''Türkiye Açıklaması
Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı ''Türkiye: İfade Özgürlüğünün Tam Zamanı'' raporunda, Türkiye'deki siyasi atmosfer göz önünde bulundurulduğunda, ''4. Yargı Paketi'' ile gerçek bir insan hakları reformu gerçekleştirme ''şansı''nı elinden kaçırmaması gerektiği belirtildi.
Türkiye'de yürürlükte olan yasalarda, yasaların uygulama alanlarında ve ''4. Yargı Paketi''nde yapılması gereken değişikliklere değinen rapor, Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Murat Çekiç tarafından açıklandı.
Raporda, siyasi aktivistler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve diğerleri aleyhinde hukukun istismar edildiği savunuldu.
Son yıllarda görülen en olumsuz gelişme, ''siyasi konuşmalar, eleştirel yazılar, gösterilere katılım ve yasal siyasi grup ve örgütlerle bağlantı da dahil olmak üzere, meşru eylemleri -ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü hakları ihlal edilerek- kovuşturmak için terörle mücadele yasalarının keyfi kullanımındaki yükselen artış'' şeklinde açıklandı.
İhlallere son vermek için değişiklik öneren raporda, Uluslararası Af Örgütü'nün hükümete tavsiyeleri şöyle sıralandı:
''Türk Ceza Kanunu'nun 'Türk milletini aşağılama'yı içeren 301. maddesi, 'Halkı askerlikten soğutma'yı içeren 318. maddesi, 'Suçu ve suçluyu övme'yi ve 'Hakaret'i içeren 215. maddesini iptal edin; Ceza Kanunu'nun 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik'i içeren 216. maddesinin 2. ve 3. paragraflarını iptal etmek suretiyle, yalnızca şiddeti teşvik etmeye varan kin ve düşmanlığa tahrik suçunun kovuşturulmasını sağlayacak şekilde değiştirin; Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesindeki terör tanımını, terörle mücadelede insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesine dair BM Özel Raportörünün önerdiği tanımla uyumlu hale gelecek şekilde değiştirin; Türk Ceza Kanunu'nun 'Örgüt adına suç işleme'yi içeren 220/6 maddesini iptal edin; Terörle Mücadele Kanunu'nun 'Terör örgütlerinin açıklama ve bildirilerini basma ve yayınlama'yı içeren 6/2. maddesini iptal edin, 'Terör örgütü propagandası yapma'yı içeren 7/2. maddesini yalnızca şiddete tahrikin savunulmasını yasaklayacak şekilde değiştirin; Ceza Kanunu'nun 220/7. maddesinin uygulanmasıyla ilgili savcıların kullanımına yönelik, silahlı bir gruba yardımın ne suç teşkil ettiğine dair, söz konusu yardımın kendi başına yasalarla düzenlenmiş bir suç olması veya suçu içermesi ya da doğrudan bir suçun planlanması veya işlenmesiyle ilişkisi olması şartını da kapsayan net kriterlerin belirlendiği kılavuz ilkeler benimseyin; Anayasa'nın 26. maddesini ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanmasına ilişkin kabul edilebilir sebeplerin uluslararası insan hakları standartlarıyla tutarlı olmasını sağlayacak biçimde değiştirin.''
Türkiye'deki yetkililer ve Meclis'ten ''4. Yargı Paketi''nde gerekli değişiklikleri yaparak yasaları uluslararası insan hakları standartları ile uyumlu hale getirmeleri talep edilen raporda, Türkiye'deki siyasi atmosfer göz önünde bulundurulduğunda, ''4. Yargı Paketi'' ile gerçek bir insan hakları reformunun gerçekleştirilme ''şansı''nın kaçırılmaması gerektiği belirtildi.
-''Pakette öngörülen değişiklikler yetersiz''-
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, Türkiye'nin ifade özgürlüğü konusunda, şu ana kadar yargı paketlerinde ''küçük'' adımlar attığını belirterek bu konuda yapılması gerekenler için ''çok acil, kritik öneme haiz'' ifadesi kullandı.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner ise 4. Yargı Paketi'ndeki öngörülen değişikliklerin yetersiz olduğunu iddia etti.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Murat Çekiç, raporun ağırlıklı olarak ''4. Yargı Paketi''ne odaklandığına işaret ederek, paketin ifade özgürlüğü sınırlarının kaldırılması için fırsat olabileceğini düşündüklerini ifade etti.
Meclis'ten ve hükümetten farklı isimlerle görüşeceklerin bildiren Çekiç, ''Bu yasayla olmaz'' adlı bir kampanya başlattıklarını açıkladı.
Muhabir: Andaç Hongur
Yayıncı: Sabri Çelebioğlu
Kaynak: AA
Raporda, siyasi aktivistler, insan hakları savunucuları, gazeteciler, avukatlar ve diğerleri aleyhinde hukukun istismar edildiği savunuldu.
Son yıllarda görülen en olumsuz gelişme, ''siyasi konuşmalar, eleştirel yazılar, gösterilere katılım ve yasal siyasi grup ve örgütlerle bağlantı da dahil olmak üzere, meşru eylemleri -ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü hakları ihlal edilerek- kovuşturmak için terörle mücadele yasalarının keyfi kullanımındaki yükselen artış'' şeklinde açıklandı.
İhlallere son vermek için değişiklik öneren raporda, Uluslararası Af Örgütü'nün hükümete tavsiyeleri şöyle sıralandı:
''Türk Ceza Kanunu'nun 'Türk milletini aşağılama'yı içeren 301. maddesi, 'Halkı askerlikten soğutma'yı içeren 318. maddesi, 'Suçu ve suçluyu övme'yi ve 'Hakaret'i içeren 215. maddesini iptal edin; Ceza Kanunu'nun 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik'i içeren 216. maddesinin 2. ve 3. paragraflarını iptal etmek suretiyle, yalnızca şiddeti teşvik etmeye varan kin ve düşmanlığa tahrik suçunun kovuşturulmasını sağlayacak şekilde değiştirin; Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesindeki terör tanımını, terörle mücadelede insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesine dair BM Özel Raportörünün önerdiği tanımla uyumlu hale gelecek şekilde değiştirin; Türk Ceza Kanunu'nun 'Örgüt adına suç işleme'yi içeren 220/6 maddesini iptal edin; Terörle Mücadele Kanunu'nun 'Terör örgütlerinin açıklama ve bildirilerini basma ve yayınlama'yı içeren 6/2. maddesini iptal edin, 'Terör örgütü propagandası yapma'yı içeren 7/2. maddesini yalnızca şiddete tahrikin savunulmasını yasaklayacak şekilde değiştirin; Ceza Kanunu'nun 220/7. maddesinin uygulanmasıyla ilgili savcıların kullanımına yönelik, silahlı bir gruba yardımın ne suç teşkil ettiğine dair, söz konusu yardımın kendi başına yasalarla düzenlenmiş bir suç olması veya suçu içermesi ya da doğrudan bir suçun planlanması veya işlenmesiyle ilişkisi olması şartını da kapsayan net kriterlerin belirlendiği kılavuz ilkeler benimseyin; Anayasa'nın 26. maddesini ifade özgürlüğü hakkının kısıtlanmasına ilişkin kabul edilebilir sebeplerin uluslararası insan hakları standartlarıyla tutarlı olmasını sağlayacak biçimde değiştirin.''
Türkiye'deki yetkililer ve Meclis'ten ''4. Yargı Paketi''nde gerekli değişiklikleri yaparak yasaları uluslararası insan hakları standartları ile uyumlu hale getirmeleri talep edilen raporda, Türkiye'deki siyasi atmosfer göz önünde bulundurulduğunda, ''4. Yargı Paketi'' ile gerçek bir insan hakları reformunun gerçekleştirilme ''şansı''nın kaçırılmaması gerektiği belirtildi.
-''Pakette öngörülen değişiklikler yetersiz''-
Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, Türkiye'nin ifade özgürlüğü konusunda, şu ana kadar yargı paketlerinde ''küçük'' adımlar attığını belirterek bu konuda yapılması gerekenler için ''çok acil, kritik öneme haiz'' ifadesi kullandı.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner ise 4. Yargı Paketi'ndeki öngörülen değişikliklerin yetersiz olduğunu iddia etti.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü Murat Çekiç, raporun ağırlıklı olarak ''4. Yargı Paketi''ne odaklandığına işaret ederek, paketin ifade özgürlüğü sınırlarının kaldırılması için fırsat olabileceğini düşündüklerini ifade etti.
Meclis'ten ve hükümetten farklı isimlerle görüşeceklerin bildiren Çekiç, ''Bu yasayla olmaz'' adlı bir kampanya başlattıklarını açıkladı.
Muhabir: Andaç Hongur
Yayıncı: Sabri Çelebioğlu