'Avrupa Son 5 Yılda Sadece 7 Terör Suçlusunu İade Etti'
Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Muammer Türker, terörün uluslararası finans kaynaklarından acımasızca yararlandığını, özellikle eğitim, teşkilatlanma ve finans desteğinin Avrupa'dan sağlandığını söyledi.
Türker, son 5 yılda Avrupa'dan sadece 7 terör suçlusunun Türkiye iade edildiğini vurguladı. Antalya’da devam eden Parlamentolararası Değişim ve Diyalog Projesi Terör Sempozyumu kapsamında ‘Terör: AB ve Türkiye Perspektifi’ başlıklı oturum düzenlendi.
Oturuma konuşmacı olarak katılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Muammer Türker, terörün bir insanlık suçu olduğunu hiçbir gerekçe ile haklı gösterilemeyeceğini söyledi.
Türkiye’nin bugüne kadar edindiği tecrübelerinden terörü kolluk kuvveti anlayışıyla çözülemeyeceğini anladığını belirten Türker, olayın sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarının ele alınması gerektiğini öğrendiklerini ifade etti.
Güvenlik sorununu çözerken özgürlüklerin kenara atılmaması gerektiğini belirten Türker, “Önemli olan terörün beslendiği ortamların yok edilmesidir. Bu ortamın iyileştirilmesidir. Türkiye’de bu çerçevede adımlar atılmaktadır.” dedi.
Terörün uluslararası kaynaklardan ve ortamlardan acımasızca yaralandığını belirten Türker, Türkiye’nin başındaki en büyük sorun olan PKK’ya karşı uluslararası destek beklediklerini söyledi.
PKK’nın Avrupa’da özellikle eğitim, teşkilatlanma ve finans desteğinin Avrupa'dan sağlandığını belirten Türker, “PKK bu faaliyetleri yaparken uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı ve haraç gibi bir takım suçları da işliyor. Örgüt Türkiye'ye verdiği zarar kadar Avrupa'ya da zarar veriyor.” diye konuştu.
Listesinde terör olarak yer alan ülkelerin daha hassas olmasını beklediklerini belirten Türker, PKK’nın terör eylemlerinin giderlerinin büyük çoğunluğunu Avrupa’da kara para aklama, uyuşturucu ve insan kaçakçılığından sağladığını anlattı. “Bizim topraklarımızda insanlarımızı öldüren örgüt, Avrupa’da o insanlarına yönelik gençleri zehirlenmesine yönelik çalışma yapıyor. Avrupa’da yakalanan 419 terör suçlusunun ülkemize iadesi çeşitli nedenlerle reddedilmiştir. Son 5 yılda Avrupa'dan sadece 7 terör suçlusunun Türkiye'ye iade edilmesi dikkat çekicidir. Terör örgütünün diğer örgütler gibi Avrupa'dan yayın yapan televizyon kanalı vardır. Bunun basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğüyle alakası yok. Direkt terörle ilgili yayın yapıyorlar. Bu tür faaliyetlere izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. PKK’nın yanı sıra DHKP-C kanlı eylemler düzenleyebiliyor. Sayıca az ama toplumda infiale neden olan eylemler yapıyorlar. AB’den yapılan mücadele için destek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Terör örgütünün diğer örgütler gibi Avrupa'dan yayın yapan televizyon kanallarının olduğuna dikkat çeken Türker, “Bunun basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğüyle alakası yok. Direkt terörle ilgili yayın yapıyorlar. Bu tür faaliyetlere izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
“ARAP BAHARI EL-KAİDE’YE İLGİYİ AZALTTI”
Oturumun ikinci konuşmacısı AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles De Kerchove, Avrupa’da farklı tipte terörle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Avrupa'da ayrılıkçı düzeyde düşük terör tehditlerinin bulunduğunu belirten Kerchove, zaman zaman aşırı sağ ve sol olaylarının yaşandığını kaydetti.
Avrupa'da çok sayıda düşük düzeyli terör örgütlerinin bulunduğunu, ancak asıl sorunun El-Kaide terör örgütü olduğunu belirten Kerchove, bu örgütün ‘franchising’ sistemi gibi hareket eden odakların bulunduğunu söyledi.
