Tofaş Ceo'su Başaran, Aa Finans Masası'na Konuk Oldu Açıklaması
TOFAŞ Üst Yöneticisi Kamil Başaran, son üç yıldır gündemde olan Türkiye'nin ''yerli marka otomobil'' hedefine ilişkin olarak, ''Yerli araçta hiçbirimizin sorunu yok. Bizim bu konuda planlarımız net. Yerlilik oranı konusunda bunun daha da iyisini yapabiliriz ama burada konuştuğumuz marka... Bu markayı da müşteriden başlayıp satış sonrasına kadar taşımamız lazım'' dedi.
AA Finans Masası'na konuk olan Başaran, yerli bir otomotiv markasının yaratılması için değerlendirilmesi gereken adımlar olduğu vurguladı.
Başaran, ''Yerli araçta hiçbirimizin sorunu yok. Bugünkü teşvikler kapsamı altında bu oran daha da öteye taşınacaktır mutlaka. Bizim bu konuda planlarımız nettir. Ama burada konuştuğumuz marka... Bu markayı kurgusunu da müşteriden başlayıp satış sonrasına kadar taşımamız lazım. Bunu da sadece bir modelde değil, bir sürü modelde yapıyor olmamız lazım. Bunu yaparken de sadece iç pazar değil ihracata dönükte yapmamız lazım'' dedi.
Yerli bir markanın oluşturulması için gereken adımları sıralayan Başaran, ''Müşteri dediğimiz zaman sadece iç pazardaki müşteri değil, dünyada nereye ihraç edeceksek oradaki müşteriden başlamamız lazım. Konuştuğumuz satış ve satış sonrası yalnızca Türkiye'deki bayii ve servis teşkilatımız değil, dünyanın neresindeki müşteriye satıyorsak onun rahatlıka ulaşabileceği ve memnuniyet duyacağı kadar yatırım yaratarak götürmemiz lazım. Dolayısıyla komple bir değer zincirini konuşuyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
Yerli otonun üretilmesin ilişkin ''babayiğit'' benzetmesinin hatırlatılması üzerine Başaran, TOFAŞ olarak kendilerine ''Babayiğit'' benzetmesi yapılmasından dolayı teşekkür ederek, bu çağrının sadece TOFAŞ'a değil tüm sektöre yapıldığını kaydetti.
Başaran, otomotiv sektörün yıllardan beri ekonomide liderlik yaptığına işaret ederek, ''Bu ülkede mutlaka bir yerli markayı hak ediyor. TOFAŞ'a dönük vaziyette algılamamın gerek basın aracılığı ile, gerek bakanlarımızın yapmış olduğu açıklamalarda TOFAŞ adının da geçiyor olması bize güven veriyor, gururlandırıyor'' diye konuştu.
Bugün TOFAŞ'taki yerlilik oranının motor dışında yüzde 74 seviyesine geldiğini belirten Başaran, iç pazarın büyük olduğu yerde zaten üretimin maksimize edildiğini, en rekabetçi şartlar altında üretim yapıldığını, üretimin olduğu yerde de mutlaka AR-GE'ye çok yatırımının olduğunu anlattı.
TOFAŞ CEO'su Başaran, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın, Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı'nda FİAT CEO'su Sergio Marchionne ile görüşmesinde kendisinin de bulunduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Son derece iyi niyetli bir görüşme gerçekleşti. Sayın Bakanımız ülkenin çıkarlarını maksimize edecek vaziyette bir takım oluşumların, pazar büyüklüklerinin, teşviklerin ne kadar cesaretli ve ülkenin geleceğini kucaklayan vaziyette olduğunu ifade etti.
Bu bağlamda da bundan sonraki aşamada Fiat'ın bu konu ile ilgili çalışmalarını beklediğini, bu konuda adımları duymak istediklerini ifade etti.
Bay Marchionne de bu büyüklükleri tekrar gözden geçirip gerekli fizibilite çalışmalarının yapılacağını belirtti.
Daha önceki açıklamalarımızda da ifade ettiğimiz gibi yerli markadan ayrı olarak, biz TOFAŞ'ın geleceği ve Fiat'ın Türkiye'deki yapmış olduğu faaliyetlerle ilgili belli planlar içerisinde çalışıyoruz. Bu planlar içerisinde teknik anlamda belli noktalara getirdik projelerimizi. Şu anda üzerinde çalışılan konu ticarileşme ve fizibilite. Çalışmaları yaparken de hem iç pazara hem ihracata dönük olarak bunları yapıyoruz. Bu konuda ümit ediyorum ki önümüzde fazla bir zaman kalmadı. Gerek Cenevre Fuarı'nda yapılan çalışmalarda, gerekse şu an yapılmakta olan çalışmalarla beraber bir sonuca geleceğiz. Bu sonuda ümit ediyorum sizlerle beraber paylaşırız.''
