Derviş Eroğlu: “hayalim Cumhurbaşkanı Değil, Pilot Olmaktı”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, çocukluk dönemlerinde Hava Harp Okulu’nda eğitim görüp pilot olma hayalini kurduğunu söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından Basın Kültür Sarayı’nda düzenlenen ‘Yüz yüze söyleşiler’ programında konuştu.
Çocukluğunda hep Hava Harp Okulu’nda pilot olmayı hayal ettiğini anlatan Eroğlu, İzmir Hava Harp Okulu’ndaki anısını şu şekilde anlattı: “Bir öğrenci bana cumhurbaşkanı olmayı çocukluğunuzda hiç hayal ettiniz mi, diye sordu. Böyle bir imkan yoktu. Demokratik bir ülke diyemezdiniz. Kendi kendimizi yönettiğimiz bir yapı yoktu. Ama benim başka bir hayalim vardı. Ben lisedeyken hep geleceğimi hava harp okulunun talebesi olarak görürdüm. Pilot olmayı çok isterdim. Lise son sınıfta İzmir’deki Hava Harp Okulu’na müracaat ettim. O zaman İngiliz egemenliği olduğu için bunun zararını gördüm. İngiliz vatandaşı olduğumuz için harbiyeye kabul edilmedik. Orada İngiliz yönetimi vardı. Pasaportlarımızda milliyeti Türk, tebası İngiliz, dini İslam yazardı. Sınava girdim ve İngilizceyi yabancı dil olarak yazdım. Reddedildim. Çünkü ‘Sen İngilizsin’ dediler ve Türkçe okuyacaksın dediler. Ben de edebiyatla uğraşan bir insandım. Çok iyi bilirim. 10 üzerinden de 10 aldım” dedi.
“BİZ TÜRKİYE GARANTİSİNDE HUZUR VE GÜVEN İÇİNDEYİZ”
KKTC’de herkesin Türkiye’den geldiğini anlatan Eroğlu, “Hepimiz Türkiye’den geldik. Daha ziyade Konya ve Karaman bölgesinden adaya gelen vardı. Rum tarafındaki Türkiye’nin Kıbrıs’a gelmesini kabul edemiyordu. Türkiye’den gelen göçmenlerin bu ülkeye geri gönderilmesini istiyorlar. Bu göçmen nüfusu hazmedemiyorlar. Hıristofyas ile 5 sene çok tartıştım. Şimdi yeni gelen ile tartışacağız. Ben genel sekreter temsilcisine bir sorum oldu. Benim akrabalarım var Avustralya’da. ‘Siz bunları memleketlerine atabilir misiniz?’ Ben nasıl atacağım. Tüm Kıbrıs’a gelen göçmenler Türklerdir. Benim geldiğim yerden geliyorlar. Benim örf ve geleneklerimi taşıyan insanlardır. Bir anlaşma olduğu gün KKTC vatandaşı olan herkes bu vatandaşlığı taşıyacaktır. Rumlar meclislerinde Türkiye’nin fiili ve etkin garantisini istemiyorlar. Biz Türkiye’nin garantisinde bu topraklarda huzur içindeyiz. Rumlar Türkiye’ye güvenmiyor. Kıbrıs’ta Türk askeri görmek istemediklerini söylüyorlar. Bunun kabulünün mümkün olmadığını da çok iyi biliyorlar” şeklinde konuştu.
“AYAĞIMIZIN ALTINDA MUZ KABUĞU KOYMAK İSTEYENLER DE OLABİLİR”
“Bugün mutluyuz ve güven içinde yaşıyoruz” diyen Eroğlu, “Dünya bizi tanımasa da biz devlet çatısı altındayız. Bu bizim mücadelemizin meyvesidir. Mühim olan bu devlete sahip çıkmaktır. Bugün var olan gerçekleri dikkate alarak, dün de yaşananları unutmadan bir anlaşmaya varmalıyız. Bu sadece benim arzumla olmaz. Rum tarafında da bu irade olmalı. Ey AB, sen bunu Yunanistan’a söylemedin. Bu kadar adaletsizlik olur mu? Benim gencim herhangi bir ülkeyle maç yapamaz. Yaparsa FİFA ceza veriyor. Bunu bize uygulayanlar AB ülkeleridir. Medeni ülkelerin konfederasyonları yani. Artık ana vatanımıza güvenmeliyiz. Gençlerimizi yetiştirirken, Türkiye sevgisidir. Türkiye bizim ana vatanımızdır. Ana vatanı olmayanın Kıbrıs Türkü olmaz. Ben bu görevimi layıkıyla yaptığıma inanıyorum. Yabancı ideolojilerin peşine takılmadan, Türkiye’nin kendi ana vatanı olduğunu söylemek için çalışıyoruz. Ayağımızın altına muz kabuğu koymak isteyenler olabilir. 30-40 yıllık siyasi hayatımda yalanım olmamıştır” dedi.
“EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZ MÜSLÜMANLIĞIMIZ VE TÜRKLÜĞÜMÜZDÜR”
Bir davetlinin "Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın ‘Rauf Denktaş ve sizin hakkınızda dinsiz olduğunuz yönünde söylemleri olduğunu internet ve gazetelerde haberlerin çıktığının" ileri sürülmesi üzerine ise Eroğlu, “Bizim en güçlü silahımız müslümanlığımız ve Türklüğümüzdür. Bu konuya cevap vermeyeyim. Kulak misafiri değilim. Bu gibi laflar gazete, internet haberde çıktı ama kim olduğunu bilmiyorum. Ben elhamdülillah müslümanım dedim. Türklüğümü de tartıştırmam. Bunun tartışması olmaz. Belki bütün kurallarını yerine getiremeyebiliriz. Bir yaşam biçimimiz var. Orucunu tutan, Cuma’dan Cuma’ya namaza gidenler var. Herkes 5 vakit namaz kılmazsa Kıbrıs’taki de kılmaz. Bu laflar söylendi mi bilmiyorum ama tartışmasına girmek istemiyorum” cevabını verdi KKTC ile Türkiye arasında deniz altından su taşınılacağını hatırlatan Eroğlu, 7 Mart 2014 yılında suyun akmaya başlayacağını kaydetti.
Kaynak: İHA
Çocukluğunda hep Hava Harp Okulu’nda pilot olmayı hayal ettiğini anlatan Eroğlu, İzmir Hava Harp Okulu’ndaki anısını şu şekilde anlattı: “Bir öğrenci bana cumhurbaşkanı olmayı çocukluğunuzda hiç hayal ettiniz mi, diye sordu. Böyle bir imkan yoktu. Demokratik bir ülke diyemezdiniz. Kendi kendimizi yönettiğimiz bir yapı yoktu. Ama benim başka bir hayalim vardı. Ben lisedeyken hep geleceğimi hava harp okulunun talebesi olarak görürdüm. Pilot olmayı çok isterdim. Lise son sınıfta İzmir’deki Hava Harp Okulu’na müracaat ettim. O zaman İngiliz egemenliği olduğu için bunun zararını gördüm. İngiliz vatandaşı olduğumuz için harbiyeye kabul edilmedik. Orada İngiliz yönetimi vardı. Pasaportlarımızda milliyeti Türk, tebası İngiliz, dini İslam yazardı. Sınava girdim ve İngilizceyi yabancı dil olarak yazdım. Reddedildim. Çünkü ‘Sen İngilizsin’ dediler ve Türkçe okuyacaksın dediler. Ben de edebiyatla uğraşan bir insandım. Çok iyi bilirim. 10 üzerinden de 10 aldım” dedi.
