Hsyk Açıklamasına Katılmayan Üyelerin Gerekçeleri Açıklaması

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) bazı üyeler, Genel Kurul açıklamasına, "Dava konusu iş ya da işlemlerle ilgili Genel Kurul'un kamuoyuna açıklama yetkisi bulunmadığı" gerekçesiyle muhalefet şerhi koydu.

HSYK 3. Daire üyesi Ahmet Karayiğit, HSYK Genel Kurulu tarafından kamuoyuna yapılan duyurunun içerik olarak özde birçok bölümüne katıldığını ancak bazı bölümlerine katılmadığını belirtti.

Yürütme organı tarafından 21 Aralık 2013 tarihli "Adli Kolluk Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair Yönetmeliğin iptali" hakkında yargıya intikal etmiş bir davanın bulunduğunu anımsatan Karayiğit, bu nedenle, "Yargının üst kurulu" niteliğinde olan HSYK'nın bu yönde haklı da olsa görüşünü kamuoyuyla paylaşmasının süreç itibarıyla yanlış anlaşılmaya, tartışılmaya neden olabileceğini belirtti.

Karayiğit, "Geçmiş tarihlerde buna benzer birçok konu ve meselenin kamuoyunda konulup tartışılmasına rağmen HSYK Genel Kurulunca yayınlanmış kamuoyuna bir bildirisinin, bir duyurusunun, bu yönde bir hassasiyetinin olmaması hususlarının da göz ardı edilemeyeceğini" vurguladı.
HSYK 1. Daire Üyesi İsmail Aydın da yönetmelik çıkarma yetkisinin Anayasanın 124. maddesinde "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanacağı kanunda belirtilir" biçiminde düzenlendiğini aktardı.
İdari işlem niteliğinde olan yönetmeliğin anayasa ve yasaya uygunluğunu yetki, amaç, konu gibi açılardan denetleme görev ve yetkisinin de yine anayasanın 125, 155. maddeleri ile 2575 sayılı Danıştay Kanunun 24/c maddesi uyarınca Danıştay'a ait olduğunu belirten Aydın, bu konuda açılmış bir dava bulunduğunu ve Danıştay'ın söz konusu yönetmeliğin yetkili organ tarafından çıkarılıp çıkarılmadığını, düzenlemenin anayasa ve diğer yasal mevzuata uygun olup olmadığını denetleyeceğini ifade etti.

Aydın, Anayasanın 138/2 maddesinde, "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" hükmünün bulunduğunu anımsattı.
HSYK'nın dayanağını oluşturan Anayasanın 159. maddesi ile bu maddeye dayanılarak çıkarılan 6087 sayılı HSYK Kanunu'nun 4 ve 7. maddelerinde de HSYK ile Genel Kurulunun görevlerinin düzenlendiğine değinen Aydın, "Anayasa ve 6087 sayılı yasa hükümleri incelendiğinde dava konusu olan iş ya da işlemler ile ilgili Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kurulunun açıklama yapma yetkisi mevcut değildir" görüşünü savundu.
-"Açıklama yapma gibi bir görevi yok"
HSYK 2. Daire üyesi Halil Koç ve 3. Daire üyesi Rasim Aytin'in ortak muhalefet şerhinde ise Anayasanın 159. maddesi uyarınca, "Kurulun yönetimi ve temsilinin Kurul Başkanına ait olduğu, Başkanın yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebileceği, kurulun ve dairelerin çalışma usül ve esaslarının kanunla düzenleneceği" belirtildi.
HSYK Kanunu'nun 6. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, Kurulu yönetme ve temsil etme görevinin Başkana ait olduğu, anılan maddenin 4. fıkrasında da Başkanın yetkilerinden bir kısmını yazılı olarak Başkanvekiline devredebileceği hükmüne yer verildiği vurgulanan açıklamada, Genel Kurulun kamuoyuna intikal eden olaylarla ve ilgili bakanlıklar tarafından yapılan ve yargıya intikal etmiş bir yönetmelik hakkında kamuoyuna açıklamada bulunma gibi bir görevinin yer almadığı bildirildi.

Açıklamada, "Dolayısıyla basına açıklama yapma, kamuoyuna duyuru gibi görevlerin Kurulu yönetme ve temsil etme görevine sahip Başkana, yetki devri halinde ise Başkanvekiline ait olduğu düşünülmektedir" denildi.
Açıklamada, Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu, 9. maddesinde, yargı yetkisinin, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı, 138. maddesinin ikinci fıkrasında ise hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği, tavsiye ve telkinde bulunamayacağı hükümlerine yer verildiği belirtildi.
Adli Kolluk Yönetmeliğinde yapılan değişikliklerle ilgili Danıştay nezdinde dava açıldığı hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Yapılması düşünülen duyuruda, yargıya intikal etmiş olan yönetmelik değişiklikleri hakkında değerlendirme yapılması ve görüş bildirilmesi yukarıda anılan Anayasa'nın 138. maddesinin ikinci fıkrasının ihlali olacaktır. Diğer taraftan yine yukarıda anılan 6087 sayılı Kanunun, 32. maddesinin 1. fıkrasında, Genel Kurul ve dairelerde görüşülen işlerin tutanağa bağlanacağı ve yapılan işlemlerin bir kararla tespit edileceği, 4.fıkrasında da Kurul tarafından gerekli görülen kararların Resmi Gazete'de, disipline ilişkin kararların ise kişisel verilerin korunması kaydıyla Kurul'un internet sitesinde yayımlanacağı belirtilmek sureti ile hangi kararların yayımlanacağı da belirlenmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla bütün bu anayasal ve yasal düzenlemeler çerçevesince HSYK Genel Kurulu'nun kamuoyunda yargıya ilişkin yapılan tartışmalar ve Adli Kolluk Yönetmeliği değişiklikleri hakkında yapılan değerlendirmelerin kamuoyuna duyurulmasına gerek olmadığı kanaatindeyiz."
(Bitti)
Kaynak: AA