Ankara Baro Başkanı Fevzioğlu: Darbeler Türkiye'ye Zarar Verdi
Ceza Hukuku Profesörü Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye’de siyasal ve hukuksal rejimin değiştirildiği bir süreçten geçildiğine dikkat çekti.
Feyzioğlu, “Anlaşılan o ki, siyasal erk sahipleri ‘Türk tipi padişahlık’ istiyorlar. 27 Mayıs İhtilali dahil, tüm askeri darbeler Türkiye’de toplumun demokratik gelişmesine zarar verdi. 1961 Anayasası çok iyi olabilir, ama bunu halk yapmalıydı. O zaman, on yıl sonra başkaları gelip o anayasayı elimizden alamazlardı.” dedi.
Ankara Barosu Başkanı, Türk Ceza Hukuku Profesörü Metin Feyzioğlu, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek, Cemiyet Başkanı Nuri Kolaylı ve yönetim kurulu üyeleri ile görüştü. 2013 yılının, Türkiye’nin baştan aşağı yeniden şekilleneceği ve siyasal rejiminin de baştan aşağı değiştirileceği bir süreci ifade ettiğini belirten Feyzioğlu, “Türkiye’de rejimin değişmesi, Türkiye’nin Ortadoğu’ya daha da yaklaşması için gerekli görülüyor.” ifadesini kullandı. Bu değişiklik arzusunun, 'yeni anayasa' ve 'başkanlık sistemi' ile ilgili tartışmalarda açıkça belirdiğini ifade eden Feyzioğlu, şöyle konuştu: “Başkanlık sistemi istiyoruz, diyorlar ama ardından da ekliyorlar: ‘Başkanlık ama ABD’deki gibi zaman zaman sistemi tıkayan bir başkanlık değil, bunu da aşacak Türk tipi bir başkanlık sistemi istiyoruz.' Oysa, ABD’deki sistem başkanı bağlamak, başkanın yetkilerini halkın lehine olmak üzere sınırlamak için öyledir. Bunun için kurallar koyarak başkanın yetkilerine sınır koymuş ve onu aşmaya kalkışmasına da yaptırımlar getirmiş sistem. Bunu herkes biliyor elbette, ama anlaşılan o ki, bugünün siyasal erk sahipleri ‘Türk tipi padişahlık’ istiyorlar. Böylece hukuk bakımından, demokrasi bakımından ellerini bağlayan kurallardan kurtulacaklarını sanıyorlar.” Türkiye’de bir ‘Kürt Sorunu’nun bulunduğunu da sözlerine ekleyen Feyzioğlu, “Demokrasiden ve insan haklarından nasibini alamamış olanların çözebileceği sorunlar değil bunlar. Bugün, öyle görülüyor ki ‘Bana başkanlığı verin özerkliğinizi alın’ aşamasındayız. Elbette her konuyu tartışmalıyız, özerklik de tartışılacak konulardan biri olabilir, ama referans olarak Avrupa’da ülke aramanıza gerek yok. İşte, Irak örneği ortada duruyor. Kuzey Irak yönetiminin merkezi Irak yönetimi ile federal bağlarından söz edilebilir mi? Açıktır ki, orada özerklik bağımsız bir yönetim anlayışı ile aynı anlama gelmektedir. Türkiye’de bu adımları atanlar, Türkiye’ye barışı mı, yoksa hiç bitmeyecek bir kavga ortamını mı getirdiklerini iyi düşünmeliler.” dedi.
Feyzioğlu, 27 Mayıs İhtilali dahil askeri darbelerin toplumun demokratik gelişmesine zarar verdiğini ve demokrasiyi engellediğini de belirterek şunları kaydetti: “1961 Anayasası çok iyi, çok çağdaş ve dünyanın en iyi anayasalarından biri olabilir; ama bunu halk yapmalıydı. O zaman, on yıl sonra başkaları gelip o anayasayı 'Türkiye için çok lüks' bulup elimizden alamazlardı. O anayasa kalıcı olurdu. Değişiklik geçirmesi gerekse de, bu değişiklikler olumlu yönde olurdu. "
Ankara Barosu Başkanı, Türk Ceza Hukuku Profesörü Metin Feyzioğlu, Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret ederek, Cemiyet Başkanı Nuri Kolaylı ve yönetim kurulu üyeleri ile görüştü. 2013 yılının, Türkiye’nin baştan aşağı yeniden şekilleneceği ve siyasal rejiminin de baştan aşağı değiştirileceği bir süreci ifade ettiğini belirten Feyzioğlu, “Türkiye’de rejimin değişmesi, Türkiye’nin Ortadoğu’ya daha da yaklaşması için gerekli görülüyor.” ifadesini kullandı. Bu değişiklik arzusunun, 'yeni anayasa' ve 'başkanlık sistemi' ile ilgili tartışmalarda açıkça belirdiğini ifade eden Feyzioğlu, şöyle konuştu: “Başkanlık sistemi istiyoruz, diyorlar ama ardından da ekliyorlar: ‘Başkanlık ama ABD’deki gibi zaman zaman sistemi tıkayan bir başkanlık değil, bunu da aşacak Türk tipi bir başkanlık sistemi istiyoruz.' Oysa, ABD’deki sistem başkanı bağlamak, başkanın yetkilerini halkın lehine olmak üzere sınırlamak için öyledir. Bunun için kurallar koyarak başkanın yetkilerine sınır koymuş ve onu aşmaya kalkışmasına da yaptırımlar getirmiş sistem. Bunu herkes biliyor elbette, ama anlaşılan o ki, bugünün siyasal erk sahipleri ‘Türk tipi padişahlık’ istiyorlar. Böylece hukuk bakımından, demokrasi bakımından ellerini bağlayan kurallardan kurtulacaklarını sanıyorlar.” Türkiye’de bir ‘Kürt Sorunu’nun bulunduğunu da sözlerine ekleyen Feyzioğlu, “Demokrasiden ve insan haklarından nasibini alamamış olanların çözebileceği sorunlar değil bunlar. Bugün, öyle görülüyor ki ‘Bana başkanlığı verin özerkliğinizi alın’ aşamasındayız. Elbette her konuyu tartışmalıyız, özerklik de tartışılacak konulardan biri olabilir, ama referans olarak Avrupa’da ülke aramanıza gerek yok. İşte, Irak örneği ortada duruyor. Kuzey Irak yönetiminin merkezi Irak yönetimi ile federal bağlarından söz edilebilir mi? Açıktır ki, orada özerklik bağımsız bir yönetim anlayışı ile aynı anlama gelmektedir. Türkiye’de bu adımları atanlar, Türkiye’ye barışı mı, yoksa hiç bitmeyecek bir kavga ortamını mı getirdiklerini iyi düşünmeliler.” dedi.
Feyzioğlu, 27 Mayıs İhtilali dahil askeri darbelerin toplumun demokratik gelişmesine zarar verdiğini ve demokrasiyi engellediğini de belirterek şunları kaydetti: “1961 Anayasası çok iyi, çok çağdaş ve dünyanın en iyi anayasalarından biri olabilir; ama bunu halk yapmalıydı. O zaman, on yıl sonra başkaları gelip o anayasayı 'Türkiye için çok lüks' bulup elimizden alamazlardı. O anayasa kalıcı olurdu. Değişiklik geçirmesi gerekse de, bu değişiklikler olumlu yönde olurdu. "