GİZLİ GÖZYAŞLARI SON BULACAK '
Hükümetin başlattığı çözüm sürecine de değinen Emine Erdoğan, “Bu arada hükümetimizin başlattığı ve umut verici bir şekilde ilerleyen çözüm sürecinde annelerin gözyaşlarını dindirmeye özellikle vurgu yapıldığını biliyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki en az anneler kadar babalar da ağlıyor. Belki babalar gizli gizli ağlıyor, gözyaşlarını içine akıtıyor ama en az anneler kadar babaların da yürekleri parçalanıyor. İnşallah bu süreç anneler kadar babaları da rahatlatacaktır. İnşallah annelerin olduğu kadar babaların da o gizli gözyaşları son bulacak. Annelerin ağlamadığı, babaların gizli gözyaşı dökmediği, çocukların da ağlamadığı ve ağlatmadığı bir Türkiye için sabırsızlandığımı ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise bazı yoğun günlerde çocuklarını 10-15 gün göremediğini ifade ederek, “3-4 yıl önce Meclis çok geçe kadar çalışıyordu, ben gittiğimde çocuklar uyumuş oluyordu. Ben erken kalkıyorum, geç gidiyorum, 10 gün çok düzensiz bir süreç yaşadık. Gece saat 02.30-03.00 civarında eve sessizce girdiğimde baktım oğlum karşımda duruyor. Bir anda heyecanlandım. Beni beklediğini görünce, 'Ne oldu oğlum? Baban nerede?' dedim. 'Babam geldi ya. Bu saatte anne gelir mi?' dedi.
Anne ve baba rollerinin evde nasıl değiştiğini çok net bir şekilde gösteriyor. Allah'tan eşim hem gönül hem dava adamıdır, oğlumdan gelen bu tsunamilere karşı ilişkimiz bozulmadan devam etti” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Panelde konuşan Emine Erdoğan, eğitimin sadece bilgi aktarımından ibaret bir süreç olmadığını ifade ederek, “Tıpkı öğretmen gibi anne ve babalar da doğrudan verdikleri bilginin yanında aynı zamanda birer rol modeldir. Çocuk adeta bir fotoğraf makinesi, kamera gibi anne babasının tavırlarını, davranışlarını, tepkilerini çeker ve kaydeder. Her çocuk anne-babasını en ideal insan olarak görür ve onlara benzemek ister. Babalar belki farkında değildir ama çocuğu hal ve hareketleriyle babalar da şekillendirir. Babanın anneye, aileye, çevreye karşı tavrı çocuk tarafından anında kaydedilir ve özümsenir” dedi.
Erdoğan, çocukların, anne ve babalarının davranışlarını rol model olarak aldıklarını belirterek, “Bir baba çocuğuna elbette ki büyüdüğünde eşine şiddet uygulamasını öğretmez, ayrımcılığı, horlamayı, öfke ve nefreti aktarmaz ama babanın evde takındığı tavır, üstlendiği rol çocuk tarafından aynen kopyalanır ve uygulanır. Öyle ki baba cinsiyet ayrımcılığı yaptığının farkında bile değildir ama evdeki rol dağılımı çocukta cinsiyet ayrımcılığının yerleşmesine, daha ileri boyutlara ulaşmasına zemin hazırlar. İşte bunun için anne babalar olarak her fırsatta öz eleştiri yapmak, bir rol model olduğumuzu düşünerek tavırlarımızı sorgulamak zorundayız” diye konuştu.
'KADINLAR HAKLARI İÇİN MÜCADELE ETMELİ '
Toplumda oldukça yaygın bazı ataerkil davranışlar olduğunu belirten Emine Erdoğan, “Erkekler yemek yapmazlar çünkü erkek çocuklar babalarını yemek yaparken görmezler. Erkek çocuğa bakmaz çünkü erkek çocuklar babalarını çocuk bakarken görmemiştir. Erkekler ağlamaz çünkü erkek çocuklar babalarını ağlarken hiç görmez. Buradan yola çıkarak karşı karşıya kaldığımız sorunların da kökenini işte bu zihniyette aramalıyız. Şiddetin, ayrımcılığın, horlamanın ve aşağılamanın kökenini evdeki atmosferde ve iklimde, bu atmosfer ve iklimi oluşturan gelenekte aramalıyız” şeklinde konuştu.
Erdoğan, kadınların haklarının verilmesini beklemeyip, tam tersine hakları için mücadele etmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu mücadeledeki en kritik dönemin iyi babalar yetiştirmek olduğunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Yaşadığımız sorunların gelecekte yaşanmamasını istiyorsak, cinsiyet ayrımcılığına karşı iyi bir mücadele geleneği miras bırakmak istiyorsak iyi babalar yetiştirmek, mücadele ruhu içinde kadınlar yetiştirmek zorundayız. Anneler kadar babalar da değiştiğinde sorunların hızla çözüleceğini biliyoruz” dedi.
'BABALARIN GİZLİ GÖZYAŞLARI SON BULACAK '
Hükümetin başlattığı çözüm sürecine de değinen Emine Erdoğan, “Bu arada hükümetimizin başlattığı ve umut verici bir şekilde ilerleyen çözüm sürecinde annelerin gözyaşlarını dindirmeye özellikle vurgu yapıldığını biliyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki en az anneler kadar babalar da ağlıyor. Belki babalar gizli gizli ağlıyor, gözyaşlarını içine akıtıyor ama en az anneler kadar babaların da yürekleri parçalanıyor. İnşallah bu süreç anneler kadar babaları da rahatlatacaktır. İnşallah annelerin olduğu kadar babaların da o gizli gözyaşları son bulacak. Annelerin ağlamadığı, babaların gizli gözyaşı dökmediği, çocukların da ağlamadığı ve ağlatmadığı bir Türkiye için sabırsızlandığımı ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ise bazı yoğun günlerde çocuklarını 10-15 gün göremediğini ifade ederek, “3-4 yıl önce Meclis çok geçe kadar çalışıyordu, ben gittiğimde çocuklar uyumuş oluyordu. Ben erken kalkıyorum, geç gidiyorum, 10 gün çok düzensiz bir süreç yaşadık. Gece saat 02.30-03.00 civarında eve sessizce girdiğimde baktım oğlum karşımda duruyor. Bir anda heyecanlandım. Beni beklediğini görünce, 'Ne oldu oğlum? Baban nerede?' dedim. 'Babam geldi ya. Bu saatte anne gelir mi?' dedi.
Anne ve baba rollerinin evde nasıl değiştiğini çok net bir şekilde gösteriyor. Allah'tan eşim hem gönül hem dava adamıdır, oğlumdan gelen bu tsunamilere karşı ilişkimiz bozulmadan devam etti” diye konuştu.