Mhp İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu:
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi.
Tanrıkulu, 503 bin üniversite mezununun iş beklediğini söyledi.
2003 yılında özel sektörün 43 milyar dolar dış borcu olduğunu, bugün gelinen noktada dış borcun 226 milyar doları aştığını bildiren Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada, “Tüm ticarî hayatı yakından ilgilendiren, şirketler kesiminin durumu ile piyasa risklerini gösteren veriler arasında karşılıksız çek ve protestolu senet sayıları da bulunmaktadır. Bu bağlamda Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan birikimli karşılıksız çek sayısı 2013 yılı Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,4 oranında artarak 164 bin 27 adede ulaşmıştır. Protesto edilen senet sayısı ise yılın daha ilk ayında; yani Ocak 2013’te bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28’lik bir artışla 98 bin adedi aşmıştır” dedi.
Ülke ekonomisinde sıkıntılı gelişmeler yaşandığını, iktidarın ise kaynakları har vurup harman savurduğunu ileri süren Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Bütçe açığını kapatmak için zam yapmaktan, yeni vergi kalemleri getirmekten kaçınmayan hükümet, lüks harcamalarını da tam gaz sürdürmektedir.” Tanrıkulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in “Bu asgari ücretle geçinilir. 800 lira büyük paradır. Peynirin kilosu, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçimdir, sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil” şeklinde yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Tanrıkulu, mevcut ekonomik şartlar altında insanımızın her geçen gün daha da yoksullaştığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir ortamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın yaptığı açıklama, bu alanda en sorumlu kişilerin ne hale geldiğini gözler önüne serip, asıl meselelerinin de ne olduğu sorusunu akıllara getirmektedir. Asgari ücretle çalışanlarımız; ekonominin gerçekleri, Türk sermayesinin rekabet gücü, enflasyon hedefi gibi pek çok bahane ile sefalete mahkûm edilmektedir. Ekonominin büyüdüğünü iddia edenler; net asgari ücretin, vergi iadesi ve asgari geçim indirimleri dâhil aynı dönemde reel olarak yetersiz bir artış gösterdiğini de itiraf etmelidir.Bugün yardıma muhtaç kitlelerin, 2003 yılından bu yana çığ gibi büyüdüğünü görmekteyiz. Kömür ve makarna paketleriyle başlatılan yardım, 2011 yılı sonunda ihtiyacı olsun, olmasın yaklaşık 27 milyona ulaşmıştır. Neredeyse ülke nüfusunun üçte birine denk gelecek olan bu kitle, aslında ekonomide nereye gelindiğinin de bir başka göstergesidir.” Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son açıklamış olduğu 2011 yılı Gelir ve Yaşam Şartları Araştırması’na göre, Türkiye’de her 100 kişiden 16’sının yoksul olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, sözlerine şöyle devam etti: “Buna göre sadece 2011 yılında 11 milyon 670 bin yoksulumuz bulunmaktadır. Bu asgari ücret rakamlarıyla ve ekonomik yaşam ve çalışma şartlarıyla bu sayının 12 milyonu aşarak, 13 milyona yaklaşması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Bugün çalışanlarımızın yüzde 47’si asgari ücretle çalışmaktadır. Diğer yandan 4,5 milyonun üzerinde işsiz vatandaşlarımız bulunmaktadır. Tarım kesiminde çalışan yevmiyeli vatandaşlarımızın geliri ise neredeyse karınlarını doyuracak kadardır. 503 bin üniversite mezunumuz halen iş beklemektedir.” Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş) açıkladığı Şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına göre de 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarının bin 7 TL olduğunu anlatan Tanrıkulu, “Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3 bin 280 TL’dir" dedi.
Çalışanlarımızın, emeklilerimizin, kendilerine ve ailelerine saygın yaşam düzeyi sağlayacak bir gelir elde etmelerini esas alan politikaların 10 yıldır unutulduğunu anlatan Tanrıkulu, sözlerini şöyle tamamladı: "Her geçen gün çalışma şartları ağırlaşmış, taşeron işçilik artmış ücret düşmüştür. MHP olarak; geçim mücadelesi içindeki çalışanlarımızı rencide edici bir üslupla ‘800 lira da büyük paradır’ açıklamasını yapanlardan, milletimizden özür dilemesini ve çalışanlarımızın aylık gelirlerini artıracak, ticarî hayatın dengelerini gözeten somut adımlar atmasını bekliyoruz. Sırça makamlarda oturanlar, bu makamların içi boş laflar üretmek değil, milletimize dürüst ve gerçek anlamda hizmet etmek için var olduğunu unutmamalıdırlar.”
Kaynak: İHA
2003 yılında özel sektörün 43 milyar dolar dış borcu olduğunu, bugün gelinen noktada dış borcun 226 milyar doları aştığını bildiren Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada, “Tüm ticarî hayatı yakından ilgilendiren, şirketler kesiminin durumu ile piyasa risklerini gösteren veriler arasında karşılıksız çek ve protestolu senet sayıları da bulunmaktadır. Bu bağlamda Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan birikimli karşılıksız çek sayısı 2013 yılı Şubat ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17,4 oranında artarak 164 bin 27 adede ulaşmıştır. Protesto edilen senet sayısı ise yılın daha ilk ayında; yani Ocak 2013’te bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28’lik bir artışla 98 bin adedi aşmıştır” dedi.
Ülke ekonomisinde sıkıntılı gelişmeler yaşandığını, iktidarın ise kaynakları har vurup harman savurduğunu ileri süren Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Bütçe açığını kapatmak için zam yapmaktan, yeni vergi kalemleri getirmekten kaçınmayan hükümet, lüks harcamalarını da tam gaz sürdürmektedir.” Tanrıkulu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in “Bu asgari ücretle geçinilir. 800 lira büyük paradır. Peynirin kilosu, ekmeğin fiyatı bellidir. Bir geçimdir, sürdürebilirsiniz. Bizim meselemiz bu değil” şeklinde yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Tanrıkulu, mevcut ekonomik şartlar altında insanımızın her geçen gün daha da yoksullaştığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir ortamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın yaptığı açıklama, bu alanda en sorumlu kişilerin ne hale geldiğini gözler önüne serip, asıl meselelerinin de ne olduğu sorusunu akıllara getirmektedir. Asgari ücretle çalışanlarımız; ekonominin gerçekleri, Türk sermayesinin rekabet gücü, enflasyon hedefi gibi pek çok bahane ile sefalete mahkûm edilmektedir. Ekonominin büyüdüğünü iddia edenler; net asgari ücretin, vergi iadesi ve asgari geçim indirimleri dâhil aynı dönemde reel olarak yetersiz bir artış gösterdiğini de itiraf etmelidir.Bugün yardıma muhtaç kitlelerin, 2003 yılından bu yana çığ gibi büyüdüğünü görmekteyiz. Kömür ve makarna paketleriyle başlatılan yardım, 2011 yılı sonunda ihtiyacı olsun, olmasın yaklaşık 27 milyona ulaşmıştır. Neredeyse ülke nüfusunun üçte birine denk gelecek olan bu kitle, aslında ekonomide nereye gelindiğinin de bir başka göstergesidir.” Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son açıklamış olduğu 2011 yılı Gelir ve Yaşam Şartları Araştırması’na göre, Türkiye’de her 100 kişiden 16’sının yoksul olduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, sözlerine şöyle devam etti: “Buna göre sadece 2011 yılında 11 milyon 670 bin yoksulumuz bulunmaktadır. Bu asgari ücret rakamlarıyla ve ekonomik yaşam ve çalışma şartlarıyla bu sayının 12 milyonu aşarak, 13 milyona yaklaşması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Bugün çalışanlarımızın yüzde 47’si asgari ücretle çalışmaktadır. Diğer yandan 4,5 milyonun üzerinde işsiz vatandaşlarımız bulunmaktadır. Tarım kesiminde çalışan yevmiyeli vatandaşlarımızın geliri ise neredeyse karınlarını doyuracak kadardır. 503 bin üniversite mezunumuz halen iş beklemektedir.” Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş) açıkladığı Şubat ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarına göre de 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarının bin 7 TL olduğunu anlatan Tanrıkulu, “Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı (yoksulluk sınırı) ise 3 bin 280 TL’dir" dedi.
Çalışanlarımızın, emeklilerimizin, kendilerine ve ailelerine saygın yaşam düzeyi sağlayacak bir gelir elde etmelerini esas alan politikaların 10 yıldır unutulduğunu anlatan Tanrıkulu, sözlerini şöyle tamamladı: "Her geçen gün çalışma şartları ağırlaşmış, taşeron işçilik artmış ücret düşmüştür. MHP olarak; geçim mücadelesi içindeki çalışanlarımızı rencide edici bir üslupla ‘800 lira da büyük paradır’ açıklamasını yapanlardan, milletimizden özür dilemesini ve çalışanlarımızın aylık gelirlerini artıracak, ticarî hayatın dengelerini gözeten somut adımlar atmasını bekliyoruz. Sırça makamlarda oturanlar, bu makamların içi boş laflar üretmek değil, milletimize dürüst ve gerçek anlamda hizmet etmek için var olduğunu unutmamalıdırlar.”