Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın Açıklaması
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ''Filistin, bir milletin onurlu, haysiyetli yaşam mücadelesinin adıdır. Bu mücadele en fazla eğitim ve kültür alanında yapılacaklarla zafere ulaşacaktır'' dedi.
Avcı, Başbakanlık Kamu Diplomasi Koordinatörlüğünce yürütülen program kapsamında çeşitli kurumları ziyaret etmek üzere Türkiye'ye gelen 35 Filistinli öğrenciyi kabul etti.
Bakan Avcı, 1994'te geçici olarak kurulan Filistin Ulusal Yönetimi'nin kalkınma yolunda belirli mesafe kaydettiğini ancak içinde bulunduğu işgal, bölgesel kısıtlama, abluka ve ambargo nedeniyle ilerlemenin Filistin'in gerçek potansiyelinin altında ve sınırlı kaldığını söyledi.
Doğrudan ve dolaylı baskıların en çok Filistinli gençleri, çocukları, öğretmenleri etkilediğini vurgulayan Avcı, ''Zaten kalabalık olan sınıflar, Filistin'e uygulanan ambargolarla yapılan yardımların azalması nedeniyle daha da kalabalıklaşmış ve okulların finanse edilmesi zorlaşmıştır'' diye konuştu.
Filistinlilerin eğitime çok önem verdiğine işaret eden Avcı, Filistinli makamlarca hazırlanan raporlarda İsrail işgalinin olumsuz etkilerine dikkat çekildiğini bildirdi.
Avcı, raporlara göre, 29 Eylül 2000 ile Ocak 2003 arasındaki sürede 98 kız ve erkek öğrencinin işgal güçlerinin saldırılarıyla hayatını kaybettiğini, 2 bin 780 öğrencinin de yaralandığını ifade etti.
Filistin eğitim sisteminin, işgal ve ablukada uğradığı maddi hasarın milyonlarca doları bulduğunu anlatan Avcı, tüm bunlara rağmen Filistinlilerin eğitime verdiği önemin takdire değer olduğunu söyledi.
Bakan Avcı, ''Sizler Filistin'in sadece toprak adı olmadığını en iyi bilenlerdensiniz. Filistin, aynı zamanda bir milletin onurlu, haysiyetli yaşam mücadelesinin adıdır. Bu mücadele en fazla eğitim ve kültür alanında yapılacaklarla zafere ulaşacaktır'' dedi.
Türkiye'de geçen yıl köklü bir değişimle zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarıldığını hatırlatan Avcı, bugün pek çok Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan daha fazla öğrencinin eğitimine devam ettiğini aktardı.
Bakan Avcı'nın, Filistinli öğrencilere yönelik ''Türkiye'ye gittik, Milli Eğitim Bakanı dura dura yavaş yavaş konuşuyordu, anlamadık, neden diye merak ettik' derseniz, Milli Eğitim Bakanımız arkada simültane çeviri yapanlara yardımcı olmak için dura dura konuşuyor. Yoksa ben hızlı da konuşabilirim'' sözleri gülüşmelere neden oldu.
Türkiye'de 12 yıllık zorunlu eğitime geçişin kolay bir hamle olmadığını dile getiren Avcı, Türk eğitim sisteminin, okulların altyapısının yeniden düzenlenmesi ve öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının özverili çabalarıyla geçiş sürecinin sarsıntısız gerçekleştiğini kaydetti.
-Bakan Avcı, öğrencilerin sorularını yanıtladı-
Filistinli öğrencileri üniversite eğitimi için Türkiye'ye davet eden Bakan Avcı, daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Bir öğrencinin ''48 yıldır Filistinli gençlerin bilimselliği bırakıp silaha sarılarak mücadele ettiğini, ayrıca yardımlarından dolayı Türk halkını sevdiklerini'' söylemesinin ardından Bakan Avcı, ''Arkadaşlarımıza işaret verdim. O konuşmaya başladı, gayet güzel anlaşıyorduk. Yanımdaki arkadaşım Arapça dinlemekte olduğumu, Türkçe'ye çevrildiğini söyledi.
Ben nece dinlediğimin de farkında olmadan söylediklerinizi anlıyordum. Muhabbet olunca anlaşmak kolay oluyor'' ifadelerini kullandı.