Teşviklerin kendilerine cesaret verdiğini belirten Başaran, bunların Cumhuriyet tarihinde bugüne kadar TOFAŞ'ın kullanmış olduğu en başarılı teşvikler olarak ortaya çıktığını belirtti.
Başaran, ''Teşviğe gelene kadar gözden geçirmemiz gereken çok önemli diğer faktörlerde var. Teşvik bu faktörlerin hepsini cesaretlendiren, güç veren bir faktör. Bunun için de özellikle Ekonomi Bakanlığı'mızın, liderliğini yapmış olduğu bu çalışmalardaki teşvik öncelikli yatırımlar kapsamı altında son derece önemli adımlardır'' dedi.
-İki yeni model-
TOFAŞ'ın hazırlıklarını yaptığı iki yeni modele ilişkin soruları cevaplayan Başaran, ''Tabii ki burada ilerlemelerimiz var ama bunu herhangi bir şekilde paylaşabilmem doğru değil şu anda. Çünkü çalışmalarımız her anlamda, her gün yürüyor. Dikkat ederseniz bizim yapmış olduğumuz tüm fizibiliteler sadece iç pazara değil, dış pazara da dönük vaziyette devam ediyor. Tahmin ediyorum ki önümüzdeki dönem bu çalışmaları sizlerle beraber paylaşacağım. Ama sonunda, 2015 yılında bizi bekleyen bir takım ürün regülasyonları var. Çünkü 2015'ten sonra satacağınız araçlarla ve ihraç edeceğiniz araçlarla ilgili bunları sağlamak zorundayız'' diye konuştu.
Başaran, yerli markanın elektrikli araçta olabileceği yönündeki söylentiler hakkında Başaran, ''Bunların hepsi yorumdur. Elektrikli aracın aynı zamanda yerli araç olup olmaması bu işin bir türevidir. Biz öyle bir noktada sabit bir eğilimimiz yoktur'' değerlendirmesinde bulundu.
Şu anda yapmakta oldukları çalışmaların yerli marka ya da farklı bir marka ile ilişkilendirilmesi olmadığını kaydeden Başaran, ''Çalışmalarımız istenilen boyuta gelsin sizlerle beraber bunu paylaşalım'' dedi.
Yerli araç denildiğinde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ''Marka Türkiye'yi çağrıştırmalı, Türkiye'de o markayı...'' şeklinde çok önemli bir söylemi olduğunu hatırlatan Başaran, bu olayın Türkiye'nin markadan gurur duyacağı, o markanın da Türkiye'den gurur duyacağı bir çalışmanın burada konuşulduğunu söyledi.
Bu çalışmanın boyutlarının sadece TOFAŞ'ın satmakta olduğu bir markaya ilave bir marka yaratmak olmadığını Türkiye'ye bir marka madalyası takmak olduğuna değinen Başaran, şunları kaydetti:
''Dolayısıyla bu çağrı çok daha büyük, tek bir model de değil. Bir sürü ürün familyasını içeren sadece gelecek iki yıl için değil çok uzun soluklu bir markanın yaşantısı.
Dolayısıyla bunun sadece segmentin boyutunun 100 binden 120 bine çıkarılması değil. Bu segmentte çok iddialı olarak iç pazarda belli boyuta verdiği kadar gümbür gümbür de ihraç etmesi gerekiyor bu ürünü. Marka bir organizma çünkü. Bu organizmayı her açıdan beslemek gerekiyor. Bir çocuk gibi. Bunu büyüteceksiniz.''
-Elektrikli otomobil-
Yerli markanın elektrikli araçta olabileceği yönündeki söylentiler hakkında Başaran, ''Bunların hepsi yorumdur. Elektrikli aracın aynı zamanda yerli araç olup olmaması bu işin bir türevidir. Öyle bir noktada sabit bir eğilimimiz yok. Otomotiv sektöründe aracı raftan değil, yani raftan gidip alıp Türkiye'de üretmek değil, burada müşteriden başlayan bir süreç içinde geliştirip müşteriye sunabilmesi, dünyayla rekabet edebilmesi, dünya kalitesini sunabilmesi ve müşterilerin değişen taleplerini geliştirip tekrar işin başına getirebilmesidir. Bu ister, içten patlamalı motorlu araçlarla olsun ister elektrikli araçla olsun aynı kapsamda altında yer almaktadır.''
Muhabir: Ümit Çevik-Gökhan Kurtaran
Yayıncı: Hasan Arslan
Kaynak: AA
Başaran, ''Yerli araçta hiçbirimizin sorunu yok. Bugünkü teşvikler kapsamı altında bu oran daha da öteye taşınacaktır mutlaka. Bizim bu konuda planlarımız nettir. Ama burada konuştuğumuz marka... Bu markayı kurgusunu da müşteriden başlayıp satış sonrasına kadar taşımamız lazım. Bunu da sadece bir modelde değil, bir sürü modelde yapıyor olmamız lazım. Bunu yaparken de sadece iç pazar değil ihracata dönükte yapmamız lazım'' dedi.
Yerli bir markanın oluşturulması için gereken adımları sıralayan Başaran, ''Müşteri dediğimiz zaman sadece iç pazardaki müşteri değil, dünyada nereye ihraç edeceksek oradaki müşteriden başlamamız lazım. Konuştuğumuz satış ve satış sonrası yalnızca Türkiye'deki bayii ve servis teşkilatımız değil, dünyanın neresindeki müşteriye satıyorsak onun rahatlıka ulaşabileceği ve memnuniyet duyacağı kadar yatırım yaratarak götürmemiz lazım. Dolayısıyla komple bir değer zincirini konuşuyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
Yerli otonun üretilmesin ilişkin ''babayiğit'' benzetmesinin hatırlatılması üzerine Başaran, TOFAŞ olarak kendilerine ''Babayiğit'' benzetmesi yapılmasından dolayı teşekkür ederek, bu çağrının sadece TOFAŞ'a değil tüm sektöre yapıldığını kaydetti.
Başaran, otomotiv sektörün yıllardan beri ekonomide liderlik yaptığına işaret ederek, ''Bu ülkede mutlaka bir yerli markayı hak ediyor. TOFAŞ'a dönük vaziyette algılamamın gerek basın aracılığı ile, gerek bakanlarımızın yapmış olduğu açıklamalarda TOFAŞ adının da geçiyor olması bize güven veriyor, gururlandırıyor'' diye konuştu.
Bugün TOFAŞ'taki yerlilik oranının motor dışında yüzde 74 seviyesine geldiğini belirten Başaran, iç pazarın büyük olduğu yerde zaten üretimin maksimize edildiğini, en rekabetçi şartlar altında üretim yapıldığını, üretimin olduğu yerde de mutlaka AR-GE'ye çok yatırımının olduğunu anlattı.
TOFAŞ CEO'su Başaran, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın, Uluslararası Cenevre Otomobil Fuarı'nda FİAT CEO'su Sergio Marchionne ile görüşmesinde kendisinin de bulunduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Son derece iyi niyetli bir görüşme gerçekleşti. Sayın Bakanımız ülkenin çıkarlarını maksimize edecek vaziyette bir takım oluşumların, pazar büyüklüklerinin, teşviklerin ne kadar cesaretli ve ülkenin geleceğini kucaklayan vaziyette olduğunu ifade etti.
Bu bağlamda da bundan sonraki aşamada Fiat'ın bu konu ile ilgili çalışmalarını beklediğini, bu konuda adımları duymak istediklerini ifade etti.
Bay Marchionne de bu büyüklükleri tekrar gözden geçirip gerekli fizibilite çalışmalarının yapılacağını belirtti.
Daha önceki açıklamalarımızda da ifade ettiğimiz gibi yerli markadan ayrı olarak, biz TOFAŞ'ın geleceği ve Fiat'ın Türkiye'deki yapmış olduğu faaliyetlerle ilgili belli planlar içerisinde çalışıyoruz. Bu planlar içerisinde teknik anlamda belli noktalara getirdik projelerimizi. Şu anda üzerinde çalışılan konu ticarileşme ve fizibilite. Çalışmaları yaparken de hem iç pazara hem ihracata dönük olarak bunları yapıyoruz. Bu konuda ümit ediyorum ki önümüzde fazla bir zaman kalmadı. Gerek Cenevre Fuarı'nda yapılan çalışmalarda, gerekse şu an yapılmakta olan çalışmalarla beraber bir sonuca geleceğiz. Bu sonuda ümit ediyorum sizlerle beraber paylaşırız.''