El-Kaide’nin tabanın zayıfladığını belirten Kerchove, “Kahire, Tunus ve diğer ülkelerde Arap Baharı başladığından beri artık insanlar El-Kaide’ye ihtiyaç duymadan seslerini duyurabilmeye başladılar. Daha fazla demokrasi, daha fazla iş ve kalkınma talebinden bulunmaya başladılar. Bağımsız seçimlerle istemeye başladılar.” dedi.
Kerchove, Arap baharının ardından insanların artık bu taleplerini El-Kaide'den değil, özgür seçimler aracılığıyla talep ettiğini söyledi.
“PKK ve DHKP-C AVRUPA’DA KAZANIYOR, TÜRKİYE’DE SUÇ İŞLİYOR”
Türkiye’nin ana sorunlarından olan terör sorununa da değinen Kerchove, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin de Avrupa’da faaliyet gösterdiğini söyledi.
PKK’nın kendilerinin terör listesinde olduğunu belirten Kerchove, PKK’nın Avrupa'da terör örgütü gibi değil suç örgütü gibi hareket ettiğini söyledi.
Kerchove, “Para toplama, kaçakçılık ve haraç almak gibi konularda suç teşkil eden işlerle uğraşıyorlar. Buradan elde ettiklerini Türkiye'de terörizmde kullanıyorlar'.” dedi.
Birçok Avrupa ülkesinin PKK ve bağlantılı gruplara karşı ortak çalışma yapmak üzere terörle mücadele anlaşması imzaladığını belirten Kerchove, Türk yetkililerle stratejik ilişkileri yürütmeye çalıştıklarını kaydetti.
Kendilerine çok fazla suçluların iadesi talebi geldiğinin altını çizen Kerchove, “Bu noktada karşılıklı olarak çalışmamız gerekiyor. Avrupa'ya gelen suçluların iadesi talepleri çok geniş kapsamda ele alınıyor. İade dosyalarında somut kanıtlarla işin özü aktarılmıyor.” dedi.
Terörist tanımı Türkiye'de çok geniş olduğunu savunan Kerchove, kendilerin ifade özgürlüğü olarak tanımlayacakları bir konun Türkiye'de terör faaliyeti olarak lanse edildiğini söyledi.
Oturuma konuşmacı olarak katılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Muammer Türker, terörün bir insanlık suçu olduğunu hiçbir gerekçe ile haklı gösterilemeyeceğini söyledi.
Türkiye’nin bugüne kadar edindiği tecrübelerinden terörü kolluk kuvveti anlayışıyla çözülemeyeceğini anladığını belirten Türker, olayın sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarının ele alınması gerektiğini öğrendiklerini ifade etti.
Güvenlik sorununu çözerken özgürlüklerin kenara atılmaması gerektiğini belirten Türker, “Önemli olan terörün beslendiği ortamların yok edilmesidir. Bu ortamın iyileştirilmesidir. Türkiye’de bu çerçevede adımlar atılmaktadır.” dedi.
Terörün uluslararası kaynaklardan ve ortamlardan acımasızca yaralandığını belirten Türker, Türkiye’nin başındaki en büyük sorun olan PKK’ya karşı uluslararası destek beklediklerini söyledi.
PKK’nın Avrupa’da özellikle eğitim, teşkilatlanma ve finans desteğinin Avrupa'dan sağlandığını belirten Türker, “PKK bu faaliyetleri yaparken uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı ve haraç gibi bir takım suçları da işliyor. Örgüt Türkiye'ye verdiği zarar kadar Avrupa'ya da zarar veriyor.” diye konuştu.