“BİZ TÜRKİYE GARANTİSİNDE HUZUR VE GÜVEN İÇİNDEYİZ”
KKTC’de herkesin Türkiye’den geldiğini anlatan Eroğlu, “Hepimiz Türkiye’den geldik. Daha ziyade Konya ve Karaman bölgesinden adaya gelen vardı. Rum tarafındaki Türkiye’nin Kıbrıs’a gelmesini kabul edemiyordu. Türkiye’den gelen göçmenlerin bu ülkeye geri gönderilmesini istiyorlar. Bu göçmen nüfusu hazmedemiyorlar. Hıristofyas ile 5 sene çok tartıştım. Şimdi yeni gelen ile tartışacağız. Ben genel sekreter temsilcisine bir sorum oldu. Benim akrabalarım var Avustralya’da. ‘Siz bunları memleketlerine atabilir misiniz?’ Ben nasıl atacağım. Tüm Kıbrıs’a gelen göçmenler Türklerdir. Benim geldiğim yerden geliyorlar. Benim örf ve geleneklerimi taşıyan insanlardır. Bir anlaşma olduğu gün KKTC vatandaşı olan herkes bu vatandaşlığı taşıyacaktır. Rumlar meclislerinde Türkiye’nin fiili ve etkin garantisini istemiyorlar. Biz Türkiye’nin garantisinde bu topraklarda huzur içindeyiz. Rumlar Türkiye’ye güvenmiyor. Kıbrıs’ta Türk askeri görmek istemediklerini söylüyorlar. Bunun kabulünün mümkün olmadığını da çok iyi biliyorlar” şeklinde konuştu.
“AYAĞIMIZIN ALTINDA MUZ KABUĞU KOYMAK İSTEYENLER DE OLABİLİR”
“Bugün mutluyuz ve güven içinde yaşıyoruz” diyen Eroğlu, “Dünya bizi tanımasa da biz devlet çatısı altındayız. Bu bizim mücadelemizin meyvesidir. Mühim olan bu devlete sahip çıkmaktır. Bugün var olan gerçekleri dikkate alarak, dün de yaşananları unutmadan bir anlaşmaya varmalıyız. Bu sadece benim arzumla olmaz. Rum tarafında da bu irade olmalı. Ey AB, sen bunu Yunanistan’a söylemedin. Bu kadar adaletsizlik olur mu? Benim gencim herhangi bir ülkeyle maç yapamaz. Yaparsa FİFA ceza veriyor. Bunu bize uygulayanlar AB ülkeleridir. Medeni ülkelerin konfederasyonları yani. Artık ana vatanımıza güvenmeliyiz. Gençlerimizi yetiştirirken, Türkiye sevgisidir. Türkiye bizim ana vatanımızdır. Ana vatanı olmayanın Kıbrıs Türkü olmaz. Ben bu görevimi layıkıyla yaptığıma inanıyorum. Yabancı ideolojilerin peşine takılmadan, Türkiye’nin kendi ana vatanı olduğunu söylemek için çalışıyoruz. Ayağımızın altına muz kabuğu koymak isteyenler olabilir. 30-40 yıllık siyasi hayatımda yalanım olmamıştır” dedi.
“EN GÜÇLÜ SİLAHIMIZ MÜSLÜMANLIĞIMIZ VE TÜRKLÜĞÜMÜZDÜR”
Bir davetlinin "Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın ‘Rauf Denktaş ve sizin hakkınızda dinsiz olduğunuz yönünde söylemleri olduğunu internet ve gazetelerde haberlerin çıktığının" ileri sürülmesi üzerine ise Eroğlu, “Bizim en güçlü silahımız müslümanlığımız ve Türklüğümüzdür. Bu konuya cevap vermeyeyim. Kulak misafiri değilim. Bu gibi laflar gazete, internet haberde çıktı ama kim olduğunu bilmiyorum. Ben elhamdülillah müslümanım dedim. Türklüğümü de tartıştırmam. Bunun tartışması olmaz. Belki bütün kurallarını yerine getiremeyebiliriz. Bir yaşam biçimimiz var. Orucunu tutan, Cuma’dan Cuma’ya namaza gidenler var. Herkes 5 vakit namaz kılmazsa Kıbrıs’taki de kılmaz. Bu laflar söylendi mi bilmiyorum ama tartışmasına girmek istemiyorum” cevabını verdi KKTC ile Türkiye arasında deniz altından su taşınılacağını hatırlatan Eroğlu, 7 Mart 2014 yılında suyun akmaya başlayacağını kaydetti.