Teşviklerin kendilerine cesaret verdiğini belirten Başaran, bunların Cumhuriyet tarihinde bugüne kadar TOFAŞ'ın kullanmış olduğu en başarılı teşvikler olarak ortaya çıktığını belirtti.
Başaran, ''Teşviğe gelene kadar gözden geçirmemiz gereken çok önemli diğer faktörlerde var. Teşvik bu faktörlerin hepsini cesaretlendiren, güç veren bir faktör. Bunun için de özellikle Ekonomi Bakanlığı'mızın, liderliğini yapmış olduğu bu çalışmalardaki teşvik öncelikli yatırımlar kapsamı altında son derece önemli adımlardır'' dedi.
-İki yeni model-
TOFAŞ'ın hazırlıklarını yaptığı iki yeni modele ilişkin soruları cevaplayan Başaran, ''Tabii ki burada ilerlemelerimiz var ama bunu herhangi bir şekilde paylaşabilmem doğru değil şu anda. Çünkü çalışmalarımız her anlamda, her gün yürüyor. Dikkat ederseniz bizim yapmış olduğumuz tüm fizibiliteler sadece iç pazara değil, dış pazara da dönük vaziyette devam ediyor. Tahmin ediyorum ki önümüzdeki dönem bu çalışmaları sizlerle beraber paylaşacağım. Ama sonunda, 2015 yılında bizi bekleyen bir takım ürün regülasyonları var. Çünkü 2015'ten sonra satacağınız araçlarla ve ihraç edeceğiniz araçlarla ilgili bunları sağlamak zorundayız'' diye konuştu.
Başaran, yerli markanın elektrikli araçta olabileceği yönündeki söylentiler hakkında Başaran, ''Bunların hepsi yorumdur. Elektrikli aracın aynı zamanda yerli araç olup olmaması bu işin bir türevidir. Biz öyle bir noktada sabit bir eğilimimiz yoktur'' değerlendirmesinde bulundu.
Şu anda yapmakta oldukları çalışmaların yerli marka ya da farklı bir marka ile ilişkilendirilmesi olmadığını kaydeden Başaran, ''Çalışmalarımız istenilen boyuta gelsin sizlerle beraber bunu paylaşalım'' dedi.
Yerli araç denildiğinde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ''Marka Türkiye'yi çağrıştırmalı, Türkiye'de o markayı...'' şeklinde çok önemli bir söylemi olduğunu hatırlatan Başaran, bu olayın Türkiye'nin markadan gurur duyacağı, o markanın da Türkiye'den gurur duyacağı bir çalışmanın burada konuşulduğunu söyledi.
Bu çalışmanın boyutlarının sadece TOFAŞ'ın satmakta olduğu bir markaya ilave bir marka yaratmak olmadığını Türkiye'ye bir marka madalyası takmak olduğuna değinen Başaran, şunları kaydetti:
''Dolayısıyla bu çağrı çok daha büyük, tek bir model de değil. Bir sürü ürün familyasını içeren sadece gelecek iki yıl için değil çok uzun soluklu bir markanın yaşantısı.
Dolayısıyla bunun sadece segmentin boyutunun 100 binden 120 bine çıkarılması değil. Bu segmentte çok iddialı olarak iç pazarda belli boyuta verdiği kadar gümbür gümbür de ihraç etmesi gerekiyor bu ürünü. Marka bir organizma çünkü. Bu organizmayı her açıdan beslemek gerekiyor. Bir çocuk gibi. Bunu büyüteceksiniz.''
-Elektrikli otomobil-
Yerli markanın elektrikli araçta olabileceği yönündeki söylentiler hakkında Başaran, ''Bunların hepsi yorumdur. Elektrikli aracın aynı zamanda yerli araç olup olmaması bu işin bir türevidir. Öyle bir noktada sabit bir eğilimimiz yok. Otomotiv sektöründe aracı raftan değil, yani raftan gidip alıp Türkiye'de üretmek değil, burada müşteriden başlayan bir süreç içinde geliştirip müşteriye sunabilmesi, dünyayla rekabet edebilmesi, dünya kalitesini sunabilmesi ve müşterilerin değişen taleplerini geliştirip tekrar işin başına getirebilmesidir. Bu ister, içten patlamalı motorlu araçlarla olsun ister elektrikli araçla olsun aynı kapsamda altında yer almaktadır.''
Muhabir: Ümit Çevik-Gökhan Kurtaran
Yayıncı: Hasan Arslan