Filistinli öğrencinin ''Türkiye'den mesleki eğitimle ilgili yardım istemesi'' üzerine Avcı, Gazze'de mesleki eğitim konusunda neler yapılabileceklerine ilişkin bir çalışmaları bulunduğunu, Milli Eğitim ve TOBB'dakilerle projenin durumunu ve bunun daha ileriye götürülmesi için yapılması gerekenleri görüşeceğini söyledi.
-''Başbakan'ın verdiği mesajları bir kez daha hatırladım''-
Bakan Avcı, ''Son yıllarda Başbakan Erdoğan ile çalıştınız, aklınızda kalan önemli anekdotları paylaşır mısınız'' şeklindeki sözler üzerine, şunları kaydetti:
''10 yıl oldukça uzun bir süre, bunu günlerce anlatmamız gerekir. Ama Sayın Başbakan ile özellikle Ramallah'a yaptığımız geziyi, ziyaretiniz vesilesiyle bir kez daha hatırladım. Sayın Başbakanımızın orada Filistinli kardeşlerimize verdiği mesajları bir kez daha hatırladım. Ramallah'a geçmeden önce İsrailli yetkililere verdiği mesajları tekrar hatırladım. Zaman içinde bu mesajların, ikazlarımızın, özellikle İsrail'e yönelik uyarılarımızın tutulmamasının nelere mal olduğunun acı örneklerini nasıl yaşadığımızı hatırladım. Bir de Gazze'ye gitmek üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan baskın sürecini hatırladım.''
Avcı, Mavi Marmara baskınının yapıldığı gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Şili'de olduklarını, baskın haberini alınca Başbakan Erdoğan'ın heyeti toplantıya çağırarak ''hemen Türkiye'ye dönmeleri gerektiğini'' söylediğini bildirdi.
Farklı milletlerden 600'e yakın gönüllünün, Mavi Marmara baskınından sonra İsrail'de tutulduğunu belirten Avcı, ''Başbakan'ın o gece Obama ile telefon görüşmesinde 600 gönüllünün 24 saat içinde serbest bırakılmaması halinde Türkiye'nin kendisine yakışanı yapacağını söylediğini hatırladım'' diye konuştu.
Telefon görüşmesinin akabinde saat 05.00'te dört kişilik heyet halinde 3 uçakla Tel Aviv'e gittiklerini, 12 saat içinde gönüllüleri hastanede kalanlar da dahil olmak üzere teslim aldıklarını ifade eden Avcı, gönüllüleri Hava Kuvvetlerinin uçaklarıyla Türkiye'ye getirmelerini hatırladığını kaydetti.
-''Son yıllarda Türkiye'nin tecrübe birikimi oldu''-
Türk ve Filistin üniversitelerinin kardeş olmasına önem verdiklerini vurgulayan Avcı, Anadolu Üniversitesi ve daha önce çalıştığı İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin yetkilileriyle bu konuyu görüşeceğini ifade etti.
Avcı, Filistin mülteci kamplarında öğrenci, çocuk ve gençlere doğrudan değil hükümetler aracılığıyla yardım edildiğini kaydetti.
Bu konuda son yıllarda Türkiye'nin tecrübe birikiminin olduğunu anlatan Avcı, Türkiye Hükümeti'nin ülkeye sığınan yüz binlerce Suriyeli için ciddi kaynak ayırdığını, eğitimleri konusunda da iyi bir organizasyon gerçekleştirdiğini söyledi.
Suriye konusunda dünya kamuoyunda farkındalık olmadığına dikkati çeken Avcı, bu konuda Filistinli öğrencilerden destek istedi.
Türkiye'de kamplarda barınan Suriyelilerin eğitim durumlarıyla ilgili bilgi veren Avcı, kamplarda 26 bin 693 öğrencinin eğitim gördüğünü, 1174 Arap ve Türk öğretmen bulunduğunu, 27 bin 221 yetişkine de değişik meslek alanlarında kurs verildiğini anlattı.
-''En büyük payı Filistinli kardeşlerimize ayırıyoruz''-
Arap İslam Üniversitesi öğrencisi Şuheda Nisa Kaya'nın ''İki ülke arasında Erasmus yöntemiyle öğrenci takası olabilir mi'' sorusuna Bakan Avcı, Türkiye'nin, Erasmus benzeri yöntemler dışında hükümetten hükümete burs programını uyguladığını vurgulayarak, ''Hemen hemen tüm Arap ülkeleriyle karşılıklı burs programlarımız var. Bunlar içinde de en büyük payı Filistinli kardeşlerimize ayırıyoruz'' cevabını verdi.
Bakan Avcı, kendisine Türkçe soru soran Şuheda Nisa Kaya'dan, Sezai Karakoç'un ''Ötesini Söyleyemeyeceğim'' şiirini okumasını istedi.
Avcı, Filistinli öğrencilerin iş imkanlarının artırılmasına ilişkin şunları kaydetti:
''Bizim Erasmus benzeri, Türk Cumhuriyetleri dahil olmak üzere tüm İslam ülkeleri arasında öğrenci ve araştırmacı değişimini içeren bir Mevlana projemiz var. Proje, inşallah en yakın zamanda hayata geçtiğinde ülkelerimiz arasındaki öğrenci, araştırmacı veya sanatçı dolaşımı artacak. Bu şüphesiz istihdam imkanlarının da genişlemesi anlamına gelecek.''
Avcı, öğretmenlerin hizmet alanlarıyla ilgili sorunların bulunduğunu dile getirerek, ''Bazı illerde öğretmen açıklarımız var. Çok sayıda öğretmenlik formasyonu alıp öğretmen olmak isteyen ama kadrolar yeterli olmadığı için görev veremediğimiz öğretmen adaylarımız var'' dedi.
AK Parti iktidarları döneminde bütçeden en büyük payın eğitime ayrıldığını aktaran Avcı, altyapıya ilişkin sorunların büyük kısmının da çözüldüğünü ancak hala yapılacak çok işleri bulunduğunu anlattı.
Dünyanın hiçbir yerinde medya ile iş dünyası arasında steril ilişkilerin söz konusu olmadığına işaret eden Avcı, ''Türkiye'de de medya düzeninde bu tür şeyler vardı ama geçmişte doğrudan medya tarafından yönlendirilen politikalar düşünüldüğünde, günümüzde artık o tip medya yönlendirmelerine iş veren bir hükümet yok. Ama medyanın eleştirilerine, önerilerine, değerlendirmelerine tabii ki açığız, baskıcı, dayatmacı, yönlendirme çabaları olmaması koşuluyla'' dedi.
Bakan Avcı, görüşmenin sonunda öğrencilere Mesnevi hediye etti.
Muhabir: Yıldız Aktaş/Esra Altınmakas
Yayıncı: Tolga Özgenç
Kaynak: AA
Bakan Avcı, 1994'te geçici olarak kurulan Filistin Ulusal Yönetimi'nin kalkınma yolunda belirli mesafe kaydettiğini ancak içinde bulunduğu işgal, bölgesel kısıtlama, abluka ve ambargo nedeniyle ilerlemenin Filistin'in gerçek potansiyelinin altında ve sınırlı kaldığını söyledi.
Doğrudan ve dolaylı baskıların en çok Filistinli gençleri, çocukları, öğretmenleri etkilediğini vurgulayan Avcı, ''Zaten kalabalık olan sınıflar, Filistin'e uygulanan ambargolarla yapılan yardımların azalması nedeniyle daha da kalabalıklaşmış ve okulların finanse edilmesi zorlaşmıştır'' diye konuştu.
Filistinlilerin eğitime çok önem verdiğine işaret eden Avcı, Filistinli makamlarca hazırlanan raporlarda İsrail işgalinin olumsuz etkilerine dikkat çekildiğini bildirdi.
Avcı, raporlara göre, 29 Eylül 2000 ile Ocak 2003 arasındaki sürede 98 kız ve erkek öğrencinin işgal güçlerinin saldırılarıyla hayatını kaybettiğini, 2 bin 780 öğrencinin de yaralandığını ifade etti.
Filistin eğitim sisteminin, işgal ve ablukada uğradığı maddi hasarın milyonlarca doları bulduğunu anlatan Avcı, tüm bunlara rağmen Filistinlilerin eğitime verdiği önemin takdire değer olduğunu söyledi.
Bakan Avcı, ''Sizler Filistin'in sadece toprak adı olmadığını en iyi bilenlerdensiniz. Filistin, aynı zamanda bir milletin onurlu, haysiyetli yaşam mücadelesinin adıdır. Bu mücadele en fazla eğitim ve kültür alanında yapılacaklarla zafere ulaşacaktır'' dedi.
