Tbmm İçtüzük Uzlaşma Komisyonu'na Önerilerini Sundu
Melda Çetiner - Meclis'in önemli iki ihtisas komisyonu başkanı, çalışma usul ve esaslar belirlenirken yaşadıkları sorunlara çözüm getirilmesini istedi.
TBMM İçtüzük Uzlaşma Komisyonu, Anayasa Uzlaşma Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'yı dinledi.
Alınan bilgiye göre, Kuzu, TBMM İçtüzüğü ile ilgili önerilerini 42 maddelik metin olarak Komisyon'a sunarken, İyimaya da ''Siyaset Kurumunun Ortak Günahı Yasama Reformu'' konulu makalesini verdi.
Kuzu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İçtüzüğü yazarken iktidar-muhalefet olarak bakılmaması gerektiğini ifade ederek, ''Bugünkü iktidar ve muhalefet mantığıyla bakılmasın. İktidar ve muhalefet o konumda kalacak değiller. İdeal olanı yazalım'' dediğini aktardı.
TBMM İçtüzüğü'nün yazımında iki konuya dikkat edilmesi gereğini ifade eden Kuzu, ''Komisyonları aktif hale getirelim; çalışmalar daha randımanlı, verimli olsun. Fakat engellemeye de bir çözüm bulalım'' dedi.
-''Önüme 10 bin önerge geldi''-
Kuzu, 2007 yılındaki Anayasa değişikliği görüşmelerinde önüne 10 bin önerge geldiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
''Ben bu 10 bin önergeyi normal yollarla görüşmeye kalksam, 50 yılda görüşürüm. 10 bin önerge verir mi verir. Vermek istese 1 trilyon da verir. Çünkü önerge sayısına yönelik bir sınırlama konmamış İçtüzüğe. Bundan amaç düzenlemenin tam olgunlaşmasıdır. Ama 10 bin önergeyle nasıl olgunlaştıracaksın- Olmayacak bir şey. Aynı şekilde İçtüzük'te konuşma süresine ve sayısına yönelik sınırlama da yok. İsterse adam bin kez söz alır. Üyelerin dışında da gelen vekiller konuşabiliyor. Bunlara çeki düzen verelim. Önerge ve konuşma sayısına sınır koyalım. Komisyona süre sınırlaması konur da bu, Genel Kurul gibi mutlak olmaz. Adam 10 dakika konuştu, 10 dakika daha alır, buna engel olmasın. Süre Genel Kurul'da mutlak oluyor, Komisyon'da ise mutlak olmasın, Başkan'ın takdiri olsun. Komisyonda usul tartışmaları açılıyor. Bunu Komisyon üyeleri kendisi açsın. Adam dışarıdan geliyor, benim çalışma usulümü konuşuyor. Bunlar olmasın.''
-''Genel Kurul'u rahatlatalım''-
Kuzu, Genel Kurul'u rahatlatmak için dünya ülkelerindeki uygulamalardan örnekler anlattığını belirterek, ''Dünyada temel yasa dediğimiz özel yasa görüşme yöntemleri çok yaygın. O kadar yaygın ki iktidarın, hükümetin icraatlarını yapmasını kolaylaştırmak için çok geniş imkanlar sağlamış. Dünya ülkeleri Meclis genel kurullarını rahat bırakmışlar, oraya ilgililer geliyor. Bir kanun 20, 30, 40 kişiyle çıkıyor. Ayrıca, toplanma, oylama, karar nisapları yok. Ama komisyonlara ağırlık veriyorlar ve uzmanları çağırıyorlar'' diye konuştu.
Kendi çalışmasının Komisyonların çalışmasına örnek olduğunu kaydeden Kuzu, 10 yıldır Komisyon Başkanı olduğunu, muhalefetin ''sözümü kesti'' demesinin büyük iftira olacağını söyledi.
Komisyon başkanlarının inisiyatifinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Kuzu, ''Ama herkes aynı davranmıyor. Ne engelliyor bizim çalışmamızı- 'Sana bunu yaptırmam' diyor. Bunu deyince kavga çıkıyor. 'Yaptırmam' mantığı doğru değil. O olmamalı, konuşulsun, eleştirilsin, gerekirse 3-5 gün çalışılsın. Çalışmaktan rahatsızlık duymayız. Ama 'çıkartmam, engellerim, gerekirse dayak atarım' dediğinde olmuyor'' görüşünü ifade etti.
Kuzu, Anayasa değişikliği görüşmeleri konusunda Komisyon'a herhangi bir öneri sunmadığını söyledi.
-''Reform İçtüzüğü olsun''-
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya da ''Geçici sorunları çözen İçtüzük mü yoksa torunlarımız zamanında sorunları çözecek bir Reform İçtüzüğü mü olmalı-'' sorusuna verilecek yanıtın önemli olduğunu belirterek, kendisinin yapılacak çalışmanın ''Reform İçtüzüğü'' olmasını tercih ettiğini söyledi.
Reform İçtüzüğü yapılmak istenmesi durumunda paradigma ve gözlemlerin değiştiğini anlatan İyimaya, ''Birinci paradigma; Parlamento, hukuk üreten bir organ. Halbuki Türk hukuku, hukuk kurallarına muhtaç değil. Hukuk kurallarının fazlalığından zarar görüyor'' dedi.
Genel Kurul'un müzakere organı olması, komisyonların ise kural üretme organı olması gerektiğini ifade eden İyimaya, bu tercihte Komisyon reformu yapılmasının şart olduğunu vurguladı.
''Komisyonlarda ihtisas, görev, kıdem, tutanak esası olmalı. Parlamentonun bir arşiv hukuku yok, onun da düzenlenmesi şarttır'' diyen İyimaya, komisyonlarda hukuk yapılması, bu kapsamda düzenlemelerin maddelerinin de ele alınması, Genel Kurul'da ise geneli üzerinde görüşmenin ardından oylama yapılmasını önerdi. İyimaya, ''Toplantı yeter sayısı sıfır olmalı, karar yeter sayısı da rekabeti düzenlesin. İktidar gelmedi, muhalefet gelse o proje reddedilmiş olsun. Sıfırla toplandığı zaman muhalefet de iktidar da koşarak gelecek'' dedi.
İyimaya'nın, Komisyon'a sunduğu çalışmasında, grubu bulunan siyasi partilere de kanun teklifi hakkı tanınması, kanun tasarı ve tekliflerinin oylamalarının görüşme günü dışında bir güne bırakılması önerileri yer aldı. Ayrıca, ''Teamül hukuk ile kabul edilmiş 'Uzlaşma Kurulu Komisyonu' geleneği İçtüzüğe aktarılmalı ve kurumsallaşmalı. Eşit temsil ve oybirliği esaslarında kurgulanacak böyle bir yapı, 'ak saçlılar', 'bilgeler kurulu' olarak siyaset kurumunun regülatörü olabilir. Gerilim üreten gündemlerde, kutuplaştırıcı ülke sorunlarında bu tür komisyonlar, kimi zaman tarihi değerde işlev görebilir'' görüşüleri de dikkati çekti.
Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA
Alınan bilgiye göre, Kuzu, TBMM İçtüzüğü ile ilgili önerilerini 42 maddelik metin olarak Komisyon'a sunarken, İyimaya da ''Siyaset Kurumunun Ortak Günahı Yasama Reformu'' konulu makalesini verdi.
Kuzu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İçtüzüğü yazarken iktidar-muhalefet olarak bakılmaması gerektiğini ifade ederek, ''Bugünkü iktidar ve muhalefet mantığıyla bakılmasın. İktidar ve muhalefet o konumda kalacak değiller. İdeal olanı yazalım'' dediğini aktardı.
TBMM İçtüzüğü'nün yazımında iki konuya dikkat edilmesi gereğini ifade eden Kuzu, ''Komisyonları aktif hale getirelim; çalışmalar daha randımanlı, verimli olsun. Fakat engellemeye de bir çözüm bulalım'' dedi.
-''Önüme 10 bin önerge geldi''-
Kuzu, 2007 yılındaki Anayasa değişikliği görüşmelerinde önüne 10 bin önerge geldiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
''Ben bu 10 bin önergeyi normal yollarla görüşmeye kalksam, 50 yılda görüşürüm. 10 bin önerge verir mi verir. Vermek istese 1 trilyon da verir. Çünkü önerge sayısına yönelik bir sınırlama konmamış İçtüzüğe. Bundan amaç düzenlemenin tam olgunlaşmasıdır. Ama 10 bin önergeyle nasıl olgunlaştıracaksın- Olmayacak bir şey. Aynı şekilde İçtüzük'te konuşma süresine ve sayısına yönelik sınırlama da yok. İsterse adam bin kez söz alır. Üyelerin dışında da gelen vekiller konuşabiliyor. Bunlara çeki düzen verelim. Önerge ve konuşma sayısına sınır koyalım. Komisyona süre sınırlaması konur da bu, Genel Kurul gibi mutlak olmaz. Adam 10 dakika konuştu, 10 dakika daha alır, buna engel olmasın. Süre Genel Kurul'da mutlak oluyor, Komisyon'da ise mutlak olmasın, Başkan'ın takdiri olsun. Komisyonda usul tartışmaları açılıyor. Bunu Komisyon üyeleri kendisi açsın. Adam dışarıdan geliyor, benim çalışma usulümü konuşuyor. Bunlar olmasın.''