Listesinde terör olarak yer alan ülkelerin daha hassas olmasını beklediklerini belirten Türker, PKK’nın terör eylemlerinin giderlerinin büyük çoğunluğunu Avrupa’da kara para aklama, uyuşturucu ve insan kaçakçılığından sağladığını anlattı. “Bizim topraklarımızda insanlarımızı öldüren örgüt, Avrupa’da o insanlarına yönelik gençleri zehirlenmesine yönelik çalışma yapıyor. Avrupa’da yakalanan 419 terör suçlusunun ülkemize iadesi çeşitli nedenlerle reddedilmiştir. Son 5 yılda Avrupa'dan sadece 7 terör suçlusunun Türkiye'ye iade edilmesi dikkat çekicidir. Terör örgütünün diğer örgütler gibi Avrupa'dan yayın yapan televizyon kanalı vardır. Bunun basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğüyle alakası yok. Direkt terörle ilgili yayın yapıyorlar. Bu tür faaliyetlere izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. PKK’nın yanı sıra DHKP-C kanlı eylemler düzenleyebiliyor. Sayıca az ama toplumda infiale neden olan eylemler yapıyorlar. AB’den yapılan mücadele için destek istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Terör örgütünün diğer örgütler gibi Avrupa'dan yayın yapan televizyon kanallarının olduğuna dikkat çeken Türker, “Bunun basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğüyle alakası yok. Direkt terörle ilgili yayın yapıyorlar. Bu tür faaliyetlere izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
“ARAP BAHARI EL-KAİDE’YE İLGİYİ AZALTTI”
Oturumun ikinci konuşmacısı AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles De Kerchove, Avrupa’da farklı tipte terörle karşı karşıya olduklarını söyledi.
Avrupa'da ayrılıkçı düzeyde düşük terör tehditlerinin bulunduğunu belirten Kerchove, zaman zaman aşırı sağ ve sol olaylarının yaşandığını kaydetti.
Avrupa'da çok sayıda düşük düzeyli terör örgütlerinin bulunduğunu, ancak asıl sorunun El-Kaide terör örgütü olduğunu belirten Kerchove, bu örgütün ‘franchising’ sistemi gibi hareket eden odakların bulunduğunu söyledi.
El-Kaide’nin tabanın zayıfladığını belirten Kerchove, “Kahire, Tunus ve diğer ülkelerde Arap Baharı başladığından beri artık insanlar El-Kaide’ye ihtiyaç duymadan seslerini duyurabilmeye başladılar. Daha fazla demokrasi, daha fazla iş ve kalkınma talebinden bulunmaya başladılar. Bağımsız seçimlerle istemeye başladılar.” dedi.
Kerchove, Arap baharının ardından insanların artık bu taleplerini El-Kaide'den değil, özgür seçimler aracılığıyla talep ettiğini söyledi.
“PKK ve DHKP-C AVRUPA’DA KAZANIYOR, TÜRKİYE’DE SUÇ İŞLİYOR”
Türkiye’nin ana sorunlarından olan terör sorununa da değinen Kerchove, PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin de Avrupa’da faaliyet gösterdiğini söyledi.
PKK’nın kendilerinin terör listesinde olduğunu belirten Kerchove, PKK’nın Avrupa'da terör örgütü gibi değil suç örgütü gibi hareket ettiğini söyledi.
Kerchove, “Para toplama, kaçakçılık ve haraç almak gibi konularda suç teşkil eden işlerle uğraşıyorlar. Buradan elde ettiklerini Türkiye'de terörizmde kullanıyorlar'.” dedi.
Birçok Avrupa ülkesinin PKK ve bağlantılı gruplara karşı ortak çalışma yapmak üzere terörle mücadele anlaşması imzaladığını belirten Kerchove, Türk yetkililerle stratejik ilişkileri yürütmeye çalıştıklarını kaydetti.
Kendilerine çok fazla suçluların iadesi talebi geldiğinin altını çizen Kerchove, “Bu noktada karşılıklı olarak çalışmamız gerekiyor. Avrupa'ya gelen suçluların iadesi talepleri çok geniş kapsamda ele alınıyor. İade dosyalarında somut kanıtlarla işin özü aktarılmıyor.” dedi.
Terörist tanımı Türkiye'de çok geniş olduğunu savunan Kerchove, kendilerin ifade özgürlüğü olarak tanımlayacakları bir konun Türkiye'de terör faaliyeti olarak lanse edildiğini söyledi.