Türkiye'de geçen yıl köklü bir değişimle zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkarıldığını hatırlatan Avcı, bugün pek çok Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan daha fazla öğrencinin eğitimine devam ettiğini aktardı.
Bakan Avcı'nın, Filistinli öğrencilere yönelik ''Türkiye'ye gittik, Milli Eğitim Bakanı dura dura yavaş yavaş konuşuyordu, anlamadık, neden diye merak ettik' derseniz, Milli Eğitim Bakanımız arkada simültane çeviri yapanlara yardımcı olmak için dura dura konuşuyor. Yoksa ben hızlı da konuşabilirim'' sözleri gülüşmelere neden oldu.
Türkiye'de 12 yıllık zorunlu eğitime geçişin kolay bir hamle olmadığını dile getiren Avcı, Türk eğitim sisteminin, okulların altyapısının yeniden düzenlenmesi ve öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, eğitim çalışanlarının özverili çabalarıyla geçiş sürecinin sarsıntısız gerçekleştiğini kaydetti.
-Bakan Avcı, öğrencilerin sorularını yanıtladı-
Filistinli öğrencileri üniversite eğitimi için Türkiye'ye davet eden Bakan Avcı, daha sonra öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Bir öğrencinin ''48 yıldır Filistinli gençlerin bilimselliği bırakıp silaha sarılarak mücadele ettiğini, ayrıca yardımlarından dolayı Türk halkını sevdiklerini'' söylemesinin ardından Bakan Avcı, ''Arkadaşlarımıza işaret verdim. O konuşmaya başladı, gayet güzel anlaşıyorduk. Yanımdaki arkadaşım Arapça dinlemekte olduğumu, Türkçe'ye çevrildiğini söyledi.
Ben nece dinlediğimin de farkında olmadan söylediklerinizi anlıyordum. Muhabbet olunca anlaşmak kolay oluyor'' ifadelerini kullandı.
Filistinli öğrencinin ''Türkiye'den mesleki eğitimle ilgili yardım istemesi'' üzerine Avcı, Gazze'de mesleki eğitim konusunda neler yapılabileceklerine ilişkin bir çalışmaları bulunduğunu, Milli Eğitim ve TOBB'dakilerle projenin durumunu ve bunun daha ileriye götürülmesi için yapılması gerekenleri görüşeceğini söyledi.
-''Başbakan'ın verdiği mesajları bir kez daha hatırladım''-
Bakan Avcı, ''Son yıllarda Başbakan Erdoğan ile çalıştınız, aklınızda kalan önemli anekdotları paylaşır mısınız'' şeklindeki sözler üzerine, şunları kaydetti:
''10 yıl oldukça uzun bir süre, bunu günlerce anlatmamız gerekir. Ama Sayın Başbakan ile özellikle Ramallah'a yaptığımız geziyi, ziyaretiniz vesilesiyle bir kez daha hatırladım. Sayın Başbakanımızın orada Filistinli kardeşlerimize verdiği mesajları bir kez daha hatırladım. Ramallah'a geçmeden önce İsrailli yetkililere verdiği mesajları tekrar hatırladım. Zaman içinde bu mesajların, ikazlarımızın, özellikle İsrail'e yönelik uyarılarımızın tutulmamasının nelere mal olduğunun acı örneklerini nasıl yaşadığımızı hatırladım. Bir de Gazze'ye gitmek üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisine yapılan baskın sürecini hatırladım.''
Avcı, Mavi Marmara baskınının yapıldığı gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Şili'de olduklarını, baskın haberini alınca Başbakan Erdoğan'ın heyeti toplantıya çağırarak ''hemen Türkiye'ye dönmeleri gerektiğini'' söylediğini bildirdi.
Farklı milletlerden 600'e yakın gönüllünün, Mavi Marmara baskınından sonra İsrail'de tutulduğunu belirten Avcı, ''Başbakan'ın o gece Obama ile telefon görüşmesinde 600 gönüllünün 24 saat içinde serbest bırakılmaması halinde Türkiye'nin kendisine yakışanı yapacağını söylediğini hatırladım'' diye konuştu.
Telefon görüşmesinin akabinde saat 05.00'te dört kişilik heyet halinde 3 uçakla Tel Aviv'e gittiklerini, 12 saat içinde gönüllüleri hastanede kalanlar da dahil olmak üzere teslim aldıklarını ifade eden Avcı, gönüllüleri Hava Kuvvetlerinin uçaklarıyla Türkiye'ye getirmelerini hatırladığını kaydetti.
