Burdur eski günlerine dönüyor
Gökmen Yüce - Yaklaşık 150 yıllık tarihe sahip olan, ancak 2004 yılına kadar yerini halıcılık sektörüne bırakan Burdur'un ünlü alaca dokuması, Burdur Belediyesi'nin AB fonlarından aldığı hibeyle kurduğu atölyede yeniden eski günlerine dönüyor.
Burdur Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 150 yıllık geçmişi olan alaca dokumanın 1950'li yıllara kadar Burdur'da el yapımı tezgahlarda işlendiğini söyledi.
Halkın en önemli geçim kaynağı haline gelen alaca dokumacılığının fabrika sistemine geçildikten sonra kendini yenileyemeyince yerini halıcılık sektörüne bıraktığını anlatan Akkaya, bu nedenle halkın önemli bir geçim kaynağının da yok olduğunu vurguladı.
-''Turizmin hizmetine sunmak istiyoruz''-
Akkaya, alaca dokuma sektörünü yeniden canlandırmak için 2004 yılında AB fonlarından hibe alarak belediye bünyesinde bir atölye kurduklarını belirterek, ''Alaca dokumayı yaşatmak için 100 tezgahlık bir atölye kurduk. Bu atölyede kadınlara 1 yıl süren bir eğitim verdik. Bu eğitimin sonunda bayanlar imalata başladı.
Bu imalat 8 yıldır kadınlar tarafından fedakarca sürdürülüyor. Bu sayede hem tarihi geçmişe sahip dokumalar yeniden yaşatılıyor hem de bayanlara ekonomik katkı sağlanıyor'' dedi.
Başkan Akkaya, atölyede çalışan kadınların 8 yıllık sürede uzmanlaştıklarını ve çok güzel ürünler ortaya koyduklarını kaydetti.
Bu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak amacıyla fuarlara ve sergilere katıldıklarını anlatan Akkaya, ''Amacımız alaca dokumayı geliştirmek. El emeği göz nuru ürünleri turizmin hizmetine sunmak istiyoruz'' diye konuştu.
-Nakış yapar gibi..-
Alaca dokuma atölye sorumlusu Emel Erte, atölyede şu anda 30 tezgahta 15 kişinin çalıştığını, masa örtüsü, sehpa örtüsü, perde, kumaşlık, fular ve çanta gibi ürünler üretildiğini söyledi.
Alaca dokumanın eskiden kışlık içlik olarak yapıldığını, ancak şimdi ev tekstili ürünleri de üretildiğini anlatan Erte, bu ürünleri mağazada satışa sunduklarını kaydetti.
Erte, alaca dokumanın beyaz ham dokuma üzerinde kırmızı, lacivert ve sarı çizgilerin bulunduğu bir kumaş türü olduğunu belirtti.
Atölyede yaklaşık 9 yıldır çalışan Nilüfer Gönenli ise alaca dokumanın çok ince işçilik gerektirdiğini ifade ederek, ''Desenleri kumaşın üzerine nakış yapar gibi sayarak koyuyoruz. Renklerine ve sırasına çok dikkat ediyoruz. Defolu olmaması gerekiyor'' dedi.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
Kaynak: AA
Halkın en önemli geçim kaynağı haline gelen alaca dokumacılığının fabrika sistemine geçildikten sonra kendini yenileyemeyince yerini halıcılık sektörüne bıraktığını anlatan Akkaya, bu nedenle halkın önemli bir geçim kaynağının da yok olduğunu vurguladı.
-''Turizmin hizmetine sunmak istiyoruz''-
Akkaya, alaca dokuma sektörünü yeniden canlandırmak için 2004 yılında AB fonlarından hibe alarak belediye bünyesinde bir atölye kurduklarını belirterek, ''Alaca dokumayı yaşatmak için 100 tezgahlık bir atölye kurduk. Bu atölyede kadınlara 1 yıl süren bir eğitim verdik. Bu eğitimin sonunda bayanlar imalata başladı.
Bu imalat 8 yıldır kadınlar tarafından fedakarca sürdürülüyor. Bu sayede hem tarihi geçmişe sahip dokumalar yeniden yaşatılıyor hem de bayanlara ekonomik katkı sağlanıyor'' dedi.
Başkan Akkaya, atölyede çalışan kadınların 8 yıllık sürede uzmanlaştıklarını ve çok güzel ürünler ortaya koyduklarını kaydetti.
Bu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında tanıtmak amacıyla fuarlara ve sergilere katıldıklarını anlatan Akkaya, ''Amacımız alaca dokumayı geliştirmek. El emeği göz nuru ürünleri turizmin hizmetine sunmak istiyoruz'' diye konuştu.
-Nakış yapar gibi..-
Alaca dokuma atölye sorumlusu Emel Erte, atölyede şu anda 30 tezgahta 15 kişinin çalıştığını, masa örtüsü, sehpa örtüsü, perde, kumaşlık, fular ve çanta gibi ürünler üretildiğini söyledi.
Alaca dokumanın eskiden kışlık içlik olarak yapıldığını, ancak şimdi ev tekstili ürünleri de üretildiğini anlatan Erte, bu ürünleri mağazada satışa sunduklarını kaydetti.
Erte, alaca dokumanın beyaz ham dokuma üzerinde kırmızı, lacivert ve sarı çizgilerin bulunduğu bir kumaş türü olduğunu belirtti.
Atölyede yaklaşık 9 yıldır çalışan Nilüfer Gönenli ise alaca dokumanın çok ince işçilik gerektirdiğini ifade ederek, ''Desenleri kumaşın üzerine nakış yapar gibi sayarak koyuyoruz. Renklerine ve sırasına çok dikkat ediyoruz. Defolu olmaması gerekiyor'' dedi.
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu