Nabi Avcı'dan küçük öğrenciye destek mektubu

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yerel bir gazetede yazarlık yapan 7. sınıf öğrencisi Zeynep Özgür Can'a kutlama ve destek mektubu gönderdi. Avcı, gönderdiği mektupta küçük kıza dilbilgisi dersi de verdi.

Nabi Avcı'dan küçük öğrenciye destek mektubu
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Van'da 26 Ekim'de gerçekleştirdiği toplu açılış sırasında tanıştığı, kentteki yerel bir gazetede yazarlık yapan 7. sınıf öğrencisi Zeynep Özgür Can'a kutlama ve destek mektubu gönderdi.

İlknur Ilıcalı İlköğretim Okulu 7. sınıf öğrencisi Zeynep Özgür Can, Van ziyaretinde tanıştığı Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya, kentteki yerel bir gazetede yazarlık yaptığını anlattı. Bakan Avcı'nın, gazetedeki yazılarını görmek istediği Can, daha önce kaleme aldığı ve ileri günlerde yayınlayacağı yazılarını bir mektupla Avcı'ya gönderdi.

Bakan Avcı da köşe yazılarını ve mektubunu okuduğu minik öğrenciye cevap mektubu gönderdi.

AA muhabirine, Milli Eğitim Bakanı Avcı'yla tanışma ve mektuplaşma sürecini anlatan Zeynep Özgür Can, Bakan Avcı'nın kendisine karşı gösterdiği ilgiden büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

AVCI'NIN GÖNDERDİĞİ MEKTUP

Milli Eğitim Bakanı Avcı'nın mektubu şöyle:

"Sevgili Zeynep, gönderdiğin yazıları da Vansesi'ndeki "Yalnızız Çünkü..." başlıklı yazını da okudum. Önce seni tebrik ederim. Birincisi, düşüncelerini çok düzgün ve yalın bir anlatımla dile getirdiğin için.. İkincisi, konu seçimindeki genişlik ve çeşitlilik için... Üçüncüsü (bir-iki yerde, dahi anlamına gelen "de" ve "da"ları ayrı yazmayı unutmakla birlikte) yazım kurallarına özen gösterdiğin için... İnşallah bol bol okuyarak, bol bol yazarak bu yeteneğini daha da geliştireceksin. Vansesi gazetesini de, senin gibi genç bir yazar adayının yeteneğini görüp yer verdiği ve sana bir köşe tahsis ettiği için ayrıca kutluyorum. Tabii aileni ve öğretmenlerini de kutluyorum. Bu arada küçük bir uyarıda da bulunmak istiyorum: Bazı genç yazar adayları, özellikle yazıları veya şiirleri yayınlanmaya başladıktan sonra, okumaya daha az vakit ayırmaya başlarlar. Sen sakın bu tuzağa düşme... Okumaya her zamankinden daha fazla vakit ayır. Derslerini de ihmal etmeden, mesela Sezai Karakoç'un denemelerini ve şiirlerini, Sait Faik'in ve Mustafa Kutlu'nun hikâyelerini okumanı özellikle tavsiye ederim. Daha sonra okuyacağın Salâh Birsel'in denemeleri de özellikle kelime dağarcığının zenginleşmesine çok katkıda bulunacaktır.

Ben şimdi Paris'te UNESCO Konferansı'nda olduğum için, gece kaldığımız otele dönünce sana bu mektubu yazabiliyorum. Türkiye'de, özellikle de Ankara'da o kadar yoğun çalışıyoruz ki böyle mektup yazmaya bile fırsat bulamayabiliyoruz. Onun için cevabım gecikti diye üzülmeni istemem.

(Hazır yeri gelmişken: Bak mesela yukarıdaki "Türkiye'de, özellikle de Ankara'da o kadar yoğun çalışıyoruz ki, böyle mektup yazmaya bile fırsat bulamayabiliyoruz." cümlesinde geçen birinci "de"yi bitişik, yani "Türkiye'de" diye yazdım, çünkü bu "de" YER belirtiyor. "Ankara'da" derken de öyle...

Ama mesela "Ankara da, Paris de, Roma da kalabalık başkentler arasındadır" derken, "de" ve "da"ları ayrı yazıyoruz. Zaten sen de bu kuralı yazılarında genellikle doğru uygulamışsın. İşte öğretmenler de böyledir: Her fırsatta illa bir şey öğretmeden duramazlar...)


Sana, ailene, öğretmenlerine, arkadaşlarına çok selam ediyor, gözlerinden öpüyorum."
Kaynak: AA