-''Son yıllarda Türkiye'nin tecrübe birikimi oldu''-
Türk ve Filistin üniversitelerinin kardeş olmasına önem verdiklerini vurgulayan Avcı, Anadolu Üniversitesi ve daha önce çalıştığı İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin yetkilileriyle bu konuyu görüşeceğini ifade etti.
Avcı, Filistin mülteci kamplarında öğrenci, çocuk ve gençlere doğrudan değil hükümetler aracılığıyla yardım edildiğini kaydetti.
Bu konuda son yıllarda Türkiye'nin tecrübe birikiminin olduğunu anlatan Avcı, Türkiye Hükümeti'nin ülkeye sığınan yüz binlerce Suriyeli için ciddi kaynak ayırdığını, eğitimleri konusunda da iyi bir organizasyon gerçekleştirdiğini söyledi.
Suriye konusunda dünya kamuoyunda farkındalık olmadığına dikkati çeken Avcı, bu konuda Filistinli öğrencilerden destek istedi.
Türkiye'de kamplarda barınan Suriyelilerin eğitim durumlarıyla ilgili bilgi veren Avcı, kamplarda 26 bin 693 öğrencinin eğitim gördüğünü, 1174 Arap ve Türk öğretmen bulunduğunu, 27 bin 221 yetişkine de değişik meslek alanlarında kurs verildiğini anlattı.
-''En büyük payı Filistinli kardeşlerimize ayırıyoruz''-
Arap İslam Üniversitesi öğrencisi Şuheda Nisa Kaya'nın ''İki ülke arasında Erasmus yöntemiyle öğrenci takası olabilir mi'' sorusuna Bakan Avcı, Türkiye'nin, Erasmus benzeri yöntemler dışında hükümetten hükümete burs programını uyguladığını vurgulayarak, ''Hemen hemen tüm Arap ülkeleriyle karşılıklı burs programlarımız var. Bunlar içinde de en büyük payı Filistinli kardeşlerimize ayırıyoruz'' cevabını verdi.
Bakan Avcı, kendisine Türkçe soru soran Şuheda Nisa Kaya'dan, Sezai Karakoç'un ''Ötesini Söyleyemeyeceğim'' şiirini okumasını istedi.
Avcı, Filistinli öğrencilerin iş imkanlarının artırılmasına ilişkin şunları kaydetti:
''Bizim Erasmus benzeri, Türk Cumhuriyetleri dahil olmak üzere tüm İslam ülkeleri arasında öğrenci ve araştırmacı değişimini içeren bir Mevlana projemiz var. Proje, inşallah en yakın zamanda hayata geçtiğinde ülkelerimiz arasındaki öğrenci, araştırmacı veya sanatçı dolaşımı artacak. Bu şüphesiz istihdam imkanlarının da genişlemesi anlamına gelecek.''
Avcı, öğretmenlerin hizmet alanlarıyla ilgili sorunların bulunduğunu dile getirerek, ''Bazı illerde öğretmen açıklarımız var. Çok sayıda öğretmenlik formasyonu alıp öğretmen olmak isteyen ama kadrolar yeterli olmadığı için görev veremediğimiz öğretmen adaylarımız var'' dedi.
AK Parti iktidarları döneminde bütçeden en büyük payın eğitime ayrıldığını aktaran Avcı, altyapıya ilişkin sorunların büyük kısmının da çözüldüğünü ancak hala yapılacak çok işleri bulunduğunu anlattı.
Dünyanın hiçbir yerinde medya ile iş dünyası arasında steril ilişkilerin söz konusu olmadığına işaret eden Avcı, ''Türkiye'de de medya düzeninde bu tür şeyler vardı ama geçmişte doğrudan medya tarafından yönlendirilen politikalar düşünüldüğünde, günümüzde artık o tip medya yönlendirmelerine iş veren bir hükümet yok. Ama medyanın eleştirilerine, önerilerine, değerlendirmelerine tabii ki açığız, baskıcı, dayatmacı, yönlendirme çabaları olmaması koşuluyla'' dedi.
Bakan Avcı, görüşmenin sonunda öğrencilere Mesnevi hediye etti.
Muhabir: Yıldız Aktaş/Esra Altınmakas
Yayıncı: Tolga Özgenç