-''Genel Kurul'u rahatlatalım''-
Kuzu, Genel Kurul'u rahatlatmak için dünya ülkelerindeki uygulamalardan örnekler anlattığını belirterek, ''Dünyada temel yasa dediğimiz özel yasa görüşme yöntemleri çok yaygın. O kadar yaygın ki iktidarın, hükümetin icraatlarını yapmasını kolaylaştırmak için çok geniş imkanlar sağlamış. Dünya ülkeleri Meclis genel kurullarını rahat bırakmışlar, oraya ilgililer geliyor. Bir kanun 20, 30, 40 kişiyle çıkıyor. Ayrıca, toplanma, oylama, karar nisapları yok. Ama komisyonlara ağırlık veriyorlar ve uzmanları çağırıyorlar'' diye konuştu.
Kendi çalışmasının Komisyonların çalışmasına örnek olduğunu kaydeden Kuzu, 10 yıldır Komisyon Başkanı olduğunu, muhalefetin ''sözümü kesti'' demesinin büyük iftira olacağını söyledi.
Komisyon başkanlarının inisiyatifinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Kuzu, ''Ama herkes aynı davranmıyor. Ne engelliyor bizim çalışmamızı- 'Sana bunu yaptırmam' diyor. Bunu deyince kavga çıkıyor. 'Yaptırmam' mantığı doğru değil. O olmamalı, konuşulsun, eleştirilsin, gerekirse 3-5 gün çalışılsın. Çalışmaktan rahatsızlık duymayız. Ama 'çıkartmam, engellerim, gerekirse dayak atarım' dediğinde olmuyor'' görüşünü ifade etti.
Kuzu, Anayasa değişikliği görüşmeleri konusunda Komisyon'a herhangi bir öneri sunmadığını söyledi.
-''Reform İçtüzüğü olsun''-
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya da ''Geçici sorunları çözen İçtüzük mü yoksa torunlarımız zamanında sorunları çözecek bir Reform İçtüzüğü mü olmalı-'' sorusuna verilecek yanıtın önemli olduğunu belirterek, kendisinin yapılacak çalışmanın ''Reform İçtüzüğü'' olmasını tercih ettiğini söyledi.
Reform İçtüzüğü yapılmak istenmesi durumunda paradigma ve gözlemlerin değiştiğini anlatan İyimaya, ''Birinci paradigma; Parlamento, hukuk üreten bir organ. Halbuki Türk hukuku, hukuk kurallarına muhtaç değil. Hukuk kurallarının fazlalığından zarar görüyor'' dedi.
Genel Kurul'un müzakere organı olması, komisyonların ise kural üretme organı olması gerektiğini ifade eden İyimaya, bu tercihte Komisyon reformu yapılmasının şart olduğunu vurguladı.
''Komisyonlarda ihtisas, görev, kıdem, tutanak esası olmalı. Parlamentonun bir arşiv hukuku yok, onun da düzenlenmesi şarttır'' diyen İyimaya, komisyonlarda hukuk yapılması, bu kapsamda düzenlemelerin maddelerinin de ele alınması, Genel Kurul'da ise geneli üzerinde görüşmenin ardından oylama yapılmasını önerdi. İyimaya, ''Toplantı yeter sayısı sıfır olmalı, karar yeter sayısı da rekabeti düzenlesin. İktidar gelmedi, muhalefet gelse o proje reddedilmiş olsun. Sıfırla toplandığı zaman muhalefet de iktidar da koşarak gelecek'' dedi.
İyimaya'nın, Komisyon'a sunduğu çalışmasında, grubu bulunan siyasi partilere de kanun teklifi hakkı tanınması, kanun tasarı ve tekliflerinin oylamalarının görüşme günü dışında bir güne bırakılması önerileri yer aldı. Ayrıca, ''Teamül hukuk ile kabul edilmiş 'Uzlaşma Kurulu Komisyonu' geleneği İçtüzüğe aktarılmalı ve kurumsallaşmalı. Eşit temsil ve oybirliği esaslarında kurgulanacak böyle bir yapı, 'ak saçlılar', 'bilgeler kurulu' olarak siyaset kurumunun regülatörü olabilir. Gerilim üreten gündemlerde, kutuplaştırıcı ülke sorunlarında bu tür komisyonlar, kimi zaman tarihi değerde işlev görebilir'' görüşüleri de dikkati çekti.
Yayıncı: Sefa Salantur